SAĞLIK - 25 Mayıs 2016 Çarşamba 10:25

Uzmanından Gözaltı Işık Dolgusu Önerileri

A
A
A
Uzmanından Gözaltı Işık Dolgusu Önerileri

Gözaltı ışık dolgusu uygulaması ile göz çevresi kırışıklıkları, gözaltı çöküklüğü ve morluklarını tedavi eden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Şeyda Atabay, “Gözaltı ışık dolgusu, bir dudak dolgusu değildir. Çünkü göz çevresi önemli damarların, sinirlerin geçtiği bir alandır. Bu sebeple bu uygulamanın göz hekimlerince uygulanması gerekir” dedi.
Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Şeyda Atabay; göz çevresi kırışıklıkları, gözaltı çöküklüğü ve morluklarını gözaltı ışık dolgusu uygulaması ile tedavi eden ilk göz hastalıkları uzmanı olarak biliniyor.
Göz çevresinde yoğunlukla bulunan damar ve sinir nedeniyle bu tedavinin göz hekimlerince uygulanması gerektiğini vurgulayan Atabay, şöyle konuştu: “Bizim işimiz göz üzerine. Göz çevresindeki dokulara daha hakim olduğumuzu düşünüyorum. Göz çevresi, birçok damarın ve göz kasının yoğun olduğu bir bölgedir. Bu bölgeyi iyi tanımayan biri uygulamayı yaptığında gözümüz ve göz çevresindeki doku zarar görebilir. Hastalarımız uygulama sonrası memnun ayrılıyorlar ama hastalarımızın bize ulaşması biraz zor olabiliyor. Çünkü estetik müdahale olarak düşünüldüğü için çoğunlukla estetik doktorlarına, güzellik merkezlerine başvurabiliyorlar. Ancak gözaltı ışık dolgusu bir dudak dolgusu değildir. Çünkü göz çevresi önemli damarların, sinirlerin geçtiği bir alandır. Bu sebeple bu uygulamanın göz hekimlerince uygulanması gerekir.”
İĞNE İLE DEĞİL KANÜL İLE TEDAVİ
Atabay, 2,5 yıldır, gözaltı ışık dolgusu tedavisini uyguladıklarını kaydederek şunları söyledi: “Gözaltı ışık dolgusu; göz çevresi için üretilmiş, onayı alınmış bir dolgudur. Göz çevresine yayılan, problemli olan alanlarda düzelmeyi sağlayan bir dolgudur. Cilde bir ışıltı vermesi söz konusu olduğu ve cildin renginde de açılmaya sebep olduğu için gözaltı ışık dolgusu ismi kullanılır. Gözaltı dolguları için, önce başvuran hastalarımızı değerlendiriyoruz. Her hastamız bu işlem için uygun olmayabiliyor. İğne ile değil kanül ile uygulama yapıyoruz. Kanül, ucu sivri olmayan bir alettir ve göz çevresindeki dokuya zarar vermez. Kanül kullanımı zordur ve bu uygulamanın kanül ile yapılması gerekir. İğne ile yapıldığında göz çevresindeki damarların kanamasına neden olabilir, göz kaslarında rahatsızlık yaşanabilir. Kanül ile yaptığımız uygulama sonrasında hastalarımızın şişlik ve morluk gibi sorunları olmuyor.”
18 YAŞ ÜSTÜNE UYGULANABİLİYOR
İkili ilişkilerde ilk bakılan alanın yüz ve gözler olduğunu ifade eden Atabay; göz çevresinin, kişinin sağlıklı olup olmadığını, dinlenmiş olup olmadığını gösteren bir alan olduğunu belirterek “Gözümüz ve göz çevresi daha sağlıklı olduğu zaman kişi kendini daha iyi hissediyor. Gözaltı ışık dolgusu tedavisi için 18 yaşındaki kişiler de gelebiliyor ve hasta eğer uygunsa tedaviyi yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
10 DAKİKA SÜRÜYOR
Uygulamanın yaklaşık 10 dakika sürdüğünü dile getiren Atabay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Uygulamanın hemen sonrasında sonucu görebiliyoruz ancak dokuların toparlanması 15 günü buluyor. Biz hastayı bir bütün olarak değerlendiriyoruz. Hastamız gözaltı ışık dolgusu için geldiğinde göz kapağı ameliyatı, gözaltı torbaları ameliyatı da önerebiliyoruz.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Maltepe’de saz üstatları için 30 yıldır bağlama üretiyor Maltepe’de Erzincanlı bağlama ustası Cihan Doldur 30 yıldır saz üstatları için bağlama üretiyor. İstanbul Maltepe’de yaşayan Erzincanlı bağlama ustası Cihan Doldur 30 yıldır saz üstatları için bağlama üretiyor. Halk müziğinin önemli enstrümanlarından biri olan el emeği bağlama üretimi, teknolojik imkanların artması ve çırakların yetişmemesi nedeniyle son demlerini yaşıyor. Maltepe’de küçük bir atölyede 30 yıla yakındır bağlama yapan Cihan Doldur, ağacın cinsine göre ayda ortalama 5-6 bağlama yapıyor. Bağlama yapmak için maun, dut ve kırmızı ardıç ağaçlarını tercih eden Doldur, bazı bağlamaları ise yaklaşık 6 ayda tamamladığını söyledi. Bağlama yapımını aşama aşama anlatan Doldur, zahmetli ve bir o kadarda emek isteyen bir çalışma olduğunu dile getirdi. 30 yıldır Maltepe’de saz üreten Cihan Doldur, “Kursa yazılmıştım, yengemin bir sazı vardı. Kurs sonrası yengem sazını geri isterdi, dolayısıyla çalışamazdım, yapamazdım. Hiç sazım olmamıştı, zaman ve süreç bizi buralara getirdi. 30 yılı aşkındır bu meslekteyim. Bağlama enstrümanı her şeyden önce beni sesiyle cezbettiği için, amcamında bağlama ustası olmasından dolayı onun yanında başladım. Ahşapa dokunmak çok farklı bir şey. Ben bu işi bir. Meslek gibi görmedim, severek yaptığım bir iş bu. Yeni jenerasyon gençlik biraz daha rahat. Buraya geliyorlar ve ilk başlarda hoşlarıma gidiyor. Tozu, zımparayı zorlukları gördükleri zaman geri adım atıyorlar. Bu iş meşakkatli bir iş, bedenen ve ruhen bu işe kendinizi vermeniz gerekiyor. Gençlerimizde kültürümüze ilgi daha az daha çok batı kültürüne yakınlar ama batıdaki gençlere baktığımızda bizim kültürümüze daha çok meraklılar. Müşteri portföy olarak Çin’e, Afrika’ya, Ruslar’a ve Avrupa’nın bir çok ülkesine saz ürettik. Amerikalı bir arkadaş bizlere Muhlis Akarsu’yu anlattı, eserlerini çaldı. Biz utandık açıkçası.” diye konuştu. (AZ-