YEREL HABERLER - 26 Şubat 2017 Pazar 10:26

Büyükşehir, damacana su piyasasına giriyor

A
A
A
Büyükşehir, damacana su piyasasına giriyor

Yönetmelik gereği su satış istasyonlarını 31 Mart tarihinden itibaren kapatmak zorunda olan İzmir Büyükşehir Belediyesi, 7.6 milyon liralık yatırım yaparak Bornova Homeros Vadisinden gelen mineralli ve lezzetli kaynak sularını şişeleyecek bir tesis kurdu. Saatte bin 500 damacana kapasiteli tesis, Dünya Sağlık Örgütünün ve AB’nin belirlediği hijyen ve teknikte el değmeden çalıştırılacak. Damacanalar 6 aşamalı iç yıkama işleminden geçirilecek. 19 litrelik “İzmir Su-Homeros”, 6 TL’den satışa sunulacak.

Çiğli’deki Kent Ekmek Fabrikasında dar gelirli vatandaşlara yönelik sağlıklı, besleyici ve ekonomik ekmek üretimi gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediyesi, şimdi de İzmirliler’in evlerine uygun fiyatla kaliteli, sağlıklı ve lezzetli kaynak suyu ulaştıracak. Bornova Homeros Vadisinde yer alan Bedesten ve Deli Süleymanlı kaynak sularını Çamiçi köyünde toplayarak borularla Bornova Kaynak Suyu Dolum Tesisine ulaştıran İZSU, saatte bin 500 damacana kapasite ile 19 litrelik polikarbon damacana dolumu yapılacak tesisteki son hazırlıklarını yapıyor. 7.6 milyon liralık yatırımla tamamlanan tesis, İzmir Büyükşehir Belediyesi Grand Plaza A.Ş tarafından işletilecek. İzmir Halk Sağlığı Müdürlüğünün vereceği iznin ardından üretim resmen başlayacak. Bu arada kaynak suları için marka tescili çalışmaları da tamamlandı. “İzmir Su-Homeros” markasıyla, bayiler aracılığıyla İzmirliler’in evine ulaşacak mineralli, içimi yumuşak ve lezzetli bu suyun satış bedeli 6 TL olarak belirlendi.

El değmeden üretim
Kaynaktan gelen sular, filtrelerden geçirildikten sonra hiçbir kimyasal madde kullanılmadan, ozonlama yapılarak ve el değmeden otomatik şişelenecek. Bayilerden gelecek boş damacanalar ilk etapta gözle kontrol edilecek, çatlak olanlar ayrılacak. Bant üzerine alınan damacanalara hava basıncı verilerek ikinci bir ayıklama daha yapılacak. Dış yıkama bölümünde yine makine aracılığıyla, el değmeden dış yıkamadan geçirilen damacanalar, 6 aşamalı iç yıkama hattına alınacak. Ön yıkama, yıkama, dezenfektanla temizlik, durulama ve son durulma aşamalarının ardından kapaklama, emniyet bandı ve ısı tüneli aşamaları gerçekleştirilecek. En sağlıklı biçimde doldurulan damacanalar, kapak üzerine üretim, son tüketim ve son kullanım tarihi ve seri numarası basılarak dağıtıma hazır hale getirilecek. Hijyen ve teknik olarak İzmir’e örnek olan tesis, Dünya Sağlık Örgütü, AB direktifleri ve Sağlık Bakanlığının İnsani Tüketim Amaçlı Sular Yönetmeliği kriterlerine uygun hizmet verecek.

Kontrol merkezi bile var
Bir kimya ve bir gıda mühendisi olmak üzere 22 personelin görev yaptığı tesiste, kaynak suyunun günlük olarak tahlilinin yapıldığı laboratuvar da bulunuyor. Laboratuvarda suyun kimyasal, mikrobiyolojik değerlerine her gün bakılıyor. Ayrıca kaynak suyunun kaynak noktasından ve tesise girişi öncesi de belirli aralıklarla numuneler alınarak tahlil ediliyor. Hijyene azami önem verilen tesise personelin giriş yapabilmesi için öncelikle ellerini yıkaması ardından otomatik olarak çalışan dezenfektana tutması gerekiyor. Galoş, maske ve bone takmak zorunlu. Ayrıca tesiste suyun ve makinelerin kontrol edildiği bir de SCADA sistemi bulunuyor. Görevliler SCADA merkezinden hem tesisi hem de dolum işlemlerini takip edip makinelerle ilgili bir sorun olduğunda bilgisayarla müdahale etme şansına sahip oluyor.

Su satış istasyonları kapanıyor
Sağlık Bakanlığının İnsani Tüketim Amaçlı Sular Yönetmeliğinde yer alan “kaynak sularının şişelenerek satış yapılması” kararının ardından, İzmir Büyükşehir Belediyesi de Bornova Kaynak Suyu Dolum Tesisini hayata geçirdi. Bu arada İzmir İl Halk Sağlığı Müdürlüğü, İZSU Genel Müdürlüğüne, istasyonlar aracılığıyla su satışı için 31 Mart tarihine kadar izin verdi. İZBETON şirketi tarafından memba suyu satışı yapılan Karşıyaka ve Bornova’daki 8 istasyon, bu tarihten itibaren kapatılacak.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tunceli 29 yıl önce terör saldırısında şehit edilen babasının koltuğuna oturdu Tunceli’nin Nazımiye ilçesinde 29 yıl önce terör örgütü PKK tarafından şehit edilen dönemin Belediye Başkanı Kemal Tekin’in oğlu Ali Emrah Tekin, 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde belediye başkanı seçildi. Tekin, babasının ilkeleri doğrultusunda Nazımiye halkına hizmet etmenin birinci amaçları olduğunu söyledi. Tunceli’nin Nazımiye ilçesinde 3 dönem belediye başkanlığı yapan Kemal Tekin, 7 Nisan 1995’te ilçedeki evinde terör örgütü PKK mensuplarının saldırısı sonucu şehit edilmişti. Aradan geçen 29 yılın ardından oğlu Ali Emrah Tekin, 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde tüm rakiplerini geçerek CHP’den Nazımiye Belediye Başkanı seçildi. Mazbatasını alarak göreve başlayan 41 yaşındaki Ali Emrah Tekin, son seçimlerde Nazımiyelilerin büyük çoğunluğunun kendisini tercih etmesinden mutluluk duyduğunu belirterek, “Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Tabi bu seçimlerin bizim açımızdan şöyle özel bir durumu var. Bir seçim olmasının ötesinde benim ve ailem için farklı bir anlam ifade ediyordu. Şöyle ki 29 yıl önce maalesef terör saldırısı sonucu yine Nazımiye Belediye Başkanlığı görevini yürüten babam şehit edilmişti. Dolaysıyla Nazımiyeli hemşehrilerimiz aradan geçen 29 yıla rağmen tekrar bu anlamda bizi destekleyerek yaşanan bu olaya verdikleri tepkiyi göstermiş oldular. Duygusal anlamda da bizim için önemli bir durumdu” dedi. ’’29 yıl sonra bayrağı teslim aldık’’ Babasından devraldığı görevi layıkıyla yürütmenin gayreti içinde olacağını belirten Tekin, “Babam iyi bir insandı. Her zaman hemşehrilerinin iyiliği, güzelliği anlamında çalışmalar yürüttü. Dolasıyla biz 29 yıl sonra bu bayrağı teslim alarak aynı şekilde, babamın tavsiye verdiği şekilde bu yetkiyi hemşehrilerimizin yararına olacak şekilde kullanmaya devam edeceğiz” diye konuştu. İlçenin küçük ve kısıtlı imkanlara sahip olduğuna vurgu yapan Başkan Tekin, “Bugüne kadar bu kısıtlı kaynakların sebep olduğu borçlanma da söz konusu. Bunların bir şekilde çözülmesi için aday olduk. Bunların hepsinin aşılarak Nazımiyeli hemşehrilerimize daha kaliteli hizmet sunmak adına adaydık adaylığımız başkanlığa dönüştü. Dolayısıyla bütün enerjimizi bundan sonra bu anlamda harcamış olacağız. Hem kaymakamlığımız hem valiliğimizden destek alacağız inşallah. Onun dışında Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden halkçı belediyecilik anlayışı doğrultusunda destek almayı bekliyoruz, umuyoruz. İlçemiz için iki kıymetli değerimiz var. Biri rahmetli Kamer Genç biri de bir önceki genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu. Bu iki değeri var etmiş bir ilçeyiz. Genel başkanımız Özgür Özel’in de desteğiyle ilçemizi yeniden yaşanabilir, tersine göçü sağlayabilecek bir duruma getirmek istiyoruz. Bu anlamda partimizin büyük katkı sunacağını biliyoruz. Onun özgüveni içerisindeyiz” şeklinde konuştu.
Aydın Söke’de balık ağı örme kursları yoğun talep görüyor Aydın’ın Söke ilçesinde hayata geçirilen balık ağı örme kursları Doğanbey ve Serçin’den sonra Güllübahçe’de de 4 yıldır aralıksız devam ediyor. Kadınların meslek edinmelerini sağlamak amacıyla gerçekleştirilen kurslar ise yoğun talep görüyor. Kadınların ev ekonomisine katkı sağlayarak meslek edinmeleri amacıyla hayata geçirilen Balık Ağı Örme Kursu, Aydın’ın Söke ilçesinde devam ediyor. Geçtiğimiz yıllarda Söke’nin Doğanbey ve Serçin Mahalleleri’nde Halk Eğitim Merkezi ile Aydın İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinin işbirliği ile gerçekleştirilen kursların ardından 4 yıl önce Güllübahçe’de de başlatılan Balık Ağı Örme kursu aralıksız devam ediyor. Kadınlara yönelik faaliyete geçirilen Balık Ağı Örme Kursu’nda kadınların meslek edinmeleri ve aile ekonomisine katkıda bulunmaları hedef alınırken, Güllübahçe Mahallesi kadınları da kurslara yoğun talep gösteriyor. Konu ile ilgili Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada “Güllübahçe’de Balık Ağı Örme Kursu 4 yıldır devam ediyor. Söke Güllübahçe’de kadınlara yönelik ağ örme kursu, Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürlüğü, Söke İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Söke Halk Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde 2020 yılından bu yana peyder pey açılan kurslarla devam ediyor. Kurs Hocası Neşe Sarıkurt’un katkılarıyla ’Kadınlara Yönelik Balık Ağı Örme Kursu’nda bir çok kadın meslek sahibi oldu. Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü ve Su Ürünleri Mühendisleri kursu ziyaret ederek, yapılan çalışmalarla ilgili fikir alışverişinde bulundu" ifadeleri yer aldı.
İstanbul BTM girişimi Almanya’dan yatırım aldı Otomotiv endüstrisinde kalite kontrolü yapay zeka destekli kameralarla sağlayan Academic Sight, otomasyon sektörünün önde gelen firmalarından Alman Robodex’ten yatırım aldı. Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) girişimlerinden Academic Sight’a Almanya’dan yatırım geldi. Otomotiv endüstrisinde gerçekleştirilen manuel insan gözlemine dayalı kalite kontrol sistemlerini, yapay zeka ile insan gözleminden kamera gözlemine taşıyan program geliştiren Academic Sight’a Almanya’da otomasyon sektöründe faaliyet gösteren Robodex firması yatırım yaptı. Yatırım tutarı hakkında bilgi verilmezken, Robodex ile gerçekleştirilen işbirliğinin, maddi yatırım ve Academic Sight’ın Almanya’da yeni bir marka oluşturmasını kapsadığına dikkat çekildi. Alınan yatırım hem maddi hem de ayni olarak gerçekleşeceğini belirten Academic Sight Kurucu Ortağı Bünyamin Bingöl de yaptığı açıklamada, “Ayni yatırım yeni marka oluşturulması ve Almanya’daki tüm operasyonel maliyetlerin karşılanmasını kapsıyor. Bu işbirliği sayesinde Almanya başta olmak üzere Avrupa’daki varlığımızı güçlendirecek ve yapay zeka destekli dijital dönüşüm teknolojileri alanında daha fazla firmaya ulaşabileceğiz. Bu yatırım hem Academic Sight’ın büyüme yolculuğunda bir dönüm noktası hem de Almanya’daki endüstriyel firmaların kalite kontrol süreçlerine dijital bir çözüm sunma imkanı oluşturuyor” dedi. BTM sayesinde birçok yatırımcı ulaştı BTM kapsamında daha fazla network ve iş olanağının kendilerine ulaştığını kaydeden Bingöl, “Bu kapsamda çok değerli görüşmeler sağladık ve işimizi tanıtma konusunda BTM’nin bize çok fazla desteği oldu. Almanya menşeili teknoloji firması Robodex ise vizyonumuzu ve potansiyelimizi tanıyarak bize önemli bir yatırım yaptı” diye konuştu. Academic Sight’ın geliştirdiği program, presten çıkan parçaların yüzeylerinde bulunan çizik, göçük ve yırtık gibi yüzey kaynaklı kalite kusurlarının insan gözüyle değil, yapay zeka destekli kameralarla tespit edilmesine olanak sağlıyor.
Sakarya SETA Genel Koordinatörü Duran: “Terörün tamamen biteceği bir sürece girdik” ’Küresel Belirsizlik Çağında Türk Dış Politikası’ konulu söyleşiyle SUBÜ Konuşmaları’nın 71’inci konuşmacısı olan SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, Türkiye ve Irak arasında yeni bir dönemin başlayacağına işaret etti. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın 71’inci konuşmacısı ‘Küresel Belirsizlik Çağında Türk Dış Politikası’ konulu söyleşiyle Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran oldu. Moderatörlüğünü SUBÜ Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinan Esen’in üstlendiği söyleşide; bölgesel bazlı yaşanan çatışma ve gerilimler, sürekli değişen dengeler, siyasi konjonktürdeki dalgalanmalar ve Türkiye’nin yürüttüğü diplomatik müzakereler ile dış politikasındaki muhtemel rotalar konuşuldu. “Hem sert hem yumuşak güç” Dünyada belirsizlikler ve bir dizi krizle boğuşulan bir süreçten geçildiğini kaydeden Duran, “Özellikle pandemiden sonra Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş durumu Batı ve Rusya arasındaki gerginliği artırdı. Amerika Birleşik Devletleri ve Çin başta olmak üzere büyük güçler arasındaki rekabetler hızlandı. Aralarında Türkiye’nin de olduğu yükselen güçler ise kendi inisiyatiflerini oluşturdu. Böyle bir dönemde çok sayıda kriz ve çok sayıda riskin olması, dünyadaki düzenin bozulmuş olmasının başlıca faktörleri. Dış krizlerle boğuşan ve aynı zamanda iç türbülanslara cevap vermeye çalışan Türkiye, dünyadaki değişeme de güçlü bir şekilde adapte oldu. Bundaki en önemli etken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü liderliğidir. Türkiye hızlı hareket edebildiği için krizlere etkili cevaplar verebiliyor. Bu durumu örnekleyecek olursak; Türkiye, Suriye ve Irak’ta tampon bölge oluşturdu. Yine Libya’da iç savaşı durduran askeri bir varlığı oldu. Somali’de Türkiye bir askeri varlık göstererek oranın istikrarına ve ticaretine katkı vermeye çalışıyor. Bu örnekleri ortaya koyduğumuzda şu görünüyor ki Türkiye sert gücünü ve yumuşak gücünü aynı anda kullanabilen bir ülke. Türk Hava Yolları, Yunus Emre Enstitüsü, Türk İş Birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı (YTB) gibi kuruluşlarıyla yumuşak gücünü de kullanıyor. Bu şekilde Türkiye ‘Akıllı Güç’ denilen bir konumu üretmeye çalışıyor” dedi. “PKK’yı bitirecek bir sürece girdik” İzleyicilerden gelen “Cumhurbaşkanı ile Savunma Bakanı Güler’in, yaz aylarında terörün biteceğine yönelik ifadelerini nasıl değerlendirebiliriz?” sorusunu cevaplayan Duran, “Türkiye 2016’dan sonra PKK’nın Suriye ve Irak’ta bir terör koridoru oluşturmasını engellemekle ilgili çok açık ve net bir proaktif politika izliyor. Bu politika akabinde Türkiye’de terör olaylarının ortadan kalktığı, terörün varlığının çok büyük ölçüde yok edildiği bir döneme geldik. Özellikle Irak ve Suriye’deki askeri varlığımız ve operasyonlarımızla bu süreci destekledik. Bu sadece bizim çabamızla olacak bir şey değil. Biz 10-12 kilometrelik bir derinliğe girdik. 30-40 kilometre daha girmemiz gerekecek ama bu da yetmiyor. Çünkü biz girdikçe terör örgütü geri çekilerek konumlanıyor. Bu konuyla ilgili hem Bağdat hem Erbil ile görüşmeler devam ediyor. Bu görüşmelerin sonucunda terör örgütünün ortadan kalkacağı bir düzlem oluşturulmak isteniyor. Terörün yanı sıra Türkiye ve Irak arasında kalkınma ve ekonomik odaklı iş birliklerinin de yürütüleceği bir döneme girdik” diye konuştu.