MAGAZİN - 20 Ağustos 2018 Pazartesi 12:00

Dünyaca ünlü makyaj fenomeni Thuy Le, İzmir’de güzelleşti

A
A
A
Dünyaca ünlü makyaj fenomeni Thuy Le, İzmir’de güzelleşti

Makyaj ve moda konularında çektiği videolarla dünya çapında ünlenen 26 yaşındaki Instagram fenomeni ve Youtuber Thuy Le, estetik operasyon için İzmir’i seçti.

Makyaj ve moda konularında çektiği videolarla dünya çapında ünlenen 26 yaşındaki Instagram fenomeni ve Youtuber Thuy Le, estetik operasyon için İzmir’i seçti. Türkiye ve İzmir’e hayran kaldığını anlatan Le, "İzmir hem sağlık hem de tatil için gelinebilecek çok güzel bir şehir" dedi. 1 milyon takipçisi olan Le, Avrupalılar’ı Türkiye’ye davet etti.


Makyaj ve moda alanlarında çektiği video ve fotoğraflar ile gündem olan İngiliz vatandaşı Thuy Le, estetik ameliyatı için İzmir’i tercih etti. Estetik ve Plastik Cerrah Prof. Dr. Yiğit Özer Tiftikcioğlu tarafından başarıyla gerçekleştirilen meme büyütme ameliyatının ardından İzmir’in Urla ilçesinde tatile çıkan Thuy Le, ameliyat sonrası çektiği videolarda Avrupalılar’ı Türkiye’ye ve İzmir’e davet etti. Özellikle İzmir’in hem sağlık, hem de turizm amaçlı gelinebilecek güzel bir şehir olduğunu söyleyen Le, "İzmir’e hayran kaldım" diye konuştu. Sosyal medyada ‘Xthuyle’ ismiyle bilinen Le, her gittiği ülkede gündem konusu oluyor. Le’nin Instagram’da 1 milyon, Youtube’da ise 223 bin abonesi bulunuyor.


Estetik ve Plastik Cerrah Prof. Dr. Yiğit Özer Tiftikcioğlu, Türkiye’nin sağlık turizmi açısından çok önemli bir ülke olduğunu söyledi. Gerek kamu gerekse özel sektörün çabalarıyla sağlık turizmi kapsamında her yıl yurt dışından daha fazla kişinin Türkiye’ye geldiğini ifade eden Prof. Dr. Tiftikcioğlu, "Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız tedavi için uzun yıllardır ülkemize geliyor. Yabancılar, son yıllarda sağlık turizmi kapsamında ülkemize daha sık gelmeye başladı" dedi.


Türkiye’nin özellikle burun estetiği konusunda dünyadaki öncü ülkelerden bir tanesi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Tiftikcioğlu, "Yurt dışında yaşayanlar, meme estetiği, vücut şekillendirme operasyonları için sıkça ülkemize geliyorlar. Ortadoğu ve Balkanlar’da yaşayanlar ise ülkelerinde çözüm bulamadıkları sağlık problemleri için ülkemizi tercih ediyorlar. Türk Plastik Cerrahisi, dünyadaki önemli plastik cerrahi ekollerinden bir tanesidir. Dünyada ilk sıradaki 5 ülkeden biri olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Uluslararası bilimsel yayınlarda Türkiye’den her zaman bilimsel makaleler yayınlanmaktadır. Uluslararası toplantılarda Türkiye’deki uzmanların yaptığı konuşmalar her zaman vardır ve dikkat çekmektedir. Türk Plastik Cerrahisi, Dünyada saygın bir yere sahiptir" diye konuştu.



"En önemli sebebi iyi cerrahi yapılıyor ve iyi sonuçlar alınıyor olmasıdır"


Türkiye’nin estetik operasyonlarda Avrupa’ya göre bir fiyat avantajı olduğunu; ancak yabancıların ülkeye gelip ameliyat olmasının asıl sebebinin bu olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Tiftikcioğlu, "Yabancıların Türkiye‘ye gelip ameliyat olmasının asıl sebebi bu değil. Biz bu konuda ucuz bir destinasyon değiliz. Çok daha ucuz ülkeler var. Oralara gitmeyip bizi tercih etmelerinin en önemli sebebi; iyi cerrahi yapılıyor ve iyi sonuçlar alınıyor olmasıdır. Zaten kendi ülkelerinde çok meşhur olan ya da maddi durumu çok iyi olan kişileri de zaman zaman ameliyat ediyoruz. Bu kişiler bu ameliyatları kendi ülkelerinde rahatlıkla olabilirler. Türkiye’ye bu konuda iyi olduğumuz için geliyorlar. Türkiye’nin çok iyi yetişmiş bir hekim gücü var. Doğru stratejilerle Türkiye sağlık turizminde Avrupa ve çevremizdeki komşu ülkeler için rahatlıkla lider ülke olabilir. Sağlık turizmi için ülkemize gelenler döviz cinsinden harcama yapıyorlar. Sağlık turizminin geliştirilmesinin ülkemizin ekonomi açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Küçükçekmece Belediyesi’nden kentin belleğine anlamlı katkı Küçükçekmece Belediyesi, ilçedeki mahallelerinin zengin kültürel dokusunu, tarihini ve gündelik yaşamını anlatan özel bir kitap serisini, düzenlediği lansman ile kamuoyuna tanıttı. Küçükçekmece Belediyesi, ilçedeki mahallelerinin zengin kültürel dokusunu, tarihini ve gündelik yaşamını anlatan özel bir kitap serisini, düzenlediği lansman ile kamuoyuna tanıttı. Küçükçekmece Belediyesi kültür yayınları kapsamında literatüre kazandırılan “Benim Semtim, Benim Mahallem” isimli 6 ciltlik kitap serisinin lansmanı, Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Tanıtım toplantısına, Proje Koordinatörü Hakkı Zariç, Yazar Kübra Yeter, Gazeteci- Yazar Özlem Temena, Küçükçekmece Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç, mahalle muhtarları, kitaba katkı sunan mahalle sakinleri ve çok sayıda Küçükçekmeceli katıldı. Belediye kütüphanelerinde de yerini aldı Küçükçekmece’deki 21 mahallenin renkli hikayelerini, sıcak komşuluk ilişkilerini, tarihi ve kültürel mirasını gelecek nesillere aktarmak için oluşturulan “Sefaköy, Fatih, Halkalı, İkitelli, Cennet, Kanarya” isimli kitapların yazarlığını, Kübra Yeter, Hakkı Zariç, Cenk Kolçak, Özlem Temena, Rojhat Turgut yaptı. ‘Benim Semtim, Benim Mahallem Küçükçekmecem’ isimli envantere, Küçükçekmece Kütüphanelerinden de ulaşılabilir. “Kentin geçmişini bilmek, o kentle bağ kurmamızı sağlıyor” Küçükçekmece Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç, “Oturduğumuz yerin geçmişini bilmek o yerle bağ kurmamızı sağlıyor. Bu kitabı kentin geçmişini ve hikayesini gelecek nesillere aktarma konusunda çok önemsiyoruz. Küçükçekmece’ye baktığımızda eski bir ilçe. Banliyönün olduğu kilometre 24’ün olduğu bir ilçe. Bu hat olduğu için şehir içi sayılacak bir yer. Biz Küçükçekmece’de göl ile başlayarak, kentin envanterini çıkarttık. Küçükçekmece’deki kuş türlerinden, tarihi eserlerine, edebiyatından, Osmanlı belgelerine ve burada yaşamış önemli isimlere kadar pek çok alanda 23 adet kitap hazırladık. Biz aslında bu envanterlerle, Küçükçekmece’de kültür müdürlükleri sadece konser, tiyatro yapmaz dedik. Siz Küçükçekmeceliler olmasaydı böyle bir şey hazırlamak mümkün olmazdı. Emeği geçen yazarlarımıza ve sizlere, Belediye Başkanımız Kemal Çebi ve şahsım adına teşekkür ederim” diye konuştu. “Küçükçekmece’nin edebiyatımıza, sinemamıza birçok katkı sunduğuna şahit olduk” Proje Koordinatörü, Yazar Hakkı Zariç ise, “Bu kitapları hazırlarken Küçükçekmece’de sahaya indiğimizde çok fazla şeyle karşılaştık, anlatamayacağım kadar çok hikaye birikti içimizde. Muhtarlarımız ve mahallelerimizin yerlileriyle bu mahallelerin geçmişini, sevincini, mutluluklarını, üzüntülerini, acılarını konuştuk. Yeri geldi acının belleğini de oluşturduk. Buradan yolu geçmiş önemli edebiyat isimlerine, yönetmenlere yer verdik. Küçükçekmece’nin bir yaşam ve kültürel zenginlik sunduğu gibi edebiyatımıza, sinemamıza, sanatımıza da birçok katkı sunduğunu görüyoruz. Biz de bu kitaplarda bunu sizlerle paylaştık. İyi ki Küçükçekmecelilerle tanıştık. Bize kültürel, kişisel, entelektüel alanda çok şey kattılar. Çok teşekkür ederiz” dedi. “Her defasında farklı bir renge ulaştık” İkitelli ve Cennet kitaplarının yazarı Özlem Temena ise, “ Bu proje bize ilk geldiğinde Küçükçekmece Belediyesi bize bir yumak verdi. Biz o yumağı sara sara her seferinde farklı bir renge ulaştık. Biz aslında bu renkleri dokuyan birer insandık. Bu ortaya çıkan renkli tablodan çok mutluluk duyuyorum. Hikayelerini bizimle paylaşan mahalle sakinlerine ve Belediye Başkanı Kemal Çebi’ye teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. “Mahalleliyle bir araya geldik, kıymetli insanlar tanıdık” Fatih ve Kanarya Mahallesi kitaplarının yazarı Kübra Yeter, “Fatih Mahallesi’ne geldiğimizde hikayeye nerden başlayacağımı bilmiyordum. Muhtarlarımızla görüşmeye başladık. Mahalleliler, Menekşe’nin Fatih’in nasıl canlı bir yer olduğu, nasıl sosyal bir yer olduğu, kadınların çocukların sokaklarda özgürce gezebildikleri bir yer olduğunu anlattı bana. Fatih’te Menekşe’de mahalle kültürünün geride kaldığını düşünürken, bu kültürün hala yaşatıldığına, komşuluk ilişkilerinin güzelliğine şahit olduk. Benim için çok kıymetli anlardı. Hepinize teşekkür ediyorum” diyerek duygu ve düşüncelerini paylaştı.
İstanbul Uzmanlardan "Seçim psikolojisi" uyarısı: "Yatıştırıcı davranmak faydalı olacak" Seçim süreci ile sonuçlarının seçmen ve adaylar üzerinde psikolojik etkilerine ilişkin konuşan Uzm. Klinik Psikolog Aybige Üstüner, “Kişi birçok duyguyu beraber hissedebilir; öfke, panik, kaygı gibi, insanlar belirsizlikten dolayı heyecanlanıyor, çok ciddi sağlık sorunları yaşanabiliyor. Bir seçim olduğunu, hep olacağını kabul etmek, yatıştırıcı davranmak çok daha faydalı olacak. Büyük şehirlerin adayları daha çok biliniyor, daha fazla sorumluluk hissediyor olabilirler. Bir kazanan olacak, kaybeden kişilerin üzülmeleri, bir şeylerin sonu gibi düşünmeleri ilk noktada normal fakat 1-3 aydan daha fazla sürüyor olması normal değil” dedi. Seçim süreci ile sonuçlarının seçmen ve adaylar üzerinde psikolojik etkiler oluşturduğunu belirten uzmanlar, pazar günü gerçekleştirilecek 31 Mart yerel seçimleri öncesi uyardı. Biruni Üniversite Hastanesi’nden Uzm. Klinik Psikolog Aybige Üstüner, kişilerin bu süreçlerde sakin kalabilmesinin önem taşıdığını ifade etti. Üstüner, seçim süreçlerinde belirsizlik duygusunun kişilerin ruh halini etkilediğini söylerken, kazanan ve kaybeden adaylarda oluşabilecek durumlara yönelik konuştu. “Belirsizlikten dolayı çok fazla kaygı ve stres yaşıyorlar” Seçim sürecinde kişilerde birçok duygunun aynı anda hissedilebileceğini belirten Uzm. Klinik Psikolog Aybige Üstüner, “Seçim toplum ve ülkemiz adına önemli şeyler barındırıyor. Bu noktada kişi birçok duyguyu beraber hissedebilir, bunlar; öfke, panik, kaygı, belki stres. Birazcık sakin kalabilmek, duygu durumumuzu biraz daha düzenleyebilmek çok çok önemli. Bu duyguları hissetmemizin aslında pek çok sebebi var. Henüz bir belirsizlik olduğu için kimin kazanacağı kimin kaybedeceği bilinmediği için bu noktada insanlar belirsizlikten dolayı çok fazla kaygı ve stres yaşıyorlar. ‘Ya oy vereceğim aday kazanamazsa’ şeklinde belirsizlik bir noktada bizi tahammülsüzlüğe de sürüklüyor” dedi. “Büyük şehirlerin adayları daha çok biliniyor, daha fazla sorumluluk hissediyor olabilirler" Oy kullanırken kimi zaman vatandaşların sağlık problemi yaşamasıyla ilgili konuşan Uzm. Klinik Psikolog Üstüner, “Sanki tercih ettiği aday seçilmezse hayatının sonu gelecekmiş şeklinde düşünen insanların verdiği tepkiler ve beden duyumları olarak yorumlayabilirim. Ne yazık ki bunları yaşıyoruz, insanlar ciddi heyecanlanıyorlar, çok ciddi kalp sorunları yaşanabiliyor. Bunlar tabi ki doğru değil. Büyük şehirlerin adayları herkes tarafından daha çok biliniyor ve üstlerinde daha fazla sorumluluk hissediyor olabilirler. Daha fazla insanın gözü önündeler ama sonuçta bir seçim olduğunu ve siyasetin ömrü hayatımız boyunca süreceğini, ülke açısından da hep olacağını kabul etmek lazım. Adaylar açısından tabi ki bir kaybeden bir kazanan olacak ama sonrasındaki süreçte neler yapabileceklerini, kendi adlarına nasıl faydalı olabileceklerini düşünmek çok daha faydalı olacaktır. Üzülmeleri, bir şeylerin sonu gibi düşünmeleri ilk noktada normal fakat 1-3 aydan daha fazla sürüyor olması çok da normal olarak kabul edebildiğimiz bir şey değil. Bir noktada bu duygu durumundan çıkıp ‘Bu saatten, süreçten sonra neler yapabilirim, hayallerim, hedeflerim nelerdi ve bu süreçten sonra bunları gerçekleştirmek için nasıl çaba sarf edebilirim’ ya da hangi partiye mensupsa ‘Parti için neler yapabilirim’ belki onun için çabalayabilirler. Kaybeden aday için şunu söylemek isterim; halkı kin, öfke ve düşmanlığa sürükleyecek açıklamalarda bulunmamak lazım. Bu noktada toplum için de çok faydalı bir şey yapmamış oluyorlar. Daha ortamı yatıştırıcı, seçmeni rahatlatıcı bir konuşma herkes için çok daha faydalı olacaktır” şeklinde konuştu. “Sosyal medyayı doğru kullanabilmek çok çok önemli” “Empati kurabilmek çok önemli” diyerek sözlerini sürdüren Üstüner, “Benim adayım kazansaydı, nasıl davranırdım, karşı taraf nasıl davranıyor, nasıl davransam çok daha iyi olur’ gibi düşünmenin aslında ortamdaki alevlenmeyi biraz daha yatıştırabileceğini söyleyebilirim. Sosyal medya aynı zamanda çok çok büyük bir kamuoyu oluşturuyor, bu noktada da verimli kullanabilmek, seçmene yatıştırıcı bir şekilde davranmak çok daha faydalı olacaktır. Kazanan adayın seçmenlerinde herkes için değil tabi ki ama bir noktada belki çok uç sevinçler, kutlamalar olacaktır. Kaybeden taraf için her şeyin sonu belki hiçbir şey düzelmeyecek, bu saatten sonra hiçbir şey olmayacak gibi bir düşünce ve duygu durumu içine girebilirler, bu noktada anda kalabilmek, gerçekçi düşünmek aynı zamanda kişiye fayda sağlayacaktır. Doğru kaynaklara doğru bilgiye ulaşmak, sosyal medyayı faydalı ve doğru bir şekilde kullanabilmek çok çok önemli” ifadelerini kullandı.