GENEL - 10 Ağustos 2017 Perşembe 09:35

(Özel haber) Kimsesiz köyün kahvecisi

A
A
A
(Özel haber) Kimsesiz köyün kahvecisi

Terk edilmiş köy Lübbey’de sadece 5 ihtiyar yaşıyor.

Terk edilmiş köy Lübbey’de sadece 5 ihtiyar yaşıyor. Onları terk etmeyen tek kişi ise doğup büyüdüğü köye vefasını gösteren kahveci Mehmet Güler. Güler, haftanın belli günleri 18 kilometre yol katederek 3-5 müşteriye odun ateşinde çay yapıyor, köye ekmek getiriyor. Köylülerin hayatla bağlantısını güçlendiren Güler, “Bu köyde bir kişi kalsa dahi ben gelip bu kahveyi açarım. Burayı terk etmeyeceğim” diyor.


İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı Lübbey köyü, 30 yıl önce elektrik ve geniş tarım arazisi olmaması nedeniyle terk edilmeye başlandı. Köyünden ayrılmayanlar ise zaman içerisinde hayatını kaybetti. Şu anda sadece 5 ihtiyarın yaşadığı Lübbey, 13 yıldır kahveci Mehmet Güler’in odun ateşindeki çayı ile sıcak sohbetlere sahne oluyor. Doğup büyüdüğü köye olan vefasını, haftanın belli günleri köye gelip kahvehaneyi açık tutarak gösteren Güler, bazı günler müşteri azlığı sebebiyle benzin parasını bile çıkaramıyor, bazen de demlediği çayı geri döküyor. Ödemiş merkezinden 18 kilometrelik yol kateden Güler, köylülerin ekmek ihtiyacını da karşıladığını belirterek, “Ben çocuğumun okulu nedeniyle Ödemiş’te yaşamak durumundayım ama ben burada bir kişi bile kalsa gelip bu kahveyi açarım. Burayı terk etmeyeceğim” dedi.



Gidiş geliş 36 kilometre yol yapıyor


Lübbey’in zamanla terk edilmeye başladığını söyleyen Güler, “30 yıl önce Lübbey’de çok kişi yaşıyordu. Geniş araziler ve elektrik olmadığı için insanlar göç etmeye başladı. Ben de burada doğdum büyüdüm. Şu anda çocuğumun okulu nedeniyle Ödemiş merkezde yaşıyorum. Artık burada sadece yaşlılar kalıyor. Geçen sene 7-8 kişi varken, bu sene 4-5 kişi anca yaşıyor. Bu köyü terk etmeyenler hayatlarını kaybettikçe köy nüfusu da günden güne azalmaya başladı. Ben de buraya Ödemiş’ten gelip gidiyorum. Gidiş geliş 36 kilometre yapıyor. Buradaki insanlara çay ve soğuk su ikramında bulunmaya çalışıyorum. Benzim paramı çıkartamadığım zamanlar oluyor ama dert etmiyorum” diye konuştu.



“Ben de terk edersem burası tamamen biter”


70 yıllık köy kahvesini açarak Lübbey’i ayakta tutmaya çalıştığını ifade eden Güler, şunları söyledi:


“Burası terk edilmiş vaziyette. Ben de terk ettiğimde burası tamamen biter. Bazen şehirden dostlarımız köyü merak edip geliyor. Onlara çay ve su ikram ediyorum. Ben de gelmesem burada hiç kimse olmaz. Köyü ayakta tutmaya çalışıyoruz. Burası tarihi bir köy. Yıkılmak üzere olan tarihi bir camimiz var. Köyümüz restore edilirse turistler gelir ve köy kalkınır. Köye can gelir. Bize sahip çıkılmasını istiyoruz.”



“Bazen didişiyoruz, köy 3 kişiye dar geliyor”


Köy kahvesinde günde en fazla 15 bardak çay satabildiğini dile getiren Güler, “Buraya haftanın bir günü manav gelir. Bir gün de gezici bakkal gelir. Köy halkı ihtiyaçlarını bu şekilde karşılar. Ekmeğe ihtiyaçları olduğunda beni arıyorlar ve onlara ekmek getiriyorum. Elim boş gelmiyorum. Burada sohbet ediyoruz, bazen didişiyoruz. Bazen köy 3 kişiye dar geliyor. Yeri geliyor birbirimizi arıyoruz. Gelmediğim günler telefonum susmuyor. ’Neredesin hadi gel’ diyorlar. Güzel bir diyalogumuz var” dedi.



“Burada sinek de yok ama ‘sinek avlıyorum’ diye serzenişte bulunmuyorum”


70 yıllık kahvenin 4. işletmecisi olduğunu ve 13 yıldır kahveyi açtığını belirten Güler, “3 yıl önce 15 müşterim vardı. Şimdi 3-4 müşterim var. Ama köyün durumu belli. Görünen köy kılavuz istemez. Burada sinek de yok ama ‘sinek avlıyorum’ diye serzenişte bulunmuyorum. Benim için önemli olan ne kadar para kazandığım değil. Yeri geliyor bir çay satıyorum. Geri kalan çayı döküp dükkanı da kapatıp gidiyorum. Mesela dün 6 lira kazandım. Bazen müesseseden çay veriyorum. Bazen 15 lira, bazen 3 lira kazanıyorum ama benim derdim buradan para kazanmak değil” ifadelerini kullandı.



Köyde iki kadın var


Köydeki iki kadından biri Fatma Yavuz ise kahvede vakit geçiren tek kadın. Yavuz, “Kahve açıldığında hemen buraya geliyoruz. Çayımızı içip sohbet ediyoruz. Köyde üç kadın vardı. Biri bu sene ölünce iki kadın kaldık. Kahveye gelen tek kadın benim. İkindiye kadar kahvede insanlarla sohbet ediyorum, sonra da evime dönüyorum” derken, eşi Mehmet Yavuz ise şunları söyledi:


“Bir şeye ihtiyacım olduğunda Mehmet’e telefon ediyoruz, getiriyor. Canımız çay çekince gelip çay içiyoruz. Köyde insan olmadığı için canımız sıkılıyor. Buraya gelip Mehmet ile sohbet ediyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya KTO Karatay Üniversitesi, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi aldı Geleceğe yönelik sürdürülebilir enerji politikaları benimseyen ve enerji yönetimi alanında kalite odaklı yaklaşımlar sürdüren Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi, enerji yönetimi uygulamaları ile "ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi” almaya hak kazandı. Enerji verimliliği, çevre dostu politikalar ve kalite standartlarına yönelik benimsediği yenilikçi uygulamalarıyla KTO Karatay Üniversitesi, “ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi” aldı. KTO Karatay Üniversitesi’nde gerçekleşen törende, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Mahmut Sami Şahin, KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Rifat Ortaç’a ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi’ni takdim etti. “Üniversitemiz enerji verimliliğinde lider konumda” Kalite yönetimine üniversite olarak büyük önem verdiklerini ve ISO 50001 Sertifikası ile yeni bir alanda kalitelerinin tescil edilmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti ifade eden KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Rifat Ortaç, “Üniversite olarak, eğitim ve akademik başarıya odaklanmanın yanı sıra sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği konularında da Türkiye’de öncü olmak istiyoruz. ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Belgesi almak, bu misyonun bir yansımasıdır. Kurumumuzda sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olarak hareket ediyor, enerji kullanımımızı optimize etmek ve çevresel etkilerimizi en aza indirmek için yoğun çaba sarf ediyoruz. Üniversitemizde kapsamlı enerji etütleri gerçekleştirerek, etkili enerji yönetimi uygulamalarına olan bağlılığımızı gösteriyoruz. Bu etütler, üniversitemizin iyileştirme alanlarını belirlemesine, enerji kullanımını optimize etmesine ve sürdürülebilirlik çabalarını geliştirmesine imkan tanıyor. Enerji verimliliğinin artırılması adına yapılan yatırımlar ve uygulanan stratejiler sayesinde hem maliyetlerimizi azaltıyor hem de öğrencilerimize ve personelimize daha sürdürülebilir bir çevre sunuyoruz” dedi. TSE Başkanı Mahmut Sami Şahin ise “ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Sertifikası, enerji yönetimi konusundaki en yüksek uluslararası standartlardan biridir. KTO Karatay Üniversitesi’nin bu alandaki çalışmaları tescillenmiş oldu. Kalite yönetimi anlamında yüksek bir bilince sahip olan üniversitemizin rektörü başta olmak üzere tüm çalışanlarını tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.
Eskişehir Eskişehirspor’un 18 yıldır gollerinin sesi olan adam işine ve siyah-kırmızıya duyduğu aşkı anlattı Aralarında 3 büyüklerden takımında bulunduğu birçok kulüpten aldığı teklifleri reddederek, Eskişehirspor’un attığı golleri 18 yıldır seslendiren Gökhan Güldaş, "7 yaşından beri Eskişehirspor taraftarıyım. O gol anonslarını yaparken gönülden yapıyorum. Yani sadece anons olsun diye değil, canı gönülden, seve seve, içten gelerek yaptığım için bence bu kadar başarılıyım" dedi. Eskişehirspor’un yaklaşık 18 yıldır gol anonslarını yapan Gökhan Güldaş, işini ve Eskişehirspor sevgisini anlattı. Gol atan futbolcunun adını anons ettikten sonra destekleyen Eskişehirspor taraftarına, ’Teşekkürler Efsane’ diyerek karşılık veren Güldaş’ın lakabı da ’Teşekkürler Efsane’. Yeri geldiği zaman A Milli Futbol Takımı’nın da gol anonslarını yapan Gökhan Güldaş, taraftarı olduğu takımın maçlarını ilgiyle takip edip, hasta dahi olsa mikrofonun başındaki yerini daima alıyor. Görevli olduğu 18 yıl boyunca aralarından 3 büyüklerden bazı takımlarında olduğu kulüplerden dolgun maaşa iş teklifleri alan 46 yaşındaki Güldaş, Eskişehirspor aşkından bunların hepsini hiç düşünmeden reddetti. Aynı zaman da bir otobüs firmasında yöneticilik yapan Gökhan Güldaş, sağlığı el verdikçe Eskişehirspor’un gollerini seslendirmeyi devam etmek istiyor. "Eskişehirspor gibi büyük bir camianın içinde olmak benim için mutluluk ve gurur verici” İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine işe başlama hikayesini anlatan Gökhan Güldaş, "Bu işe tamamen tesadüf eseri başladım. Eski stadyumdayken bir gün anonsçunu gelmeyeceğini söyleyerek bana çıkıp çıkmayacağımı sordular. Ben de seve seve yapacağımı ifade ettim ve sonrasında artık bu işi benim sürdüreceğimi belirttiler. Çok heyecanlı bir işti. İlk çıktığımda acaba yapabilir miyim, acaba olacak mı diye düşündüm. Çünkü Eskişehirspor gibi büyük bir camianın içinde olmak benim için mutluluk ve gurur verici bir işti. Ondan sonra tabii ki ister istemez heyecanımı yenmeye başlasam da her maç benim için ayrı bir heyecan, ayrı bir gurur verici olmaya başladı. Her maçta her yapmış olduğum hazırlıklarda da üstüne bazı şeyleri biraz daha koyarak bugünlere kadar geldik" dedi. "7 yaşından beri Eskişehirspor taraftarıyım" 39 yıldır Es-Es taraftarı olan Güldaş, Eskişehirspor gol attığında yaşadığı sevincin sesine ve taraftara yansıdığını belirtirken sözlerine şöyle devam etti: "7 yaşından beri Eskişehirspor taraftarıyım. O gol anonslarını yaparken gönülden yapıyorum. Yani sadece anons olsun diye değil, canı gönülden, seve seve, içten gelerek yaptığım için bence bu kadar başarılıyım. Mümkün olduğu kadar dikkat etmeye çalışıyorum. Sadece sesime değil, herkes gibi kendi sağlığımı da göz önünde bulunduruyorum. Zaten sağlığımız olduktan sonra gerisi geliyor. Şükürler olsun bir Allah vergisi, bugüne kadar sesimde bir sıkıntı olmadı. Bundan sonra da olmayacağını düşünüyorum inşallah." "Unutamadığım anılarımdan birisiydi" Eskişehirspor’un, Galatasaray maçındaki anısını anlatan Gökhan Güldaş, "Eskişehirspor, Süper Lig’deyken Galatasaray maçında ilk yarı Koray Arslan’ın attığı golle öne geçmiştik. İkinci yarının başlamasına yakın arka tarafta elimi yüzümü yıkamaya gitmiştim. Tam o sırada ikinci yarı başlamış, başlar başlamaz tribünlerin gol anonsuyla odama geri geldim. Herkese sorduğumda golü Koray Aslan’ın attığını dile getirdiler. Ben de ilk golü onun attığını bildiğimi belirterek tekrardan ikinci golü kimin attığını sordum. Daha ikinci yarının başlamasının 30. ya da 40. saniyesi falandı. O kadar heyecanlanmıştım ki. Bu unutamadığım anılarımdan birisiydi. Maç bittikten sonra gol anonsunu geç yaptığım için Koray Arslan’dan özür dilerim. O da ’Çok güzel oldu’ dedi, kendi aramızda esprileştik" dedi. "Ediz, ’Gökhan abi izin verirse yaparım, vermez ise yapmam’ dedi" Güldaş son olarak 5 Eylül 2012 yılında hayatını kaybeden Ediz Bahtiyaroğlu ile olan anısını şöyle anlattı: "Rahmetli Ediz Bahtiyaroğlu’yla güzel bir anım var. Yine eski stadyumdayız. Futbolcular ısınmaya çıkarken o sırada Bahtiyaroğlu yanıma geldi, hal hatır sordu ve muhabbet ettik. Maçtan önce futbolcuların flaş röportajları oluyordu. Özel bir televizyon kanalı o zamanlar Bahtiyaroğlu ile röportaj yapmak istedi. O da ’Gökhan abi izin verirse yaparım, vermez ise yapmam’ dedi. Ondan sonra döndüler bana baktılar Ardından ben de şaşkın bir ifadeyle, ’Ediz şu anda müsait değil’ diyerek muhabbetini yapmıştım. Tabii ki sonra röportaj yaptık ama onunla böyle güzel bir anım olmuştu."
İstanbul Esenyurt’un yolları bakımlı ve modern bir görünüme kavuştu Esenyurt Belediyesi, ilçe genelinde eskiyen ve bozulan yollara asfalt kaplama çalışması yaparak vatandaşların rahatça seyahat etmelerini sağlamanın yanı sıra mahalleleri de yeni bir görünüme kavuşturuyor. İlçe genelindeki çalışmalarını hummalı bir şekilde sürdüren Esenyurt Belediyesi, Akevler Mahallesi 1069. Sokak ve Mevlana Mahallesi 1990. Sokak’ta asfalt serim çalışmaları yaptı. Esenyurt’un dört bir yanında çalışmalarını devam ettiren ekipler hem vatandaşların sağlıklı ve konforlu bir şekilde seyahat etmelerini sağlıyor hem de mahalleleri yeni bir görünüme kavuşturuyor. Çalışmalardan duydukları memnuniyeti dile getiren ilçe sakinleri Esenyurt Belediyesi’ne teşekkür ederken, belediye yetkilileri ise benzer çalışmaların hız kesmeden devam edeceğini açıkladı. “Artık rahat bir şekilde seyahat edecekler” Esenyurt Belediyesi bünyesinde kontrol mühendisi olarak görev yapan Ozan Bahadır çalışmaların hummalı bir şekilde devam ettiğini belirterek şunları söyledi: “Esenyurt genelinde çalışmalarımız hızla devam etmektedir. Bugün de vatandaşlarımızdan gelen yoğun talep üzerine Akevler Mahallesi 1069. Sokak ve Mevlana Mahallesi 1990. Sokak’ta asfalt serim çalışmaları yaptık. Bu çalışmalarımız sonucu vatandaşlarımız artık daha rahat ve güvenli bir şekilde seyahat ederken, mahallelerimiz ise bakımlı ve modern bir görünüme kavuşmuş oluyor.” “Anında geri dönüş sağlıyorlar” Mahalle sakini Ercan Akın ise Esenyurt Belediyesi’nin vatandaşın taleplerine anında cevap verdiğini belirterek “Bir vatandaş olarak belediyeyi aradık ve bölgede yaşanan sorunu kendilerine ilettik. Arkadaşlar talebimize hemen geri dönüş yaparak asfalt çalışmalarına başladı. Başarıyla yürüttükleri çalışmalardan dolayı Esenyurt Belediyesi’nden memnunuz. Emeği geçen herkese hem kendim hem de mahallem adına teşekkür ederim” dedi.