POLİTİKA - 01 Mayıs 2016 Pazar 16:53

Adalet Komisyonu Başkanvekili Köylü'den MHP Kurultayı Değerlendirmesi

A
A
A
Adalet Komisyonu Başkanvekili Köylü'den MHP Kurultayı Değerlendirmesi

TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, yerel mahkemelerin MHP’nin tüzük kurultayını durdurması yönündeki kararın yok hükmünde olduğunu söyledi.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili, AK Parti Genel Merkez Disiplin Kurulu Başkanı ve AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce MHP’nin 15 Mayıs’ta tüzük kurultayına gidilmesi yönündeki kararın 5 ayrı yerel mahkeme tarafından ihtiyati tedbir kararıyla durdurulmasını değerlendirdi. Köylü, Siyasi Partiler Kanunu’na göre partiler hakkında karar verme yetkisinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Anayasa Mahkemesi’nde olduğunu belirterek, bu yüzden yerel mahkemelerin almış olduğu kararların bağlayıcılığının olmadığını kaydetti. Tosya ile Gemerek mahkemelerinin MHP’nin tüzük kurultayının iptali yönünde aldığı kararı hukuki yönden değerlendiren Hakkı Köylü, Siyasi Partiler Kanunu’na göre adli mahkemelerin karar verme yetkisinin olmadığını ve bu yüzden yerel mahkemelerin aldığı kararın bağlayıcılığının bulunmadığını belirtti.
“YEREL MAHKEMELERİN KARARI VERME YETKİSİ YOKTUR”
Verilen kararları siyasi olarak yorumlamanın etik olmadığını ancak hukuki olarak değerlendirilebileceğini ifade eden Köylü, “Bir mahkeme kongre olması yönünde kararı verdi ve verilen kararın temyiz sonucunu beklemeden başka bir mahkemede o kararın uygulanmaması için tedbir kararı aldırdı. Bir karar var, o kararı önleyecek başka bir karar var. Alınan iki kararda birbiriyle çelişiyor. Kongre süreci MHP’nin kendi iç meselesi ancak hukuki açıdan değerlendirebiliriz. Adliye mahkemesinin partiler hakkında karar verme yetkisi yoktur. Siyasi Partiler Kanunu’nun 104’üncü maddesine göre kanunun emredici hükümlerine aykırı faaliyet ve işlemlerden dolayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca inceleme başlatılır. Anayasa Mahkemesi gerekli görürse hükme göre karar verir. İlk olarak karar veren mahkeme Dernekler Kanunu’na göre karar verdi. Siyasi Partiler Kanunu’nda özel hüküm var. Özel hükme göre siyasi partiler ile ilgili karar verirken, Dernekler Kanunu’nu da uygulayamazsın. Siyasi Partiler Kanunu için özel hüküm olmasaydı o zaman Dernekler Kanunu uygulanabilirdi. Siyasi Partiler Kanunu’nda bununla ilgili hüküm var. Bunu mutlaka yazması gerekmez. Öyle bir çerçeve madde koymuş oraya diyor ki, kanunun emredici hükümlerine aykırı eylem, fiil ne ise yapıldığı takdirde veya yapılmadığı takdirde onun ilgi alanı Cumhuriyet Başsavcılığı ve dolayısı ile de Anayasa Mahkemesi’dir. Bu konuda kongre için ilk kararı veren mahkemenin yetkisi yoktur. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu konuyu inceleyecek gerekli olursa Anayasa Mahkemesi’ne intikal ettirecek. Takdir onundur ve oraya aittir. Buradaki savcı ve hakime de ait değildir ve esası da budur” dedi.
“DOKUNULMAZLIK MİLLETVEKİLİNİ KORUMAK İÇİN DEĞİL, MECLİS’İ KORUMAK İÇİNDİR”
Son dönemlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemini meşgul eden dokunulmazlıklar hakkında da değerlendirmelerde bulunan Köylü, dokunulmazlıklarla ilgili bir karar verebilmek için cumhuriyet savcılarından gelen fezlekelerin doğrudan TBMM’ye geldiğini ve alt komisyonların hazırladıkları raporun üst komisyona sevk edilerek görüşüldüğünü ifade etti.
"500’E YAKIN DOKUNULMAZLIK DOSYASI BEKLİYOR"
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 500’e yakın dokunulmazlık dosyasının beklediğini vurgulayan TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili Köylü, anayasa değişikliği ile dokunulmazlıkların toptan kaldırılabileceğini belirterek, şöyle konuştu:
“Neden bu yol tercih edilmedi diye sorulabilir. TBMM’de 500’ye yakın dosya olduğu söyleniyor. Her dosyada bir, bazı dosyalarda ise birden fazla suç vardır. Her suç için dokunulmazlık değerlendirilmesi yapılıyor. Komisyonlar zaman ayırıp değerlendiriyor. 550 milletvekilleri her gün benim dokunulmazlığım niye kaldırılmıyordu ya da kaldırılırsa da kaldırılmasıyla ilgili konuşuluyordu. Meclis’te dokunulmazlık üzerine konuşmaların hesabı yapıldı, Meclis 2 yılını ayırırsa bu işler sonuçlandırılabiliyor. İster kaldırılsın ya da dokunulmazlık kaldırılmasın ama konuşmaların süresi 2 yılı alıyor. O zaman Meclis hiç çalışamaz. Başka bir çare bulmak gerekir anayasa değişikliğiyle. Çünkü anayasada bir hüküm var. Partilerin de onayıyla Meclis’te bulunan tezkerelerden dolayı dokunulmazlıklar kaldırılmıştır. Kısa bir sürede halledilmesi gerekiyordu, başka yolu yoktu. Anayasa Komisyonu’nda görüşülüyor. CHP ve MHP teklife destek veriyor. HDP karşı çıkıyor. Fiziki karşı çıkma, sözle karşı çıkma hepsi işin içinde var. Aslında dokunulmazlık Meclis’in çalışmalarını sağlayabilmesi için verilmiş bir haktır. Amaç milletvekilini korumak değildir. Meclis çalışması sırasında milletvekili mahkemeye çağrılsa Meclis çalışmaları aksar.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Doğaseverler Kadıralak Yaylası’nda bir araya geldi 15-22 Nisan tarihleri arasında düzenlenen 48. Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinde bir çok doğasever Kadıralak Yaylası’nda bir araya geldi. Mavi yıldız çiçekleri ile ön plana çıkan Kadıralak Yaylası’nın eşsiz güzelliği ve doğal zenginlikleri, Trabzon turizmi açısından büyük bir önem taşıyor. Bu çerçevede sivil toplum kuruluşlarının da içinde bulunduğu bir grup doğasever 15-22 Nisan Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinde bir araya geldi. Etkinliğe Tonya Kaymakamı Adem Eser, Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan ve vatandaşlar da katıldı. Etkinlikte konuşan Tonya Kaymakamı Adem Eser, Kadıralak Yaylası’nın tanıtımının tüm Türkiye’ye yayılması temennisinde bulunarak "6 aydır burada görevliyim. Bu yaylanın ilçemiz sınırları içerisinde olmasından dolayı çok mutluyum. Trabzon’un içinden ve şehir dışından gelen ziyaretçilerime hoş geldiniz diyorum" dedi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan ise, "Burada doğa spor dernekleri ve diğer derneklerimiz ile beraber bugün buradayız. Turizm Trabzon’un vazgeçilmez bir unsuru. Trabzon ekonomisinin yüzde 70’i turizmden geliyor. Turizm sezonu başladı ve bu sezonun 2023 yılına göre daha iyi olmasını bekliyoruz. Tüm hazırlıklarımız tamam. Bayram tatilinden itibaren yoğunluk başladı. Önümüzdeki aylardan itibaren yoğunluğumuz her geçen gün artarak devam edecek" diye konuştu. Bilindiği üzere ‘Uluslararası Bern Sözleşmesi’ gereği korunan yörede “Mor Yayla” ismi ile de bilinen her yıl Nisan ayında açan mavi yıldız çiçekleri ile meşhur Trabzon’un Tonya ilçesine bağlı son yıllarda vatandaşların uğrak yerlerinden biri haline gelen Kadıralak Yaylası binlerce turisti ağırlıyor.
Edirne Edirne’de AFAD gönüllüleri sertifikalarını aldı Edirne’de eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını düzenlenen törenle aldı. Törende konuşan Edirne Valisi Yunus Sezer, Türkiye’de 6 Şubat depreminden önce 500, 600 bin civarında olan afet gönüllüsü sayısının şu anda yaklaşık 1 buçuk milyonu bulduğunu söyledi. Deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerde görev almak için çeşitli eğitimlerden geçen destek AFAD gönüllüleri, sertifikalarına kavuştu. Özellikle 6 Şubat tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bu tür eğitimlere talep oldukça arttı. Kentteki bir tesiste düzenlenen sertifika töreninde destek AFAD gönüllüleri ile bir araya gelen Edirne Valisi Yunus Sezer, her birine çalışmalarında başarılar diledi. Ülkenin her noktasında neredeyse afet riski ile karşı karşıya kalındığını söyleyen Edirne Valisi Yunus Sezer, bunların sel, deprem, yangın, heyelan gibi tehlikeli afet durumlarından oluştuğunu aktardı. Tokat Sulusaray merkezli ve çevre illeri etkileyen bir deprem yaşandığını ve artçı depremlerin hala devam ettiğini ifade eden Vali Sezer, "Karadeniz Bölgemiz ise heyelan ve sellerle karşı karşıya bir tehdit halinde. Bugün Edirne ilimizde de benzer yağışlar ve bunun getireceği tehlikeli taşkınlar ihtimali var. Bunları biz kendi imkânlarımızla, AFAD personellerimizle de olsa üzerinden gelme imkânımız yok. Afetlerde ilgili olarak eğitim sürecinde de öğrenilen şey, afetlerle mücadelede önemli olan şey riski azaltmaktır. Risk azaldıkça, afetlere müdahale başarısı da ters orantılı olarak artmaktadır. Riski azaltmadan afetlerde mücadelede başarıya ulaşmanın imkânı çok düşüktür. Ancak müdahalede başarılı olursunuz. Müdahale kapasitemiz ülke olarak, risk yönetimi çok fazla olmasa da kriz yönetimimiz belki de dünyada ilk sırada yer alıyor. Krizlerle ülke olarak başarılı olarak, afetlerde özellikle görüldüğü gibi başa çıkıyoruz. Belki dünya tarihinin yaşamış olduğu en büyük depremlerden birini 6 Şubat’ta, 20 ilimizi etkileyen Maraş Pazarcık merkezli depremde gördük ve bu deprem 6 ay geçmeden neredeyse barınma problemleri başta olmak üzere, birçok problemi halletmiş bir ülkeyiz" ifadelerine yer verdi. "Riski azaltma aşamasının en önemli noktası gönüllülük sistemidir" Afet sonrasında iyileştirme noktasında çok iyi noktada olunduğunu ve riski azaltma aşamasının en önemli noktasının da gönüllülük sistemi olduğunu vurgulayan Vali Sezer, gönüllülük sisteminin ülke genelinde çok iyi seviyede olduğuna değindi. Hem Kızılay, hem de AFAD gönüllüleri olduğunu belirten Vali Sezer, bu görevin çok önemli olduğunu ve yeri geldiğinde ailesinden, işinden feragat ederek her türlü fedakarlığın göstergesini de beraberinde getirdiğini ifade etti. Edirne’de bir sivil toplum kuruluşunun akredite olduğunu söyleyen Vali Sezer, itfaiye ve diğer sivil toplum kuruluşlarının eğitimlerinin devam ettiğini ve 2 bin arama kurtarma personeli yetiştirmeyi hedeflediklerini ifade etti. Edirne’yi balkanları da içine alacak şekilde arama kurtarmanın merkezi yapmayı da hedeflediklerini söyleyen Vali Sezer, "Edirne’de afet olmayabilir ama komşu illerimizde bir afet meydana gelebilir bu yüzde Edirne’yi merkez yapmak için çalışıyoruz. Balkanlardaki üniversitelerin de katılımıyla bir arama kurtarma merkezini burada oluşturmayı düşünüyoruz. Şuanda 299 AFAD destek gönüllümüz var. 6 bin de AFAD gönüllümüz var. Bu sayıyı daha da arttırmalıyız" dedi. Gönüllülerin yanlarında olmasının ve kendileriyle çalışmalarının çok önemli olduğunu söyleyen Edirne İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürü Elvan Kaya, destek AFAD gönüllüleri ile Kahramanmaraş merkezli depremlerde zor işlerde beraber görev yaptıklarını belirtti. Sertifika töreninde konuşan Destek AFAD Gönüllüsü Selda İnanç, Geçmiş afetlere bakıldığında ülkede büyük kayıplar yaşandığını hatırlattı. 1999 Marmara depremi ile 6 Şubat 2023’te meydana gelen ve pek çok ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremin ardından afetlerle baş edebilmek için toplumun oluşturduğu gönüllü yapılanmaların afet öncesi ve sonrası meydana gelen kayıpları en aza indirme noktasında ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyleyen İnanç, ellerinden gelecek her şeyi yapabilmek ve faydalı olabilmek adına AFAD arama kurtarma gönüllüsü olabilmek için elleri, kolları sıvadıklarını ve bu işe adım attıklarını ifade etti. Konuşmaların ardından eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını Edirne Valisi Yunus Sezer’in elinden aldı. Düzenlenen tören toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.