GENEL - 01 Ağustos 2018 Çarşamba 14:02

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu:

A
A
A
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Karabük Polis Eğitim Merkezi Müdürlüğü yemin törenine katıldı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Karabük Polis Eğitim Merkezi Müdürlüğü yemin törenine katıldı. 2018-19/2 . dönem polis özel harekat yemin törenine katılan Soylu, Hakkari’de PKK’lı teröristlerin önceden tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit düşen astsubayın eşi Nurcan Karakaya ve 11 aylık oğlu Mustafa Bedirhan Karakaya’nın ailesine baş sağlığı diledi.


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hakkari’de PKK’lı teröristlerce gerçekleştirilen saldırıda astsubayın eşinin ve oğlunun şehit düşmesinin ardından gözyaşlarıyla konuşarak, “Güya adalet için şu Karabük’ten geçerek Ankara’dan İstanbul’a, ’Sırtımızı PKK’ya yasladık’ diyen adamlarla kolkola yürüyenler var. Seçim öncesi gidip bunları hapishanede ziyaret eden, bunların cezaevinden çıkması lazım diyenler vardı. Şimdi ben bunlardan bir şey duymak istiyorum. Kendim için değil insanlık adına biraz onurları, haysiyetleri kalmıştır diye düşünüyorum. Milletin karşısına çıkıp, ’Allah bu PKK’nın da ona destek verenlerin de belasını versinler’ diyecekler mi diyemeyecekler mi? Onun cevabını istiyorum. Bu ülkenin vatandaşı olarak şu ülkeye borçlarıdır ve bizim hakkımızdır” ifadelerine yer verdi.



“Aslında bugün size çok başka bir konuşma yapacaktım"


Spor salonunda yapılan törende konuşan Bakan Soylu, “Aslında bugün size çok başka bir konuşma yapacaktım. Türkiye 2002’den beri büyük bir değişim geçirdi. Birilerinin bundan nasıl rahatsız olduğunu, 15 Temmuz ihanetinden sonra bu aziz milletin, bu asil milletin, devletine, topraklarına, namusuna nasıl sahip çıktığını anlatacaktım. Sizlere bu ülkede artık kanıksanmaya başlayan, belki de herkesin istemeyerek ne yapalım diye kabul etmeye başladığı sorunların nasıl üzerine gidildiğini, trafikle, uyuşturucuyla, terörle nasıl kıran kırana bir mücadele edildiğini anlatacaktım. Sadece bu yıl 57’si üst düzey olmak üzere 827 PKK’lıyı, hatta sabahleyin aslanlarımız yine Şırnak’ta bir üs bölgemize Kuzey Irak’tan saldırmaya çalışan 5 PKK’lının da iflahını kesti onları etkisiz hale getirdi. Toplam 832 PKK, 241 DEAŞ’lıyı, 16 tane de aşırı sol terör örgütleri mensubunu nasıl etkisiz hale getirdiğimizi yılbaşından bu yana 13 bin 215 uyuşturucu satıcısını nasıl cezaevine tıktığımızı anlatacaktım. Bizim evlatlarımızın ürettiği yerli malı İHA’lar ile nasıl operasyon yaptığımızı, etrafımızdaki coğrafyadan ülkemize gelen denizlerimizde göçmenlerimize nasıl el uzattığımızı, sınırlarımızda yakaladığımızı, denizlerde nasıl hayat kurtardığımızı anlatacaktım. Türkiye’de yıllarca kronikleşmiş sorunların üzerine gittiğimizi, bir yandan içimizdeki FETÖ cerahatini, öte yandan Türkiye’nin bölgesinde Kıymetli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde nasıl bir güç haline geldiğimizi, dünyanın artık kimseye süper güç falan demediğini, süper güç masallarını artık dinlemediğini anlatacaktım. Ve size yeni Türkiye’yi yarınlarımızı, hayallerimizi, umutlarımızı ve ayaklarımızın üzerinde nasıl durduğumuzu anlatacaktım. 21. asrın başından itibaren Türkiye’nin her gün daha fazla güçlendiğini anlatacaktım. Demokrasimizin nasıl güçlendiğini, Türkiye’nin artık darbe akımları ile yönetilmeyeceğini, yarınlara yönelik umutlarımızı, beklentilerimizi, Türkiye’nin bu yeni dönemde daha fazla zenginleşeceğini Ortadoğu’ya nasıl barış getireceğini anlatacaktım. Bunların hepsi gerçektir. Doğrudur. Bunları başka zaman yine size anlatmak Allah bize nasip eder” diyerek sözlerine başladı.



Astsubay ile telefon görüşmesini aktardı.


Bakan Süleyman Soylu, Yüksekova ilçe merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Büyükçiftlik beldesi Susak Deresi mevkisinde üs bölgesinde görevli astsubay eşi Serkan Karakaya’yı ziyaretten dönen Nurcan Karakaya (25) ve yanındaki 11 aylık oğlu Mustafa Bedirhan Karakaya’nın PKK’lı teröristlerin önceden tuzakladığı el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit düşmesi olayıyla ilgili de astsubay ile yaptığı telefon görüşmesini şöyle aktardı:


“Dün aldığımız haber konuşmamı tamamen değiştirdi. Bugün sorumluluklarımızı, vicdanımızı, bu üniformalarımızı hangi sorumluluklarla giydiğimizi, bu kürsülere hangi sorumluluklarla çıkılması gerektiğini konuşacağız. Bu törenden çıktıktan sonra Cumhurbaşkanımızla birlikte Sivas’a gideceğiz. Orada içine kor ateş düşmüş yürekler var. Orada iki tane şehit cenazesi var. Onların cenaze merasimine katılacağız. Şehitlerimiz asker mi, polis mi, koruyucu mu? Hayır. Bir tanesi gencecik bir anne, diğeri de O’nun 11 aylık tertemiz evladı. Kıymetli astsubayımıza dün olayın akabinde hemen görüştük. Çelik gibi bir iradesi vardı. Bana dedi ki ’Bayramda geldiğim, kalan üst bölgesi var ya. O Ramazan bayramında. Hanım oraya benim yanıma gelmek istedi. Çocukla beraber. Başımıza böyle bir iş geldi. Vatan sağ olsun.’ Çıktığınız yolun, nasıl bir yol olduğunu, bu topraklarda neyi ifade ettiğini, şuralarda sizi Ayetel Kürsiler ile beraber zırh etmeye çalışan annelerinizle, babalarınızla, kardeşlerinizle, adım attığınızda sizi İhlaslarla, Fatihalarla donatmaya çalışan bu büyük milletimizle, bu asil milletimiz de neyi ifade ettiğini herhalde en güzel, en anlamlı şekilde dün astsubayımın o kahraman cümleleriyle ifade edebiliriz.”



“Amerika 5 bin tır gönderip de PKK’yı, PYD’yi orada besleyecekmiş”


Avrupa’da yıllardır teröristlere destek verenler olduğunu, Amerika’nın da 5 bin tır silah gönderip PKK ve PYD’yi destekleyeceğine yönelik sözlerini hatırlatan Bakan Süleyman Soylu, “Hiç bir şeyden korkmayın. Amerika 5 bin tır silah gönderip de PKK’yı, PYD’yi orada besleyecekmiş. Avrupa onlara destek verecekmiş. Bilesiniz ki Avrupa’da, Amerika bunların arkasında oldu. Sizin gibi kahraman arkadaşlarımız, askerimiz, jandarmamız, koruyucumuz bu toprakları onlara zindan etti, mezar etti, onlara gerekli cevabı en şiddetli şekilde verdi. Asker olan, eşini görev yerinde ziyaret etti dönerken yola kurulan pusuda şehit oldu. Batı’da Avrupa’da yıllardır bu teröristlere destek verenler, ülkelerinde oturma hakkı verenler, gösteri yapma hakkı verenler, siyasi sığınma taleplerini ikiletmeyenler anında kabul edenler, 5 bin tır silah gönderenler, profesyonel katilleriyle bunlara akıl verenler, taktik verenler, destek verenler, okyanus ötesinden adamlarını gönderenler, Kandil’de PKK’nın katillerine eğitim verenler, devletleri üzerinden buraya para gönderip Anadolu coğrafyasının birliğini ve beraberliğini bozmaya çalışanlar, şu ayyıldızlı bayrağıma göz dikenler, askere, polise pusu kurmamışlar, bir anne ve 11 aylık bebeğine pusu kurmuşlar” diye ifade etti.



“Kimsenin Türkiye’nin terörle mücadelesinde söyleyebilecek tek sözü yoktur”


Bakan Soylu, PKK’nın bebek katili olduğunu da söyleyerek, “Kimsenin Türkiye’nin terörle mücadelesinde söyleyebilecek tek sözü yoktur. Bu cinayetin görmezden gelme, üstü örtülü yanı yoktur. Artık hiç birisi ne bizim operasyonlarımıza, ne mahkemelerimize, ne yargımıza laf söyleyebilir, ne de kiminle ortaklık yapacağımıza, kiminle alışveriş yapacağımıza laf söyleyebilir. PKK 40 yıl önce de bebek katiliydi, liderinden, kurucusundan en altına kadar PKK’nın alayı dün de bebek katiliydi, bu gün de bebek katilidir. PKK ile kol kola kim girmiş herkes, her grup bu katliama ortaktı, bu gün de ortaktır. Hiç merak etmeyin. Annesiyle beraber sadece ailesini değil, bu aziz milleti orada kucaklamak için orada beklemektedirler. Biz inanıyoruz ki onlar şu anda aramızdadırlar. Çünkü biz onlar öldüğünü zannederiz. Ama onlar diridirler ve bizimle birliktedirler. Dünya bu konuda dün de ikiyüzlüdür, bu gün de ikiyüzlüdür. Kimse kimseyi kandırmasın. Kimsenin terörle mücadele ettiği falan yoktur. Kimse Ortadoğu’ya on bin kilometre öteden terörle mücadele için gelmiş değildir. Bilakis kendi askerinin canı yanmasın diye teröristlere destek verip, Ortadoğu’yu yağmalamak isteyen bir akıl bu gün masum insanlara bu acıları yaşatmaktadır. Türkiye ne ile karşı karşıya kaldığın görmektedir. Ama bugün dünden bir farkımız vardır. Allah’a hamdolsun, bu gün kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz. Türkiye terörle mücadelede geri dönülmez bir yola girmiştir. İşte zorlarına giden budur. Bize parmak sallıyorlar, tehdit ediyorlar. Para etmiyor. Çünkü Türkiye artık eski Türkiye değildir. Ve en büyük ortakları PKK bugün can çekişmektedir. Bu gün kanlı ortaklarını kurtarmak istiyorlar ama başaramayacaklar. Şimdi benim burada bir beklentim var. Bir şey istiyor ve bunu görmek istiyorum. Sandığa gittiğim zaman oy pusulasında PKK’nın sözcülüğünü yapan partileri görmüştüm. O partilere oy isteyen, ‘1 Oy bize, 1 oy şu partiye aman barajı geçsin’ diye seçmenine akıl veren partileri görmüştüm. Vicdanen burada söylüyorum, onlara soruyorum. Ne zamandan beri sustum ve tek bir söz söylemedim. partilere söylüyorum. Trabzon’da Eren Bülbül’ü şehit eden, oradaki astsubayı şehit eden o hainin, alçağın cenazesine giden 4 tane milletvekilinin gördüler de rahat ettiler mi? Etmediler mi? Onu sormak istiyorum. Yazıklar olsun” diye konuştu.



“Milletin karşısına çıkıp, ’Allah bu PKK’nın da ona destek verenlerin de belasını versinler’ diyecekler mi diyemeyecekler mi? Onun cevabını istiyorum”


CHP’nin adalet yürüyüşünü üstü kapalı hatırlatan Bakan Soylu, “Güya adalet için şu Karabük’ten geçerek Ankara’dan İstanbul’a, ’Sırtımızı PKK’ya yasladık’ diyenlerle kolkola yürüyenler var. Seçim öncesi gidip bunları hapishanede ziyaret eden, bunların cezaevinden çıkması lazım diyenler vardı. Şimdi ben bunlardan bir şey duymak istiyorum. Bu mevkiler, bu makamlar geçer. Benden önce de İçişleri Bakanı vardı benden sonra da İçişleri Bakanı olacak. Eğer makamlar ve mevkiler ’Aman birileri rahatsız olacak’ diye içimizdekileri söylemeye engel oluyorsa bilesiniz ki engel olamayacak. Doğru olduğuna inandığımız, vatandaşımız gönlünü bastırıp sabrıyla beklediği her şeye ortak olmak zorundayız. Kendim için değil insanlık adına biraz onurları, haysiyetleri kalmıştır diye düşünüyorum. Milletin karşısına çıkıp, ’Allah bu PKK’nın da ona destek verenlerin de belasını versinler’ diyecekler mi diyemeyecekler mi? Onun cevabını istiyorum. Bu ülkenin vatandaşı olarak şu ülkeye borçlarıdır ve bizim hakkımızdır. Biz burada polisimizle, askerimizle, jandarmamızla, koruyucumuzla, yetmedi vatandaşımızla, 11 aylık bebeğimizle, annelerimizle acı üstüne acı yaşarken artık kimin artık hangi safta olduğunu adam gibi söylesin istiyorum. Bunlar 4-5 gün önce öğretmenlerimiz kura çektiler. Bir kızımız şöyle bir laf etti, ’Allah’a şükür Batman’a tayinim çıktı.’ Bu ne demektir biliyor musunuz? Bundan yıllar önce Şırnak’a tayini çıkan, Batman’a tayini çıkan öğretmenlerimiz ’Acaba ben ne yapacağım’ diyordu. Şimdi Aybüke öğretmenimizin şehit olduğu yere, Şırnak’a giderek bu ülkenin evlatlarını yetiştirebilmek için güle oynaya gidiyorlar. Amerika bu sana kapak olsun. Bu ülkenin üzerine bu anlayışla gelerek bizi pes ettireceğini zannedenler, bir casus Rahip üzerinden Türkiye’ye diz çöktürmeyi çalışacağını zannedenler bilesiniz ki Türkiye’nin gücünü bundan sonra daha kudretli ve kuvvetli görecekler. Hiç kimsenin endişesi olmasın, öyle kolay değil” şeklinde konuştu.



“kol kola yürüdükleri o adamların katil olduğunu, terörist olduğunu kendileri söylesinler”


Bakan Süleyman Soylu, Karabük’ün ardından Sivas’a şehit cenazesi törenine katılacağını ekleyerek sözlerini şöyle tamamladı:


“Buradan çıkıp o cenazeye inşallah katılacağız. Ben aynı zamanda iki evlat sahibi babayım. Bir şehit eşiyle konuşurken nasıl ezildiğimi, o insanın acısını nasıl hissettiğimi iyi bilirim. Şimdi istiyorum ki kendi kitlelerine, kol kola yürüdükleri o adamların katil olduğunu, terörist olduğunu kendileri söylesinler. Ama biliyorum söyleyemeyecekler ve yine kıvıracaklar. Kim ne yaparsa yapsın bizim yolumuz bellidir. Bu vatan bizim, ben sizlerle sadece yüreğimdeki acıyı paylaştım. Yoksa ne bu millet ne de bu devlet acizdir. Güçlüdür, metindir, bir yola girmiştir ve bu yoldan asla dönecek değildir. 15 Temmuz ihanetinin üzerinden 3 ay geçmişti. 10 bin özel harekatçı alacağız dedik. Alacağımız sayının neredeyse 30 katı başvurdu. Bu gün de 3 bin 386 kardeşimiz yemin edip göreve başlayacak. Bu meslek zenginlik ve rahatlık vadeden bir meslek değildir. Canı cebinde gezilen bir meslektir. İşte bu 30 katlık başvurunun tek bir izahı vardır, bu aziz millet, asil millet evlatlarına helal süt emdirmişlerdir. Bizim en büyük gücümüz, millet. Allah bu salondaki herkesten razı olsun. Zor ve meşakkatli bir yola girdiniz. Sizin evlatlarınızın milletin gönlündeki makamı, sevgisi, duası bilesiniz ki parayla satın alınabilecek gibi değildir. Allah sizlerden razı olsun bu güzel çocuklar yetiştirdiniz, bu milletin emrine verdiniz. Asla unutmanızı istemediğim bir şey var. Bu gün şehit olan Nurcan Karakaya ve 11 aylık bebeği Mustafa Bedirhan’ı asla unutmayın. Bu mesleği niçin yaptığınızı, bu üniformayı niçin giydiğinizi asla unutmayınız.”


Yemin törenine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya, Karabük Valisi Kemal Çeber, TBMM Eski Başkanı Mehmet Ali Şahin, AK Parti Karabük Milletvekilleri Cumhur Ünal ve Niyazi Güneş, KBÜ Rektörü Refik Polat, Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, Karabük İl Emniyet Müdürü Mehmet Emin Akay ve siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra protokol üyeleri ve mezun olan özel harekat polislerinin aileleri katıldı.


Mezunlar, konuşmaların ardından yemin törenini gerçekleştirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Kızılay Başkanı Hatay’da depremzedelerle iftar sofrasında buluştu Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Hatay Güzelburç’taki Kızılay Yaşam Merkezi’nde depremzedelerle iftar sofrasında bir araya geldi. Ramazan ayının yardımlaşma ruhunu öne çıkaran Yılmaz, son depremzede yuvasına kavuşana kadar desteklerinin süreceğini belirtti. Deprem bölgesinde ilk günden itibaren varlığını hissettiren Türk Kızılay’ı Ramazan ayında da afetzede vatandaşları unutmuyor. Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Hatay’ın Güzelburç bölgesinde bulunan Kızılay Yaşam Merkezi konteyner kentinde vatandaşlarla iftar sofrasında bir araya geldi. "Hatay’da son depremzede yuvasına kavuşup, yastığa başını huzurla koyana kadar biz buradaki vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ellerini bırakmayacağız" Ramazan ayının; rahmet, bereket, yardımlaşma ve iyilik ayı olduğunu belirten Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, "Biz bugün burada zor günleri birlikte atlatmaya çalışıyoruz. Türk Kızılay’ı olarak her zaman söylediğimiz bir konu var; son depremzede yuvasına kavuşup, yastığa başını huzurla koyana kadar biz buradaki vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ellerini bırakmayacağız. Ramazan ayındayız, Ramazan ayı; rahmet, bereket, yardımlaşma ve iyilik ayı ama aynı zamanda Ramazan ayı sevdiklerimizle bir araya gelme ve bir sofranın etrafında buluşma ayı. O nedenle biz bugün burada Hatay’da kardeşlerimizle bir ekmeği bölüşeceğiz, beraber iftarımızı açacağız. Birbirimizi dinleyerek bu zor günleri atlatmak adına bir aşama daha ilerlemiş olacağız. Ben zor günlerin geçeceğine inanıyorum. Son 1 sene de gördüğümüz şu ki herkes tünelin ucundaki ışığı görmüş durumda bu da zor günlerin geçeceğine inancı pekiştiriyor. Bu günlerde biz halkımızla bir arada olmaya devam edeceğiz. Tekrar herkesin Ramazanı hayırlı olsun" şeklinde konuştu.
Ağrı Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, Mahalli İdareler seçimleri için hazır 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerine sayılı günler kala Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, seçim tedbirleri ve güvenlik çalışmaları ile alakalı toplandı. Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar başkanlığında İl Emniyet Müdür Yardımcıları ve ilgili Birim Amirlerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, seçimlerde alınacak tedbirler detaylı şekilde ele alındı. Oy kullanılacak okullarda görev yapacak personelin belirlenmesi ve gerçekleştirilecek güvenlik uygulamaları hakkında bilgi sunumları yapıldı. Toplantının ardından açıklamada bulunan Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerine hazır olduklarını vurguladı. İpar, "Ağrı’da huzurlu ve güvenli bir seçim ortamı sağlamak için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Seçim boyunca tüm sandıklar ve oy kullanma yerleri 7/24 emniyet güçlerimiz tarafından korunacak" dedi. İpar, şunları kaydetti: "Seçimlerde herhangi bir provokasyona ve yasa dışı faaliyete izin vermeyeceğiz. Vatandaşlarımız oy kullanırken rahat ve huzurlu bir ortamda oy kullanabilecekler. Tüm hemşehrilerimizden de seçimlere demokratik olgunluk içinde katılmalarını ve herhangi bir olumsuzluğa mahal vermemelerini rica ediyoruz." Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler seçimlerinin huzur ve güven içinde tamamlanması için tüm imkanlarını seferber etmeye devam edeceğini bildirdi.
İstanbul Bakan Tunç: "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu, adalete, hukuka sıkılan kurşundu" Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına düzenlenen iftar programında hakim ve savcılarla bir araya gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Mehmet Selim Kiraz’a sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Çağlayan’da 2015 yılında İstanbul Adalet Sarayı’ndaki makam odasında DHKP-C’li teröristlerce şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz anısına Haliç Kongre Merkezi’nde iftar yemeği düzenlendi. İftar programına Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz, bakan yardımcıları, HSK üyeleri ve İstanbul’da görev yapan 500 hakim ve savcı katıldı. Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz anısına tertip edilen iftar yemeğindeki konuşmasına Selim Kiraz’ı yad ederek başlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bugün şehidimiz Mehmet Selim Kiraz’ın şehadete ulaşmasının 9. yıldönümü münasebetiyle İstanbul Adliyesi’ndeydik. Bir anma programı gerçekleştirdik, onu dualarla yad ettik. Terörle mücadelemizdeki kararlılığımızdan taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Ona sıkılan kurşun Türkiye’ye sıkılan kurşundu. Ona sıkılan kurşun adalete, hukuka sıkılan kurşundu. Hakim ve savcılarımız, yargı mensuplarımız şehidimizin emanetine sahip çıkma noktasında hep beraber mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Adaletin tecellisi hususunda hem fiziksel kapasite hem yargı reformları gerçekleştirildiğini belirten Tunç, “Sizler kürsüde adaletin tecellisi için fedakarca çalışıyorsunuz. İstanbul’daki yargı hizmetlerinin aksamadan devam etmesi, adaletin tecellisi ve sizlere destek olma noktasında gerek Adalet Bakanlığımız gerekse Hakimler ve Savcılar Kurulu olarak yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Fiziki mekanların teknoloji ile donatılması önemli. Ama kürsüde görev yapan insan unsuru, adaletin tecellisi noktasında sizlerin gayretleri her şeyden daha önemli. Kıymetli yargı mensuplarımız, ülkemiz 22 yıldan bu yana güvenilir adalet sisteminin tesisi bakımında önemli mesafe kat etti. Fiziki mekanların, kapasitenin artırılması konusunda önemli mesafe aldık. Müstakil adliye sarayları bakımından bakıldığı zaman, 500 bin metrekare kapalı alandan bugün 6 milyon metrekare kapalı alana çıktık. Sadece fiziki kapasite yargı teşkilatımızın, güvenilir bir yargı sisteminin tesisi bakımından elbette yeterli değil. İyi ve ihtiyaca cevap veren bir mevzuatın olması gerekiyor. Dolayısıyla bu konuda da temel kanunlarımızı çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirdik. Hukuk fakültelerinde kontenjanın azaltılıp kalitenin yükseltilmesi, hukuk fakültesi mezunlarının hukuk mesleklerine giriş sınavlarını kazandıktan sonra hakim, savcılık sınavlarına katılabilmesi, avukatlık stajına başlayabilmesi 2024’ten itibaren uygulamaya geçecek. Hem savunmayı güçlendireceğine hem de hakim savcı sınavından önce bir ön elemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Mevzuatımızın iyileştirilmesi bakımında yargı reformu strateji belgemizi de seçimden sonra inşallah Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak. Hazırlıklarımızı tamamladık. Sizlerle beraber vatandaşımızın yargıya güvenini daha üst noktaya taşımanın gayreti içerisinde gece gündüz çalışacağız. Hedefimiz daha güvenilir bir adalet sistemini tesis etmek ve bu uğurda da sizlerin gayretlerine müteşekkiriz” şeklinde konuştu.