EKONOMİ - 13 Temmuz 2018 Cuma 16:11

Foça’ya Sahip Çıkıyoruz Platformu’ndan Foça Tatil Köyü çağrısı

A
A
A
Foça’ya Sahip Çıkıyoruz Platformu’ndan Foça Tatil Köyü çağrısı

Foça’ya Sahip Çıkıyoruz Platformu Üyesi Doktor Gökalp Müstecaplıoğlu, Foça Tatil Köyünün yeniden 49 yıllığına ihale yapılmasına ilişkin, "Hükümetin Foça Tatil Köyü’nün yeniden açılması konusunda girişimini çok doğru buluyoruz.

Foça’ya Sahip Çıkıyoruz Platformu Üyesi Doktor Gökalp Müstecaplıoğlu, Foça Tatil Köyünün yeniden 49 yıllığına ihale yapılmasına ilişkin, "Hükümetin Foça Tatil Köyü’nün yeniden açılması konusunda girişimini çok doğru buluyoruz. Bu sebeple herhangi bir dernek, vakıf veya hayır kurumuna değil, önceden olduğu gibi ve ilk işletenleri gibi turizm kökenli sermaye grupları ile İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Foça Belediyesi işbirliği ile birlikte yeniden hak ettiği düzeye ulaşmasını istiyoruz" dedi.


Foça’ya Sahip Çıkıyoruz Platformu Üyesi Doktor Gökalp Müstecaplıoğlu, Foça Tatil Köyünün yeniden 49 yıllığına ihale yapılmasına ilişkin bir açıklama yaparak, ihale hakkında bazı önerilerde bulundu. Müstecaplıoğlu,Foça Tatil Köyü’nün yeniden açılması konusunda girişimini doğru bulduklarını ifade ederek, tatil köyünün herhangi bir dernek veya vakıf grubuna değil tecrübeli turizm firmaları verilmesi gerektiğini savundu.


Müstecaplıoğlu, "Hükümetin Foça Tatil Köyü’nün yeniden açılması konusunda girişimini çok doğru buluyoruz. Bu sebeple herhangi bir dernek, vakıf veya hayır kurumuna değil, önceden olduğu gibi ve ilk işletenleri gibi turizm kökenli sermaye grupları ile İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Foça Belediyesi işbirliği ile birlikte yeniden hak ettiği düzeye ulaşmasını istiyoruz. Foça Tatil köyü, Foça ve Foçalılar için büyük anlamlar içeren bir olgudur. Foça Tatil Köyü sıradan bir turistik tesisi değildir. Foça Tatil Köyü, Türkiye de turizm denince akla gelecek ilklerin adıdır. Tatil köyü, o zamanki adıyla Clup Med, Türkiye turizminin dışa açılan uluslararası ve en önemli kapısıdır. Bugün 13 yıllık bir kapanma talihsizliği ile sadece Foça turizmi değil Türkiye turizmi de büyük bir darbe yemiştir. Şimdi bizler, Foça halkı ve Foça’ya sahip çıkıyoruz platformu, Foça Tatil köyünün eski ihtişamına ve hak ettiği çalışma ve hizmet anlayışına kavuşmasını diliyoruz. Bu yüzden Turizm de ilklerin merkezi, değerli Foça tatil köyünün yeniden ülkemiz turizmine öncülük edeceği yenilikler ile işletmeye açılmasını diliyoruz" dedi.



Bakana çağrı var


Gökalp Müstecaplıoğlu, şöyle devam etti:


"Yüzünü zengin ve yabancı turist kazanmaya dönmüş, yüksek kalitede hizmet üreten ve bunları yaparken donanımlı ve nitelikli Foçalı Turizm personelinin destekleri ile bu medeni yaşamı kucaklamış Foçalı gençlerin ve insanların çalıştırıldığı, Foça halkına katma değer sunacak bir tesis haline getirilmesi diliyoruz. Foça’nın 20-30 yıl içinde, eğer sahip çıkabilirsek, Türkiye’nin değil dünyanın gözünde adeta bir San Remo veya Portofino gibi ünlü ve değerli bir turizm cenneti noktasına geleceğini biliyoruz. Yeni turizm bakanımızın sağ duyusuna sesleniyoruz. Sektörden geliyor olması bizim için bir fırsattır ve bakanımızın bu tür yüksek kaliteli tesislerin önemini bilen bir kişi olarak, sesimizi duymasını ve olası bir yanlıştan dönülerek, Foça Tatil Köyünün 50 yıldan beri süregelen aslına uygun biçim ve değerlerde turizme kazandırılmasına öncülük yapmasını istiyoruz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.