GÜNDEM - 18 Şubat 2021 Perşembe 12:46

Engelli Hüseyin kaybetmediği umudunu kitap sayfalarına döktü

A
A
A
Engelli Hüseyin kaybetmediği umudunu kitap sayfalarına döktü

İzmir’de bir okulda memur olarak görev yapan ve serebral palsi hastalığından ötürü yüzden 92 engelli olan Hüseyin Çağırgan, hayatındaki tüm zorlukları “Umut her zaman vardır” adlı kitabında anlattı.

Serebral palsi hastalığı ile dünyaya gelen ve hastalık sebebi ile yüzde 92 engelli kalan Hüseyin Çağırgan, çocukluk yıllarından beri hayali olan kitabını pandemi sürecinde tamamladı. İzmir’in Bornova ilçesinde bir okulda memur olarak görev yapan Çağırgan, “Çocukluk yıllarımdan bu yana yaşadığım zorlukların diğer insanlar tarafından bilinmesi ve bir engelli gözünden dünyanın nasıl işlediğini anlatmak için ‘Umut her zaman vardır’ adlı kitabı yazdığını” söyledi.

'Hayatı zorluklar içinde yaşadı'

Serebral palsi hastalığı ile dünyaya geldiğini söyleyen ve 6 yaşına kadar yatalak halde kaldığını belirten Çağırgan, “6 yaşıma kadar yürüyemedim, konuşamadım, yatalak halde yaşadım. 8 yaşında beni bir öğretmenin kabul etmesi ile ilkokula başladım. Benim için okulun ilk yılları gerçekten çok zor oldu. Fakat aradan geçen yıllarda okul hayatımı başarı ile bitirdim ve üniversiteden mezun oldum. 2010 yılında Milli Eğitim Bakanlığının personel ihtiyacını karşılamak için açtığı engelli personel sınavına girdim ve sınavı kazandım. 10 yıl bir okulda görev yaptım sonrasında 30 Ekim depremiyle karşılaştık. Evimiz çok fazla hasar gördüğü için taşınmak zorunda kaldık. Bende yeni taşındığım evime yakın bir okula tayinimi aldırdım, bu okulda memurluk görevime devam ediyorum. İşimi gerçekten çok severek yapıyorum ve yapmaya da devam edeceğim” dedi.

Sözlerinin devamında kitabının nasıl ortaya çıktığını anlatan Çağırgan, “Kitabımı 2020 yılında pandemi dolayısıyla evde olduğumuz dönemde yazdım. Zaten yıllardır hayat hikâyemi yazmak ve hayatımda yaşadığım zorlukları insanlara anlatmak istiyordum. Hedefim doğrultusunda iki yıl yazarlık kursuna dahi gittim. Bu süreç bana bir fırsat sundu ve kitabımı 4 ay gibi bir sürede yazabildim ve 15 yıllık hayalimi gerçekleştirdim. Kitabın içinde bütün hayatım var. Yaşadığım ilginç anılar, arkadaşlıklar, zor günler, güzel günler ve en önemlisi ailem” diye konuştu.

Engelli Hüseyin kaybetmediği umudunu kitap sayfalarına döktü

“Ben işimi çok seviyorum”

İşinin hayatında bir dönüm noktası olduğunu söyleyen ve kitabını yazmak için de en önemli etkenlerden biri olduğunu belirten Çağırgan, “Memurluk hayatımın ilk yıllarında acemi olduğum için gerçekten zorlandım. Tabi sonrasında tecrübe kazanınca zorlukları da yendim. Bilgisayar konusunda yetenekli olduğum için okuldaki yazışma evrak işlerini bana verdiler. Ben işimi çok seviyorum, keyif alarak yapıyorum” diyerek pandeminin bir an önce bitmesini ve işine dönmek istediği söyledi.

'İşte o an dünyalar benim oldu'

Oğlu Hüseyin Çağırgan’ın zor bir hayat yaşadığını ama tüm zorlukların üstünden başarı ile geldiğini söyleyen anne Necibe Çağırgan oğlunun ilk yıllarını, “Hüseyin dünyaya spastik olarak geldi. Tabi ilk başta aile olarak çok üzüldük. Fakat mücadeleyi asla bırakmadık. İlk olarak Allah'a dua ettim ‘Allah’ım ne olursun iskelet sistemi ileride düzelebilir, sen çocuğumun zekâsına bir şey verme’ dedim. Hüseyin’in 1,5 yaşına kadar oturma, kalkma, konuşma gibi hiçbir eylem gerçekleştirmedi. Fakat bana gözleri ile birçok şeyi anlatıyordu. İşte o zaman ben oğlumun zekâsında bir şey olmadığını anladım. Aradan biraz daha zaman geçti ve Hüseyin ilk kez ‘An’ dedi ve devamını getiremedi. Hemen Hüseyin’in doktorunu aradım ve olayı anlattım ve doktorda bana ‘olacak’ dedi. İşte o an dünyalar benim oldu. Artık Hüseyin’in yavaş yavaşta olsa, aksak aksakta olsa ayağa kalkacağını, yürüyeceğini ve konuşacağını anladım” diyerek anlattı.

Engelli Hüseyin kaybetmediği umudunu kitap sayfalarına döktü

'Hüseyin iyi ki benim oğlum'

Necibe Çağırgan, “Bir gün dedim ki ‘Hüseyin oğlum oturup hayatımızı mı yazsak’. O zaman Hüseyin bana döndü ve ‘anne sen geride dur ben kendi bildiklerimi yazacağım’. Odasına kapandı ve günlerce çıkmadı. Yıllardır hayali olan kitabı yazdı. Çok güzel bir kitap çıkarttı ortaya. Kitabı okuduğumda hayret ettim çocukluk günlerini nasıl unutmamış diye. Okuduğumda onunla tekrardan gurur duydum ve dedim ki ‘Hüseyin iyi ki benim oğlum” diye konuştu.

'Babasına üniversiteden onur belgesi verdiler'

Oğlu Hüseyin Çağırgan’ın üniversite yıllarında hep yanında olan ve bu davranışlarından ötürü üniversite tarafından onur belgesi ile ödüllendirilen baba Mustafa Necati Çağırgan, “1998 yılında Hüseyin üniversiteye başladı. Annesi çalıştığı için biz Hüseyin ile birlikte Isparta’ya taşındık. Okulun karşısında bir ev tuttuk ve her gün birlikte okula gittik. Onunla birlikte bende okudum sayılır. O derse girerdi bende okulda 4-5 saat onu beklerdim. Okuldan eve evden okula iyi kötü 4 senemiz geçti ve 2002 yılının Haziran ayında Hüseyin okulu bitirdi. Mezuniyet töreninde beni de unutmadılar, bana da onur belgesi verdiler. Tabi oğlumla çok gurur duyuyorum. Ben olsun, ablası olsun, annesi olsun Hüseyin’in bu günlere gelmesi için çok çaba gösterdik ve bu günlerde çabalarımızın karşılığını alıyoruz” diyerek oğlunun üniversite hayatını anlattı.

Hakan Polat - Salih Yılmazsoy - Ali Gözeten
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısı AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu ve AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, 31 Mart’ta halka "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısında bulundular. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, seçim sürecinde Kütahya merkezde 58 bin haneye ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade etti. Önsay, "Artık pazar günü sandığa gidiyoruz. Bir seçim kampanyası sürecinin daha sonuna geldik. Bu süreçte Kütahyalı hemşehrilerimize bizlere kapılarını açtığı için teşekkür ediyoruz. Hakikaten güzel bir kampanya süreci geçirdik. Tabii AK Parti seçimden seçime kampanya yapan bir parti değil, biz 28 Mayıs günü akşam Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 31 Mart seçimleri için hazırlık yapmaya başladık. Bu süreçte, öncesinde henüz adayımız belli değilken ‘Mahallede gezek var’ programı ile 41 mahallemizde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Dertlerini dinledik, taleplerini aldık. Sonraki süreçte 18 Ocak’ta Sayın Kamil Saraçoğlu adayımızın Cumhurbaşkanımız tarafından Kütahya AK Parti belediye başkan adayı gösterilmesinden sonra da yine sahada olmaya gayret ettik. Bu süreçte pek çok faaliyet yürüttük. ‘Mahalle Bizim Kütahya Bizim’ programımızı gerçekleştirdik. Yine 41 mahallemizde, mahallelerimizin sorunlarına hakim olduğumuzu, önceki ziyaretlerimizde o mahalleye dair beklentileri Başkanımız vatandaşlarımıza izah etti, projelerini anlattı. Bütün bu sürecin devamında yine son 10-15 günden beri Ramazan akşamlarını bir fırsat olarak görerek kapıları çalmaya devam ettik. Bütün bu süreçte toplam 58 bin hane ziyareti gerçekleştirdik. Bu tabi Kütahya için önemli bir sayı. 100 bin civarında seçmene ulaşabildiğimiz anlamına geliyor. 100 bin insana ulaşmak 58 bin kapıyı çalmak çok kolay bir süreç değil. Bu süreçte vekalet gösteren kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza Merkez ilçedeki arkadaşlarımıza, ana kademedeki yönetim kurulu arkadaşlarıma, herkese teşekkür ediyorum. Tabi sadece 150 kişilik teşkilatımız değil, bunun dışında gönüllü olarak yine bu faaliyetlerde bize destek olan tüm gönüldaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah hayırlısıyla pazar günü hep beraber sandıklara gidelim, reyimizi ortaya koyalım. Kütahya’mızın bundan sonraki 5 yılda ne olacağına hep birlikte karar verelim. AK Parti belediyecilik anlamında önemli bir marka. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bu hareketi 1994’ten itibaren belediyecilikle başlamış bir hareket ve hakikaten önemli başarılara imza atıldı. Biz son 5 yıldan beri AK Parti olmayan bir belediye ile yaşadık. Bunun neler getirdiğini hep beraber gördük. İnşallah 31 mart günü ben inanıyorum ki Kütahyalılar Sayın Cumhurbaşkanımıza bir vefa göstereceklerdir ve yine Ak Parti’ye Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kamil Saraçoğlu Başkanımıza destek vereceklerdir ve inşallah hep beraber bundan sonraki 2028 seçimlerine kadar Kütahya’da 3 vekilimizle, teşkilatımızla ve Belediye Başkanımız Kamil Saraçoğlu ile beraber şehrimizi büyütmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Kütahyalılar demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip" AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu, 31 Mart’ta Kütahya’nın tekrar AK Belediyecilikle tanışacağını dile getirdi. Saraçoğlu, "Süreç Cumhurbaşkanımızın AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı olarak 18 Ocak’ta bizi ilan etmesiyle başladı. O günden bugüne yaklaşık 70 günlük bir süreyi geride bıraktık. 70 günlük süre boyunca biz hem hemşehrilerimizle bir araya geldik, esnaflarımızla bir araya geldik. Onları tek tek ziyaret ettik. Mahallelerimizde toplantılar gerçekleştirdik ve bu süre zarfında da biz geçmiş dönemde yaptığımız tüm projeleri halkımızla paylaştık ve yeni dönemde de hangi projeleri hayata geçireceğiz, hangi çalışmaları Kütahya’da yapacağız anlattık. Kütahya’yı daha iyi yerlere götürmenin gayreti içerisinde olacağımızın sözlerini verdik. Tabii ki geçmişte yaptığımız projelerimizi gelecekte yapacağımızın teminatı olarak gösterdik. Bu süreçte tüm hemşehrilerimize çok teşekkür ediyoruz. Artık seçim çalışmalarımızı noktalıyoruz. Bundan sonra 31 Mart’ta İnşallah tüm Kütahyalı seçmenlerimiz sandığa gidecek, biz susacağız onlar konuşacaklar ve tercihlerini gerçekleştirecekler. Tabi Kütahya halkı demokrasiye bağlı ve demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip. Geçmiş dönemde de belki Türkiye genelinde en yüksek seçime katılım oranları Kütahya’dadır. Bu dönemde de ben tüm seçmenlerimi özellikle AK Parti seçmenlerini sandığa davet ediyorum. Onlar da vatandaşlık görevlerini yapacak İnşallah 31 Mart’ta da biz tekrar AK Parti belediyeciliğini Kütahya Belediyesi’nde başlatmaya hemşehrilerimizle beraber hazır olduğumuzu dile getirmek istiyorum. Bir fetret dönemi yaşandı. Artık onun sonu geldi. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar açılacak ve herkes bu çıkan sonuca razı olacak. Biz de hemşehrilerimizin kullanmış olduğu oyların başımızın üstünde yeri olduğunu beyan etmek istiyorum. İnşallah bu seçimi aldığımız andan itibaren de kollarımızı sıvayarak Kütahya halkına hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Seçimlerin hem Kütahya’mıza, hem ülkemize hem de İslam coğrafyasına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu süre zarfı boyunca, tüm teşkilatımızla beraber il teşkilatımız, Merkez ilçe teşkilatımız, Kadın Kolları, Gençlik Kollarıyla, Belediye Meclis üyelerimizle beraber, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmadık ve bu nokta itibarıyla da tüm hemşehrilerimizle kucaklaşma imkanı bulduk. İnşallah seçimler hayırlı uğurlu olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli" AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, AK Parti’nin 22 yılda yaptıklarının bundan sonra da yapacaklarının teminatı olduğunu belirtti. Kılıç, "Adaylık süreci 2 aya yakın bir süre önce belli oldu. Biz bu adaylık sürecinden beri merkez köylerimizin hemen hemen tamamını gezdik, vatandaşlarımızla hasbihal ettik, taleplerini aldık, beraber istişareler yaptık. Köylerimize yol, su, altyapı hizmetleri konusunda neler yapılabilir, yerinde gördük, gezdik, notlarımızı aldık. Tabi, malum iki gün kaldı seçimlere. 31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli, bu seçimde belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi, muhtar ve ihtiyar heyetini seçeceğiz ama sadece bu şekilde bir seçim olarak görülmemeli. Bu yaşadığımız bölgenin ve Türkiye’mizin önümüzdeki 5 yılını kapsayacak bir geleceğimizin oylamasıdır. Geçen yıl da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerimizi yaptık. Bu seçim daha da önem arz ediyor çünkü 5 yıl bir seçimsizlik süreci olacak ve AK Parti’mizin 22 yılda yaptığı hizmetlerin artık doruk noktasında yapılabilecek olan hizmetleri yapmamız için vatandaşımızın oylarını daha dikkatli kullanmalarını ve küçük bazı olumsuzluklara bakarak kanmamalarını dolayısıyla AK Parti’yi oylarıyla ve dualarıyla desteklemelerini talep ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte yapılması gereken, eksik kalan hizmetleri son derece gayretli bir şekilde yapacağız çünkü AK Parti’nin 22 yılda yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır ve bu şekilde bir çalışma gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.