POLİTİKA - 13 Şubat 2013 Çarşamba 09:42

TÜRK VE CİNDORUK`TAN ÇARPICI AÇIKLAMALAR

A
A
A
TÜRK VE CİNDORUK`TAN ÇARPICI AÇIKLAMALAR

İmralı görüşmeleri hakkında açıklamalarda bulunan eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, müzakereden sonuç alınmazsa kaybedecek olan tarafın devlet olacağını söyledi. Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ise müzakerelerde hükümetin tüm sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini ifade etti.
Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı`nın moderatörlüğünde, Basın Kültür Sarayı Uğur Mumcu Sahnesi`nde gerçekleşen söyleşiye vatandaşların ilgisi yoğundu. Yapılan söyleşiden önce basın mensuplarının soruların yanıtlayan eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ve eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Türkiye`nin 1983 yılından bugüne kadar bölücü terör örgütü nedeniyle 40 bine yakın insanını kaybettiğinin altını çizen Türk, 5 bini aşkın da şehit verildiğini vurguladı. Türk, silah bırakmanın yanı sıra bu tür görüşmelerin sonuç getirebileceğini ifade etti. Görüşmelerin değerlendirilmesi gerektiğini belirten Türk, "Ama bölücü örgütün öteden beri bilinen bazı talepleri var. Uzun vadede bu talepler ayrı bir Kürdistan kurulmasında toplanıyor ama buna belirli aşamalarla gidilecek. O nedenle o aşamalardan hangisinin seçileceği konusunda şimdi bir uzlaşmaya varılacak. Ana dilde eğitim mi, yoksa coğrafi özerlik mi? Bunu tabii ki bu görüşmelerin sonucunda öğrenebileceğiz. Ama herhalde bölücü örgüt silah bırakacaksa bunun karşılığında Türkiye`den birtakım talepleri olacaktır. Asgari talepleri olacaktır. O bakımdan müzakereler çok önemlidir. İşin acı tarafı bir tarafta Türkiye Cumhuriyeti hükümeti var, diğer tarafta tek kişi var. Her ne kadar Başbakan, `Hükümet görüşmüyor, devlet görüşüyor` diyorsa da o devlet memuru, görevlendirilen kişi kimin adına görüşmeyi yapıyor? Bu bir aldatmacadır. Madem böyle bir görüşme yapıyorsunuz terörü sona erdirmek için ya da onların deyimi ile barışı gerçekleştirmek için o zaman hükümet onun sorumluluğunu her yönüyle üstlenmelidir" ifadelerini kullandı.
"AYRI BİR DEVLETİN BAŞLANGICI OLAN ÖDÜNLER ASLA VERİLMEMELİDİR"
Türkiye`nin hiçbir biçimde ödün veremeyeceği bazı şeylerin olduğunu ifade eden Türk, bunların başında Türkiye Devleti`nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün geldiğini söyledi. Türkiye`nin üniter bir devlet olduğunu belirten Türk, "Ayrı bir devletin başlangıcı olan ödünler asla verilmemelidir. Bu ülkenin bütün etnik grupları, Türk kimliği altında kendi kültürel özelliklerini yaşayabilmelidir. Örneğin kendi dillerinde yayın yapabilmeleri, ki bunların hemen hemen hepsi gerçekleşti. Burada ölçüyü çok iyi kullanmak gerekir. Hiçbir biçimde ileride tam bir ayrılmaya gidilecek bir ödün verilmemelidir. Onların silahla verdiği mücadelenin amacı belli. Daha bizim zamanımızda halkın günlük yaşamda konuştuğu geleneksel dillerde kurs açılması, yayın yapılması kabul edilmişti. Bu iktidar zamanında bu daha da geliştirildi. Bütün gün yayın yapan kanallar var. Şimdi bunların yetmediği görülüyor. Türkiye için belki bu kadarı bile çok fazla sayılabilir ama bunların ötesinde başka talepler var. Hepsi adım adım belli bir hedefe doğru gidecek. Türkiye bütünlüğünü koruyarak, ulusal birliğini, ülke bütünlüğünü koruyarak nereye kadar gidebilir? İmralı sürecinde nereye kadar gidilebilir? Hangi noktada mutabakat sağlanabilir. O bakımdan bu görüşmenin süreci çok önemlidir" diye konuştu.
"ANT İÇME TÖRENLERİNDE KUTSAL KİTAPLARLA YEMİN EDİLİRSE ŞAŞIRMAYIN"
Yeni anayasa yapılması sürecine de değinen Türk, onların talepleri arasında bu yeni anayasada kendilerinin ifade edilmesi isteğinin olduğunu söyledi. Türk, "Örneğin coğrafi özerlik. Bugün bizim Anayasa`mızın 3. maddesine göre, Türkiye Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Eğer bunu esnek bir hale getirip coğrafi özerkliğe olanak tanırsanız bu ayrılmanın, bölünmenin başlangıcı olur ya da laiklik ilkesinin sulandırılmasıdır ki bunu başka çevreler istiyor. İktidar partisinin kendi içerisinde bile bunu isteyen var. Örneğin yeni anayasa taslağında, cumhurbaşkanı seçiminde daha doğrusu başkanın seçiminde, onun oluşturacağı kabilenin yeni bir yemin metni var. Biz bugüne kadar ant içme diyorduk. Orada yemin olarak geçiyor. Bugüne kadar olan yeminde anayasaya bağlılık, Atatürk ilkelerine bağlılık ve tüm bunların sonunda, `Büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerime ant içerim` sözleri vardı. Yeni metinde ne anayasaya bağlılık var ne Atatürk ilkelerine bağlılık var. Atatürk`ün adı bile geçmiyor. `Büyük Türk milleti önünde` ifadesi de yok artık. Sonunda bugüne kadar, `Namusun ve şerefim üzerine yemin ederim, ant içerim` sözü vardı. Burada namus gitmiş, mukaddesatım ve şerefim üzerine yemin ederim sözü gelmiş. Bu laiklik ilkesi ile bağdaştırılması güç bir ant içme biçimidir çünkü her insanın inancı kendisine ait ve kendi vicdan işidir. Ama burada laik bir devletin parlamentosunun üyesi, laik bir devletin bakanı olarak ant içecek. Bu gidişle yakında bu ant içme törenlerinde eğer kutsal kitapların, örneğin meclis kürsüsüne Kur`an-ı Kerim konularak yemin edilme yoluna gidilirse buna şaşmamak gerekir. Gidişat bunu gösteriyor. Bunlar son derece kaygı verici gelişmeler. Bu AK Parti`nin hazırladığı anayasa taslağında yer alıyor" diye sözlerine son verdi.
"MÜZAKEREDEN SONUÇ ALINAMAZSA KAYBEDEN DEVLET OLUR"
Hükümlü ile müzakere yapılamayacağını ifade eden Cindoruk, o kişi ile müzakereye başlanırsa bunun devleti sıkıntıya sokacağını belirtti. "İçeriğini bilmemekle beraber dışarıdan baktığınız zaman devletimizin bu müzakerelerde terör örgütünün başı ile yüz göz olduğunun görüyoruz" diyen Cindoruk, "İstihbarat örgütü yürütmeyi temsil etmelidir. Böyle bir müzakere yapılacaksa burada aracı Meclis`te bulunan Barış ve Demokrasi Partisi olmalıdır. BDP gerekli istişareyi kiminle isterse yapar. Sonuçta eğer bir müzakere hatta bir pazarlık yapılacaksa, uzlaşmak için devletin, hükümetin parlamentonun muhatabı BDP`dir. Ben bu görüşmeleri sakıncalı buluyorum. Bu sakınca hükümetin de devlet de otoritesini sarsmaktadır. Bu müzakereden sonuç alınmazsa burada kaybedecek olan devlettir" diye uyarılarda bulundu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat İçişleri Bakan Yardımcısının basın açıklaması sırasında deprem oldu İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaoğlu depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde basın açıklaması yaparken deprem meydana geldi. İçişleri Bakan Yardımcısı Karaoğlu depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Karaloğlu düzenlediği basın açıklamasında 4 ilçe 37 köyde 385 konut, 87 ahır, 11 cami ve 1 fırında hasar meydana geldiğini belirtip, “Sulusaray merkezli 5 deprem meydana geldi şu ana kadar, 41 de artçı oldu. Ben Tokat ve Yozgat’taki tüm hemşerilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim beterinden korusun, muhafaza etsin. En büyük tesellimiz şu ana kadar herhangi bir yaralımız ve can kaybımız yok. Arkadaşlarımız, ekiplerimiz şu anda sahada köylerin tamamı tarandı. Tokat’ta 3 ilçe, Yozgat’ta 3 ilçede olmak üzere depremden etkilenen tüm köylerimiz şu anda taranmış durumda. Tokat’ta şu ana kadar 112 acil çağrı merkezimize 576, Yozgat’ta 250 deprem kaynaklı vatandaş ihbarı var. Ön incelemeler sonucunda Tokat ilimizde 3 ilçe, 30 köyde, 191 konutta ve 84 ahırda, 7 cami ve 1 fırında hasarlar var, bunlar yıkık değil hasarlı. Yozgat ilinde 1 ilçede 7 köyde 94 konutta, 4 cami ve 3 ahırda ön hasar tespitlerimiz var.” dedi. “Hasarlı evlere girmeyin” Hasarlı evlere girilmemesi çağrısında bulunan Karaloğlu, “Evinde hasar olan, çatlağı olan hiçbir vatandaşımız evini kullanmasın. Biz onları alıp misafir etmeye hazırız. Yurtlar hazır hale getirildi. Vatandaşımıza çağrı yapıldı. Şu ana kadar 30 vatandaşımız yurtlarda kalmak için müracaatta bulundu.” dedi. Kamu binaları hasar görmedi Depremde hiçbir kamu binasının hasar görmediğini belirten Karaloğlu, “Sayın valimizin verdiği bilgiye göre şu anda bölgedeki kamu kurum ve kuruluşlarında bir hasarımız yok. Okullarımızda, kamu hizmet binalarında herhangi bir hasarımız yok, inşallah binalarımızda kamu hizmeti vermeye de devam edeceğiz. Kumanyalar hazırlandı şu anda dağıtılıyor. Yine Tokat’ta üç ilçemizde sıcak yemek çıkartmak üzere aş evlerimiz oluşturuluyor. İnşallah vatandaşımıza sıcak yemek imkanımızda sunulacak. Şu anda bölgede ulaşımda, alt yapıda, elektrik ve haberleşmede herhangi bir sorunumuz yok. Yollarımız açık, enerjisi olmayan ve haberleşme imkanı olmayan köyümüz yok. Tedbir olarak Tokat’ta bir gün eğitime ara verdik. Yozgat ilimizde ise Çekerek, Kadışehri ve Aydıncık ilçelerinde yine eğitime bir gün ara vermiş olduk.” dedi. “750 Personel 150 araç bölgede” Karaloğlu 150 araç ve 750 personelin bölgede görev aldığını ifade ederek, “Diyarbakır’dan Van’a kadar birçok ilimizden arama kurtarma ekipleri bölgeye ulaşmış durumda. Yerel ekipler de bölgeye ulaştı. Şu anda bölgede 750 personelimiz vatandaşlarımıza yardımcı olmak üzere bekliyor. 150 yardım aracı da bölgeye ulaşmış durumda.” şeklinde konuştu. “Dezenformasyon uyarısı” Karaloğlu açıklamasında dezenformasyon uyarısında bulunarak şunları söyledi, “Sosyal medyada maalesef yine dezenformasyonlar var. Vatandaşımıza çağrımız AFAD tarafından açıklanmayan hiçbir bilgiye itibar etmemeleridir. Biz vatandaşlarımızı AFAD üzerinden çok hızlı bir şekilde bilgilendiriyoruz. Vatandaşımızın tereddüttü olmasın”
İstanbul Jose Mendilibar: "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık" Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, Fenerbahçe ile çok zor bir maç oynadıklarını belirterek, "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe ile karşılaşan Olympiakos, penaltı atışları sonunda galip gelerek yarı finale yükseldi. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, "Çok zor bir oyun oynadık. Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. 10. dakikada golü yemiştik fakat dayandık. İlk devrede dayanma gücümüzü iyi kullandık. Topu rakibe verip yorma yoluna gittik. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" ifadelerini kullandı. "Kendimi şanslı hissediyorum" Mendilibar, "Avrupa kupalarında yarı finale kalmasında takımın başında antrenör olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Umarım daha ileriye taşıyabiliriz. Şu anda kalemizi koruyan Tzolakis, başta ikinci kalecimizdi. Sonra kaleyi devraldı. Topun auta gitmesine şans diyebilirsiniz ancak kalecinin kurtarışına şans diyemeyiz. Bir çalışma sonucu oluyor bunlar" diye konuştu. "Kariyerim boyunca penaltılara bakmadım" Penaltı atışlarını izlemediği ve sırtını dönmesiyle ilgili sorulan soruya İspanyol teknik adam şu yanıtı verdi: "Ben bütün kariyerim boyunca penaltılara bakmadım. Bunu totem olarak yaptığımı size açıklamak isterim."
İstanbul İsmail Kartal: “Turu geçmek adına her şeyi hak etmiştik” Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, Olympiakos maçında oyuncuların 2. golü bulamamanın stresini yaşadığına dikkat çekerek, “Turu geçmek adına her şeyi çok hak etmiştik. Bugüne kadar penaltı kaçıran oyuncular, en az penaltı kaçıran oyunculardı” dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe, sahasında karşılaştığı Yunan temsilcisi Olympiakos’a penaltı atışları sonunda kaybederek turnuvaya veda etti. Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu. İlk yarı iyi futbol oynadıklarını belirten Kartal, "Bugün oyuna çok iyi başladık. İlk devre muhteşem bir Fenerbahçe vardı. Muhteşem taraftar önünde golü de bulduk. İkinci yarı oyun dengelendi. Sonra tempoyu arttırdık sadece 2. golü bulamadık. Oyuncuların turu geçebilmek adına rahatlığı, o golü bulamamanın stresini yaşadık. Uzatmalarda mecburi değişiklikler yaptık. Uzatmalar iki takım adına dengeli geçti. Turu geçmek adına her şeyi çok hak etmiştik. Oyuncularımı tebrik ediyorum. Bugüne kadar penaltı kaçıran oyuncular, en az penaltı kaçıran oyunculardı. Sadece 2. golü bulamadığımız için turu geçemedik. Taraftarlarımıza karşı mahcup olduk. Her şeye rağmen önümüze bakıyoruz. Ligde devam edeceğiz" diye konuştu. “Bugün bazı oyuncular karşılık veremedi” Müsabakada yapılan değişiklikler ile ilgili Kartal, “Bazen oyuncuları değiştirirsin, hamlelere karşılık bulursunuz. Bazen de istediğiniz verimi alamazsınız. Bugün de bazıları karşılık verdi, bazıları veremedi. Bunlar futbolun içinde olan doğal şeyler” ifadelerini kullandı. "Mecburi değişiklikler oldu" Tadic’in vuruş stili ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Kartal, “Tadic’in çok fazla şut atma değil de ayak içi plase vuruşları var. Onun kendine göre vuruş stili var. 86. dakikada Fred ile konuştuk uzun zaman sakatlık yaşadı. Uzatmaları da düşünerek yerine daha mücadeleci birini alarak tüm planlarımız buydu. Szymanski’ye kramp girdi, Becao’nun kasığında ağrı oldu. Mecburi değişiklikler oldu” şeklinde konuştu. “En güvendiğimiz isimler penaltıları kaçırdı” Penaltı atışlarını da değerlendiren Kartal, “Bonucci çok kariyerli oyuncu, Cengiz de aynı şekilde. Tadic penaltı atışlarında, kariyerinde kaçırdığı penaltı sayısı çok az. Beni şaşırtan bunlar oldu. En güvendiğimiz isimler penaltıları kaçıran isimler oldu. Bu kadar mücadele ettik. Bu mücadelenin karşılığında 2. golü atarak turu geçebilmek varken, penaltılarla elenmek üzücü oldu” diyerek sözlerini noktaladı.
İstanbul UEFA Avrupa Konferans Ligi: Fenerbahçe: 1 - Olympiakos: 0 (Maç sonucu) UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında sahasında Yunanistan ekibi Olympiakos ile karşılaşan Fenerbahçe, normal süresi ve uzatma bölümleri 1-0 biten mücadelede seri penaltı atışları sonucu 3-2 mağlup olarak turnuvaya veda etti. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 50. dakikada sol taraftan Ferdi Kadıoğlu, topla beraber hareketlenerek ceza sahası içine kadar girdi. Savunmanın dokunuşu sonrası topu önünde bulan Dzeko’nun şutunda meşin yuvarlak Olympiakos defansına çarpıp direğin üzerinden kornere çıktı. 80. dakikada savunma arkasına atılan derin pasta ceza sahası içi sağ çaprazına kadar ilerleyen Masouras’ın şutunda kaleci Livakovic topu ayaklarıyla çeldi. 86. dakikada sol taraftan Tadic’in kale önüne çevirdiği topa Szymanski’nin dokunuşunda meşin yuvarlak direğin üstünden dışarıya çıktı. 103. dakikada ceza sahası dışı sağ tarafından uzak direğe ortalanan serbest vuruşta iyi yükselen Iborra’nın kafa vuruşunda kaleci Livakovic’in müdahalesiyle yan direkten oyun alanına döndü. Pozisyonun devamında altıpasın gerisinden Carmo’nun kafa vuruşunda Djiku topu çizgiden çıkardı. 114. dakikada sağ taraftan Zajc’ın ortasında Batshuayi topu arka tarafa indirdi. Ceza sahası içi sol çaprazında topla buluşan Tadic’in şutunda meşin yuvarlak direğin yanından dışarıya çıktı. 120+3. dakikada Andreas Ntoi, orta alanda kafa topuna çıkarken Cengiz Ünder’e yaptığı müdahale sonrası ikinci sarıdan kırmızı kart görerek oyundan ihraç edildi. Hakemler: Tobias Stieler, Christian Gittelmann, Mark Borsch Fenerbahçe: Dominik Livakovic, Bright Osayi-Samuel, Becao (Çağlar Söyüncü dk. 100), Alexander Djiku, Ferdi Kadıoğlu, İsmail Yüksek (Leonardo Bonucci dk. 120+2), Fred (Miha Zajc dk. 86), İrfan Can Kahveci (Cengiz Ünder dk. 86), Sebastian Szymanski (Rade Krunic dk. 106), Dusan Tadic, Edin Dzeko (Michy Batshuayi dk. 74) Yedekler: Doğukan Demir, İrfan Can Eğribayat, Mert Hakan Yandaş, Ryan Kent, Joshua King, Zeki Dursun Teknik Direktör: İsmail Kartal Olympiakos: Kostas Tzolakis, Rodinel, Andreas Ntoi, David Carmo, Francisco Ortega (Omar Richards dk. 89), Santiago Hezze, Chiquinho (Andre Horta dk. 109), Kostas Fortounis (Youssef El-Arabi dk. 109), Stevan Jovetic (Vicente Iborra dk. 46), Daniel Podence (Giorgos Masouras dk. 64), Ayoub El Kaabi Yedekler: Alexandros Paschalakis, Athanasios Papadoupis, Sotiris Alexandropoulos, Quini, Joao Carvalho, Isidoros Koutsidis Teknik Direktör: Jose Luis Mendilibar Gol: İrfan Can Kahveci (dk. 11) (Fenerbahçe) Penaltılar: Atanlar: Michy Batshuayi, Alexander Djiku (Fenerbahçe), Ayoub El Kaabi, Andre Horta, Giorgos Masouras (Olympiakos) Kaçıranlar: Dusan Tadic, Cengiz Ünder, Leonardo Bonucci (Fenerbahçe), Youssef El-Arabi, Rodinel (Olympiakos) Kırmızı kart: Andreas Ntoi (dk. 120+3) (Olympiakos) Sarı kartlar: Sebastian Szymanski (Fenerbahçe), Francisco Ortega, Daniel Podence, Kostas Tzolakis, Giorgos Masouras, Jose Luis Mendilibar (Teknik Direktör), Santiago Hezze (Olympiakos)