YEREL HABERLER - 24 Kasım 2014 Pazartesi 15:55

Etik Başkanı Mehmet İşler'den Çarpıcı Tesbit!

A
A
A
Etik Başkanı Mehmet İşler'den Çarpıcı Tesbit!

Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği Başkanı (ETİK) ve Türkiye Otelciler Federasyonu(TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, Ege termal turizmini hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunarak Ege termal turizmini masaya yatırdı. Termal turizmiyle birlikte 12 ay “sürdürülebilir” bir turizm ortaya koymanın mümkün olabileceğini söyleyen ETİK Başkanı, öte yandan kaplıcalar yönünden zengin yerlerimizin yatırımcı bulma yönünden güçlük çektiğini söyledi. Termal turizmi için bazı radikal kararların alınması gerektiğini ifade eden Mehmet İşler, İzmir’i EXPO yönünden Avrupa’nın merkezi konumuna getirebilecek potansiyellerinin var olduğunu ve İzmir’in turizm kenti haline gelebilmesi için turizm sektörünün önde gelenlerinin el ele vererek uyumlu bir şekilde çalışmaları gerektiğini sözlerine ekledi.
TERMAL TURİZMİYLE SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM MÜMKÜN
İzmir’in turizm adına her şeyinin mevcut olduğunu ve bu alanda büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyleyen Mehmet İşler, İzmir’i bir turizm kenti haline getirebilmek için bu potansiyel hakkında ortak karar ve ortak yönetim mantığıyla seçilmiş ve atanmış kişilerin bir konsensüs oluşturması gerektiğini söyledi. Ayrıca Mehmet İşler, İzmir turizmini 12 ay “sürdürülebilir” bir turizm haline getirebilmek için faydalanılması gereken kent turizmi çeşitliliği ürünlerinden başta “termal turizmi” olmak üzere spa ve kür turizmi olduğunu ifade etti.
İZMİR, SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM BAKIMINDAN MAĞDUR DURUMDA
Ege Bölgesi’nin termal turizmi bakımından önemli potansiyele sahip Agamemnon Kaplıcaları (Balçova) ve Çeşme alanlarını masaya yatıran Mehmet İşler,” Tarihsel anlamda bakacak olursak, İzmir kaplıcaları yıllardan beri, termal merkezi olarak adlandırılmıştır. Agamemnon kaplıcalarının hikayesini zaten herkes biliyor. Yüzyıllardan beri Agamenon Kaplıcaları(Balçova) günümüzde Nordik(İskandinavya) ülkeleri diye tabir ettiğimiz ülkelerden ciddi şekilde talep görmektedir. Dolayısıyla, bugün Türkiye’nin değil, dünyanın belki de en güzel sahillerine sahip olan Çeşme plajlarımız yazın turistlere kapılarını açmışken; hem denize girebileceğiniz; hem de kendi denizinin içinden termal suyunun çıkma özelliğine sahiptir. Bu özelliğiyle Çeşme, dünyada ender rastlanan yerler arasında yer almaktadır. Ancak, otellerin açılma ve kapanma süresi bakımından Çeşme sezonu süresinin sadece iki buçuk ay olduğunu görüyoruz. Oysa Çeşme, sahiliyle ve iklimiyle, özellikle de termal turizmini ön plana çıkartarak “12 ay sürdürülebilir” bir turizmin yapılabileceği bir destinasyon merkezi haline gelmesi potansiyeli olan bir turizm yeridir. İzmir, maalesef bu açıdan da mağdur durumda ve mahrum olmaktadır” açıklamalarında bulundu.
İzmir’de yer alan işletme ve yatırım belgeli termal tesisler hakkında sayısal bilgilerden faydalanarak açıklamalarda bulunan ETİK Başkanı Mehmet İşler, “İşletme belgeli termal tesislerimize baktığımızda, toplam bin 950 oda ve 4 bin 213 yatak kapasiteli tesisimiz olduğunu görüyoruz. İşletme Belgeli termal tesislerin en fazla Çeşme’de yer aldığını görmekteyiz. Bu rakamlar da, Çeşme’nin termal turizmiyle 12 ay sürdürülebilir turizm yapması için ne kadar elverişli olduğunu gözler önüne sermektedir. Yatırım belgeli termal tesislerimiz yine daha çok Çeşme’de yer alıyor. Dikili’yle beraber yatırım belgeli termal tesisler yönünden toplam 544 oda ve bin 622 yatak kapasitesine sahibiz” açıklamalarında bulundu.
YATIRIMCI, YATIRIM YAPMAKTAN KORKUYOR
Seferihisar Doğanbey ve Dikili Kaplıcaları’nın yatırıma son derece elverişli yerler olduğunu söyleyen Mehmet İşler, bu alanlarda yatırımcı bulma konusunda problemler yaşandığını belirtti. Mevcut problemler hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunan ETİK Başkanı ve TÜROFED Başkan Yardımcısı, var olan problemlerle ilgili şu ifadelerde bulundu:
“Bugün, Doğanbeyli ve Dikili’de bulunan kaplıcalar yatırıma son derece elverişli yerlerdir. Ancak, turizm alanı olarak ilan edilen bu yerlerde de yatırımcı bulma konusunda, maalesef yerel yönetimlerin imar değişiklikleri ve imarla ilgili verdikleri izinlerle birlikte bazı bürokratik sebepler ve mahkemeye yapılan itirazlar neticesinde yatırımcı yatırım yapmaktan korkmaktadır. Aynı zamanda, termal turizmine yatırım yapmak için, sadece imar değişikliği ya da bürokratik engellerle ilgili insanların korkmasına neden olmamaktır. Bunun yanında, bir de hepinizin bildiği gibi termal suyuyla ilgili olarak kaynağın sudan çıktığı yerle ilgili ödenen bedeller var. Siz, işletmeci olarak o yere talip olduğunuzda sadece suya para ödemekle kalmıyorsunuz, aynı zamanda cirodan da bir bedel ödemek zorunda kalıyorsunuz. Bakanlıkların yönetmeliğinde de var olan bu bedel maddesine göre, yapmış olduğunuz cirodan yüzde 1 oranında pay vermek zorunda kalıyorsunuz. Bu olumsuzluk ta işletmelerin termal turizmine yatırım yapmalarını engellemiş oluyor. Aynı zamanda yatırımcı, başka iş bile yapsa termal turizm işine girdiğinde yüzde 1 bedel ödemenin getirdiği büyük maliyetlerin yanında çarpık bir yönetmelikle de karşı karşıya kalıyor. Bu tip olumsuz durumlar, yatırımcıyı da korkuttuğu için maalesef İzmir’deki bu potansiyeller de böylece iyi değerlendirilemiyor.”
TERMAL TURİZMİ İÇİN DEVRİM ŞART
Termal turizmin bir “hamam kültürü” mantığından uzaklaşılarak ve alternatif tıpla paralel olarak modern sağlık ve kür merkezlerine dönüştürülmesi gerektiğini ifade eden İşler, bu alanda adeta “devrim” yapılması gerektiğinin altını çizdi. Termal turizme dış ülkelerden döviz getirebilecek bir anlayışa termal turizminin işletilmesi gerektiğini ifade etti. Öte yandan İşler, İzmir’in günümüzde gastronomi, kruvaziyer, fuar ve kongre etkinlikleriyle birlikte kültür-inanç turizmlerinin yanında termal turizminin İzmir’in genel turizm alanına büyük hizmetler verebilmesi adına büyük bir potansiyel olarak göze çarptığına vurgu yaptı.
İZMİR’İ AVRUPA’NIN MERKEZİ KONUMUNA GETİREBİLİRİZ
Ege tarihinde İzmir’i ilkleri başarmış ve öncü bir şehir olarak nitelendiren Mehmet İşler, İzmir’i EXPO alanında Avrupa’nın en büyük termal, spa ve sağlık merkezi haline getirebileceklerini ifade etti. Bu şekilde bir büyümeyle birlikte İzmir’e zengin bir döviz kaynağı sağlanabileceğini sözlerine ekleyen ETİK Başkanı,” Bugün, Avrupa’da büyük termal merkezleri bulunmaktadır; fakat Ege’de her şeyin öncüsü ,Ege’nin incisi İzmir’de, yine ilkleri adımını atabiliriz. EXPO alanında İzmir’i, Avrupa’nın en büyük termal, spa ve sağlık merkezi haline getirebiliriz. Böylece İzmir, termal turizminde de her şeyin öncülülüğünü yaptığı için bu alanda da öncülük yapabilir. Avrupa’nın en büyük termal, kür ve spa merkezini bugünkü Expo alanında kurduğumuz zaman, buradaki hastanelerimizi kür merkezi haline getirip, döviz kaynağı elde edebileceğimiz zengin bir yer haline getirebiliriz. Hatta, gerçekleştirmek istediğimiz bu anlayışı Balçova Termal Tesisimiz ve Kaya Termal Otelimizle gerçekleştirdik. Dolayısıyla, bu tesisimizi ve otelimizi daha da büyütüp Avrupa’nın merkezi haline getirebiliriz.
İNCİRALTI’NA 5 BİN KİŞİLİK SAĞLIK MERKEZİ KURULSUN
Geçtiğimiz senelerde EXPO için üretilmiş olan projelerin hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen ETİK Başkanı, özellikle İnciraltı Bölgesi’nin turizme kazandırılması yönünde görüş bildirdi. İnciraltı’nda bulunan yaklaşık 550 hektarlık alanın bir kısmına Osmanlı mimarisini yansıtan, içinde termal havuzların, hamamların ve spa merkezlerinin olduğu 5 bin kişilik sağlık merkezlerinin yapılabileceğini ifade etti. İzmir’i medikal turizmde söz sahibi yapmanın en önemli şartının, turizm çeşitliliğini arttırmak olduğunu söyleyen İşler, ayrıca “İnciraltı Bölgesi’ne İzmir’i uluslar arası platformda pazarlayabilecek anıtsal bir proje yapılsın” vurgusunda bulundu.
İZMİR, NEDEN MEDİKAL TURİZMİN MERKEZİ OLMASIN?
Öte yandan Mehmet İşler, İnciraltı’na yapılmasını önerdiği medikal merkezlerin Bölge’ye kazandırılması sonucunda turizmden elde edilen payı arttıracağını söyleyerek, "Kongre turizmini İstanbul’a, golf ve spor turizmini Antalya’ya kaptırdık. Medikal turizmin merkezi olma şansını rakiplere kaptırmayalım. Herkesi göreve davet ediyorum. İzmir kazansın, turizm konseptine ve çeşitliliğine katkı koyalım. Kentimizin geleceği için yeni hedefler koyalım" diye konuştu.
İZMİR, TÜRKİYE’YE VE AVRUPA’YA ÖRNEK MODEL OLABİLİR
İnciraltı’na yapılacak olan sağlık merkezi sayesinde yeşil alanların korunacağını belirten Mehmet İşler, ayrıca İzmir’i sağlık turizmi yönünden cazibe merkezi haline getirdikleri takdirde, Türkiye’ye ve Avrupa’ya örnek bir model olarak sunabileceklerini dile getirerek, "İzmir’i sağlık turizminin anıtsal çekim ve cazibe merkezi haline getirelim ki, Türkiye’ye ve Avrupa’ya örnek bir model yaratmış olalım. Balçova’nın termal sağlık turizmi konusunda birikimi var. Uşak, Afyon ve Denizli’yi içine alan büyük eserin merkezi olarak ta İzmir’i medikal turizmin başkenti yapalım. Örnek bir projeyle sağlık turizminde söz sahibi olan Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Orta Avrupa ülkeleriyle rekabete girelim. Sağlık turizminden faydalanmak için kentimize Almanya, Hollanda, Avusturya, Belçika ve Türkiye Cumhuriyetleri’nden insanlar geliyor. Dijital pazarlama yapıp, aynı zamanda fuarlara katılalım. Kruvaziyer turizmi ile İnciraltı’na gelen insanlar, bölgeyi ziyaret etsin" açıklamalarında bulundu.
Son olarak, İzmir’i turizm sektörünün dayanışma halinde ve uyumlu bir çalışmayla istenilen noktaya getirilebileceğini ifade eden ETİK Başkanı, “İzmir saymış olduğum bu bütün alanlara adaydır ve bunları başarabilecek güçtedir. Ancak, İzmir’in turizm kenti haline gelebileceği global bir stratejik turizm planlaması yapması gerekmektedir. Bu da atanmışların ve seçilmişlerin yanında, sektörün el ele vererek yapabileceği senkronize bir uyumlu çalışma sonucunda gerçekleşebilecektir” diyerek sözlerini tamamladı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep ANKA’da bayram coşkusu Gaziantep Özel ANKA Hastanesi’nde, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı çeşitli etkinliklerle kutlandı. Hastane yönetimi bu özel günde koltuklarını çocuklara bırakırken, hastanede tedavi gören çocuklar da bayram coşkusunu yaşadı. Gaziantep Özel ANKA Hastanesi’nde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkuyla kutlandı. 23 Nisan etkinlikleri kapsamında hastane koridorları Türk bayrakları ve balonlarla donatılırken, çocuk servisi ve poliklinik odaları da süslendi. Bayram coşkusu hastane odalarına da taşındı. Çocuklar odalarında ziyaret edildi. Yöneticiler onların bayramını kutlayarak, onlara Türk bayrağı, balon ve çeşitli hediyeler verdi. Hastalıklarını unutup bayram havası yaşayan çocukların sevinci görülmeye değerdi. Rahatsızlıkları nedeniyle bayramı hastanede geçirmek zorunda kalan çocuklar ve aileleri, hastane yönetimine bu duyarlı davranışından dolayı teşekkür etti. Hastane yönetimi, bu özel günde koltuklarını da çocuklara bıraktı. Gaziantep Özel ANKA Hastanesi Genel Müdür Yardımcısı Yaşar Ağdağ, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti’nin çocuklarımız ve gençlerimizin omuzlarında yükseleceğinin, onlara duyulan güvenin göstergesidir. Bu duygu ve düşüncelerle, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, milli mücadelede emeği geçen herkesi saygı ve rahmetle anıyor; 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum. Türkiye, dünyada çocuklara bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke olma özelliği taşımaktadır. ANKA Hastanesi olarak sağlıklı ve bilinçli nesiller yetişmesine katkı sağlamak için büyük çaba sarf ediyoruz. Bu hepimizin en asli görevidir. Bu vesile ile tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyoruz. Bayramın tüm dünya çocuklarına mutluluk getirmesini ve dünya barışına vesile olmasını temenni ediyoruz” dedi.
Malatya Milletvekili Ölmeztoprak’tan 23 Nisan Mesajı AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle bir mesaj yayımladı. Filistin’de yaşanan insanlık dramı ve Gazzeli çocuklara dikkat çeken Ölmeztoprak, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız vesilesiyle bir kez daha Liderimiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde Filistin’deki çocukların durumuna sessiz kalmayacağımızı beyan ediyoruz. Mazlumlara umut olmaya devam ederek başta Gazze’deki masumlar olmak üzere tüm çocukların gözünün yaşının dindiği daha adil bir dünya için mücadele edeceğiz” dedi. Milli iradenin tecelligahı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104. yılına erişmenin heyecanı ve kıvancı içerisinde olduğumuzu belirten AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak yayımladığı mesajda, “Bugün, bir ulusun varoluş mücadelesiyle bağımsızlık yolunda attığı en önemli adımdır; ulusal egemenliğin ve milli iradenin dünyaya haykırıldığı Cumhuriyet tarihimizin dönüm noktasıdır. Türk milletinin kendi geleceğini tayin etme kararlılığının en önemli nişanesi olan bugünü Gazi Mustafa Kemal Atatürk çocuklara armağan etmiştir. Dünyanın geleceği çocuklarımızın elindedir ve Atatürk, demokrasimizin teminatı Türkiye Büyük Millet Meclisimizin açılışında bu bayramı ilan ederek çocuklarımıza daha özgür, demokratik ve adil bir dünya bırakmamız gerektiğine dikkat çekmiştir” ifadelerine yer verdi. Filistin’de yaşanan insanlık dramını da hatırlatan Ölmeztoprak mesajında şu satırlara yer verdi: “Tüm dünya çocuklarına hediye olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda maalesef tüm dünyanın gözü önünde Filistin’de çocuklar, çocuk olmanın mutluluğunu yaşayamamaktadır. Gazze’de bir damla suya, bir lokma ekmeğe muhtaç bırakılan çocuklar öldürülmekte, öksüz ve yetim bırakılmaktadır. Sözde gelişmiş ülkeler buna seyirci kalırken, çocuklara ve mazlumlara yine yüce Türk milleti sahip çıkmaktadır. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız vesilesiyle bir kez daha Liderimiz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde bu zalimliğe sessiz kalmayacağımızı beyan ediyoruz. Mazlumlara umut olmaya devam ederek başta Filistinli masumlar olmak üzere tüm çocukların gözünün yaşının dindiği daha adil bir dünya için mücadele edeceğiz. Tarihi mirasımızı, milli kimliğimizi, ahlaki ve kültürel değerlerimizi yarınlara taşıyacak, dünyanın geleceğine kardeşlik tohumları ekmeye devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle “Egemenlik; kayıtsız şartsız milletindir” ilkesiyle temelleri atılan TBMM’nin kuruluş yıl dönümünü ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik ediyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm milli mücadele kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle anıyorum.”
Bursa Bursa Büyükşehir Meclisi’nde söz hakkı çocukların Bursa Kent Konseyi Çocuk Meclisi öncülüğünde 17 ilçeden gelen çocuklar, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in ve meclis üyelerinin koltuklarına oturarak Bursa’nın geleceğine ilişkin kararlar aldı. Başkan Bozbey, “Çocukların gözüyle dünyayı görmek ve daha güzel bir gelecek kurmak için hep birlikte çalışacağız” ifadelerini kullandı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile TBMM’nin açılışının 104. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde ‘Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi Çocuk Oturumu’ Başkan Bozbey’in katılımıyla gerçekleşti. Programa CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk de eşlik etti. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, bu haftanın hem Cumhuriyetimiz hem de çocuklar için önemli olduğunu vurgulayarak, “23 Nisan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı onuruna ilk resmi bayramımız olarak 1924 tarihinden bu yana kutlanmaktadır. 1929 yılından bu yana da Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bu bayramı çocuklara armağan etmesiyle birlikte Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e ve arkadaşlarına minnet borçluyuz. 23 Nisan, dünyanın çocuklara adanan tek bayramıdır. Bu önemli günde sizlerin taleplerini dinlemeye başlamadan önce bayramımızı yürekten kutluyorum. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun çocuklar.” “Çocukların gülümseyeceği bir kent inşa edeceğiz” İnsanların ve çocukların gülümseyeceği bir kent inşa etmek hayaliyle yola çıktığını söyleyen Başkan Bozbey, “İlk ve en çok yapmak istediğim çocukların gülümsemesini sağlamak. İşte tüm çabamız 1 Nisan’dan itibaren Bursa’da yaşayan her bir çocuğumuzun gülümsemesini sağlamak olacaktır. Tüm ekip arkadaşlarımızla birlikte buna hazırız. Emin olun çocuklar, sizleri gülümseteceğiz” dedi. “Çocukların sesine kulak vereceğiz” Bir kentin herkes için yaşanabilir olması konusuna değinen Bozbey, “Çocuklara uygun tasarımların da olması gerekiyor. Bu anlamda Bursa’da yapacak birçok işimiz var. Sizlerin önerileri, destekleri bu süreçte son derece önemli olacak çocuklar. Bu nedenle hepinizi Bursa Kent Konseyi Çocuk Meclisi’ne üye olmaya davet ediyorum. Biz Büyükşehir Belediyesi olarak öncelikle kentimizde yaşayan çocukların sesine kulak vereceğiz. Onların gözüyle dünyayı görmek ve daha güzel bir gelecek kurmak için hep birlikte çalışacağız. Çocuk dostu bir kent kurmak için sizlerle beraber hareket edeceğiz. Eğer karar süreçlerine sizler de katılırsanız büyüklerin yapacağı işler eksik kalmaz. Daha önce çocuklarla birlikte birçok hizmete imza attık. Hep birlikte engelsiz parklar, yaşayan sokaklar yaptık. Bunları yapmaya Büyükşehir’de devam edeceğiz” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı sebebiyle Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in koltuğuna oturan Özlem Yılmaz, Bursalı çocuklar adına oturum başlangıç konuşmasını gerçekleştirdi. Yılmaz, “her konuşmasında çocukları gülümsetmekten bahseden, en önemli projesinin mutlu ve gülümseyen çocuklar için çalışmak olduğunu söyleyen bir başkan amcamız olduğu için hepimiz çok sevinçliyiz. Bursalı çocuklar olarak size ve çalışma arkadaşlarınıza başarılar ve kolaylıklar diliyoruz” ifadelerini kullandı. “Yılda bir kez değil, günde 10 dakika” Özlem Yılmaz, “Atamızın bizlere ve tüm dünya çocuklarına armağan ettiği bayramın arifesinde burada olmak bizim için ayrı bir anlam taşıyor. Öncelikle tüm çocukların 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum” diyerek, “Biz Bursalı çocukların hakları için çalışmalar yürüten Bursa Kent Konseyi Çocuk Meclisi gönüllüleri olarak diyoruz ki; yılda bir kez koltuklarını 10 dakika çocuklara bırakan kent yöneticilerimiz, bunu yapmak yerine günde 10 dakika kentlerindeki çocuklara yapacakları hizmetleri, onların sorunlarına üretecekleri çözümleri düşünse, kentlerimiz çocuklar için harika yaşam alanlarına dönüşür. Biz senenin bir günü on dakikalığına bir koltuğa oturtulmak değil, koltuğa oturanların her gün bizim haklarımız ve mutluluğumuz için ne yapabileceklerini düşünmelerini istiyoruz. Ve düşüncelerini, projelerini paylaşarak, bizlerin düşüncelerini de sorarak gerçekleştirmelerini istiyoruz.” “Çocuk Dostu Şehir istiyoruz” “Biz Bursalı çocuklar çok şanslıyız. Türkiye’de bizim başkan amcamız kadar demokratik, özgürlükçü, katılımcı yönetime inanan, çocukları seven, çocuk haklarına inanan ve çocukları önemseyen başkan sayısı çok az. Bunun için çok teşekkür ediyoruz. Artık böyle bir bakış açısıyla yönetilecek bir kentte yaşayacak olan biz çocukların isteği de Bursa’mızın Çocuk Dostu Şehir olması” dedi. Farklı ilçe ve okullardan gelen çocuklar; sokaklarda daha rahat oyunlar oynayabilmek adına bazı sokakların trafiğe kapatılması, sosyal ve kültürel alanların oluşturulması, okullarındaki eksiklerinin tamamlanması gibi taleplerini dile getirdi.
Bilecik Büyünce kaymakam olmak isteyen minik Emir, koltuğa erken oturdu Bilecik’te büyünce kaymakam olmak isteyen ilköğretim 4’üncü sınıf öğrencisi minik Emir Durmuş, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle koltuğa erken oturdu. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri çerçevesinde Osmaneli İlçe Kaymakamı Yüksel Ünal, büyünce kaymakam olmak isteyen Osmaneli İlköğretim Okulu 4’üncü sınıf öğrencisi Emir Durmuş’u makamında ağırladı. Koltuğu minik Emir Durmuş’a 1 günlüğüne teslim eden Kaymakam Ünal, kendisinin de bu yaşlarda kaymakam olmak istediğini ve hayalinin gerçek olduğunu söyledi. Yeni Kaymakam Durmuş, görevi devraldığında ilk icraat olarak Düzmeşe köyünden gelen bir vatandaşın içme suyu sıkıntısını gidermek için ilgili kurum müdürünü arayarak vatandaşın sıkıntısının giderilmesi talimatı verdi. Daha sonra İlçe Milli Eğitim Müdürünü ve İlçe Gençlik Spor Müdürünü arayarak okul bahçelerindeki futbol sahalarının aktif edilmesi konusunda talimatlar veren minik Emir, ilçe sağlık müdürünü de arayarak köylerdeki sağlık taramasının daha sık aralıklarla yapılması talimatı verdi. Kaymakam Durmuş daha sonra makamından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı mesajı vererek, "1920 yılında özgürlüğümüze temel olan açılmış ve Atatürk o günü, yarının geleceği olarak gördüğü biz çocuklara armağan etmiştir. Biz bu yüzden Atamıza sonsuz minnet borçluyuz. Bugün koltuğuna oturduğum Osmaneli Kaymakamımız Sayın Yüksel Ünal’a başarılı çalışmalarından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Bizde bir gün sizin gibi büyüyeceğiz ve ülkemizin gelişmesinde söz sahibi olacağız, ilçemizi en üst mertebeye taşıyacağız. Kısa süreliğinde olsa Osmaneli kaymakamı olarak yapmak istediklerimden başlayarak ilgili kurum müdürleri ile görüşerek yapılması gerekenleri ilettim" dedi. Kaymakam Ünal, ziyarete gelen 4’ncücü sınıf öğrencisi Emir Durmuşa teşekkür etti. Öğrenci Durmuşun makam ziyaretine, İlçe Milli Eğitim Müdürü Erhan Döş, Okul Müdürü Şenol Altıntaş ve sınıf öğretmeni de eşlik etti.