ÇEVRE - 08 Nisan 2017 Cumartesi 09:31

(Özel Haber) Yavru ayı bakıcısını annesi sanıyor

A
A
A
(Özel Haber) Yavru ayı bakıcısını annesi sanıyor

Yaklaşık 3 ay önce Erzincan’ın Refahiye ilçesinde 1,5 aylıkken bulunan ve Kars’ta koruma altına alınan ayı yavrusu, bakıcısını annesi sanıyor.

Yaklaşık 3 ay önce Erzincan’ın Refahiye ilçesinde 1,5 aylıkken bulunan ve Kars’ta koruma altına alınan ayı yavrusu, bakıcısını annesi sanıyor. Yaklaşık 3 aylık olan yavru ayı biberonla besleniyor, sahibiyle saklambaç oynuyor, acıktığında ise hırçınlaşıp ortalığı yıkıyor.


Kafkas Üniversitesi Kafkas Yaban Hayvanı Kurtarma Rehabilitasyon Merkezi’nin maskotu haline gelen ve bakıcısı tarafından adı ’Gece’ konulan 3 aylık yavru ayı, en çok bakıcısıyla saklambaç oynamayı seviyor. Gece, bakıcısını saklandığı yerde kokusundan buluyor.


Gönüllü olarak yavru ayı Gece’nin bakımını üstlenen Veteriner Fakültesi son sınıf öğrencisi Gizem Yaylagülü, adeta yavru ayıyı sahiplenerek annesini aratmıyor. Yavru ayı Gece için biberonla mama hazırlıyor. Biberonla beslenmesi yaptıktan sonra saatlerce Gece ile oyun oynuyor. Başkalarının kucağına gitmeyen Gece annesi olarak sahiplendiği Gizem Yaylagülü’nü görmeyince adeta ortalığı savaş alanına çeviriyor.


Yaklaşık üç aydır yavru ayı Gece’ye baktığını ifade eden Gizem Yaylagülü, “İlk geldiğinde 32 santimdi, şimdi 52 santim. 2 kilo 600 gramdı, şuan 6 kilo 600 gram. Geldiğinden daha hareketli. Günde 5 defa besleniyor. Sabah kalktığımda geliyorum, besliyorum, gece de en son 11.00’de besliyoruz. Eskiden geceleri de iki defa besliyorduk” dedi.


“Beni tanıyor, annesi yerine koyuyor”


Yavru ayının kendisini annesi yerine koyduğunu belirten Yaylagülü, “Vücudumum kokusunu biliyor, tanıyor, annesi yerine koyuyor. Hareketlerimi taklit ediyor. Arkamdan geliyor. Ama şuan çok canımı acıtıyor. Artık büyüdüğü için tepkileri de arttı. Çok yaramaz. Yaptıkları zarar vermek için değil. Doğasında var. Ben de elimden geldiğince onunla oynuyorum. Bir insan gibi değil de tepkilerine cevap vererek oynuyorum. Nazik davranmıyorum” diye konuştu.


“Saklambaç oynamayı çok seviyor”


Saklanınca Gece’nin kendisini kokusundan bulduğunu belirten Yaylagülü, “İlk gördüğü zaman bazen insanlara saldırmak durumunda kalıyor. Bazen de hiç tepki vermiyor. Yanlarına gitmiyor insanların. İnsandan insana tepkisi değişiyor. O anki ruh haline bağlı, karnı açsa birazcık insanlara karşı saldırgan olabiliyor. Ama tok olduğunda genelde oynamak için yaklaşıyor insanlara, saklambaç oynamayı çok seviyor. Saklandığımda koklayarak buluyor beni. Oyuncakları var onlarla oynuyor. Gündüzleri, acıktığı zamanda bağırıyor. Ortalığı yıkıyor” şeklinde konuştu.


“Mikrofonu aldı kamera karşısına geçti”


Kendisini görüntüleyen İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirinin elinden mikrofonu alan Gece, bir eliyle mikrofonu tuttu, diğer eliyle de bakıcısıyla oynadı. Gece’nin elinden mikrofonu almak ise zor oldu.


“Gece’nin bakıcıları hariç, herkesin keyfi yerinde”


Yavru ayı gecenin pençeleri ve dişleriyle bakıcılarına zor anlar yaşattığına dikkat çeken Kafkas Üniversitesi Kafkas Yaban Hayvanı Kurtarma Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erdoğan Uzlu, şunları söyledi:


“Gece’nin bakıcıları hariç, herkesin keyfi yerinde, bakıcıları Gizem, Burak ve diğer arkadaşlar, ciddi anlamada bir mesai harcayarak sağlıklı bir şekilde büyümesine katkı sundular. 2 kilo altı yüz gram gelmişti, her şeyi sağlıklı bir şekilde büyüyor. Tabii talihsizlik çok küçük yaşta öksüz kalmıştı. Kendi ihtiyaçlarını giderebildiğini hissettiğimiz zaman Orman Su İşleri Doğa Koruma Milli Parklar Müdürlüğü’nün uygun göreceği bir tesise naklini gerçekleştireceğiz".


Yavru ayı Gece insan kokusuna alıştığı için doğal ortama bırakılmayacak. Gece Bursa’da bulunan hayvanat bahçesine gönderilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mardin TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Netanyahu ve çetesinin, savaş suçları mahkemesinde bu katliamın failleri olarak hesap vereceğine inanıyorum" Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Mardin’de düzenlenen Uluslararası Beytülmakdis Sempozyumu’na katıldı. Kurtulmuş, "Netanyahu ve çetesinin, savaş suçları mahkemesinde bu katliamın failleri olarak hesap vereceğine inanıyorum" dedi. Her yıl farklı ülkede düzenlenen Uluslararası Beytülmakdis Akademik Sempozyumu, Mardin Artuklu Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un katılımıyla bu yıl 24’cüsü düzenlenen sempozyum ’Akademi ve Siyonizm: Baskılar, Korkular ve İtirazlar’ ana temasıyla gerçekleştirildi. Yurt içi ve yurt dışından katılımlarla hazırlanan Uluslararası Beytülmakdis Akademik Sempozyumu İSRA Beytülmakdis Çalışmaları Vakfı, Unıversıtı Malaya, Academy For İslamic Jerusalem Studies, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, Universitas Djuanda Bogor, Universiti Utara Malaysia ve Kadim Akademi ortaklığında başladı. Sempozyumda konuşan TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, insanlık tarihinin gördüğü en büyük ve insanlık dışı soykırımın yaşandığını belirtti. Kurtulmuş, "Siyonizm, baskı, tehdit ve korkutmayla akademi dünyasını etkisi altına alıyor. Siyonizm, elindeki ağır silahların yanında akademik anlamda da elinde bulundurduğu tehlikeli anlayış nedeniyle de dünyanın en yıkıcı zihniyetidir. Siyonizmle mücadelede akademik çalışmaların ve akademik kadroların da çok önemli bir rolü ve sorumluluğu vardır. Yeniden güçlü bir şekilde küresel ölçekte insaf ve izan sahibi akademisyenlerin örgütlenmesi gerekiyor. Siyonist anlayış, baskı, tehdit ve korkutmalarla akademi dünyasını sindirmekte, kendilerine karşı eleştirel bakış gösteren kim olursa etkisiz hale getirmekten çekinmemektedir. Özgü olarak lanse edilen batı akademi dünyasında bir çok başarılı bilim insanı siyonizme karşı tutum gösterdiği için ötekileştirilmiş ve üretemez hale getirilmiştir. Araştırmalar engellenmiş, akademik işbirlikleri Siyonizm baskıları sonucu sonlandırılmıştır. Siyonizm zehirli bir güce sahip olsa da Filistin davası haklılığı itibariyle güçlüdür. Siyonist baskılara rağmen dünyanın bütün ülkelerinde ve başkentlerinde Filistin sempatisi artmaya başlaması da bu haklılığın bir sonucudur" dedi. Mardin’den siyonist baskı altındaki batı akademisyenlerine çağrı yapan Kurtulmuş, Türkiye’nin kapısının baskılar nedeniyle ülkelerinden kaçan bilim insanlarına açık olduğunu söyleyerek, siyonizmin baskısı nedeniyle üretemeyen ve görevini yapamayan bilim insanlarını Türkiye’ye davet etti. TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Netanyahu ve çetesinin savaş suçları mahkemesinde bu katliamın failleri olarak hesap vereceğine inanıyorum. Bütün katliamlarına rağmen bir adım ileriye gidemeyen ve tek bir kişiyi korkutamayan bu katillerin sonu yakındır. Başkenti Kudüs olan, egemen bir Filistin mutlaka kurulacak ve Gazzeliler dünyaya bir zafer yazacaktır." Programda Mardin Valisi Tuncay Akkoyun da bir konuşma yaptı. Kudüs ve Gazze’de yaşanan insanlık dışı soykırımın bir önce sonlanmasını dileyen Vali Akkoyun, aynı medeniyetin eseri olan Mardin ve Kudüs’ün ruhları kardeş iki şehir olduğunu belirterek Mardin’in çok kültürlü sosyal dokusuyla dünyaya örnek bir şehir olmaya devam etmesine karşın Kudüs maalesef bu barış ikliminden uzak bırakıldığını ifade etti. Sempozyumda ükemizden ve dünyanın farklı ülkelerinden insan hakları savunucularına ’Cesaret Ödülleri’ verildi. Saldırılarda ailesini kaybeden, kendisi de yaralanan, Gazzelilere yardımlarına ara vermeden devam eden, akademik çalışmalarla yaşanan soykırımı işleyen Dr. Shaima Abu Shaaban, Diyarbakır’dan siyonizme karşı duruşunu göstermek üzere Gazze’ye giderek Han Yunus ile Refah arasındaki bölgede bulunan bir hastanede her gün yoğun bombardıman altında sağlık hizmeti veren Dr. Taner Kamacı, baskılar ve geçirdiği soruşturmalara rağmen bilimi işgal karşısında tavır almaya devam eden Dr. Stephen Sizer ve Gazze’de yaşadığı evin siyonistlerce bombalanması sonucu babasını kaybeden, Gazze’deki tüm dehşete rağmen El-Cezire muhabiri olarak uluslararası kamuoyunu bilgilendirme görevini cesurca ve başarılı bir şekilde yapmaya devam eden Anas Al-Sharif cesaret ödülü aldı. Sempozyuma TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un yanı sıra Mardin Valisi Tuncay Akkoyun, milletvekilleri, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, il protokolü, Türkiye’den ve farklı ülkelerden bilim insanları ve akademisyenler katıldı.