ASAYİŞ - 21 Haziran 2018 Perşembe 13:24

Ege Üniversitesi’nden doktorlara darp olayına ilişkin açıklama

A
A
A
Ege Üniversitesi’nden doktorlara darp olayına ilişkin açıklama

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı ve Başhekimliği, hastanede yoğun bakım ünitesindeki bir hastanın vefat haberini alan yakınlarının zorla içeriye girmesi ve beyin cerrahisi asistanı iki doktoru darp edip daha sonra kaybettikleri yakınlarına zorla elektroşok yaptırdıkları olayına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı ve Başhekimliği, hastanede yoğun bakım ünitesindeki bir hastanın vefat haberini alan yakınlarının zorla içeriye girmesi ve beyin cerrahisi asistanı iki doktoru darp edip daha sonra kaybettikleri yakınlarına zorla elektroşok yaptırdıkları olayına ilişkin yazılı açıklama yaptı.



Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde beyin cerrahisi yoğun bakım ünitesinde izlenen bir hasta, ilaca karşı gelişen aşırı reaksiyon nedeniyle kurtarılamadı ve 19 Haziran saat 01.00 sıralarında yaşamını yitirdi. Hastanın hayatını kaybettiğini yakınlarına, gece üniteden sorumlu beyin cerrahisi asistanı E.D. (29) verdi. Edinilen bilgiye göre hastanın üç yakını vefat haberi üzerine zorla içeriye girdi, doktor ve hemşirelere küfür etti, müdahalelerde kullanılan bazı kesici ve delici aletleri etrafa saçtı. Olayda doktorlar darp edilirken, Dr. H.K. ölen hastaya elektroşok yapmaya zorlandı. Olayın ardından yazılı bir açıklama yapan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı ve Başhekimliği, “Tıp fakültesinin bu yükselen başarı grafiğini mefhum şiddet olayları gölgeleyemez ve hiç kimse Ege Üniversitesi’ne ve mensuplarına zarar veremez. Sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların önlenmesi için yeni tedbirlere ihtiyaç olduğu görülmektedir” ifadelerine yer verdi.



“Gerekli tedbirleri en üst düzeyde almaya devam edeceğiz”


Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı ve Başhekimliği tarafından yapılan açıklamada, “Ülkemizin en önde gelen sağlık kuruluşlarından biri olan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi 7/24 kesintisiz sağlık hizmeti sunmaktadır. Başta hekimlerimiz olmak üzere, tüm sağlık çalışanlarımız büyük bir özveri ve insanüstü çabayla ülkemizin dört bir yanından şifa bulmaya gelen hastalarımızı bir an önce sağlıklarına kavuşturmak için özenle çalışmaktadır. Akademik performansta Türkiye birincisi olan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Türkiye’nin en büyük hastanesine sahip olup özel ve diğer devlet hastanelerinin tüm sevk edilen hastalarına sağlık hizmeti vermektedir. QS Ranking sıralamasında uluslararası tıp fakülteleri arasında ülkemizin gururu olmuştur. Tıp fakültesinin bu yükselen başarı grafiğini menfur şiddet olayları gölgeleyemez ve hiç kimse Ege Üniversitesi’ne ve mensuplarına zarar veremez. Sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların önlenmesi için yeni tedbirlere ihtiyaç olduğu görülmektedir. Bu anlamda Yüksek Öğretim Kurulu ve Sağlık Bakanlığımıza gerekli bilgilendirmeler yapılacaktır. Ayrıca üniversite olarak polikliniklerimizde ve kliniklerimizde güvenlik için gerekli tedbirleri en üst düzeyde almaya devam edeceğiz. Ege Üniversitesi olarak gece gündüz demeden fedakârca mesleğini icra eden sağlık çalışanlarına, yönelik her türlü şiddeti kınıyoruz. Her konuda çalışanlarımızın yanındayız” denildi.



“Dizi senaryolarına öykünüyorlar”


Öte yandan İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu tarafından da bir açıklama yayınlandı. Açıklamada, “Bu olay bir kez daha göstermiştir ki, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının can güvenliği bulunmamaktadır. Hasta yakınları, dizi senaryolarına öykünerek, hekimleri tehdit ederek vefat eden hastaya müdahaleye zorlamıştır” denilerek gerekli önlemlerin bir an önce alınması gerektiği belirtildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.