GENEL - 13 Ekim 2017 Cuma 19:53

İzmir ulaşımına 29 Ekim tarifesi: 1 kuruş

A
A
A
İzmir ulaşımına 29 Ekim tarifesi: 1 kuruş

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinde oy birliği ile alınan kararla, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı günü gerçekleştirilecek etkinliklere katılmak isteyen vatandaşlar için toplu ulaşım tarifesini “1 kuruş” olarak belirlendi.

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinde oy birliği ile alınan kararla, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı günü gerçekleştirilecek etkinliklere katılmak isteyen vatandaşlar için toplu ulaşım tarifesini “1 kuruş” olarak belirlendi.


Türkiye Cumhuriyeti’nin 94. yıl kutlamalarında İzmirlilere bayram sevinci yaşatacak karar, İzmir Büyükşehir Belediyesinden geldi. İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi, 29 Ekim Pazar günü etkinliklere katılımı kolaylaştırmak amacıyla toplu ulaşım tarifesini 1 kuruş yaptı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 2 Ekim tarihinde sosyal medya hesaplarından bir çağrı yaparak Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için toplu ulaşımın ücretsiz olması talebini İçişleri Bakanlığı’na ilettiklerini duyurmuştu. Başkan Kocaoğlu’nun bu önerisi üzerine harekete geçen İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi, henüz Bakanlar Kurulu kararı gelmediği için 1 kuruşluk tarifeyi onayladı. Oy birliğiyle alınan kararda, "Bayram öncesi Bakanlar Kurulu kararı alınması halinde, İzmir Büyükşehir Belediyesine ait toplu taşım araçlarında ücretsiz tarife uygulanması; Bakanlar Kurulu Kararı alınmaması halinde ise İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait toplu taşıma araçlarında Cumhuriyet Bayramı günü geçerli olacak şekilde 1 kuruşluk tarife uygulanması" ifadesine yer verildi.



“Bu tesis bu gidişle yapılamayacak”


İzmir Büyükşehir Belediyesi ekim ayı olağan meclis toplantısının üçüncü oturumu İzmir Büyükehir Belediye Başkan Vekili Sırrı Aydoğan idaresinde gerçekleşti. Oturumun dilek ve temenniler kısmında söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Bilal Doğan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun 2019 yerel seçimlerinde adaylık için 6 ay kala karar vereceğini ancak aday olmayı düşünürse bunun nedeninin tamamlanamayan katı atık tesisi olacağı sözlerini hatırlatarak, “Geçtiğimiz günlerde Kocaoğlu açıklama yaptı. Yamanlar’da yapmaya talip olduğu katı atık bertaraf tesisi bu dönem hayata geçirilmezse tekrar aday olmak zorunda kalacağını açıkladı. Mevcut haliyle yeniden aday olmak zorunda kalacak. Yaptığı açıklamada aslında malumun ilanı, hatta sadece önümüzdeki dönem değil ondan sonraki iki dönem daha aday olmak zorunda kalacak gibi görünüyor. Çünkü bu tesis bu gidişle yapılamayacak. Bu projenin altından başkan başarıyla kalkamayacak. Allah, Başkan Kocaoğlu’na uzun ömür versin ama bizler bu tesis projesini hayata geçiremeyeceğini düşünüyoruz” diye konuştu.



“Hükümet söz verdi”


Doğan’ın bu sözleri üzerine Başkanvekili Sırrı Aydoğan, “Hükümet bize destek olacak söz verdi. Başbakanımızla da konuştu, destek verecek. Siz iktidar grubusunuz yardımcı olun. Yapamazsa iki üç dönem daha aday olsun. O zaman benden de kurtulamazsınız” cevabını verdi. Doğan da, “Yamanlar’daki tesis yapmak için kolları sıvayan İzmir Büyükşehir Belediyesi, projedeki tüm eksikliklerine karşın hükümetimizin desteği ile izinleri almış olup üzerinden neredeyse iki yıl geçmiştir. Başkanın elinden tutan yok, izinler verildi” dedi. Aydoğan, “Mahkemeyi ne yapacağız?” diye sorunca Doğan, “Açılan davalar ve halkın duruşu nedeniyle başaramadı diye biliyoruz ama her seferinde övünülüp durulan katılımcı yönetim anlayışı bu projede rafa kalkmıştır. ‘Ben yaptım oldu’ diyerek yola çıkılan proje yargı engeline takılmıştır. Kendinizi oradaki halkın yerine koyun. İlçenize böyle önemli proje yapılacak ama siz bunu ÇED toplantısında öğreneceksiniz. Siz olsanız ne yapardınız? Bu katılımcı değil dayatmacı yönetim anlayışıdır. Halka karşı zor kullanmaktır, baskıdır” ifadelerini kullandı.



“Üç yılda 11 ihale”


İzmir Büyükşehir Belediyesinin tesisi yapabilecek teknik beceriye sahip olmadığını öne süren Doğan şöyle devam etti:


“Önümüzde bir Harmandalı örneği var. Bu çöplüğün Çiğli’den kalkması lazım, işler yılan hikayesine dönmüş durumda. Aynı iş için üç kez dört hatta dokuz kez ihale yapıldığını gördük ama Harmandalı’daki kadar iddia ediyorum değil Türkiye’de dünyaya bile bu kadar iptal edilen ihale sayısı olmadı. Çiğli’deki tesisin işletmesi için ihale rekoru kırıldı. Aynı iş için tam 11 kez ihale yapılmış. Hatta en son ihalenin de iptal edildiği bugün açıklandı. Dünyada böyle bir rakam yok. Harmandalı çöp depolama alanında devamlılığı sağlayacak hizmet alım üç yıllık süreçte aynı iş için 11 kez ihaleye çıkıldı. İhale yapmayı bir türlü beceremediniz. Yarın öbür gün Yamanlar için ihaleye çıkıldığında ne olacak? Önce nerede yanlış yapılıyor diye belediye bürokrasisi, sivil toplum örgütleri ve muhalefet ile bir araya gelin birlikte çaba sarf edelim. Bu İzmir’in ve Çiğli’nin problemine katkı koyalım. Böyle giderse Yamanlar Katı Atık Bertaraf Tesisi için 30 kez ihaleye çıkılacakmış gibi görünüyor. Bu çöp tesisi umarız biran önce hayata geçer, bu tesisin biran önce tamamlanarak kentimize kazandırılmasını istiyoruz” dedi.



“Paramız cebimizde ama dava açıldı”


“Çiğli’deki çöp tesisinin ömrünün dolduğunu ve kaldırılması gerektiğini biliyoruz” diyen Aydoğan şu cevabı verdi:


“Bundan dolayı İzmir Büyükşehir Belediyesi, modern bertaraf tesisi için yer konusunda Hükümete başvurdu. Onlar da bu tesisin şart olduğunu gördü ve bize Yamanlar’da yer verdi. Bize yer ve izin verildi hükümet tarafından ama iki avukat dava açtı. Paramız cebimizde ama dava açıldı. Bu davalar bizde uzun sürüyor. Eğer bunu yapamazsınız derlerse tekrar Ankara’ya gideceğiz yer arayacağız. Şu an yargı yapabilirsiniz derse ilk yerimiz hazır. İzmir gibi bir kentte bunun yetmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Kim gelirse gelsin bir tane daha güneye bir tane de Kemalpaşa’ya tesis yapmak lazım. 4 milyonluk bir kentin bir tek tesis ile idare olmayacağı biliyoruz. Bize tahsis edilen yerin mahkeme kararı bugün çıksa uygun çıkarsa ihale başlar olumsuz çıkarsa da yeni yer araştırırız. Kim olursa olsun ne zaman olursa olsun bu kente iki üç tane bertaraf tesisi yapılacaktır.”



Bilet eleştirisi


Toplu ulaşım kartlarıyla ilgili eleştirilerini de yönelten Doğan, “Vatandaş, iki binişlik biletleri 7 liradan, üç binişlik 10 liradan alıyorlar. Kullandıktan sonra bu kartların bir anlamı kalmıyor. Yeniden bir bakiye yüklemek mümkün değil. Ayrıca 7 lira verildiğinde 6 liralık makbuz, 10 lira verildiğinde 9 liralık makbuz kesiliyor. Bu farklı fiyat uygulaması yalnızca İzmir’de var. Diğer şehirlerde ne kadar verilirse o kadar makbuz alınıyor. Bu uygulama neden sadece İzmir’de var?” diye konuştu.



Karabağlar için metro isteği


Oturumda söz alan AK Partili Meclis Üyesi İmet Tunç ise, “Üçyol-Tınaztepe metrosu ile ilgili temennimiz var. Karabağlar’da 500 binlik nüfus var. 180 bine yakın konut 24 bine yakın işyeri var. Karabağlar’ın sanayisi pek yok. Buradaki gelirler nüfusa göre istenen noktada değil. Bu konuda Büyükşehir’den pozitif bir ayrımcılık isteriz. Üçyol-Tınaztepe metrosunun güzergahını henüz bilmediğimiz için kesin yorum yapmak mümkün değil ama bizim dileğimiz metro hattının Karabağlar tarafından; gerekirse Karabağlar’ı da içine alabilen bir metro güzergahı yapılması. Bu iki bağlantı Karabağlar’a nefes aldıracaktır. Bir santimetre dahi olsa Karabağlar’ın içine giren bir metro olmasını çok istiyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya OSB’den kadınlara özel çelik kaynakçılığı kursu Antalya OSB Yönetimi kadın istihdamını artırmak için çelik kaynakçılığı kursu başlattı. Kadınların çalışma şartlarını da iyileştirmek isteyen Başkan Ali Bahar, ekolojik kreş yapılacağını müjdeledi. Antalya OSB’de kadın istihdamının azalmaya başlamasıyla, sorunun sebeplerini araştırmaya başlayan Bölge Yönetim Kurulu, başlıca nedenlerin artan trafik yoğunluğu ve çocuk yaştaki öğrencilerin okul saatleri olduğunu tespit etti. Kadınların çalışma şartlarının kolaylaştırılması ve sanayideki kadın istihdamının artırılması için Antalya OSB Müteşebbis Heyet Üyesi Canan Keskin Gürkan Başkanlığında Bölgedeki kadın sanayicilerden oluşan bir komisyon kuran Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, tespit edilen sorunları tüm detaylarıyla ele alıp çözüm için harekete geçti. Komisyon ilk iş olarak, Antalya OSB Eğitim Merkezi ve ATSO MESEM iş birliğinde bir çelik kaynakçılığı kursu hazırlayıp, iş arayan kadınlara istihdam garantili bir eğitim programı açtı. Bölgeye ulaşım zorlaştı Yapılan çalışmalar sonucunda kadın istihdamındaki düşünün en önemli sebeplerinden birinin artan trafik yoğunluğu olduğunu dile getiren Canan Keskin Gürkan; “Antalya, son yıllarda nüfusunun hızla artmasıyla birlikte trafik sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Özellikle şehir merkezine ve sanayi bölgelerine giden ana yollar, iş saatlerinde yoğun bir trafiğe sahiptir. Bu durum, çalışan kesimin işe ulaşımını ciddi şekilde etkilemektedir. Kadınlar, özellikle ailevi sorumlulukları nedeniyle daha fazla zaman harcamakta ve işe gitmek için daha fazla çaba sarf etmektedirler. Çocukların okula gidiş-geliş saatleri de trafikten dolayı zaman sorunu yaşayan kadınların çalışmalarına engel olan başka bir unsurdur. Uzun ve yorucu bir trafik süreci, kadınların işe gitmelerini zorlaştırmakta ve motivasyonu olumsuz etkilemektedir” dedi. Sanayide kadın eli Antalya OSB’de yaklaşık 7 bin 500 kadın çalışan olduğuna dikkat çeken Gürkan; “Komisyonumuz kurulur kurulmaz toplantılarımıza başladık. Hem yetişmiş iş gücüne sahip kadınlarımızı istihdam etmek hem de ev hanımı olarak nitelendirilen kadınlarımızı eğiterek iş dünyasına kazandırmak için ne yapılması gerektiğini planladık. Kadınlarımız sanayide çalışmak istiyor fakat ilk başta söylediğim nedenler, kadınlarımızın iş hayatından kopmalarına neden oluyor. Onların bu isteklerini gerçekleştirmek için hayatlarını kolaylaştırmak zorundayız. Bu doğrultuda TOBB Kadın Girişimciler Kurulu’muzun Sanayide Kadın Eli projesi kapsamında ATSO Kadın Girişimciler Kurulu ile de güç birliği yaparak etki alanımızı güçlendirdik” şeklinde konuştu. “Çelik kaynakçısı yetiştirecekler” Kadınların iş dünyasındaki yerini artırmak için hızla harekete geçtiklerini dile getiren Gürkan, “İlk olarak sanayi sektörüne daha fazla kadını çekebilmek ve iş arayan bireylere Bölgemizdeki iş imkanlarını tanıtmak için firmalarımızda çalışan kadınların kariyer hikayelerinden ve mesleki başarılarından oluşan “Sanayide Kadın” isimli belgesel serisi hazırlayıp geniş kitlelere ulaşmasını sağladık. Şimdi de ATSO ve Antalya OSB iş birliği ile kadınlarımıza yönelik iş garantili Çelik Kaynakçılığı Eğitimi hazırlıklarına başladık. İş arayan, meslek edinmek isteyen kadınlarımıza ücretsiz bir şekilde çelik kaynakçılığını öğretip firmalarımızda istihdam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Kreş müjdesi Kadınların çalışma şartlarını kolaylaştırılması için Antalya OSB’ye bir ekolojik kreş açacaklarını müjdeleyen Antalya OSB Başkanı Ali Bahar, “Amaçlarının talep edilenin niteliğini yükseltmek olduğuna vurgu yapan Bahar, “Biz talep edilen niteliğinin her yerde yükseltmeye devam edeceğiz. Yeni bir şey planlıyoruz. Antalya OSB’ye OSİAD ile bir ekolojik kreş kuracağız. OSİAD işin koordinatörlüğünü yapacak. İnşallah ekolojik kreşi de biz yapacağız’’ dedi.
Antalya Antalya’da Köy Enstitüleri anıldı Antalya Büyükşehir Belediyesi, Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 84. yıl dönümünde “Cumhuriyet Eğitiminin Yüz Akı Köy Enstitüleri” söyleşisi düzenledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli eğitim merkezlerinden kabul edilen Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 84. yıl dönümünde, eski bir Köy Enstitüsü öğrencisi ve 16. Dönem Milletvekili Dr. Sami Gökmen’in konuşmacı olduğu bir söyleşi düzenledi. “Cumhuriyet Eğitiminin Yüz Akı Köy Enstitüleri” başlığı altında yapılan söyleşide, Köy Enstitüleri’nin, Cumhuriyet tarihi ve toplumun gelişimi açısından önemine değinildi ve Köy Enstitüleri’nde ne gibi eğitimler verildiği ile birlikte işleyişi anlatıldı. Söyleşiye, enstitü mezunu öğretmen Nazmi Öner de katıldı. “Cumhuriyetin büyük kazanımı” Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşide Dr. Sami Gökmen, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’ndan sonra söylediği “Asıl savaş şimdi başlıyor” sözünü hatırlatarak, Atatürk ve arkadaşlarının, halkın eğitilmesi için gösterdiği çabadan, bu çabanın sonunda da Köy Enstitülerinin kurulduğunu ifade etti. Gökmen, “1940 yılında, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü önderliğinde, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Tonguç’un çabaları sayesinde köylerde yaşayan ve ilkokul mezunu vasfı taşıyan çocukların Köy Enstitüleri’nde eğitim görüp tekrar yaşadıkları köylere dönerek öğretmenlik yapması amaçlanmıştır. Köy Enstitülerinde, gündelik yaşamdan, Matematik, Türkçe, Fen gibi birçok alanda dersler verilmiştir. Orada yetişen öğrenciler, Cumhuriyet’e büyük katkılar sağlayan insanlar olmuştur” diye konuştu. Söyleşinin ardından, Bülent Ecevit Kültür Merkezi fuayesinde Köy Enstitüleri sergisi açıldı. Sergi, 20 Nisan’a kadar ziyarete açık olacak.
İstanbul Turkcell 30’uncu yılını kutluyor 1994 yılında cep telefonundan ilk ‘Alo’ ile iletişim teknolojilerinde yeni bir dönem başlatan Turkcell, 30’uncu kuruluş yılında yeni hedeflerini açıkladı. Kurulduğu günden bu yana odağına ‘insanı’ koyan şirket, önümüzdeki dönemde telekomünikasyon operatörlüğündeki liderliğini korumayı ve ‘uçtan uca teknoloji sağlayıcısı’ pozisyonunu büyütmeyi hedefliyor. Turkcell 30 yaşında. Şirketin gelecek stratejisinin ana ekseninde ‘yenilikçi teknolojiler’ olduğunu söyleyen Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, “Nasıl ki 30 yıl önce ‘İnsan İçin Teknoloji’ vizyonuyla ülkemizde yeni bir çağ başlattıysak ve döneminin ötesinde bir strateji ortaya koyduysak; 30’uncu yılımızda da yine bugünün ötesinde bir vizyonla, yeni bir stratejiyle ülkemizin toplumsal, ekonomik ve kültürel gelişimine katkı sağlayacağız. ‘Uçtan uca teknoloji sağlayıcısı’ pozisyonumuzu daha da büyüteceğiz” dedi. “Her şey Turkcell’le çalışıyor, Turkcell herkesle çalışıyor” “Türkiye Yüzyılı’nı Dijitalin Yüzyılı” yapma kararlılığına sahip olduklarını söyleyen Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, 30’uncu yıl iletişimi kapsamında şu ifadelerde bulundu: “Sadece sesli iletişim ve SMS’le başlayan hikayemiz; MMS, WAP, GPRS, EDGE, 3G ve 4.5G teknolojileri ile adım adım ilerledi. Bu ilerlemeye cep telefonlarımızın donanım kabiliyetlerinin sürekli artması ve ekran teknolojilerindeki gelişmeler de eşlik etti. Bu dönüşüm yolculuğunda, sesli iletişim uzun zaman önce tek işimiz olmaktan çıktı. Ekosistemimizde çok değerli şirketler barındırıyoruz. Paycell, TV+, BiP, fizy, lifebox, GAME+, Turkcell Global Bilgi, Turkcell Superonline, veri merkezlerimiz, enerji santrallerimiz ve daha pek çok şirketimizle kişilere ve endüstrilere yenilikçi çözümler sunuyoruz. Milyonlarca insan gibi yüzbinlerce şirket de Turkcell’in güçlü altyapısı ve teknolojisiyle çalışıyor. Türkiye’nin dijital yolculuğunda iz bırakan tarihimize baktığımızda gururla görüyoruz ki; teknolojinin olduğu her yerde Turkcell var, her şey Turkcell’le çalışıyor, Turkcell herkesle çalışıyor.” “Şirket olarak sadece insanlara hizmet vermiyoruz” Turkcell Grup bünyesinde toplam 56 milyonu aşkın abonesi (bireysel, kurumsal, bağlı cihazlar) olmasına rağmen 84 milyonun tamamının hayatına dokunduklarını aktaran Dr. Ali Taha Koç, “Sim kartı olsun ya da olmasın herkes Turkcell’li olacak, herkesin yolu bir şekilde Turkcell’den geçecek demiştik; bugün görüyoruz ki hizmet verdiğimiz kişi ve kurumlar sadece Turkcell sim kartına sahip olanlar değil. Şehir hastaneleri, havalimanları gibi kritik alanlarda altyapımızdan faydalananlar da otonom sistemlere sağladığımız dijital teknolojilerimizi kullananlar da bizim için Turkcell’li. Uçtan uca teknoloji sağlayıcısı pozisyonumuz sayesinde, Turkcell hattı olsun ya da olmasın artık neredeyse herkes Turkcell’li diyebiliriz” dedi. “Stratejik odak alanları: Veri, enerji, siber güvenlik, yapay zekâ” Dr. Ali Taha Koç, 600 bin kurum ve kuruluşun teknoloji altyapısının, dijital dönüşüm operasyonlarının ve siber güvenliklerinin şirket tarafından sağlandığını belirtti. Dr. Koç, “Tüm bunları yaparken de dijital operatör yetkinliğimize entegre bir biçimde, üretken yapay zekâ teknolojilerini kullanıyor, uydu teknolojilerini test ediyor, kuantum teknolojileri üzerinde çalışıyoruz. Türkiye’nin lider teknoloji ve sistem entegratörü pozisyonumuzu koruyacak, uçtan uca teknoloji sağlamaya devam edeceğiz. Bütüncül bir bakışla ele aldığımız; Ar-Ge çalışmalarımız, dijital iş servislerimiz, enerji ve bulut bilişim operasyonlarımız, veri merkezi ve siber güvenlik faaliyetlerimiz 30’uncu yılımızın stratejik odak alanları” dedi. Dr. Koç, şirketin 30 yılda Türkiye’ye sunduğu katkıya ve gelecek vizyonuna dair de şu ifadelerde bulundu: “Türkiye’den kazandığımızı Türkiye’ye yatırıyoruz” “30 yıllık tarihimiz boyunca insanımızın ihtiyaçlarında, eğitimden spora, kültür-sanattan sürdürülebilirliğe, her yaş grubundan ve toplumun her kesiminden milyonlarca vatandaşımızın yanında olduk. Üretime dahil olan kadınları, geleceğin parlayan yıldızı gençleri ve başarılarıyla göğsümüzü kabartan sporcuları unutmadık. Ülkemizin küresel arenadaki gücünü artıracak ve toplum için daha faydalı bir dijital gelecek ortaya koyacak yatırımlarımızı sürdüreceğiz. Müşterimiz olsun olmasın, insanlardan nesnelere, şirketlerden teknoloji ekosistemine ve onlarca sektöre, sosyal sorumluluktan çevresel sürdürülebilirliğe Her yerdeyiz, herkesleyiz, her şeyleyiz... Türkiye’den kazandığımızı Türkiye’ye yatırıyoruz.” Turkcell’in 30’uncu yıl reklam yüzü oyuncu Kerem Bürsin Yeni reklam kampanyasında “Her şey Turkcell’le çalışıyor, Turkcell herkesle çalışıyor” mesajının altını çizen marka, uçtan uca sağladığı teknolojileri farklı hikayelerle anlatıyor. Kerem Bürsin’in başrolde olduğu ve çekimlerin dört gün sürdüğü filmde, operatörün hayatın her anında olduğu vurgusu yapılıyor. Bireyleri olduğu gibi şirketleri ve sektörleri de birbirine bağladıklarını; akıllı cihazlar, otonom araçlar, şehir hastaneleri, havalimanları gibi markanın görünmediği alanlarda da mobil iletişimin Turkcell’le sağlandığı mesajı veriliyor. Yeni kampanyanın, şirketin 30’uncu yıl stratejisini desteklediğini söyleyen Turkcell Genel Müdürü, Kerem Bürsin’in enerjisiyle şirkete çok yakıştığını ifade etti. “İletişim kampanyamızı sevgili Kerem Bürsin ile başlattık. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum. Hem kendisi hem de enerjisi Turkcell’e çok yakıştı.” Aksiyon sahnelerinde dublör kullanmayan oyuncu Kerem Bürsin, “Ülkemizin en değerli markalarından Turkcell’in 30’uncu yıl iletişiminin bir parçası olmak benim için çok anlamlı. Teknolojiyi hayatın içinden örneklerle anlattığımız seride bol aksiyonlu ve eğlenceli sahneler izleyeceksiniz. İlk sahneye annemin konuk oyuncu olarak katılması da ayrıca müthiş bir anı oldu bizim için. Şirketin 30’uncu yaşına özel sürprizlerini de yıl boyu yayınlanacak farklı filmlerde göreceksiniz” dedi. Turkcell’den 30’uncu yıl sürprizleri Yapılan açıklamaya göre, 30’uncu yaşını yıl boyu farklı sürprizle kutlayacak olan operatör, müşterilerine pek çok avantaj sağlayacak. Abonelerin paketindeki GB ve dakikalar ikiye katlanırken, gençlere yönelik sinema ve yemek faydası gibi birçok kampanya yıl boyu devam edecek.