SAĞLIK - 21 Şubat 2018 Çarşamba 12:28

Dünyada ilk kez Türkler yaptı

A
A
A
Dünyada ilk kez Türkler yaptı

El bileği tümörü sonucu oluşan boşluğu dolduracak ve işlev sağlayacak protez, dünyada ilk kez Ege Üniversitesinde dizayn edildi.

El bileği tümörü sonucu oluşan boşluğu dolduracak ve işlev sağlayacak protez, dünyada ilk kez Ege Üniversitesinde dizayn edildi. El tümörü şikayetiyle Ege Üniversitesine başvuran futbolcu Ali Rıza Turhal uygulanan yeni yöntemle sağlığına kavuşacak.


Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı öğretim üyeleri Doç. Dr. Burçin Keçeci ve Doç. Dr. Levent Küçük, yeni bir el bileği protezi geliştirdi. El tümörü şikayetiyle Ege Üniversitesine başvuran futbolcu Ali Rıza Turhal (21) uygulanan yeni yöntemle sağlığına kavuşacak.


Yeni protezi geliştiren ekibi ve hastayı ziyaret eden Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Ege Üniversitesinin geleneğinde bulunan inovasyon yeteneğinin güzel bir örneğini daha görmenin gururunu yaşadıklarını söyledi. Türkiye’nin biyomedikal ihtiyacını önemli ölçüde başka ülkelerden ithal ettiğini söyleyen Rektör Prof. Dr. Budak, “Ortopedi Kliniğimizde hocalarımız geliştirdikleri bu protezi daha da geliştirip Türkiye’de diğer hastanelerde de kullanılması için çabalayacağız. Akademisyenlerimiz bu başarılarını Dünya Kas İskelet Sistemi Tümörleri Kongresinde yapacakları sunum ile uluslararası bilim dünyası ile de paylaşacaklar ve dünyada bu alanda bilimsel olarak çığır açacaklarını düşünüyorum. Değerli akademisyenlerimizi Ege Üniversitesi Rektörü olarak tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum” şeklinde konuştu.


Yeni protez konusunda bilgi veren Doç. Dr. Burçin Keçeci ise “Bu protezi uyguladığımız hastamız sağ el bileğinde kötü huylu bir kemik tümörü ile bize başvurmuştu. Ameliyat öncesi kemoterapi alan hastamıza operasyon uygulandı ve el bileğinde radus dediğimiz kemikte bu tümörü çıkardıktan sonra kocaman bir boşluk oluştu. Bu yaklaşık olarak 9 santimlik bir boşluktu. Geçici olarak o an ameliyathanede kemik çimentosu dediğimiz bir maddeyi kullanarak o bölgedeki boşluğu doldurduk ancak hastamız günlük ihtiyaçlarını giderebilecek hareketleri bile yapamayacaktı. Biz de ‘Hastamıza özel bir protez nasıl dizayn ederiz. Uyguladığımız protez nasıl güvenli bir şey olabilir’ diye uzun süre düşündük. 8 ay kadar Doç. Dr. Levent Küçük ile beraber bir düşünme araştırma aşamasından sonra protezin çizimlerine ve dizaynına başladık. Üretim aşamalarından sonra hastamızın da onayı ile el bileği tümör protez uygulamasını gerçekleştirdik” dedi.



“Üniversite-sanayi işbirliğine iyi bir örnek”


Başarılı geçen ameliyat sonrası 4. günde hastanın el bileğini rahat ve ağrısız hareket ettirmeye başladığını ifade eden Doç. Dr. Keçeci, “Şu an hastamızın rehabilitasyonu büyük bir titizlikle sürdürülüyor. Bu protezin başarısı aynı hastalığa sahip hastalarımıza bir umut olacak. Protezin dizaynının gerçeğe dönüşmesinde bizlere özveriyle bütün imkanlarını sunan ve bu protezin uygulamasında hiçbir şekilde maddi bir talepte bulunmayan sponsor firmamıza da çok teşekkür ediyoruz. Üniversite-sanayi iş birliği sonucu birçok protezin geliştirmesi ve üretilmesi mümkün olacak. Bu sayede ithal etmek zorunda kaldığımız ürünler ülkemizde üretilebilecek” şeklinde konuştu.



“Halkımız ve ekonomimiz kazanacak”


Türkiye’nin sağlık alanında en büyük sorunlarından birinin protezlerin ithal olarak kullanılması olduğuna değinen Doç. Dr. Keçeci şöyle konuştu:


“Yurt dışından sürekli ithal protezler geliyor ve ülkemiz bunlara ciddi anlamda döviz harcıyor. Bu ürünler Sağlık Bakanlığımızın bütçesinde de çok ciddi yer ediniyor. Burada en önemli şey bilim adamları yani bizlerin Türk sanayisi ile işbirliği içerisinde bu tür üretimleri yapıp artık yurt dışına bağımlılığımızı bir derece azaltmak hedefinde olmalıyız. En büyük amaçlarımızdan bir tanesi bu. Diğer avantajı ise şu; kendi geliştirdiğiniz bir protezde herhangi bir sorun görüyorsanız bunu iyileştirme şansına sahipsiniz. Ama yurt dışından gelen bir protezde beğenmediğiniz bir yönü varsa hiçbir şekilde onu değiştirme şansınız olmuyor. Size ne sunuluyorsa onu uygulamak zorunda kalıyorsunuz. Onun için ne kadar çok Türk doktorlarının yaptığı dizaynları kullanırsak bizler, halkımız ve ekonomimiz için çok daha iyi olacak.”



Uluslararası kongrede bilim dünyasına sunulacak


Dünyada ilk kez dizayn edilen protezi, Dünya Kas İskelet Sistemi Tümörleri Kongresinde uluslararası bilim dünyası ile de paylaşacaklarını belirten Doç. Dr. Keçeci, “Dünyadaki diğer meslektaşlarımızın da hem görüşlerini alacağız belki de onların katkılarını alıp protezimizin daha da iyileştirilmesini sağlamış olacağız. Gururlu bir şekilde ülkemizi temsil edeceğimizi düşünüyorum” dedi.



“80-90 bin TL yerine 3-4 bin TL’ye üretilecek”


Dünya üzerinde el bileği bölgesi için standart bir protezin olmadığını ifade eden Doç. Dr. Levent Küçük de “Bu tür durumlarda yapılacaksa hastaya özel hastanın ölçümleriyle bir takım protezler yapılabiliyor. Ancak bu protezler hastaya özel olduğu için de protez başına 80-90 bin TL gibi rakamlardan bahsedeceğimiz ciddi büyük maliyetlerin çıktığını görüyoruz. Dünyada, Amerika ve Güney Amerika’dan 4 ayrı firmanın ürettiği protezler var ama bunların hiç birini tümör hastaları için kullanmanız mümkün değil. Yalnızca zor kırıklarda ve kireçlenme rahatsızlıklarında kullanılabilecek türden protezler. Bizim geliştirmeye çalıştığımız bu protezin en önemli özelliği hem kırık ve kireçlenme vakalarında hem de tümör hastalarında kullanıma uygun olması. Bu şekilde bir üretim standardını yakalayabilirsek 80-90 bin TL maliyetlerden 3-4 bin TL arası maliyetlere indirmiş ve bunu hastalarımızın hizmetine sunmuş olacağız” şeklinde konuştu.



Türkiye’nin en önemli merkezlerinden biri


Dünya üzerinde el bileği kırıkları ve el bilek kıkırdak hasarları sonrası uygulanan 4 çeşit el bilek protezi bulunuyor. Ancak tümör sonucu oluşan büyük boşluğu dolduracak ve işlev sağlayacak bir protez dizaynı dünyada ilk kez Ege Üniversitesinde geliştirildi. Ege Üniversitesi kemik ve yumuşak doku tümörlerinin tanı ve tedavisinde Türkiye’nin ilk kliniklerinden biri olma özelliği taşıyor. Ege Üniversitesi ilk uzuv kurtarıcı cerrahi 1991 yılında uygulandı. Ege Üniversitesinin manyetik rezonans görüntüleme (MRG) cihazının hizmete sunulmasıyla birlikte tanı koymadaki başarısı da artış gösterdi. MRG’nin aynı zamanda hekimlere tümör dokusunun anatomik yapılarla ilişkisini de gösterebilmesi, başarılı uzuv kurtarıcı cerrahi yapma oranını artırdı. Şu anda Ege Üniversitesi bu tümörlerin tedavisinde Türkiye’nin en önemli merkezlerinden birisi konumunda bulunuyor.



“Spor hayatıma geri döneceğim”


Yeniden sağlığına kavuşacak olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu söyleyen Ali Rıza Turhal ise “Şu an kendimi daha iyi hissediyorum. İki hafta geçmesine rağmen ağrım yok ve bazı hareketleri yapmaya başladım. İlk ameliyattan sonra bileğimi hiç oynatamıyordum. Ama şu an çok umutluyum ve inanılmaz derecede bir iyileşme var. Fizik tedavi sürecim de devam ediyor bileğimin daha iyi olacağına inanıyorum. Futbolcuyum ve spor benim hayatımın önemli bir parçası. Ben bilek dondurma yöntemini bu yüzden kabul etmedim. Spor hayatıma da tekrardan döneceğime inanıyorum. Dünyada ilk kez bu ameliyatı yaptıkları ve beni sağlığıma yeniden kavuşturacakları için Burçin Hocam ve ekibine teşekkür ediyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.