GENEL - 09 Kasım 2017 Perşembe 10:47

Rüzgar Enerji Santralleri betonlaşmayı önlüyor

A
A
A
Rüzgar Enerji Santralleri betonlaşmayı önlüyor

Çevreci ve yenilenebilir özellikleriyle dikkat çeken Rüzgar Enerji Santralleri (RES), Türkiye’nin giderek artan enerji ihtiyacına cevap verirken, RES’lerin bulunduğu alanlarda mevzuat gereği betonlaşmanın da önüne geçiliyor.

Çevreci ve yenilenebilir özellikleriyle dikkat çeken Rüzgar Enerji Santralleri (RES), Türkiye’nin giderek artan enerji ihtiyacına cevap verirken, RES’lerin bulunduğu alanlarda mevzuat gereği betonlaşmanın da önüne geçiliyor.


Çevreci Enerji Derneği (ÇED) Başkanı Tolga Şallı, Rüzgar Enerji Santralleriyle (RES) betonlaşmanın da önüne geçildiğini bildirdi. RES’lerin yapıldığı bölgelerde mevzuat gereği betonlaşmanın yasak olduğunu da belirten Çevreci Enerji Derneği (ÇED) Başkanı Tolga Şallı, imar uğruna yok edilmeye çalışılan Çeşme tepelerinde rüzgar enerji santralleri sayesinde ekolojik hayatın devam ettiğini kaydetti.


RES’lerin çevresiyle bütüncül ve doğaya saygılı yapılar olduğunu ifade eden Tolga Şallı, “Bazı araştırmalara göre rüzgar enerji santrali yapılan bölgelerde yaşayan hayvanların sayısında artış olduğu belirtiliyor. Rüzgar enerji santralleri, birçok faydalarının yanında, bulundukları bölgeleri insan müdahalesinden de koruyarak aşırı ve çirkin betonlaşmayı da önlüyor. Ülkemiz maalesef elektrik üretimi için gerekli ham madde temininde yüzde 70-75 oranında dışa bağımlı. Ulusal çıkarlarımızı korumamız gereken bu coğrafyada, yerli yenilenebilir enerji kaynaklarını devreye almamız artık zorunluluk taşımaktadır” diye konuştu.


Avrupa ülkelerinin RES’lerin önemini kavradığını ve rüzgar enerjisinde rekorlar kırdığını kaydeden Tolga Şallı, 28 Ekim günü Avrupa’nın elektriğinin yüzde 24.6’sını rüzgar santrallerinin ürettiğini dile getirdi.


Şallı, sözlerine şöyle devam etti:


"Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği, WindEurope tarafından açıklanan verilere göre bu üretimin yüzde 21,8’ini karasal rüzgar enerjisi santralleri, yüzde 2,8’ini ise kıyı ötesi rüzgar enerjisi santralleri gerçekleştirdi. Bu yüksek üretim sayesinde rüzgar enerjisi, birçok Avrupa ülkesinin o günkü elektrik talebinin önemli bir bölümünü karşıladı. WindEurope verilerine göre bu oran Danimarka’da yüzde 109’a ulaştı. Aynı oran Almanya’da yüzde 61, Portekiz’de yüzde 44, İrlanda’da yüzde 34, Avusturya’da yüzde 33, İspanya’da yüzde 31 ve Birleşik Krallık’ta yüzde 29 seviyesine yükseldi."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Milli Parklar ve Tabiat Parklarını Ramazan Bayramı’nda 3 milyona yakın kişi ziyaret etti Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) bünyesindeki milli parklar ve tabiat parklarını, Ramazan Bayramı’nı da içine alan 9 günlük tatil süresince 2 milyon 906 bin 385 kişi ziyaret etti. Doğayla içi içe vakit geçirmek isteyen vatandaşların 6-14 Nisan 2024 tarihlerini kapsayan bayram tatilinde, DKMP Genel Müdürlüğünün yetki ve sorumluluğundaki tabiat parkları ve milli parklar oldu. Havası, suyu, tarihi-doğal kaynak değerleri, tabii görünümleri ve sakin ortamları ile ziyaretçilerine eğlenme, dinlenme ve boş zamanlarını değerlendirme imkânı sunan korunan alanlar, 9 günlük tatil süresince milyonlarca kişinin akınına uğradı. Ülke genelindeki korunan alanları söz konusu tarihlerde 2 milyon 906 bin 385 kişi ziyaret ederken 278 bin 748 ziyaretçiyi ağırlayan Ormanya Tabiat Parkı, en fazla rağbet gören alanların başında geldi. Bu bölgeyi sırasıyla 274 bin 689 ziyaretçi sayısı ile Beydağları Sahil Milli Parkı, 273 bin 342 ziyaretçi sayısı ile Marmaris Milli Parkı, 142 bin 380 ziyaretçi sayısı ile Beyşehir Gölü Milli Parkı ve 100 bin 15 ziyaretçi sayısı ile de Burç Tabiat Parkı izledi. Ziyaretçilerine yaz kış ayrı güzellikler sunan Abant gölü Milli Parkı’nı 91 bin 300, Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nı 87 bin 540, Şamlar Tabiat Parkı’nı 70 bin 505, Kuzuyayla Tabiat Parkı’nı 59 bin 110, Meryemana Tabiat Parkı’nı ise 55 bin 254 kişi ziyaret etti. Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı DKMP Genel Müdürlüğü bünyesindeki korunan alanları, geçen yıl Ramazan Bayramı tatilinde de 1 milyon 333 bin 718 kişiyi ağırlamıştı. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, DKMP Genel Müdürlüğünün yetki ve sorumluluğu altındaki korunan alanları, sahip oldukları kaynak değerlerle koruma gayretinde olduklarını belirterek, “Özellikle uzun tatil dönemlerini fırsat bilerek doğa ve açık hava aktivitelerini tercih eden vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla alan düzenlemeleri yapıyor, tanıtım merkezleri, konaklama tesisleri, seyir terasları, tur güzergahları ve macera parkurları gibi projeler hazırlıyor, kısacası korunan alanlarımızı geleceğe taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Bu çalışmalarla her geçen yıl daha fazla sayıda vatandaşın korunan alanlarda vakit geçirmesini sağlamayı amaçladıklarının altını çizen Yumaklı, “Yürüttüğümüz çalışmaların da etkisiyle vatandaşlarımızın korunan alanlara ilgisinin artmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Tabiat parklarını ve milli parkları ziyaret eden vatandaşlarımızın bu alanlardan güzel anılarla memnun bir şekilde ayrılmaları da bizleri ayrıca motive ediyor. Ülkemizin doğal güzelliklerini korumayı ve geliştirmeyi aynı kararlılıkla sürdüreceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
Gümüşhane Baharda çıkıp yazın kayboluyorlar Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Gülaçar köyünde her yıl bahar aylarında yaşanan ilginç doğa olayında köyün her iki yamacında da aynı anda ortaya çıkan ve aynı anda kaybolan su kaynakları 2 ay boyunca görsel şölen oluşturuyor. İkisu-Şiran karayolu kenarındaki Gülaçar köyünde her bahar mevsiminde ilginç bir doğa olayı yaşanıyor. Hem köyün üst tarafında hem de Gülaçar deresinin karşısındaki yamacında her yıl bahar mevsiminde akmaya başlayan dereler yaklaşık 2 ay boyunca dağın ortasından çıkıp akmaya devam ediyor ve daha sonra kayboluyor. Hiç su akmayan bölgede birdenbire adeta dere olup şelaleye dönüşen sular için bölgede çeşitli efsaneler dilden dile dolanırken, suların karla kaplı dağlarda karların eriyip dağın içindeki mağaralara dolduktan sonra taşması sonucu aktığı değerlendiriliyor. Sosyal medyada doğada yaptığı yemek ve doğa videolarıyla bilinen Yusuf Oral ilk başlarda az olan suyun alt kısımlara doğru adeta büyük bir dereye dönüştüğünü görünce şaşkınlığını gizleyemedi. Yılın aynı gününde akmaya başlayıp yaklaşık 2 ay sonra aynı gününde kuruyan sulardan sadece tek bir kaynaktan saniyede 200 litreye yakın su çıktığını aktaran Oral, gördüğü manzara karşısında “Muazzam, serinliği çok güzel, gerçekten keyfi çok güzel” ifadelerini kullandı. “Bu muhtemelen birbirine bağlı bir yeraltı havuzunun olduğunu bizlere gösteriyor” Yıllardır merak ettiği bölgenin kaynağına geldiğini ve bir saat yürüyerek şelalelere ulaştığını kaydeden Oral, “Buradaki şelale 4 noktadan çıkıyor o yüzden ismini ’4 göze’ koyuyorum. Belki bir ismi vardır onu bilmiyorum. Bu vadide yaşıyorum. Bu şelalelerin Gülaçar köyünün üzerinde bulunan bir yerde yılın aynı gününde akmaya başladığı ve aynı gün kurumaya başladığı söylenir. Burası Gülaçar’a giderken ki vadi. Vadinin sağıdan ve solundan bu sular çıkıyor ve ortada Gülaçar deresi var. Şelaleler karşılıklı yani. Aralarında yaklaşık 2 kilometre kuş uçuşu mesafe olan noktalar. Ama kot olarak hemen hemen aynı. Aynı gün aktığı söyleniyor köylüler tarafından. Biz de yıllardır aynı şeyi burada gözlemliyoruz. Bu yeraltı su sistemine bakıldığında muhtemelen birbirine bağlı bir yeraltı havuzunun olduğunu bizlere gösteriyor. Gerçekten görülmeye değer bir yer. Özellikle suyun çıktığı bu nokta insanın ruhunu dinlendiriyor. Gerçekten çok mutluluk verici, çok keyifli” dedi.