EKONOMİ - 18 Nisan 2018 Çarşamba 13:01

(Özel Haber) Bilim adamlarından yerli otomobile büyük katkı

A
A
A
(Özel Haber) Bilim adamlarından yerli otomobile büyük katkı

Yerli otomobil üretimi noktasında bir destek de bilim adamlarından geldi.

Yerli otomobil üretimi noktasında bir destek de bilim adamlarından geldi. Karabük Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bilge Demir, yaptıkları çalışma sonrası TRIP olarak bilinen ileri dayanımlı çeliklerin üretilmesi için geliştirdikleri projenin yerli otomobil projesine büyük katkı sağlayacağını söyledi.


Yerli otomobil üretimine de katkı sağlayacak ileri dayanımlı çelikten yapılacak taşıyıcı parçalar çarpışma dayanımı, yolcu güvenliği ve yakıt tasarrufunun yanı sıra kazalarda can kaybını da en aza indirerek, otomobil ağırlığının 1.5 - 3 katı ağrılığı taşıyabilecek özelliğe sahip olacak.


Amaçlarının yerli otomobil projesine katkı sağlamak olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bilge Demir, “Yerli otomobilden anlayışımız, tasarım çok önemli ama bir taraftan da yerli otomobilin malzemelerinin yerli olması gerekir diye düşünüyoruz. Günümüzün modern manadaki otomobilleri dayanıklı malzemelerden özellikli çeliklerden yapılıyor. Bu çelikler gövde tasarımını oluşturuyor ve büyük çoğunluğu yurt dışından ithal ediliyor. Yerli otomobili sadece yerli olarak bizim ürettiğimiz otomobiller olarak düşünülmesin. Ülkemizde ciddi manada üretim yapan otomobil fabrikaları var ve bizim sanayimizi oluşturuyorlar. Bunların malzemelerinin de ülkemizde yerli olarak üretilmesi çok büyük bir önem taşıyor. Bizler ekip olarak daha öncesinde ERDEMİR’in ürettiği DP 600 olarak geçen ileri dayanıklı çelik malzemenin döner sermaye kapsamında araştırmasını yaptık projelendirdik ve orada üretilmesi noktasında katkı sağladık. Buradaki oluşturduğumuz ve oluşturacağımız ekiplerle ileri dayanıklı konsepti veya ülkemize katma değeri yüksek olacak çelikleri, Karabük Üniversitesi, ERDEMİR ve İskenderun demir Çelik ile yassı ve katma değeri yüksek ürün üreten fabrikalarda üretmek. Bu üretimleri de otomobil firmaları ile birlikte yapmak istiyoruz. Geçmişteki çalışmalarımıza ilave olarak bu ileri konsept çelikler maalesef üretilmiyor. Üretilmesi nasıl olabilir, ekonomik ve teknolojik bakış açısı nasıl olur diye değerlendirdik. Projemizin kurgusunu ERDEMİR ve Tofaş ile yaptık. Çalışmamızı onlara anlatarak beğendiler ve birlikte ekip oluşturarak. ERDEMİR projemizi bitirdiğimizde deneme ürünleri yapacak ve yassı mamul olarak bu malzemeyi üretecek. Sonrasında ise Tofaş B- Pillar olarak geçen taşıyıcı malzemeleri yapacak” dedi.



“İleri dayanımlı konseptteki bütün çelikleri üretebilecek mantıkta çalışıyoruz”


Demir, “Yeni bir ürün üreteceğiniz de muhakkak bunun prosesini geliştirmeniz gerekiyor. Ülkemizde ise bu çok ihmal ediliyor. Üniversite sanayi işbirliğine bakıldığı zaman bizim projemizdeki mantıklar genelde çok düşünülmüyor yada tasarlanmıyor. Bizim burada yaklaşımımızı ileri dayanımlı çelik konseptinin en ekonomik, en teknolojik ve yaygın olanları önceliğe almak. Kısa vadede ikinci bir proje üzerinde çalışıyoruz. İnşallah en kısa zamanda projemizi birkaç yıl için bir örnek olarak üretim mantığı ile düşündüğümüzde bu ileri dayanımlı konseptteki bütün çelikleri üretebilecek ve ülkeye ciddi manada ürün sağlayabilecek bir mantıkla çalışmalarımıza devam ediyoruz” diye konuştu.



“Otomobil ağırlığını 1.5 - 2 belki 3 katını taşıyabilecek özelliğe sahip olacak”


Günümüzdeki otomobillerin konseptinin yüksek dayanımlı çeliklere dayandığını da ifade eden Prof. Dr. Bilge Demir, “Klasik olarak bakıldığı zaman 1950’den itibaren yeni konsept çelikler geliştiriliyor. Bizim üzerinde çalıştığımız TRIP çelikler 1975’li yıllardan sonra ticari hale gelmiş, günümüzde otomobil üretiminde çok önemli bir yer tutuyor. Günümüzün otomobillerin dayanımı buradan geliyor. Bizim üreteceğimiz bu parça diğer taşıyıcı ayaklarla beraber otomobil ağırlığını 1.5 - 2 belki 3 katını taşıyabilecek özelliğe sahip olacak. Günlük hayatımızda görüyoruz, çarpışmalarda bir çok kazada tavanın üzerine yük geldiğini görüyoruz. Bütün bunları taşıyabilecek bir tavan bu ürettiğimi çelikler mümkün olabiliyor. Bunun protatiflerini ürettik. İleri ki aşamalarda işbirliği ruhu içinde birkaç sene içinde ülkemizde bu çeliklerin üretildiğini ve endüstriyel ticari olarak ta kullanıldığını inşallah göreceğiz” dedi.



“Amacımız sadece bir parça üretmek değil bu alanla ilgili insan yetiştirmek”


Amaçlarının sadece bir parça üretmek olmadığını sözlerine ekleyen Demir şunları söyledi:


“Yerli otomobil üretimi için kullanılacak malzemenin esası çeliktir ve bizim üreteceğimiz malzemede ileri dayanıklı çelik konsepti için önemli bir malzeme ve parçadır. Burada sadece bir parça üretmek değil amacımız bu alanla ilgili insan yetiştirmek. Bir yapı oluşturarak kolaylıkla sanayinin ihtiyaç duyduğu ileri dayanıklı çelikleri üretebilir aynı zamanda yurt dışındaki araştırma merkezlerinde olduğu gibi yeni üretim metotların ve bilgilerin üniversitemizde ülkemizde üretebilir olmasını sağlamak. Sürekli olarak yurt dışındaki üretimlerini teknolojilerini taklit eden mantıktan ülkemizde bilgi, teknoloji üreten bir yapıya kavuşmak. Bu bütün ülkemiz için çok önemli. Bu önem sadece üniversiteler için değil ve bunun üniversiteler de de bunun çok iyi anlaşıldığını düşünmüyorum. Özel sektör açısından ve devletimiz açısından çok önemli. Son yıllardaki bir çok yasal yapılanmalar ülkemizde bilgi ve teknoloji üretimi olarak insan kaynağı ile alakalalı olarak özellikle ciddi gelişme gösterdi. Ancak bu gelişmelerin hükümet nazarındaki çalışmaların sanayi ve üniversitedeki paydaşlara yansıması çok yüksek olmadığını düşünüyorum.”


Ekonomik, teknolojik, geri dönüşüm kolaylığı ve tokluk bakımından fayda sağlayan çeliğin otomotivde daha yaygın kullanılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Bilge Demir, çeliğe alternatif olarak gösterilen magnezyum, alüminyum ve karbon gibi malzemelerin çeliğe oranla 7-20 kat arası daha fazla zehirli emisyona sebep olduğuna da dikkat çekerek, mevcut taşıtların ağırlıklarının daha ince kesitli çelik saçlar kullanılarak azalacağını ve ayrıca bunun yakıt tüketimi ve CO2 emisyonunun azalması konusunda da önemli katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırıkkale Yağışlar azaldı, kuraklık riski arttı: Çiftçiler modern sistemlerle sulama yapıyor Kırıkkale’de yağışların mevsim normallerinin altında olması sebebiyle yaşanan kuraklık tehlikesine karşı direnen çiftçiler, ekili tarım alanlarında modern sulama sistemi kullanıyor. Kırıkkale’de yağışların önceki yıllara göre az olması sebebiyle yaşanan kuraklık, tarımsal üretimi de olumsuz yönde etkiledi. Karakeçili ilçesinde yaşayan çiftçiler, ekili tarım arazilerini sulamak için modern damlama sistemi kullanıyor. Güneş enerjisi panelleriyle üretilen elektrikle çalıştırılan pompalar sayesinde kontrollü salınan su, tarım alanlarına ulaştırılıyor. "Güneşten faydalanıyoruz" Tarım arazisine özellikle pancar ektiğini belirten Ramazan Alparslan, "Çiftçilik yapıyorum, özellikle pancar ekiyorum. Biraz da soğanım var. Paneli de kurduk, güneşten faydalanıyoruz. 3 yıl oldu, ilk yılı kendini amorti etti. Çok memnunum. Vatandaşlara da tavsiye ediyorum ama maliyetler yüksek. Türkiye’de dolar bazında olduğu için o bizi biraz eziyor. Mevsimler kurak gidiyor. Yağış bekliyoruz, inşallah yağar. Biz de rahatlarız, iki üç gün dinleniriz" dedi. "Su görmezse kurur" Kuraklığın etkili olduğunu ifade eden Emre Doğan, "Kuraklık oldu, yağış olmadı. Kışın da kar görmedik. Bundan dolayı biraz kuraklık var. Sulama ile telafi etmeye çalışıyoruz. Ekinimiz de son aşamasına geldi. Su görmezse kurur. Sulama ile çözüm bulmaya çalışıyoruz. Mazottan dolayı biraz maliyetli de oluyor" diye konuştu. "Yağmazsa çiftçinin işi kötü" Yağmur yağmadığını ifade eden Hasan Cantemur ise, "Gübre atıyoruz, hazırlık yapıyoruz. Arkasından tohum ekeceğiz, yağmurlama sulama yapacağız. Şimdiye kadar yağmurumuz yok. İnşallah bir hafta, 10 gün içerisinde yağarsa çiftçi kazanır. Yağmazsa da çiftçinin işi kötü" şeklinde konuştu.
Eskişehir Okullarda temel hijyen konusunda eğitim Eskişehir’de gerçekleştirilen proje çerçevesinde, öğrencilere el yıkama, ağız ve diş hijyeni, gıda hijyeni, çevre hijyeni ve solunum hijyeni konularında bilgi aktarıldı. ’Eskişehir’deki Okullarda Halk Sağlığı Farkındalığının Artırılması ile Sağlığın Geliştirilmesi ve Güçlendirilmesi Protokolü’ Eskişehir Valiliği, Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi tarafından imzalandı. Bu çerçevede hazırlanan proje Meseret İnel ve Tunalı İlkokulunda başlatıldı. Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. Babür Mimtaş, Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan Yardımcısı Burcu Işıktekin Atalay ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selma Metintaş tarafından ’Halk Sağlığı Farkındalığını Arttırmak’ adına görev yapacak olan ’Halk Sağlığı Tayfaları’na hediyeler takdim edildi. Akabinde Halk Sağlığı Tayfaları’na Uzm. Dr. Seval Çalışkan Pala tarafından ’Temel Hijyen’ konusunda eğitim gerçekleştirilmiş olup; öğrencilere el yıkama, ağız ve diş hijyeni, gıda hijyeni, çevre hijyeni ve solunum hijyeni konularında bilgi aktarıldı. Bu proje ile gelecekte toplumun her basamağında yer alacak olan çocukların halk sağlığı farkındalıklarının arttırılması ile sağlığın geliştirilmesi ve güçlendirilmesi amaçlanıyor.