Kamu Sen'den Teröre Tepki

Türkiye Kamu-Sen İzmir İl Temsilcisi Ahmet Doğruyol, terör örgütünün eylem ve uygulamalarıyla en büyük zararı Kürt kökenli vatandaşlara verdiğini belirterek, “Özellikle doğu ve güneydoğu bölgelerimizde dağa kaçırılanlar Kürt, yolu kesilenler Kürt, öldürülenler Kürt bu nasıl bir Kürt hakkı aramak ve korumaktır” dedi.
Türkiye Kamu-Sen İzmir İl Temsilcisi Ahmet Doğruyol, ard ard yaşanan terör saldırılarına tepki göstererek yazılı açıklama yaptı.
Adana Pozantı polis karakolunda şehit düşen İsa İpek ve Serdar Kazar’a Allah’tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı dileyen Doğruyol, terör eylemlerinin en fazla Kürt kökenli vatandaşlara zarar verdiğine dikkat çekti. Kürt kökenli vatandaşların haklarının gasp edildiğini ifade eden Doğruyol, “Hiçbir şekilde Kürt kökenli vatandaşlarımızın hakkını korumakla bir alakası olmayan Türk düşmanı devletlerin finanse ettiği, ülkemizdeki bazı kesimlerin de çanak tuttuğu Ermeni terör örgütü olan PKK, bu gün yine çığırından çıkmış, hiçbir suçu günahı olmayan asker ve polislerimizi şehit etmektedir. Terör örgütü eylem ve uygulamalarıyla en büyük zararı Kürt kökenli vatandaşlarımıza vermektedir. Özellikle doğu ve güneydoğu bölgelerimizde dağa kaçırılanlar Kürt, yolu kesilenler Kürt, öldürülenler Kürt bu nasıl bir Kürt hakkı aramak ve korumaktır? Yolunu köprüsünü yapan devlet, nüfusun geneline yeşil kart vererek ücretsiz sağlık hizmeti veren devlet, vergi almayan devlet, her türlü sosyal yardımı yapan devlet, düşman olan yine devlet. Demek ki ortada bir sıkıntı var. Bize göre en önemli sorun devlet ile terör örgütü arasında sıkışmış olan halkı devletin koruyamaması. Otorite boşluğu. Emin olun ki bu sıkıntı giderilse sorunun büyük kısmı da çözülecektir” dedi.
Terörle müzakere yapılamayacağını sadece mücadele edilebileceğini savunan Doğruyol, Türkiye’nin Kürt sorunu değil terör sorunu olduğunu ifade etti.
“HALEN HANGİ SİYASİ HESAP İÇİNDE OLABİLİRİZ Kİ”
Devletin teröristle pazarlık yapamayacağını kaydeden Doğruyol, “Beşikteki bebekleri katleden, eşinin çocuklarının gözleri önünde askerlerimizi şehit eden, haince habersizce ensesinden asker vuran, yaptığı ihanetin bedelini ödemelidir. Her gün gelen şehit haberleri yüreklerimize kor gibi düşmekte, ciğerlerimiz yanmaktadır. Adıyaman, Şanlıurfa, Manisa, Kilis, Kırıkkale, İstanbul, Yozgat, Malazgirt derken bu güzel yurdun dört bir yanında askerimiz polisimiz birlik, beraberlik, kardeşlik ve huzuru korumak için canlarını feda etmektedirler. Terör örgütünün siyasi uzantıları TV’lerde şov yapıp "Bu milleti tükürükle boğarız" diyerek hakaretler ederken, kurulan kan sofrası ve o sofranın ortakları bu milletin geleceğini karartmayı göze almışken, biz halen hangi siyasi hesap içinde olabiliriz ki? Bu milleti tükürükle boğmayı planlayan gafiller, Türk halkının atacağı Osmanlı tokadını anlaşılan hiç hesap edememektedirler” ifadelerini kullandı.
“ÇÖZÜM SÜRECİ SONLANDIRILMALIDIR”
Çözüm sürecinin mutlaka sonlandırılması gerektiğini belirten Doğruyol, şöyle devam etti: “Çözüm sürecini başlatan en yüksek merci dahi işin artık çığırından çıktığını ifade etmek zorunda kalmıştır. Artık yapılması gereken apaçık ortadadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti eşkıyanın tepesine binmeli ve gereken ders verilmelidir. "Analar ağlamasın" diye başlatılan bu süreç sonlanmalı ve bu yutturmaca dan vazgeçilerek sert tedbirlerle terör örgütünün kökü kazınmalıdır. Devlet, devlet olmanın gereğini yapmalıdır. İmralı’daki bebek katili ile yapılan görüşmeler derhal sona ermeli ve kurulan o masa bertaraf edilmelidir. Bu millet, hiçbir etnik köken, hiçbir inanç, hiçbir siyasi görüş için bir başkasını ötekileştirmez. Yeter ki, devletine milletine ihanet etmesin.”