SAĞLIK - 23 Ekim 2018 Salı 08:42

Diyabetik Ayak Birimi, 2 bin hastayı tedavi etti

A
A
A
Diyabetik Ayak Birimi, 2 bin hastayı tedavi etti

İzmir’de bulunan Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi Diyabetik Ayak Birimi, iki yılda 2 bine yakın hastayı tedavi etti.

İzmir’de bulunan Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi Diyabetik Ayak Birimi, iki yılda 2 bine yakın hastayı tedavi etti. Ayağı kesilme noktasına ulaşan bazı hastalar tedavi olduktan sonra yürüyerek hastaneden çıkarken, birim uzmanları diyabetik ayağın tekrarlamaması için hastanın dikkat etmesi gereken konularda da eğitim veriyor.


Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi Diyabetik Ayak Birimi, diyabet hastalarının korkulu rüyası diyabetik ayak konusunda hastaları tedavi ediyor. İki yıl önce kurulan birim, şimdiye dek 2 bine yakın hastayı tedavi etti ve diyabetle yaşam konusunda eğitimler verdi. Birimde tedavi olan bazı hastalar, ayağı kesilme noktasındayken hastaneye başvurduklarını, tedavilerinin ardından sağlıklarına kavuştuklarını söyledi.


Hastane Başhekimi Uzman Dr. Esra Duğral, "Diyabetik Ayak Birimi, hastanemizin en çok talep edilen bir kliniği. Diyabet tek başına bir hastalık değil. Tüm sistemleri etkileyen bir hastalık. Hastalarımız geldiğinde, biz onlara diyabetle ilgili de bilgi veriyoruz. Sadece ayaklarını tedavi etmiyoruz, diyabetle yaşamayı da öğretiyoruz. Çünkü eğer buradan çıktıklarında yanlış bir hayat tarzına dönerlerse ayaklarında yine yaralar olabiliyor. Kliniğimiz 2016 yılında açıldı. İki yılda 2 bine yakın hastamız tedavimiz oldu. Ayağının kesilmesini engellediğimiz hastalarımız da var. Buraya diyabetle yaşamayı öğrenmek için de gelebilirsiniz, diyabetten dolayı ayaklarınızda yara oluşmuşsa onun için de gelebilirsiniz" dedi.



"Öncelikli hedefimiz yarayı iyileştirmek"


Diyabetik Ayak Birimi Sorumlusu Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İbrahim Karagülle de diyabet hastalığı olan veya ayağında yara gelişmiş olan hastaların birime başvurduklarını kaydetti. Op. Dr. Karagülle, "Eğer yatarak tedaviyi uygun görüyorsak, hastayı yatırıyoruz. Bizim öncelikli hedefimiz yarayı iyileştirmek. Çünkü diyabetik ayak yaraları, ayağın ya da parmağın kesilmesine kadar giden bir süreci içeriyor. Birçok hastamız, ayağını veya parmağını kaybedecekken tedavisini olup gidiyor ve bu bizleri mutlu ediyor" diye konuştu.



"Ayağı kesilecekken iyileştirdiğimiz hastalarımız var"


Diyabetik Ayak Birimi Pratisyen Dr. Oya Karabulut da diyabetik ayak tedavisinin bir ekip işi olduğunu belirterek şunları söyledi:


"Hastanın katkısı olmadan iyileşme mümkün değil. Hasta, kendi hastalığının gereklerini yapmazsa, tedavisine dikkat etmezse doktorun başarılı olması mümkün değil. Hasta, bu konuda mutlaka eğitimini alacak, kan şekerini sabit tutacak, diyetine dikkat edecek, ayağının bakımını yapacak. Biz burada birden fazla birimle birlikte çalışıyoruz. Türkiye’de diyabet hastası çok fazla. Hastaların bazıları, diyabet olduklarını ayaklarında yara çıktıktan sonra fark ediyorlar. Buraya geldiklerinde hastaların tahlillerini yapıyoruz. Bu grip gibi bir hastalık değil. İyileşse bile tekrarlayabilir. Damarlar ve sinir uçlarında hasar olduğu için hasta tamamen iyileşti demek çok doğru değil. Yarası kapanıyor ama bir süre sonra başka bir yerde yara açılabiliyor. Hasta ayağının bakımlarını yaparsa, uygun ayakkabıyı, çorapları kullanırsa bu süre uzar. Ama hiçbir hastayı taburcu ederken, ‘bir daha bu yara açılmayacak’ diyemeyiz. Burada ayağı kesilecekken iyileştirdiğimiz hastalarımız var ama her hastanın öncelikle alması gereken şey eğitim."



"Dikkat etmeyen sonuçlarına katlanıyor"


47 yaşındaki Diyabetik Ayak Hastası Selim Yıldırım, "Şeker hastasıyım. Daha sonra enfeksiyon yükselmesinden diyabetik ayak oldum. Enfeksiyon bedende bir patlak veriyor. Buna dikkat etmek lazım. Etmeyen de, sonuçlarına katlanıyor. Uzun süre ayağımın üzerine basamadım. Çünkü acı ve ağrı çekiyorsun. Şuurumun bile kapandığı oldu. Ben ikinci kez diyabetik ayak oldum. Bu, başınız ağrıdığında hap içerek geçecek bir şey değil. Benim ayağım kesilmekten kurtuldu. Şu an kendimi çok iyi hissediyorum" ifadelerini kullandı.


56 yaşındaki Can Niyazi Özkan da diyabetik ayak nedeniyle daha önce başka bir hastanede parmağının kesildiğini ve bir süre sonra yeniden diyabetik ayak olduğunu ifade ederek, "Bu hastalık sebebiyle başka bir hastanede bir parmağım kesildi. Sonra ayağımda iltihap oluştu ve bu yüzden ayağımın tabanı eridi. Hastane hastane dolaştım ve en sın buraya geldim ve tedavim devam ediyor. Şu anda ayağımın kesilme riski ortadan kalktı" diye konuştu.



"Buradan çıktığımda koşturmayı düşünüyorum"


53 yaşındaki Erdem Bayhun da, şöyle konuştu:


"İki ayağımda birden yara var. Başka hastanede iki parmağımı kaybettim. Daha sonra yaralar tekrar açıldı. Tesadüfen buraya geldim. Çok şükür 55 gündür buradayım ve şimdi iyiyim. Üç yıldır bu hastalıkla mücadele ederken bu işin ustası olan yeri bulduk. Böyle yerleri bilmeyen, ayaklarını kaybeden çok sayıda insan vardır. Ben uzun süre yürüyemedim. Üç yıldır çalışamıyorum. Buradan çıktığımda koşturmayı düşünüyorum. Yürümeyi çok severim. Buradan çıkarken merdiven kullanacağım."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Grup Başkanvekili Akbaşoğlu: “Bugünün önemine uygun olarak bir görüşme oldu ve bayramlaşıldı” AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in TBMM’de görüşmesi hakkında “Bugünün önemine uygun olarak bir görüşme oldu ve bayramlaşıldı” dedi. AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Özel’in görüşmesi hakkında gazetecilerin sorularını cevapladı. Akbaşoğlu görüşme ile ilgili, “Bu konuyla ilgi tabi ki daha önceden de kamuoyuna yansıyan bir talep söz konusuydu. Bu sene inşallah yerine gelmiş olacak. Karşılıklı olarak görüşüp netleştirilecek. Bugüne ilişkin bir resepsiyon. Milli egemenliğin tecelligahı olan meclisimizin 104’üncü yaşında hep beraber burada güzel bir ambiyans oluşturduk. Bütün milletimizin temsilcileri bu birlikteliği ortaya koydu. Cumhurbaşkanımızın resepsiyona teşrifleri ile hep beraber, bütün milletvekilleri ve davetliler ile Cumhurbaşkanımız bir araya geldiler. Daha sonra da içerideki odada değerli siyasi partilerimizin genel başkanları ve temsilcileri ile görüştü. İçeride milletvekillerimiz, CHP Genel Başkanı, Hüda-Par Genel Başkanı, DSP Genel Başkanı AK Parti Grup Başkanı, Meclis Başkanvekillerimiz ve Meclis Başkanımız tabi ki, MHP Grup Başkanvekili vardı. Bugünün önemine uygun olarak bir görüşme oldu ve bayramlaşıldı” şeklinde konuştu.
Çorum Trafik kazası, 4 yaşındaki Zeynep’i ailesinden ayırdı Çorum’un Alaca ilçesinde iki otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 1 çocuk hayatını kaybederken, 4 kişi de yaralandı. Kaza, Çorum-Yozgat karayolunda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Yozgat istikametinden Çorum’a seyir halinde olan Mustafa Fansa (51) yönetimindeki 31 U 3003 plakalı otomobil ile Muhammed Y. idaresindeki 19 ACH 630 plakalı otomobil Boğaziçi köyü kavşağında çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle Fansa yönetimindeki otomobil yol kenarında bulunan tarlaya uçtu. Yoldan geçen sürücülerin ihbarı üzerine olay yerine polis ekiplerinin yanı sıra 112 ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Kazada sürücü Mustafa Fansa ve araçta bulunan Muhammed Emin Fansa (17), Emine Fansa (42), Yunus Emre Fansa (10) ve Zeynep Fansa (4) yaralandı. Yaralılardan 4 yaşındaki Zeynep, sağlık ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Olay yerinde ilk müdahalesi yapılan yaralılar Alaca Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Yaralılardan Emine Fansa, Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Kazanın ardından Muhammed Y., araçla olay yerinden kaçtı. Bölgedeki kameraları inceleyen polis ekipleri kaçan sürücüyü Yıldızhan Mahallesi Edebali Sokak’ta terk edilmiş halde buldu. Yaptıkları çalışmalar sonucu Muhammed Y.’ye ulaşan polis ekipleri sürücüyü gözaltına aldı. Depremzede olduğu öğrenilen Fansa ailesinin Çorum’da görev yaptığı öğrenildi. Kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
Ankara Emre Belözoğlu: “Sosyal medya lağım çukuru” MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, “Sosyal medyanın benim için hiçbir anlamı yok. Gerçek olduğunu düşünmüyorum. Hiçbir karşılığı olmadan bir lağım çukuru olduğunu düşünüyorum” dedi. Ziraat Türkiye Kupası Yarı Final ilk maçında MKE Ankaragücü, konuk ettiği Beşiktaş ile golsüz berabere kaldı. Maçın ardından düzenlenen basın mensuplarına açıklamalarda bulunan MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, bütün futbolcuları ile gurur duyduğunu belirterek, “Bugün Beşiktaş’a net bir üstünlük kuran oyuncu grubum vardı. İnşallah finale çıkan takım oluruz. Bu takımın çok daha iyi yerleri hak ettiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Üzgün olduğu tarafları açıklayan Belözoğlu, sezon genelini değerlendirerek, “Skorlar gelmedi. Çok fazla beraberlik var. Ama yine de oyuncu arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” diye konuştu. "Bu takımın ligde sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum" Sarı-lacivertlilerin teknik patronu, skor üretemediklerinden dolayı üzgün olduklarını kaydederek, şunları söyledi: “Lige hemen döneceğiz. Ligde de kendimizi sağlam pozisyona alacak skorlara ihtiyacımız var. Bu takımın sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum. Taraftarlarımıza, oyuncularıma teşekkür ederim. Skor gelmedi ama oyun anlamında çok yüksek bir dominasyon vardı.” "İnşallah Morutan’ın büyük bir sakatlığı yoktur" Maçta sakatlanarak oyundan çıkmak zorunda kalan Morutan ile ilgili konuşan Belözoğlu, "İnşallah Morutan’ın büyük bir sakatlığı yoktur. Tendonda bir kopma varsa o zaman altı ayı bulur. Ümit ediyorum öyle bir haber almayız. Böyle bir şey inşallah yaşamaz. Ama yaşarsa da çok iyi dönebilecek karaktere sahip bir oyuncu" dedi. “Sosyal medya lağım çukuru” Bir basın mensubunun, ‘MKE Ankaragücü futbolcularının sosyal medyada eleştirildiğini’ söylemesi üzerine, Belözoğlu, şu ifadelere yer verdi: “Sosyal medyanın benim için hiçbir anlamı yok. Gerçek olduğunu düşünmüyorum. Hiçbir karşılığı olmadan bir lağım çukuru olduğunu düşünüyorum sosyal medyanın. Alex bugün elinden geleni yapmaya çalıştı. Ben bir oyuncu transfer ederken, ondan bir performans bekleyerek ediyorum. Bugün performansında eleştirilecek bir şey bulamıyorum. Benim adıma sosyal medyanın hiçbir karşılığı yok. Bizim ailemize küfür edecekler, biz şikayetçi olduğumuzda bize yalvaracaklar yok öyle bir dünya. Bu ülkede, bu düzelmedikten sonra benim oyuncum ve ben mücadele etmek zorundayız. Sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.”