GENEL - 19 Eylül 2018 Çarşamba 10:57

’Sibel’in Çiftliği’

A
A
A
’Sibel’in Çiftliği’

Kurban Bayramında Rize’den yüzerek kaçan ve Trabzon’da ortaya çıkan dana Ferdinand’ın yeni yaşam alanı olan Türkiye’nin ilk ve tek kurtarılmış çiftlik hayvanları barınağı, özellikle ölüme terk edilmiş, şiddete ve cinsel istismara uğramış ve engelli hayvanlara kucak açmasıyla dikkat çekiyor.

Kurban Bayramında Rize’den yüzerek kaçan ve Trabzon’da ortaya çıkan dana Ferdinand’ın yeni yaşam alanı olan Türkiye’nin ilk ve tek kurtarılmış çiftlik hayvanları barınağı, özellikle ölüme terk edilmiş, şiddete ve cinsel istismara uğramış ve engelli hayvanlara kucak açmasıyla dikkat çekiyor. İzmir’de bulunan çiftlikteki 700 hayvanın 400’ü, geçmiş dönemlerde bu tür travmaları yaşayan hayvanlardan oluşuyor.



Kurban Bayramının 1. günü kesilmemek için Rize İyidere’de kaçarak denize giren ve bayramın son günü Trabzon Sürmene’de yüzerken bulunan dana Ferdinand, ünlü sanatçı Haluk Levent’in kurucusu olduğu Ahbap Platformu tarafından satın alınarak İzmir’deki kurtarılmış çiftlik hayvanları barınağına gönderilmişti. Ferdinand’a yuva olan çiftlik, Türkiye’nin ilk ve tek kurtarılmış çiftlik hayvanları barınağı olma özelliği taşıyor. Çiftlikte bulunan 700 hayvanın 400’ünün geçmiş dönemlerde cinsel istismar ve şiddete maruz kaldığını, bazılarının ölüme terk edildiğini, birçoğunun engelli olduğunu belirten çiftliğin kurucusu Sibel Çağlar, “Burada 700 hayvanımız var. Bazıları engelli, bazıları cinsel istismara uğramış, bazıları yaşlı, bazıları sağlıklı, bazıları şiddet görmüş. İmkanlarımız doğrultusunda özellikle travma yaşamış hayvanlarımıza kapımızı açıyoruz” dedi.



Engelli, istismara uğramış ve ölüme terk edilmiş hayvanlar


İzmir’de yaşayan Sibel Çağlar, Ankara’da yaşadığı dönemde yardıma muhtaç hayvanlar için çalışmaya başladı. Çankaya ilçesindeki 3 dönümlük arazide bir barınak kuran ve burada sokak hayvanları, evcil hayvanlar ve yardıma muhtaç çiftlik ve yük hayvanlarına bakan Çağlar, daha sonra İzmir Kemalpaşa’ya taşındı. Bir köyde 10 dönümlük bir arazide Türkiye’nin ilk ve tek kurtarılmış çiftlik hayvanları barınağını kuran Çağlar; niyetçi tavşanlar, tatil hediyesi olarak çocuklara alınıp bırakılan ördekler, engelli köpek ve kediler, ölüme terk edilmiş, şiddete ve cinsel istismara uğramış çiftlik ve yük hayvanları gibi birçok hayvan türüne kol kanat geriyor.



Gözleri oyulan köpek, istismara uğrayan eşek


Çiftlikte bulunan her hayvanın bir hikayesi olduğunu vurgulayan Çağlar, gözleri oyulmuş hasta bir şekilde bulunan köpek, kesime gidecekken son anda kurtarılan dana, cinsel istismara uğrarken kurtarılan eşek ve ölüme terk edilen fayton atı gibi birçok hayvanla aralarında özel bir bağ olduğunu söyledi. Hayvanların bakımı için düzenli aralıklarla kermes tertiplediklerini kaydeden Sibel Çağlar, ayrıca gönüllülerin bağışları ile de hayvanların bakımını sürdürdüklerini kaydetti. Çağlar, “Buradaki hiçbir hayvanın hikayesini unutmuyorum. Burada mutlu olabilirler ama onların gözlerinde yaşadıkları travmaları hala görebiliyorum. Buradaki 700 hayvanın 400’ü, insanlar tarafından şiddete uğramış hayvanlardan oluşuyor” diye konuştu.



“Mutlu bir hayat sunmaya çalışıyoruz”


Yük hayvanları ve çiftlik hayvanlarının çok mağdur olduğunu kaydeden Çağlar, “Kediye, köpeğe sahip çıkan çok fazla arkadaşımız var ama çiftlik ve yük hayvanları için bakım ve yer temini çok zor. Ben de çiftlik hayvanları için böyle bir barınak kurmak istedim. Burada sadece çiftlik ve yük hayvanları yok. Mağdur edilmiş kedi, köpek, tavşan, ördek de var. Çiftlikteki işi tek başıma yapıyorum ama vegan grubu arkadaşlarımız da yardım ediyor. Gönüllüler, hayvanlar için bağışlarda bulunuyor. Türkiye’deki ilk ve tek kurtarılmış çiftlik hayvanları barınağı ile bu hayvanlara mutlu bir hayat sunmaya çalışıyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Rönesans Rezidans’tan sağ kurtulmayı başaran adam, depremin üzerinden aylar geçse de devasa yapının yerle bir olma anını unutamıyor Hatay’da ‘Cennetten bir köşe’ denilerek satılan ve depremde bine yakın insana mezar olan Rönesans Rezidans’tan sağ kurtulmayı başaran Mehmet Özdemir, devasa yapının yerle bir olma anına şahit olduğu anları asrın felaketinin üzerinden aylar geçse de unutamıyor. Asrın felaketinde Hatay’da binlerce bina yerle bir olurken yaklaşık 25 bin insan hayatını kaybetmişti. Depremin yok ettiği Antakya ilçesinde en çok ölüm Ekinciler Mahallesi’nde bulunan ‘Cennetten bir köşe’ vaadiyle satılan Rönesans Rezindans’ta yaşanmıştı. Bine yakın insanın hayatını kaybettiği 250 daireden oluşan Rönensan Rezidans, deprem anında saniyeler içinde yerle bir olmuştu. Asrın felaketine Rönesans Rezidans’ta bulunan giriş kattaki dairesinde yakalanan 36 yaşındaki Mehmet Özdemir, deprem anında kendisini sitenin bahçesine atarak hayata tutunmayı başardı. Rönesans Rezidans’ın yerle bir olduğu anları gören Özdemir, yaşadıklarını hafızasından silemiyor. Özdemir, Rönesans Rezidans’ın enkazına her geldiğinde kendini kötü hissettiğini ve o anları hatırladığını belirtti. “20 metre savruldum ve üzerime molozlar düşmüştü” Deprem anında evde tek olduğunu ifade eden depremzede Özdemir, “Deprem saat 04.17’de ilk başta hafif bir artçı oldu. Hatay’da çok artçı olduğu için ciddiyete almamıştım. İlk artçıda kapıya yöneldim. O gün hava fırtına ve yağmurluydu. O günü hatırlamak istemiyorum. Bahçeye geldik. Bahçede en büyük depreme yakalandık. O dakikaya kadar Rönesans ayaktaydı. 3 kişi kaçtık ama yere düştük. Sırt üstü düşmüştüm. Rönesans’ın A bloğunu izliyordum. Sallandıkça bir katı aşağıya indi. O anda ben yıkılacağını anlamıştım. Yerden yatan iki arkadaşa kaçın dedim. Aradan 15 saniye geçti. Rönesans’ın arkama doğru yıkıldığını hissettim. 20 metre savruldum ve üzerime molozlar düşmüştü. Yerdeyken kabus gördüğümü sandım ama gerçekti. O anı hatırlamak istemiyorum” dedi. “O anları hatırlıyorum ve tüylerim diken diken oluyor” Rönesans Rezidans’ın enkazına geldiğinde kendisini kötü hissettiğini belirten depremzede Özdemir, “Buraya geldiğimde kendimi kötü hissediyorum. O anları hatırlıyorum ve tüylerim diken diken oluyor. Bir yıl öncesine kadar burada yaşıyorum. Bin kişiye yakın insan öldü. Enkazdaki insanların sesini duydum. Bir savaş sahnesi gibiydi. Bu kadar büyük bir yapının bu kadar çürük olacağını düşünmemiştim. Saniyeler içinde yerle bir olacağı kimin aklına gelebilirdi ki o anda” ifadelerini kullandı.
Kütahya Başkan Mustafa Önsay’dan Milletvekili Kasap’ın Şehir Hastanesi açıklamasına tepki AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, Saadet Partisi Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’ın "Şehir Hastanesi göstermelik açıldı" şeklindeki sözlerine sert tepki gösterdi. Basın toplantısı düzenleyen Önsay, Kasap’ın Kütahya’ya yapılan her hizmetti "Görmezden gelip" kıyasına eleştirdiğini ifade etti. Önsay, "Bütün emekleri görmezden gelip, üstünü kapatıp, ’AK Parti’ye gol atacağım’ diye ’Tayyip Bey’e laf edeceğim’ diye gelip Kütahya Şehir Hastanesini konuşmak bence bu şehre yapılmış büyük bir kötülüktür. Bu noktada tekrar uyarıyorum, bunu yapmasınlar, yoksa bu ifadelerimi daha da sertleştireceğim" diye konuştu. Önsay, Kasap’ın geçmişte de Kütahya Zafer Havalimanı yatırımını da sürekle eleştirerek, şehri zor durumda bıraktığını dile getirdi. Önsay, "Bugün duyuyoruz, bir tane Kütahya milletvekilimiz ‘Ya oradaki makineyi buraya mı getiriyorlar? ‘ diyor. Şunu anlamaları gerekiyor, yani sen bir milletvekili olarak mesele nedir, burada yapılan iş nedir, bunu bir konuşmadan araştırman lazım. Burada kamu - özel ortaklığı ile yapılmış bir hastane var ve bu hastane Sağlık Bakanlığı’na devredildi. Şu anda Sağlık Bakanlığı yönetiyor, yani Sağlık Bakanlığı hem Evliya Çelebi Eğitim Araştırma Hastanesine hem Şehir Hastanesine sahip ve biz bugün bir başhekimle ikisini beraber yönetiyoruz. Burada yapılan işi başka türlü göstermeye çalışmak hakikaten büyük bir aciziyet. Biz vekilimizden şunu beklerdik. Bütün bunlar konuşulurken halk ‘Devlet Hastanesi yıkılıyor, neden yıkılıyor?’ dediğinde ‘ben defalarca bunun önüne geçtim, burası depreme dayanıksız, burayı bir an önce yıkın, yıkmıyorsunuz diye hükümeti eleştirmiştim, en sonunda yıktılar’ diye söylemesi lazım ama onun yerine Şehir Hastanesine bir şekilde kara çalma noktasına gidiyor. İşte Kütahya’nın problemi bu, yani bu şehre bir şey kazandırma noktasında muhalefetin, iktidarın, vekillerin, muhalefetin il başkanları, iktidarın il başkanları, teşkilatlar, tamamen aynı hedefte yürümesi lazım, seçim bitmiş daha on gün olmuş yirmi gün olmuş, bir seçim yokken bile, yakın gelecekte bir seçim gözükmezken bile, bir siyaset yapıyorum diye Şehir Hastanesini karalamanın, bu şekilde hareket etmenin, ben bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Bunlar şehre zarar veriyor. Şimdi yine başladı, duymuşsunuzdur, görüyorsunuzdur, bizim Türkiye’nin her yerinde Kütahya’daki Zafer Havalimanı’na benzer birçok havalimanı var ama bunların hiçbirisi Türkiye’de gündem olmazken sağ olsun bizim bu muhalefet olduğunu söyleyen vekiller sayesinde, sanki Türkiye’de Zafer Havalimanı’ndan başka o konumda olan başka bir yapı yokmuş gibi devamlı bunu ortaya çıkararak örnek haline getirdiler. Şimdi 23 ilde Şehir Hastanesi var. Hiçbir ilde Şehir Hastanesi, efendim şöyle mi oluyor, oraya hasta gidince böyle mi oluyor şeklinde söylentiler yokken, bizim burada bu başladı. Bu yanlış arkadaşlar, bunu yapmayalım. Bu şehre bunu yapmaya Kimsenin hakkı yok. Sonra biz Kütahya’dan bir taleple gittiğimizde bize bürokrasi diyor ki, ‘Sizin orada zaten bir havalimanı yaptık başımıza gelmeyen kalmadı’ şimdi de, ‘Bir Şehir Hastanesi yaptık, başımıza gelmeyen kalmadı’ diyecekler. Buna ne hakkınız var, bu nasıl bir memleket sevdasıdır. Bu nasıl Kütahya’yı sevmektir. Bu nasıl Kütahya’ya hizmet etmektir. Ben bunu hiç anlamıyorum. Bunu ne Afyon milletvekili yapar, ne Eskişehir milletvekili yapar, ne Uşak Milletvekili yapar. Bunu yaparsa ancak maalesef Kütahya milletvekilleri yapar. Yazıktır ya, bu şehri bu şekilde kötülemeye, bu şekilde kötü örneklerin şehri haline getirmeye izin vermeyelim. Bu kadar Zafer Havalimanı’nı kötüledin eline ne geçti senin. Çok şükür Sağlık İl Müdürlüğümüz çalışanlarımız büyük bir gayretle bugün orayı açıp öbür gün diğerini kapatıp, ertesi gün orada işe devam ettirebilirler. Ne yaşadık, hiçbir şey yaşamadık ama bütün bu gayretleri bütün bu emekleri görmezden gelip üstünü kapatıp AK Parti’ye gol atacağım diye Tayyip Bey’e laf edeceğim diye gelip Kütahya şehir Hastanesine konuşmak bence bu şehre yapılmış büyük bir kötülüktür. Bu noktada tekrar uyarıyorum, bunu yapmasınlar yoksa bu ifadeleri daha da sertleştireceğim. Biz bu şehre yeni bir hastane yapmak istiyoruz, 8 yataklı bir hastane hedefimiz var. Bir şey söyleyeceksen bununla ilgili söyle, bir artı koymak için çalış. Olan her şeyi yok saymak, olan her şeyi kötülemekle bu milletin bu Kütahya’nın moralini bozmaktan başka yaptıkları hiçbir şey yok. 10 yıldan beri bu şehir, Şehir Hastanesi bekliyor, açıyoruz, aynı gün tezvirata başladılar. Yok ‘Seçimi alelacele açtılar’ ne alakası var. Biz orada 28 Mart’ta gelip açılış töreni mi yaptık. AK Parti bayrakları mı astık, ne yaptık yani. Eğer biz acele açacak olsaydık Sayın Cumhurbaşkanımız Buraya geldiğinde 28 Şubat’ta açardık" ifadelerini kullandı.