- 12 Kasım 2017 Pazar 12:34

Türkiye’deki ekoloji örgütleri Bergama’da buluştu

A
A
A
Türkiye’deki ekoloji örgütleri Bergama’da buluştu

Türkiye ekoloji örgütleri, ülkede ekoloji mücadelesinin başladığı yer olan ve çok sayıda ekoloji hareketine örnek olan Bergama’da bir araya geldi.

Türkiye ekoloji örgütleri, ülkede ekoloji mücadelesinin başladığı yer olan ve çok sayıda ekoloji hareketine örnek olan Bergama’da bir araya geldi. Ekoloji örgütleri Bergama Buluşması’na değişik bölgelerden 11 çağrıcı ekoloji örgütü ile ülkenin dört bir yanından yaşam mücadelesi veren ekoloji örgütleri temsilcileri katıldı.


Bergama Kültür Merkezinde yapılan etkinliğin açılışında konuşan Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, çevre mücadelesinin başladığı yerde çevre mücadelesi verenlerin ve Ekoloji örgütlerinin bir araya gelmesinin anlamlı olduğunu söyledi. Bergama’da 2 bin 500 yıldan beri yaşamın devam ettiğini hatırlatan Gönenç, “Bergama insan sesi ve nefesinin hiç kesilmediği bir kent. Burada hem doğamıza hem de kültürümüze sahip çıkıyoruz. Bergama bundan sonrada hem tarihi kültürü hem de doğasını korumaya devam edecektir. EGEÇEP ve ekoloji mücadelesi verenlere teşekkür ediyorum. Bizler sadece Bergama’da değil Anadolu’nun her yerinde yapılan ekoloji mücadelesine destek vereceğiz” diye konuştu.



"Çevre yaşam alanımız, varlık sebebimiz"


Bergama’nın Türkiye’deki çevre mücadelesinde yeni bir sayfa açtığını hatırlatan Bergama Eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın, “Çevre bizim yaşam alanımız, varlık sebebimiz. Çevre sokağımızdan okulumuza çok geniş bir ortamda yaşamamızı sağlan bir alan” dedi. Altın madenin Bergama’da ilk açıldığı dönemi anlatan Taşkın, “Arsenik ve siyanür gibi ağır metallerin çevremize bize zarar verdiğini örendik. Devlet ve ilgili kurumlar bu gibi durumlarda halkın çıkarlarını göz etmiyor. Yetkililer o dönem yabacı odaklarla birlikte ısrarcı oldukları için bölgede yaşayanlar olarak barışçık eylemlikler yaparak farklılık oluşturmuştuk. Bilimsel olarak haklı olmamıza rağmen yetkililer çıkarları için gerekeni yapmadı” dedi. Çevre mücadelesinde hukukun yeterli olmadığını dile getiren Taşkın, “Mahkeme kararlarına rağmen çevreye zarar veren madenler devam ediyor. Bizim kararlarımız uygulanmasa bile bizi daha kötü çevrede yaşatmak isteyenlere karşı mücadele etmeliyiz. Kaynaklarımızı insanların hayatını hiçe saymak için kullananlar olacaktır. Ama onlarda görecekler buna karşı çıkanların olduğunu. Çevrecilerin karşısından olanlar her zaman bilmelidirler ki karıncıların kardeşleri vardır. Türkiye’nin ve Anadolu’nun her tarafına buradan yakılan ateşin taşınacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.



"Buluşma çevre mücadelesi için çok önemli"


Dikili Belediyesi Eski Başkanı Osman Özgüven buluşmanın çevre mücadelesinde yapılan en önemli işlerden birisinin olduğunu ifade ederek, “Bergama bu ateşi yakmıştı bu ateş yanamaya devam edecek. Çevre mücadelelerinin en yoğun olduğu bölge olarak Ege bölgesidir. Bu mücadele mutlaka devam etmeli. Çünkü içinde bulunduğumuz konum itibari ile en fazla çevre mücadelesinin verilmesi gereken bir dönemde yaşıyoruz. Biz bu mücadeleyi örgütlerimiz ile yaparak başarılı oluruz” dedi.



"Doğaya ihanetin bedelini ödeyecekler"


Bergama Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Erol Engel, “97 yılından beri doğaya ihanet ediyorlar. İhanet Türkiye’nin her yerinde o kadar büyük noktaya getirildi ki bu ihanetin bedelini ödeyecek muhatap yok. İnat ettik dedikten sonra çark mı ettiler hayır, hala inayet etmeye devam ediyorlar. Her şeye rağmen biz bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Buranın ışığını gittiğimiz yerlere taşıyacağız” diye konuştu.


EGEÇEP Dönem Sözcüsü Ali Osman Karabada ise Bergama’dan Cerattepe’ye kadar verilen ekoloji mücadelesine ilişkin görsel sunum yaptı. Karababa, “Buluşmayı örgütleyen örgütler olarak derdimiz ortak mücadelenin yol ve yöntemlerini konuşmak. Biz çevreyi yaşayabilir hale getirmek için kararlıyız. Bu kararlılığımızı tekrar tekrar dile getireceğiz” dedi.


Programın forum kısmında ise yerel direnişlerden gelen temsilciler geldikleri bölgelerdeki sorunlar ve mücadeleleri hakkında bilgi verdiler.


Buluşmanın akşamında ise Karadeniz müziğinin sevilen ismi Niyazi Koyuncu güzel bir konserle çevre ve ekoloji mücadelesine destek verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Yıllık işletme cetvellerinde son tarih 30 Nisan Samsun Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Selahattin Altunsoy, sanayi işletmelerinin ‘yıllık işletme cetvelleri’ni 30 Nisan 2024 tarihine kadar vermeleri gerektiğini hatırlatarak, verilmemesi durumunda işletmelere 8 bin 322 TL idari para cezası uygulanacağının altını çizdi. Müdür Selahattin Altunsoy, sanayi sicil belgesi sahibi işletmelerin 2023 yılına ait yıllık işletme cetvellerini 30 Nisan 2024 tarihine kadar vermeleri gerektiğini hatırlattı. Altunsoy, “Sanayi sicil belgesi alan işletmeler aynı kanunun 5. maddesine göre her yıl vermek zorunda oldukları bir yıllık faaliyetlerini gösteren yıllık işletme cetvellerini takvim yılı sonundan itibaren en geç dört ay içinde (30 Nisan tarihine kadar) bağlı bulundukları İl Sanayi ve Teknoloji Müdürlüklerine bildirmek zorundadırlar. Bu çerçevede sanayi siciline kayıt olan işletmelerin 2023 yılına ait yıllık işletme cetvellerini Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yayımlanan SGM 2014/11 no’lu Tebliğin 11’nci maddesi uyarınca e-Devlet kapısı veya Bakanlık web sayfası Sanayi Sicil Bilgi Sistemi üzerinden (http://sanayisicil.sanayi.gov.tr) elektronik ortamda vermeleri gerekmektedir. Yoğunluk yaşanmaması için girişler son güne bırakılmamalıdır. Sistem 7 gün 24 saat açık olduğundan mesai saatleri dışında ve hafta sonları da girişler yapılabilir. Söz konusu zorunluluğu yerine getirmeyen işletmelere aynı kanunun ilgili maddeleri uyarınca 2024 yılı için belirlenen 8 bin 322 TL idari para cezası uygulanacağından, ilgililerin cezai müeyyideye maruz kalmamaları açısından 30 Nisan 2024 tarihine kadar 2023 yılı yıllık işletme cetvellerini sistem üzerinden vermeleri önem arz etmektedir. Sanayi işletmeleri tereddüt edilen hususlarda bizzat İl Müdürlüğümüz Sanayi Sicil Birimine müracaat edebileceği gibi kurum telefondan da bilgi ve yardım alabileceklerdir” dedi.
Ordu Topraksız tarım sistemiyle çilek üretimine başladılar: Yıllık kazanç hedefleri 5 milyon TL Ordu’da, aldıkları hibe desteği ile 6 dönümlük serada topraksız tarım uygulaması ile çilek üretimine başlayan çift, yıllık yaklaşık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. Fatsa ilçesinde yaşayan Özge Arslan ve eşi Uğur Arslan, topraksız tarım ile çilek üretimi yapmaya karar verdi. 2021 yılında aldıkları hibe desteği ile seralarını kuran çift, yaklaşık 10 dönümlük arsa üzerine 6 dönüm çilek serası kurdu. Burada 110 bin fideden yıllık 80-100 ton arası üretim yapan çift, yıllık 5 milyon TL kazanmayı hedefliyor. “Öğretmenliğe hiç başlamadan çilek üreticisi oldum, 6 dönüm alanda 30 dönümlük üretim yapıyoruz” Üniversitenin çocuk gelişimi bölümünden mezun olan yaşındaki Özge Arslan, topraksız tarım uygulaması ile verimin 5 katı arttığını belirterek, “Öğretmenliğe hiç başlamadan ticarete başladım, öncesinde farklı sektörlerde de çalıştık, şuanda çilek üretimi yapıyoruz. Topraksız tarım olduğu için herkes su kültürüyle üretim yaptığımızı zannediyor ancak Hindistan cevizi kabuğu içerisinde yetiştiriyoruz. Toprakta olmayan bütün değerlerin tamamını biz veriyoruz ancak kesinlikle hormon ve genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) yok. Toprağa göre daha hijyenik ve verim olarak 3-5 kat arası daha verimli. Burası 6 dönümlük sera ancak 30 dönüm toprak üretimine tekabül ediyor” diye konuştu. “2 yılda kendini amorti etti, yıllık 5 milyon TL getirisi bekliyoruz” Serada bulunan 110 bin fidede yıllık 80-100 ton ürün ile yıllık 5 milyon TL getiri beklediklerini söyleyen Özge Arslan, “Getirisinden memnunuz, 2 yıl önce 7 milyon liraya kuruldu, şu an maliyetler arttı ancak bu süre zarfından kendini amorti etti. Zaten kırsal kalkınma projesinden de destek almıştık. İl Tarım ve Orman Müdürümüz Kemal Yılmaz’ın da bizlere çok desteği oldu. İlk yıl 3 milyon TL gibi bir getirisi oldu, bu yıl 5 milyon kadar bir gelir bekliyoruz. Sektör açık, bu kalitede çilek Antalya’da ihracata gidiyor, biz burada iç piyasada satıyoruz. İlerleyen günlerden Karadeniz Bölgesi’nin tamamına yaymayı hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi. Uğur Arslan ise eşinin fikri ile topraksız tarım sistemiyle çilek üretimi yapmaya başladıklarını ve başarılı olduklarını dile getirerek, bu tür hibe desteklerinin insanları teşvik ettiğini ve üretime katkı sağladığını söyledi.