GENEL - 15 Temmuz 2018 Pazar 23:04

Asker, polis ve vatandaş el ele Türk bayrağını taşıdı

A
A
A
Asker, polis ve vatandaş el ele Türk bayrağını taşıdı

15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında asker, polis ve vatandaş el ele vererek Türk bayrağını birlikte taşıdı.

15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında asker, polis ve vatandaş el ele vererek Türk bayrağını birlikte taşıdı.


15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında Kastamonu’da Milli Birlik Yürüyüşü düzenlendi. Kışla Parkı’nda toplanan binlerce vatandaş, yürüyüşe gelen asker ve polisle birlikte Türk bayrağını Cumhuriyet Meydanı’na kadar taşıdı. Kastamonu Valiliği ve Kastamonu Belediyesi tarafından müşterek düzenlenen yürüyüşte bazı askerler kucaklarına çocuklarını da alarak yürüdü. Cumhuriyet Meydanı’na kadar devam eden yürüyüşün ardından program düzenlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle devam etti.


“Silahlarımızı verdiğimiz askerler, bizlere ateş ediyordu”


15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığının işgal edilmesi sırasında darbeci askerlere karşı direnirken yaralanan Gazi Caner Dalkalı, 15 Temmuz Hatıraları ile alanda bulunan vatandaşlara seslendi. Nöbet tutan vatandaşlara kalkışma gecesini anlatan 15 Temmuz Gazisi Gazi Caner Dalkalı, “15 Temmuz ikinci Çanakkale idi. Yani ikinci milattı. Rabbim vatanımızın ve kardeşlerimizin gücü ile bizlerin de yardımı ile hayırlısıyla almayı nasip etti. O hain köpekleri birer birer içeri tıkmayı devletimize nasip etti. O gece evimizden çıktığımızda biz nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Sanıyorduk ki bayrak sallayacağız, hain darbecilere durun diyeceğiz. Tezahüratlar yapacağız. Ama ne mümkün. Tanklar üzerime ateş ediyordu. Üzerimizden geçiyordu. Askerlerimiz bizim verdiğimiz maaşlarla, silahlarını verdiğimiz askerlerimiz bizlere ateş ediyordu. Biz tabii ki onlara dur dedik. Genelkurmay Başkanlığı içerisine kadar girdik. Rabbim bana orada şahadeti nasip etmedi ama gaziliği nasip etti. İnşallah Genelkurmay Başkanlığında, Türkiye’mizin değişik yerlerinde, İstanbul’da, Ankara’da, şehit olan kardeşlerimize, Rabbim rahmet eylesin. Gazi kardeşlerimize şifalar diliyorum” dedi.


“Bizim için PKK neyse, DEAŞ neyse FETÖ’de odur”


15 Temmuz gecesi 250 şehit verdiklerini hatırlatan Vali Yaşar Karadeniz ise, PKK’lı ne ise, DEAŞ’lı ne ise kendileri için FETÖ’cülerin de aynı olduğunu belirterek, “Aslında millet olarak biz, bu oyunlara yabancı değiliz. Var olduğumuz her dönem, izlenen yöntemler bizi içerden bölmeye ve yıkmaya yönelik saldırılara uğradık. Ancak her defasında yeniden toparlanıp, düşmemek üzere dimdik ayağa kalktık. Ülkemizi uzun yıllar sürecek bir karışıklığa sürükleme amaçlı bu planları ve 15 Temmuz’u unutmayacağız, unutturmayacağız. Bir daha bizi yok etmeye cesaret dahi edememeleri için emperyalist ülkelerin içimizdeki uzantılarına yönelik mücadelemizi hız kesmeden sürdüreceğiz. Unutmamalıyız ki, bizim için PKK neyse, DEAŞ neyse FETÖ’de odur. Bunların birbirlerinden farkı yoktur. Hepsinin de varoluş nedeni ülkemizin bağımsızlığını ve bütünlüğünü sadece kağıt üstünde görünür kılmak, fakat içini boşaltmaktır. Bizim için PKK’lı ne ise, DEAŞ’lı ne ise, FETÖ’cü de odur. Çünkü hepsinin de özünde hainlik yatmaktadır. Bizim için PKK’lı ile DEAŞ’lı ile arkadaşlık, dostluk, iş ortaklığı yapmak ne ise, FETÖ’cülerle ilişkisini sürdürenlerde odur” şeklinde konuştu.


“Hain, her zaman haindir” diyen Vali Karadeniz, “Görünür etiketinin ne olduğu hiç önemli değildir. Mücadelemizde bu çerçeveyi hiç terk etmeyeceğiz. ‘Devran bir gün döner’ diye bekleyen hainler bilmelidir ki, bu devran binlerce yıldır süren tarihimizde dönmediği gibi bundan sonra da dönmeyecek. Milletimizin ve devletimizin terörle ve terörizmle mücadelesi son terörist de etkisiz hale getirilinceye kadar devam edecektir. 15 Temmuz 2016 gecesi vatan için şehit olan 250 kardeşimize söz veriyoruz. Kanları yerde kalmadı ve kalmayacak. Devletimiz, milletimiz ilelebet payidar olacaktır. Allah onlardan ve gazilerimizden razı olsun” ifadelerini kullandı.


“Hainler, hiçbir zaman bu meydanlarda ve bu topraklarda barınamayacak”


Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş da, “Bugün 15 Temmuz hain darbe girişiminin 2’nci yıldönümü. Yine Cumhuriyet Meydanı’nda çok değerli asil hemşerilerimizle beraberiz. Bu halk diyor ki; hiçbir zaman vatanımızdan, toprağımızdan, bayrağımızdan, insanımızdan vazgeçmeyiz. Bu halktaki sevgi, bu fedakarlık bu vatan sevgisi olduğu sürece bu meydanlar hiçbir zaman boş kalmaz. Hainler de hiçbir zaman bu meydanlarda bu topraklarda barınamaz. Çünkü bin yıldır bu toprakları biz kanla besliyoruz. Kanımızla elimizde tutuyoruz. Tutmaya da devam edeceğiz. Şunu bilsinler ki bin yıllık geleneği olan, bin yıllık devlet olan, yaklaşık 700 yıl dünyada hüküm süren bir imparatorluğun varisleriyiz. Hiç kimse sanmasın ki 3-5 çapulcunun girişimiyle bu devlet yıkılamaz. Ve hiçbir zaman da bu millet devletini yıktırmaz. Onun için de bugün 15 Temmuz’un ikinci sene-i devriyesinde vatandaşlarımızla beraberiz. Halkımızla birlik ve bütünlük içerisindeyiz. Belediye olarak biz de bu hain darbe gününü hiçbir zaman unutmayan halkımızla burada nöbetteyiz. Allah bize bir daha böyle hainleri, böyle hain darbeleri göstermesin. Bunu yapanları da başımızdan defetsin” ifadelerini kullandı.


Konuşmaların ardından Vali Yaşar Karadeniz, AK Parti Kastamonu Milletvekili Metin Çelik, Belediye Başkanı Tahsin Babaş, Cumhuriyet Başsavcısı Bülent Kantarcı ve diğer protokol üyeleri, 15 Temmuz Gazisi Caner Dalkalı tarafından hazırlanan İstanbul’da, Ankara’da başta Türkiye Büyük Millet Meclisi, Gölbaşı Özel Harekat Eğitim Merkezi, Emniyet Genel Müdürlüğü, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü gibi hain darbecilerin açtığı ateş sonucunda ağır hasar gören binaların maketlerinin yer aldığı sergiyi gezdi.


15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri, kahramanlık türküleri eşliğinde sabah namazına kadar nöbet tutma şeklinde devam edecek. Ayrıca meydanda, vatandaşlara da Kastamonu Belediyesi tarafından çeşitli ikramlarda da bulunuldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Vali Çiçek Koltuğunu 8.Sınıf Öğrencisi Esma’ya devretti Kayseri Valisi Gökmen Çiçek; 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla temsili olarak koltuğunu Kocasinan İlçesi Sümer Ortaokulu öğrencilerinden Esma Necla Doğan’a devretti. Valilik koltuğuna oturan Esma Necla Doğan; "Bağımsızlığımızın ve egemenliğimizin sembolü olan TBMM çok zor şartlarda açılmıştır. Cumhuriyetimiz de büyük fedakârlıklarla, gayretlerle kurulmuştur. Ülkemizi çağdaş uygarlıklar düzeyine ulaştırmak için hiç yorulmadan çalışmaya devam ederken Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından çocuklara armağan edilen bu bayramın sevincini ve coşkusunu, tüm dünya çocuklarıyla paylaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, tüm silah arkadaşlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi rahmetle anıyor, saygılarımızı sunuyoruz. Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağanı ve 104. yılını kutladığımız, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun” diye konuştu. Vali Esma Necla Doğan Vali Gökmen Çiçek’e; "TBMM’nin açılışının 104. Yıl dönümü kapsamında bizleri kabul ettiğiniz için Kayserili öğrenciler adına sizlere çok teşekkür ederim. Kayseri’ye ve Kayserililere olan samimi ve içten destekleriniz bizler için Türkiye Cumhuriyeti’nin milletine olan desteğinin de bir yansımasıdır. Görevde olduğunuz sürece Kayseri için özellikle turizm alanında yapmış olduğunuz çalışmaları yakından takip ediyoruz. Yeşilhisar ilçemize bağlı Soğanlı Vadisinde gerek yöre halkına ve gerekse turizme yönelik yaptığınız katkıların yanında ilimizde gençlerimize yönelik ERVA Spor Kulübü çatısı altında yaptığınız zararlı alışkanlıkları önleyici çalışmalarınızda bizler için çok önemli. Birçok alanda canla başla çalıştığınız için bizlerin gönlünde ’Vali Amca’ olarak yer alıyorsunuz sizlere çok teşekkür ederim" dedi. ERVA Spor Kulüplerinden sorumlu Vali Yardımcısı Ömer Tekeş’i telefonlar arayan Vali Esma Necla Doğan, ERVA projesinin gidişatı ile ilgili bilgiler aldı. İl Emniyet Müdürü Atanur Aydın ile de görüşen Vali Doğan; "Okul önlerindeki yaya geçitlerinin güvenliğinin artırılması ve okul servislerinin daha sık denetlenmesi talimatı verdi. Öğrencilerin aileleriyle telefonda görüşerek teşekkür eden Vali Çiçek, tüm dünya çocuklarının 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladı ve öğrencilerle bir süre sohbet ederek yakın ilgi gösterdi. Programda, Vali Yardımcısı Adnan Türkdamar, İl Milli Eğitim Müdürü Bahameddin Karaköse ve öğretmenler de hazır bulundu.
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ta ABD’ye bakır ihracı Kahramanmaraş’ın geleneksel el sanatlarından bakırcılık mesleği 6 Şubat depremlerinin ardından üretimini sürdürüyor. Depremin yaralarını saran esnaf ürünleri Amerika başta olmak üzere Avrupa ülkelerine ihraç ediyor. Kahramanmaraş’ta çok eski bir geçmişe ve geleneğe sahip olan bakırcılık sanatı, 1950’li yıllardan itibaren ivme kazandı. Bakırın dövülerek şekillendirilmesi ve süslenmesiyle ortaya çıkan mutfak eşyaları ve çeşitli süs eşyalarının imal edildiği bir geleneksel el sanatı olan bakırcılık, yaygın bir şekilde hem kullanılıyor hem de üretimini sürdürüyor. Kahramanmaraş Küçük Sanayi Sitesi’ndeki bakırcı esnafları da üretimini sürdürüyor. Deprem sonrası yarasını saran esnaf 10 bin ürünü hem üretiyor hem de yurt içi ve yurt dışına gönderiyor. Bakır üreticisi İsmail Binici, “Bakırı işlemecilik ve mutfak eşyaları üzerine çalışıyoruz. 1980 yılından bu yana atölyemizi çalıştırıyoruz ve mesleğe 7 yaşında başladım. Mutfak eşyaları, dekoratif işler, bakır kaplama ve mangal işleri gibi nasıl bir talep olursa yapabilecek kapasitedeyiz. Kahramanmaraş’ta bakırcılık iyi bir konumda. Türkiye genelinde azınlığa düşmüş bir meslek ama bizim bu yöremizde halen devam ediyor” dedi. Bakırın yıllık 150 bin dolar civarında ihracat rakamlarına ulaştığını da ifade eden Binici, “Yaptığımız ürünler yurt içi ve yurt dışına gönderiyoruz. Amerika başta olmak üzere Avrupa ülkelerine gönderiyoruz özellikle kahve takımı gönderiyoruz. Aşırı miktarda olmasa da yılda iki konteyner 100-150 bin dolarlık ihracat yapılıyor. Ecdadımız hep bakır kullanmış bir müddet bakırcılık başka metaller çıktığı için gerilemiştir ve mutfak eşyaları devreye girmiştir. Hatta doktorlar bakırı önermeye başladı. Restoranlar bakır kullanmaya başladı. Bakır hayatımızın biri parçası ve sağlığa faydası çok. Depremin ilk aşamalarından itibaren 3-4 ay hiçbir şey yapamadık iş yerimiz hasar aldı ve makinalar ve ürünler hasar gördü sonra toparladık işimize devam ediyoruz” diye konuştu. Bakır ustası Mahmut Koz ise, “Özellikle mutfakta kullanılan her şeyde kullanılır 10 bin civarında bir çeşidimiz vardır. Tarihi değerli ürünlerde yapıyoruz” dedi.
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ta ABD’ye bakır ihracı Kahramanmaraş’ın geleneksel el sanatlarından bakırcılık mesleği 6 Şubat depremlerinin ardından üretimini sürdürüyor. Depremin yaralarını saran esnaf ürünleri Amerika başta olmak üzere Avrupa ülkelerine ihraç ediyor. Kahramanmaraş’ta çok eski bir geçmişe ve geleneğe sahip olan bakırcılık sanatı, 1950’li yıllardan itibaren ivme kazandı. Bakırın dövülerek şekillendirilmesi ve süslenmesiyle ortaya çıkan mutfak eşyaları ve çeşitli süs eşyalarının imal edildiği bir geleneksel el sanatı olan bakırcılık, yaygın bir şekilde hem kullanılıyor hem de üretimini sürdürüyor. Kahramanmaraş Küçük Sanayi Sitesi’ndeki bakırcı esnafları da üretimini sürdürüyor. Deprem sonrası yarasını saran esnaf 10 bin ürünü hem üretiyor hem de yurt içi ve yurt dışına gönderiyor. Bakır üreticisi İsmail Binici, “Bakırı işlemecilik ve mutfak eşyaları üzerine çalışıyoruz. 1980 yılından bu yana atölyemizi çalıştırıyoruz ve mesleğe 7 yaşında başladım. Mutfak eşyaları, dekoratif işler, bakır kaplama ve mangal işleri gibi nasıl bir talep olursa yapabilecek kapasitedeyiz. Kahramanmaraş’ta bakırcılık iyi bir konumda. Türkiye genelinde azınlığa düşmüş bir meslek ama bizim bu yöremizde halen devam ediyor” dedi. Bakırın yıllık 150 bin dolar civarında ihracat rakamlarına ulaştığını da ifade eden Binici, “Yaptığımız ürünler yurt içi ve yurt dışına gönderiyoruz. Amerika başta olmak üzere Avrupa ülkelerine gönderiyoruz özellikle kahve takımı gönderiyoruz. Aşırı miktarda olmasa da yılda iki konteyner 100-150 bin dolarlık ihracat yapılıyor. Ecdadımız hep bakır kullanmış bir müddet bakırcılık başka metaller çıktığı için gerilemiştir ve mutfak eşyaları devreye girmiştir. Hatta doktorlar bakırı önermeye başladı. Restoranlar bakır kullanmaya başladı. Bakır hayatımızın biri parçası ve sağlığa faydası çok. Depremin ilk aşamalarından itibaren 3-4 ay hiçbir şey yapamadık iş yerimiz hasar aldı ve makinalar ve ürünler hasar gördü sonra toparladık işimize devam ediyoruz” diye konuştu. Bakır ustası Mahmut Koz ise, “Özellikle mutfakta kullanılan her şeyde kullanılır 10 bin civarında bir çeşidimiz vardır. Tarihi değerli ürünlerde yapıyoruz” dedi.