SAĞLIK - 23 Haziran 2018 Cumartesi 11:08

"Gıdada kayıtlı, onaylı işletmelerin ürünlerini tüketin"

A
A
A
"Gıdada kayıtlı, onaylı işletmelerin ürünlerini tüketin"

Güvenliği sağlanmamış gıdaların ishalden kansere kadar 200’den fazla hastalığa neden olduğu belirten uzmanlar, son tüketim tarihi, saklama koşulları gibi gıdanın ömrünü belirleyen ibarelere uyulması gerektiği vurguladı.

Güvenliği sağlanmamış gıdaların ishalden kansere kadar 200’den fazla hastalığa neden olduğu belirten uzmanlar, son tüketim tarihi, saklama koşulları gibi gıdanın ömrünü belirleyen ibarelere uyulması gerektiği vurguladı.


İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü tarafından "Gıda: Besin mi Zehir mi?" başlıklı panel gerçekleştirildi. İEÜ Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nazan Turhan yönetiminde yapılan panele, TMMOB Gıda Mühendisliği Odası Eski Başkanı Petek Ataman, Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Aytaç, İEÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dilek Soysal ve İEÜ Hukuk Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Cem Özcan konuşmacı olarak katıldı.



"12 saat sonra bir milyar mikroorganizma üreyebilir"


İEÜ Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nazan Turhan, gıda güvenliği, güvenli gıdanın tüketimi ve denetim mekanizmasının birbiriyle bağlantılı olduğunu belirterek, "Gıda zehirlenmelerine neden olan mikroorganizmalar, büyüyüp çoğalması için belirli besin öğelerine, sıcaklığa, suya ve bazıları da oksijene gereksinim duyuyor. Şartlar uygun olduğunda bir mikroorganizmadan 12 saat sonra bir milyar mikroorganizma üreyebilir. Gıda kaynaklı hastalıkların uzun vadeli etkilerini inceleyen araştırmalarda, bu hastalıkların uzun vadede böbrek yetmezliği, reaktif artrit, beyin ve sinir sisteminde çeşitli bozukluklara yol açabildiği görülmüştür" dedi.



"Kayıtlı, onaylı işletmeyi tercih etmeliyiz"


TMMOB Gıda Mühendisliği Odası Eski Başkanı Petek Ataman da, tüketicilerin gıda güvenliğine dair zincirin son ve en önemli halkası olduğuna dikkat çekti. Ataman, "Tüketici öncelikle kayıtlı, onaylı işletmelerin ürünlerini tüketmeli. Bu iki ilke çok önemli. Her iki ilke de ambalajlı gıdalara çıkıyor. Ambalaj, tüketiciye ulaşıncaya kadar gıdaların dışarıdan gelecek bulaşıcılara kapalı olmasını sağlaması, farklı özellikteki ürünlerin karışımına engel olması açısından da önemli" diye konuştu.



"Sahtekarlığın cezası da ağır olsun"


İEÜ Hukuk Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Cem Özcan da, hijyen ve gıda güvenilirliğinde özellikle denetimin tek bir otoritede toplanması gerektiğini kaydetti. Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Aytaç da, gıdalardaki taklit ve tağşişe karşı yaptırımlarda ceza miktarlarının sahtekarlıktan elde edilen ekonomik kazançtan daha yüksek olmasının sağlanmasını istedi.


İEÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dilek Soysal da, gıda güvenliği ile ilgili gerekli önlemler alınmadığı durumlarda ciddi sağlık sorunları oluşabildiğini ifade etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.