GENEL - 15 Ekim 2017 Pazar 16:04

Konuk: “2019’da Türkiye’ye bir eşik daha atlatacağız”

A
A
A
Konuk: “2019’da Türkiye’ye bir eşik daha atlatacağız”

AK Parti Karaman İlçe Teşkilatlarının 6’ncı Olağan Kongrelerinde konuşan AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Recep Konuk, kongre salonlarındaki heyecanın ve coşkunun 2019’a kadar muhafaza edilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Bizler bu salonlardaki gibi heyecanlı ve coşkulu olacağız 2019’da Türkiye’ye bir eşik daha atlatacağız.

AK Parti Karaman İlçe Teşkilatlarının 6’ncı Olağan Kongrelerinde konuşan AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Recep Konuk, kongre salonlarındaki heyecanın ve coşkunun 2019’a kadar muhafaza edilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Bizler bu salonlardaki gibi heyecanlı ve coşkulu olacağız 2019’da Türkiye’ye bir eşik daha atlatacağız. 16 yıldır olduğu gibi birbirimizle omuz omuza vereceğiz ve daha güçlü, daha itibarlı, daha müreffeh, daha kudretli Türkiye’nin inşasına devam edeceğiz” dedi.


AK Parti Karaman İlçe Teşkilatlarında 6’ncı Olağan Kongrelerinin heyecanı yaşandı. Kongrelere katılan ve partililere seslenen AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Recep Konuk, birlik ve beraberliğe vurgu yaptı. İlçe kongrelerinin hayırlara vesile olmasını dileyen Recep Konuk, “Partimizde, ilçemiz, ilimiz, bölgemiz ve ülkemize daha çok hizmet etmek için çıktığımız ve rakipsiz koştuğumuz bu yarışın birbirimize daha sıkı sarılmamıza vesile olmasını, enerjimize enerji katmasını, gücümüze güç katmasını temenni ediyorum” dedi.


AK Parti için kongrelerin; şölen, demokrasi şöleni, kongre salonlarının da memleket sevdalılarının, gönülden birbirine bağlı olanların buluşma, kucaklaşma mekânı olduğunu ifade eden Konuk, “Bizim kongrelerimizde hizip kavgaları yaşanmaz, kenetlenme ve birlik havası teneffüs edilir. Çünkü biz Türkiye’nin siyaseti kişisel ikbali için değil memleketin istikbali için yapanları buluşturan tek partisiyiz. Biz de bir adım öne çıkma yarışı yapılmaz. Biz de Türkiye’yi bir adım öteye taşıyacak arkadaşlarımıza kulvar açmak için omuz birliği yapılır. Biz sen ben değil biz diyen, biz hepimiz diyebilen ve farklılıklarımızı, kişisel beklentilerimizi Türkiye sevdası, memleket sevdası potasında eritmeyi başarmış bir partiyiz. Biz bir takımız bu takımda üye ile İlçe Başkanı, İl Başkanı, Vekil, Bakan, Genel Başkan arasında üstlendiği sorumluluğun ağırlığı dışında bir fark yok. Hepimiz aynı yükü omuzlamış, Türkiye’yi daha ileriye taşımaya çalışan, Türkiye’yi ileriye taşırken bir adım önde bir adım arkada olsa da ortak bir gayreti sergileyen bir siyasi heyetiz” dedi.



“Kendimiz için değil ülkemiz, milletimiz için amansız bir yarıştayız"


Kongre salonlarında Türkiye’yi daha kudretli, daha müreffeh, daha zengin, daha güçlü yapmak için bayrak yarışlarının yaşandığını belirten AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Recep Konuk, şer odaklarının da boş durmadığını ifade ederek, “Biz bir bayrak yarışı koşuyoruz. Kendimiz için değil ülkemiz, milletimiz için amansız bir yarıştayız. Bu yarış Türkiye’yi daha kudretli, daha müreffeh, daha zengin, daha güçlü yapma yarışıdır. Bu yarışta rakibimiz yok. Bu yarışta bizi zorlayacak siyasi heyetler yok. Ancak bu rakipsizlik yarışı engelsiz koştuğumuz anlamına gelmiyor. Bizimle millete hizmet konusunda yarışamayanlar hileye başvurmaktan, hileden medet ummaktan kaçınmıyor. Biz hızlandıkça Türkiye’nin de hızlanmasından rahatsız olanlar, milletle bizim aramızdaki gönül köprüsünün kemikleşmesinden rahatsızlık duyanlar kah darbe girişimiyle, kah kıyıda köşede gizlenmiş vesayet unsurları ile kah dışarıdaki işbirlikçileriyle, kah terör örgütleri eliyle, kah spekülatörler eliyle, kah itibar suikastı girişimleriyle mertçe yarışamadıkları partimize tuzaklar kuruyorlar. Sadece partimize değil ülkemize tuzaklar kuruyorlar. Hedef sadece AK Parti değil, AK Parti’nin istikrarla büyüttüğü Türkiye. Onlar ellerinden geleni ardına koymasın, biz o engelleri de aşa aşa Türkiye’yi dünya milletler ailesi içinde hak ettiği itibarlı ve güçlü noktaya taşımakta kararlıyız ve bu yoldan dönüş yok. Biz bugün bu salonlardaki gibi heyecanlı ve coşkulu olacağız 2019’da Türkiye’ye bir eşik daha atlatacağız. Biz 16 yıldır olduğu gibi birbirimizle omuz omuza vereceğiz ve daha güçlü, daha itibarlı, daha müreffeh, daha kudretli Türkiye’nin inşasına devam edeceğiz. Bizim bir gün bile boş oturmaya hakkımız da vaktimiz de yok. Bizim durmaya, üşenmeye, tembellik yapmaya, hafife almaya hakkımız da lüksümüz de yok. Çünkü içeride dışarıda şer odakları pusuya yatmış bekliyor, AK Parti’nin tökezlemesini bekliyor. Biliyorlar ki, AK Parti tökezlerse Türkiye tökezler. AK Parti kaybederse Türkiye kaybeder. AK Parti çözülürse Türkiye çözülür. AK Parti durursa Türkiye durur. Onlar şimdi umudunu 2019’da AK Parti’nin tökezlemesine bağladılar. Buna izin verip vermemek bizim elimizde. Biz geçtiğimiz 16 yılda olduğu gibi milletimizle gönül bağımızı koparmazsak, kapı kapı hasbi gayretimizi sürdürürsek, laf yarışı yerine hizmet yarışımızı devam ettirirsek onlar ne yaparsa yapsın kazanan biz oluruz, kazanan milletimiz olur, ülkemiz olur” diye konuştu.



"2023 için ülkemizin büyük hedefleri var"


Önlerinde zorlu bir süreç olduğunu kaydeden Konuk, “2019’a kadar fitne dahil her oyunu oynayacaklar. Bizi birbirimize düşürmeye de çalışacaklar, partimizin değerlerine yönelik yerelde de ülke genelinde de itibar suikastlarını deneyecekler. Ekonomiyle oynamaya çalışacaklar. Sayın Cumhurbaşkanımıza hücum ediyorlar daha çok edecekler. Milletimiz algı operasyonlarına maruz kalacak. Bunların hepsini göğüsleyebilir hepsini boşa çıkarabiliriz. Tek şartla; bir olarak, iri ve diri durarak. Bu operasyonlar yarın başlamayacak, çok önce başladı. Ne diyorlar, bizim Türkiye ile problemimiz yok, problemimiz yönetenlerle. Kim diyor bunu? Batıdan bazı siyasetçiler. FETÖ’ye PKK’ya DHKP-C’ye hamilik yapan ülkelerin siyasetçileri, müttefikimiz sandığımız ülkelerin yöneticileri, gazetecileri. Yönetenler kim? AK Parti ve tabii ki Reis. Niye rahatsızlar? AK Parti ve AK Parti’nin lider kadrosu olduğu müddetçe Türkiye’nin ensesine vurup lokmasını elinden alamıyorlar da ondan. Ülkemizde bazı siyasetçiler ve siyasi partiler de umudunu onlara bağlamış, onların çıkaracağı yangından mal kapma derdine düşmüş. Onları eleştiriyormuş gibi yapıp onların oluşturmak istediği algıyı yaymaya çalışıyorlar. Su taşırmış gibi yapıp su bidonuna benzin doldurmuşlar, kıvılcımın üzerine dökmek için fırsat kolluyorlar” ifadelerini kullandı.


2019 ve 2023 yıllarının önemine de değinen Konuk, “2023 için ülkemizin büyük hedefleri var. 2023’e şunun şurasında 6 yıl kaldı. 2023 hedeflerini gerçekleştirmek için ilk sınavı 2019’da vereceğiz. 2019’da önce mahalli idareler seçimleriyle sandıkta tartıya çıkacağız, sonrasında da Başkanlık seçimini gerçekleştireceğiz. Her iki seçim de hem partimiz hem ülkemiz açısından hayati seçimler olacak. 2019’da Türkiye bir karar verecek ve eminim ki biz bugün kongrelerimizde yapacağımız hazırlıkla bayrağı daha yukarıya çekmek, milleti daha müreffeh, vatanı daha huzurlu, devleti daha güçlü yapmak için çalışan partimizle tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet diyerek yola devam edeceğiz. 2019’da kurulacak sandıklarda hedefimiz önceki seçimlere göre daha yüksek. 2019’da sandıktan yüzde 50 artı bir almakla mükellefiz. Biz buna iktidarda kalmak için değil ülkemizin geleceği için mecburuz. Onun için de bizim bu kongre salonlarındaki birliğimizi salondan çıkınca da muhafaza etmemiz, 2019’a kadar bu salonlardaki heyecanı ve coşkuyu muhafaza etmemiz gerekiyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenler’de 14. Uluslararası Barış Ekmeği Festivali: Gazzeli çocukları ağırlıyor Esenler Belediyesi tarafından 14’üncüsü düzenlenen Uluslararası Barış Ekmeği Festivali, bu yıl savaşın mağdurları, Gazzeli çocukları ağırlıyor. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla 5 gün devam edecek etkinlikler, önceki gün düzenlenen Boğaz turuyla start verdi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla 14. Uluslararası Barış Ekmeği Festivali’ne ev sahipliği yapan Esenler Belediyesi, bu yıl Gazzeli çocukları ağırlıyor. Esenler’de bir gelenek haline gelen festivalin startı ise önceki gün yapılan Boğaz turuyla verildi. 7 Ekim’den bu yana devam eden İsrail saldırılarından sonra Türkiye’ye gelen 10-14 yaş aralığındaki 22 çocuk, dünyanın en güzel boğazında ikramlar ve müzik eşliğinde keyifli vakit geçirdi. Filistin ve Türk bayraklarıyla görsel şölen sunan çocuklar, ülkelerinin milli marş ve müzikleriyle doyasıya dans etti. 5 gün boyunca devam edecek etkinlikler kapsamında çocuklar, Türk öğrencilerle birlikte İstanbul’un tarihi ve kültürel yerlerini keşfetme fırsatı bulacak. Pazar günü ise Esenler Dörtyol Meydanı’nda gerçekleşecek program ile çocuklar, pişirdikleri ekmekleri dünya liderlerine göndererek tüm insanlığa barış çağrısında bulunacak. “Çocukları iyileştirmek istiyorum” Gazzeli Maryam Abdelati, “Ailemle beraber Gazze’den çıkıp Türkiye’ye geldik. Zor bir şekilde Refah’a ulaştık. Orada 10 gün kaldık. Sonra Türkiye’ye geldik. Savaş çok kötüydü. Evimizde mahsur kalmıştık. Her yer bombalanıyordu. Beyaz bayraklarımızı elimizi alarak evimizden çıktık. Tam o sırada İsrail askerleri halamı şehit etti. Okuluma devam edip doktor olmak istiyorum. Savaşta yaralanan çocukları iyileştirmek istiyorum” ifadelerini kullandı. “Ülkemin özgür olacağına inanıyorum” 10 yaşındaki Kamaşeddin Ahmet Aldalou ise, “Yaşadıklarımızla ilgili neler söyleyeceğimi bilemiyorum. Her şey çok kötüydü. Korkunç bir savaş devam ediyor. Büyüyünce mühendis olmak istiyorum. Ülkeme gidip orada çalışmak istiyorum. Orada kalan ailem ve akrabalarımla görüşemiyorum. Telefon ve internet yeteri kadar çekmiyor. Ülkemin bir gün özgür olacağına inanıyorum. Her zaman umutluyum” dedi. “Bu kardeşlerimiz çok acılar çektiler” 11 yaşındaki Ecrin Nur Tuncel, Gazzeli çocukların Türkiye’de olmasından büyük mutluluk duyduğunu kaydederek “İnşallah burada güzel hatıralar biriktirirler. Bu kardeşlerimiz çok acılar çektiler. İnşallah ülkelerindeki bu işgal bir an evvel son bulur” diye konuştu. “Savaşın içine bir daha girmesinler” Gazzeli kardeşlerinin hiçbir yere gitmesini istemediğini söyleyen Hafsa Kübra Tepe ise, “Hep ülkemizde kalsınlar. Burada beraber yaşayalım. Gerekirse evlerimize alalım. Yeter ki o savaşın içine bir daha girmesinler. Empati yaptığımda bile benim canım acıyor” şeklinde konuştu.
İzmir İzmir’de lise öğrencileri yemek yarışmasında hünerlerini sergiledi İzmir’de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen MEB Gastronomi Festivali ve Yemek Yarışması’nda, yöresel lezzetler sergilendi. Ege Bölgesi’nde bulunan 33 liseden yaklaşık 100 öğrencinin katıldığı yarışmada, öğrenciler finallere kalabilmek için kıyasıya yarıştı. Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü koordinesinde organize edilen ve Konak Nevvar Salih İşgören Eğitim Kampüsü-5 Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen yarışmaya, İzmir’de ve Ege Bölgesi’nin çeşitli illerinde bulunan toplam 33 liseden yaklaşık 100’e yakın öğrenci, yaptıkları yöresel lezzetlerle katıldı. Usta ve şeflerden oluşan jüri tarafından yapılan değerlendirme sonrası dereceye giren ekiplere ödülleri verildi. “Öğrenciler aşçılıklarını konuşturuyor” İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, gastronomi alanında Milli Eğitim Bakanlığı’nın aşçı, barista, garson gibi istihdama yönelik güzel çalışmaları sonuna kadar desteklediğini belirterek, “Ege Bölgesi’nde, Manisa’dan, İzmir’den çok kıymetli öğrencilerimiz kendi marifetlerini ortaya koyarak aşçılıklarını konuşturuyorlar. Ben gerçekten çok etkilendim. Harika, çok orijinal yemekleri yapıyorlar. Çok da başarılı bir şekilde yapıyorlar. Ustaca duruşları var. Öğretmenlerinin katkılarından dolayı özgüvene sahip. Damak zevki de muhteşem olan güzel çalışmalara imza atıyorlar. Yöresel yemekler yapıyorlar. Tire’den, Bergama’dan yaptıklarını söylüyorlar. Çocuklarımız gelecekte, dışarıdan yemek yemek isteyen, gastronomiye önem veren, damak zevkini çok önemli önemseyen İzmirlileri Ege Bölgesi’ne, Türkiye’deki insanlara hitap edecek aşçıları yetiştiriyor” diye konuştu. “Türk mutfağını çok daha güzel günler bekliyor” Yarışmada jüri olarak bulunan ve öğrencilerin yaptığı yemekleri oldukça başarılı bulduğunu değerlendiren Dr. Öğretim Üyesi Emrah Köksal Zengin, “11 okulumuzun ana yemekleri ve çorbaları geldi. Tatlılar da gelecek. Biz de mümkün olduğunca en hassas haliyle değerlendirmeye çalışıyoruz ki çok emek var. Herhangi bir haksızlık olmasın. Tartışıyoruz, reçetelere bakıyoruz. Fakat inanılmaz bir yeni nesil geliyor. Gençlerimiz muhteşem. İnşallah Türk mutfağını çok daha güzel ve iyi günler bekliyor. Bizim işimiz zor. En başarılısını bulmak çok zor. Gençlerden çok umutluyuz. Gelecek emin ellere emanet” ifadelerine yer verdi. Aşçı başı Mümin Dürüstlü ise öğrencilerin mesleği severek yaptıklarını, öğrencilerden görsele ve yöresele uyumalarını istediklerini belirtti. 4 gündür farklı illerde çeşitli yemekler yediklerini aktaran Dürüstlü, İzmir’de de güzel yemeklerin yapıldığını ifade ederek öğrencilere başarılar diledi. Etkinlikte yarışmacı olarak yer alan ve ekip arkadaşlarıyla birlikte çorba, tatlı ve ana yemek çıkardıklarını söyleyen öğrenci Sude Nur Çelik, “Ekip arkadaşlarımla birlikte ortaklaşa yaparak yarıştık. Gerçekten çok stresliydi. Çorba, tatlı ve yemeklerimiz farklı dakikalarda çıkacaktı. Biz bunu son dakika yaparken öğrendik. Ben mesela çorbamı yetiştiremedim. Bu konuda bayağı sıkıntı yaşadık ama herkesten önce sonunda yetiştirdik” cümlelerini aktardı. “Dünya mutfağında ilerlemek istiyorum” Gastronomi alanının önünün açık olduğuna dikkat çeken Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üniversite okunmasa bile gerçekten çok güzel yerlere gelinebiliyor. Yurt dışından ilerlemeyi gerçekten çok isterim. Özellikle dünya mutfağından. Genelde tatlı üzerinden gitmeyi tercih ediyorum. Çünkü o konularda biraz daha iyiyim.” “Tava yemeklerinde ilerlemeyi düşünüyorum” Yarışmada yaptığı tatlının içeriğinden bahseden Öğrenci Nihat Çelikok da “İçi dolgulu lokma yaptık. Altında böğürten ve ahududulu bir sos yaptık. İçinde şeker var, üstünü de nane ile süsleyeceğiz. Yarışma heyecanlı, yemeği yetiştirdim. İleride yurt dışına açılmak istiyorum. Ben genelde tava yemeklerinde ilerlemeyi düşünüyorum” diye konuştu.
Giresun Soyguncuları çantadaki fotoğraf ele vermiş Giresun’un Bulancak ilçesinde dün bir kuyumcu dükkanına pompalı tüfekle girerek 4,5 kilogram altını alıp kaçan soyguncuları geride bıraktıkları çantadan çıkan fotoğrafın yakalattığı ortaya çıktı. İlçenin Bulancak Mahallesi Şemsettin Caddesi’nde dün saat 11.00 sıralarında yaşanan silahlı kuyumcu soygununda silahlı soyguncuları ele veren detaylar ortaya çıkmaya başladı. Olay sırasında soyguncularla arbede yaşayan kuyumcu Erdoğan Gündoğdu araç içerisinden aldığı çantadan çıkan fotoğrafın izini süren polisin kısa sürede çalınan altınlarla beraber 3 şüpheliyi ele geçirdiği belirlendi. Soyguncuları fotoğraf ele verdi Kuyumcu dükkanı soygunu ile ilgili yaşananları anlatan Kuyumcu Erdoğan Gündoğdu, “Ben soygun sırasında dışarda çay ocağındaydım. Dükkanımdaki silah seslerini duyunca hemen olay yerine geldim. İçerde çalışan elemanı etkisiz hale getirmişlerdi. Ben de içeri girmek istedim ancak arkadaşlarım beni silahlı oldukları için bırakmadılar. O sırada altınları alıp kaçan hırsızlar araca binerlerken peşlerinden koştum. Arbede yaşandı ve tam o sırada araçta elime geçen bir çantayı aldım. Çantaya baktığımda içinden bir fotoğraf çıktı ve polislerde o fotoğrafın izini sürerek hırsızları yakaladı. Fotoğraf soygunculardan birine aitmiş” dedi. Çalınan altınların eksiksiz olarak olarak kendisine teslim edildiğini de ifade eden Gündoğdu, “Emniyet ve jandarma ekipleri kısa sürede yakaladılar. Hırsızların sakladıkları altınları da eksiksiz olarak getiriler. Yaklaşık 7.5 milyon lira değerinde 3 kilo bilezik, 300 gram 14 ayar zincir grubu vardı. Altınlarımı teslim aldık. Emniyet güçlerimize, jandarmamıza ve özellikle bizimle ilgilenen valimize teşekkür ederim” diye konuştu. Silahla ateş ettiler mermiler başımın üstünden geçti Soyguncuların etkisiz hale getirdiği kuyumcu çalışanı Abdullah Bay ise “İçerdeydim bir anda içeri girerek bana ’Ellerin kaldır’ dediler. Ben ise soyguncu olduklarını anlayınca refleksle tezgahın altındaki silaha eğildim o anda bana ateş açtılar. Ben eğildiğim için mermiler başımın üzerinden geçti. Zaten hedefleri müdahale edeni vurmakmış. Bana elimi başımın üzerine koyup köşeye geçmemi istediler. Biri de kapıda gözcülük yapıp altınları alıyordu” şeklinde konuştu. Aracı durdurmak için çalıntı taksinin arka lastiğini bıçakla kesti Silahlı soyguncuların bindikleri aracın lastiğini bıçaklayarak bölgeden uzaklaşmasını engelleyen Taner Karbaş da, “Ben de çay ocağında çay içiyordum. O sırada silah sesi duyunca herkes silah sesinin geldiği yöne doğru gitmeye başladı. Ben de gittim bir baktım. Araca binmiş gidiyorlar. O anda ilk aklıma gelen aracın lastiğini patlatmaktı. Silah olsa ateş ederdim ama silah olmayınca o anda elime geçirdiğim bir bıçakla hemen lastiği kestim. Lastiği kesmem işe yaramış olmalı ki çok uzağa gidememişler. En fazla 3 kilometre sonra park etmek zorunda kalmışlar. Gizledikleri başka bir araç yardımıyla kaçmaya çalışmışlar. Taksinin şoförü ise elleri, ayakları bağlanmış ve ağzı bantlanmış halde bulundu” ifadelerini kullandı. Öte yandan, kuyumcu dükkanına kar maskeli ve pompalı tüfekle giren soyguncular E.B., S.C. ve S.T.’nin emniyetteki ifadelerinin ardından bugün Giresun Adliyesi’ne çıkartılmaları bekleniyor.
Gaziantep Şahinbey’de 10 milyon fide dağıtımı başladı Şahinbey Belediyesi tarımsal üretimin ve verimin artırılması için verdiği destekleri sürdürerek 10 milyon adet domates, biber, patlıcan, salatalık, kavun ve karpuz fidesi dağıtımı gerçekleştirdi. Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde, çiftçilere destek sağlamak amacıyla Kapacağız Mahallesi’nde fide dağıtımına başlandı. Şahinbey Belediyesi tarafından organize edilen bu etkinlikte, bölge çiftçilerine toplamda 10 milyon fide dağıtılacak. Programın ilk gününde, çiftçiler fideleri almak için büyük bir ilgi gösterdi. Dağıtımın birkaç gün süreceği ve tüm çiftçilere ulaşılması hedeflendiği açıklandı. “Çiftçimize en iyi tohumu, en iyi gübreyi temin ediyoruz” Çiftçilere verdiği desteği arttırarak devam ettireceğini söyleyen Başkan Tahmazoğlu, “7 yıldan beri aralıksız bir şekilde çiftçimizin ihtiyacı olan arpa, buğday, yem, gübre, arılı kovan desteği, zeytin fidanı, fıstık fidanı, canlı hayvan desteği, süt sağma makinası, meraların gübrelenmesi ve arazi yollarının yapılması gibi birçok destek de bulunduk. Çiftçimizde ekili alanlarımızı 4 kat arttırarak ve çifti sayımızı yüzde yüz arttırarak buna cevap verdi. Çiftçimiz kazanıyor. Çiftçimize en iyi tohumu, en iyi gübreyi temin ediyoruz. Şu ana kadar belediyemizin sağladığı destek 1 milyar liraya ulaşmış oldu. Bu çok önemli bir destek. Bu kadar destek veren Türkiye’de başka bir şehir yok. Şahinbey’in çiftçisi çok şanslı. Domates, biber, patlıcan, salatalık, kavun ve karpuz fidelerimiz çok kaliteli. Bölgemize uygun özel olarak ürettirdik. İnşallah bu üretimde sadece Gaziantep’in değil Güneydoğu Anadolu’nun desteğini karşılamış oluyoruz. Çiftçimiz bundan gerçekten büyük kazanç elde ediyor. Dağıttığımız ürünler en az 15 kat fazla destek olacak” dedi. “Aracıyı ortadan kaldırdığımız zaman hem çiftçi kazanacak hem de tüketici kazanacak” Yeni projesi ile ilgili konuşan Tahmazoğlu, “Üreticiyle tüketiciyi buluşturmak istiyoruz. Bu konuda bazı engeller var önümüzde ama biz onları da aşacağız. Ben şunu planlıyorum. Tarladan direk çiftçimizden alıp pazarda kendi pazarcılarımız aracılığıyla direkt tüketiciye satmayı planlıyoruz. Aracıyı ortadan kaldırdığımız zaman hem çiftçi kazanacak hem de tüketici kazanacak. Şu an bu proje üzerinde çalışıyoruz. Bizim şu anda koyun keçi birliğiyle yaptığımız şehirde birçok mağazamız var. Orada çiftçimizin sütünü, yoğurdunu, kaymağını direkt doğrudan alıp satışını yapıyoruz. Meyve sebzede inşallah bunu gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı. “Fırat’ın suyunu Gaziantep’e getirmemiz şart” Fırat’ın suyunun Şahinbey’e getirme projesiyle ilgili bilgi veren Tahmazoğlu,“Fırat’ın suyuyla alakalı olarak kendime yakışanı yapıyorum. 2 gün önce Ankara’daydım. Bu konuyla ilgili bazı görüşmeler yaptım. Tarım bakanımızdan da randevu istedik. İnşallah vekillerimiz ve bakanlarımızla görüşmeleri yapıyoruz. Dünya kuraklığa doğru gidiyor. Bu kadar emek veriliyor. Yağış olmadığı zaman hepsi boşa gidiyor. Boşa gitmemesi için geleceğimiz için Fırat’ın suyunu Gaziantep’e getirmemiz şart. Ben buna inandığım için bunun arkasında durmaya devam edeceğim” diye konuştu.