YEREL HABERLER - 17 Ocak 2017 Salı 12:11

Çamur deryasına dönen Ayrancılar’da İZSU isyanı

A
A
A
Çamur deryasına dönen Ayrancılar’da İZSU isyanı

İzmir’in Torbalı ilçesinin en kalabalık mahallesi Ayrancılar’da, İzmir Büyükşehir Belediye Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) Müdürlüğünce sürdürülen altyapı kazıları onarılmadan terk edilince cadde ve sokaklar çamur deryasına döndü. Günlük hayatı çamurlar nedeniyle çileye dönüşen vatandaşlar ise duruma tepki gösterip pankart açtı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğünce (İZSU), Torbalı ilçesine bağlı Ayrancılar Mahallesinde sürdürülen altyapı çalışmalarında, iddialara göre 70 kilometreyi aşan cadde ve sokaklar onarılmadan terk edildi. İZSU çalışmalarını tamamlamayınca, sokaklarda çamur deryasını döndü. Günlük hayatları kabusa dönen mahalle sakinleri durumu pankartlarla protesto ederken, muhtarlar da peş peşe açıklamalar yaptı. Türkmenköy Mahallesi Muhtarı Ali Çılgın, belediyenin yaptığını, diğerinin bozduğunu, büyük bir şaşkınlık içinde gelişmeleri izlediklerini belirtti. Çılgın, "Torbalı Belediyesi yazın bütün sokak ve caddelerimizi asfaltladı. İlk kez çamursuz, sorunsuz bir kış geçireceğiz derken Torbalı Belediyesi’nce yapılan asfaltlar, parke taşları söküldü ve İZSU tarafından altyapı çalışmaları başlatıldı. Sokak bağlantıları yapılmayınca her şey olduğu gibi kaldı. Çocuklar okula, vatandaşlar çarşıya çıkamaz oldu. Evlerin içlerine kadar çamurda kaldık. Büyükşehir Belediyesi soruna acil çözüm bulsun” şeklinde konuştu.

"Yazıktır günahtır paralarımız boşa gidiyor"
Fevzi Çakmak Mahallesi Muhtarı Süleyman Yıldırım ise bölgede herhangi bir altyapı sorunu olmadığını, kanalizasyon ve su şebekesinin bölgenin 50 yıllık ihtiyacını karşılayacak düzeyde olduğunu buna rağmen İZSU’nun alt yapı çalışmalarında ısrar ettiğini öne sürerek "Buranın altyapı sorunu yoktu. Mahallenin kuruluşundan beri buradayım her kaldırım taşını bilirim. Bu bölgenin 50 yıllık altyapı meselesi zaten daha önce çözülmüştü. Şimdi Torbalı Belediyesi yıllar sonra buraları toparladı. Her tarafı onardı. Asfalt döktü, parke taşlarını döşedi. Çok mutlu olduk derken intikam alır gibi başka bir belediye girdi her şeyi yerle bir etti. Üstelik onarmadılar, şimdi çamur içinde kaldık. Yağışlarla birlikte ne sosyal hayatımız, ne ticaretimiz kaldı. Yazıktır günahtır paralarımız boşa gidiyor” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.