YEREL HABERLER - 24 Kasım 2015 Salı 16:28

Eğitim Bir-Sen Kastamonu Şube Başkanı Orhan Sancaktaroğlu;

A
A
A
Eğitim Bir-Sen Kastamonu Şube Başkanı Orhan Sancaktaroğlu;

Eğitim Bir-Sen Kastamonu Şube Başkanı Orhan Sancaktaroğlu, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bir mesaj yayınlandı.
Mesajında, öğretmenlik mesleğinin itibarının yükseltilmesi gerektiğini söyleyen Sancaktaroğlu, şunları kaydetti: “Öğretmenler Günü, öğretmenlik mesleğinin sorunlarının ve çözüm önerilerinin en yoğunluklu olarak ortaya konulduğu, öğretmenlik mesleğinin itibarının artırılması için en güçlü vurguların yapıldığı, öğretmenler arasındaki meslekî dayanışmanın en üst düzeyde gerçekleştirildiği, öğretmenlerle öğrenciler arasında öğretmenliğin kudsiyetini açığa çıkarak duygusal atmosferlerin yaşandığı en önemli günlerden ve en güzel imkânlardan biridir. Türkiye’de 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak tayin ve tahsis edilen muayyen gün ise, 12 Eylül askeri darbesinin ardından, darbe yönetiminin kararıyla kutlanmaya başlamıştır. Darbecilerin ruhunu yansıtan, izlerini taşıyan, suç işleyenlerin yapmak istedikleri mühendisliğe öğretmenleri de ortak etmek için tahsis ettikleri, törenleri ve ritüelleriyle sorgulanmaksızın her yıl tekrarlanan Öğretmenler Günü, millet iradesini hiçe sayanların himmetiyle ‘öğretmenlere de bir gün olsun’ denilerek ihdas edildiği günden beri kabul sorunu yaşamaktadır. Darbecilerin yeri millet vicdanında nasıl meşrulaşmadıysa, 24 Kasım da aynı şekilde meşrulaşamamıştır. 24 Kasım Öğretmenler Günü, bu haliyle bin yıllık medeniyet değerlerinden soyutlanmak üzere köklerinden koparılmak istenen milletimizin tabi tutulduğu operasyonun bir yansımasından ibarettir. Bin yıllık geçmişi yok sayan ve el yordamıyla kazılmış yüzeysel temeller üzerine bina edilmek istenen köksüz, ruhsuz anlayışın bir tezahürüdür. Öncelikle Öğretmenler Günü, karşılığını kendi medeniyet değerlerimizin derinliklerinden bulan bir temel üzerinde yeniden inşa edilmeli, darbelerin, darbecilerin, antidemokratik süreçlerin ve endoktrinasyon ameliyesinin bir karşılığı olmaktan uzaklaştırılmalıdır. Ülkemizde 1981 yılından itibaren kutlanan 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün, kutlanmaya başladığı günden bu yana içi doldurulamayan, yasak savmak kabilinden törenler ve beylik konuşmalarla geçiştirildiği görülmektedir. Militarist üslup ve kalıplaşmış ritüelle savılan Öğretmenler Günü, bugüne kadar öğretmenlere pratikte herhangi bir katkı sunamamıştır. Oysa Öğretmenler Günü, bir ülkenin geleceğini büsbütün şekillendiren bir hizmeti ortaya koyan öğretmenlerin bir yıllık motivasyonunun yüklendiği ve ülkenin geleceğinin aydınlık olması yönünde bir fırsat olarak değerlendirilebilir, ülkenin ve milletin kazancına dönüştürülebilirdi. Öğretmenlerin, on yıllar boyunca birbiri üzerine eklenmiş pek çok sorunları bulunmaktadır. Öncelikle öğretmenlik mesleği itibarsızlaştırılmıştır. Öğretmenlere sunulan maddi imkânların yetersizliği nedeniyle öğretmenlik tercih edilen bir meslek olmaktan çıkmış, üniversite tercihlerinde eğitim fakültelerinin alt sıralara kaymasına neden olmuştur. Öğretmenliğin maddi manevi sorunlarının çözülmesi ve öğretmenliğin yeniden cazip, öncelikle tercih edilen bir meslek haline getirilmesi gerekmektedir. Eğitim-Bir-Sen olarak, 19. Milli Eğitim Şurası’nda tartışılan, karar altına alınan ya da üzerinde çalışma yapılmasına karar verilen hususların bir an önce hayata geçirilmesini bekliyoruz. Branş öğretmenleriyle meslek öğretmenlerinin maaş karşılığı ders saatlerinin 15 saat olarak eşitlenmesi, öğretmenlerin özlük haklarına yönelik olarak, her dört yılda bir yıpranma payı ve 3600 ek gösterge verilmesi, öğretmenlerin ek ders ücretlerinin artırılması, öğretmenlerin mesleki yeterlikler doğrultusunda kariyer basamaklarında yükseltilmesi, öğretmenlerin ihtiyaç duyulan il ve bölgelerde görev yapmalarına yönelik bir teşvik sistemi geliştirilmesi, öğretmenlik mesleğinin hak ettiği sosyal ve mesleki itibarın artırılmasında; yeterlik, nitelik ve standart gibi kavramlar arasında bir ortak anlayış yaratacak ve norm oluşturacak bir yasal düzenlemeye gidilmesi şeklinde ortaya konulan karar ve yaklaşımlar mutlaka hayata geçirilmelidir. Öğretmen, eğitim hizmetinin merkezindedir. Öğretmeni dikkate almadan verimli ve başarılı bir eğitim hizmeti verilemez. Öğretmenlerin gönülden iştirak edecekleri, kökü derinlerde bir Öğretmenler Günü özlemiyle; tüm öğretmenlerimizin emeklerinin değerinin anlaşıldığı, mesleğin itibarının ön plana çıktığı, sorunlarının çözüldüğü ve Öğretmenler Günü’nün sivilleştiği günler diliyoruz”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Tekin ve beraberindeki çocukları kabul etti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve beraberindeki çocukları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve beraberindeki çocukları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabine toplantısının yapıldığı salonda kabul etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından çocuklarla bir süre sohbet etti. Çocukların kendisiyle fotoğraf çektirme isteğini kırmayan Erdoğan, programın sonunda çocuklarla toplu fotoğraf çektirdi. Programa katılan çocuklara ise saat hediye edildi. “23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik ediyorum” Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajında, "Türkiye Büyük Millet Meclisimizin açılışının 104’üncü yıl dönümünü ve gözümüzün nuru evlatlarımızın 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik ediyorum. Geleceğimizin teminatı yavrularımızın her gününün bayram neşesi içinde geçmesini temenni ediyorum. Büyük Millet Meclisimizin ilk Başkanı, Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere ülkemizin bugünlere gelmesinde katkısı olan herkesi saygıyla anıyorum. İstiklalimiz ve istikbalimiz uğrunda gözlerini kırpmadan canlarını feda eden kahraman şehitlerimizin her birine Allah’tan rahmet niyaz ediyorum" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM 104’üncü açılış yıl dönümü idrak ettiklerini vurgulayarak, "Bundan tam 104 sene önce Ankara’da dualarla, tekbirlerle salavatlarla açılan Büyük Millet Meclisimiz, milletimizin ve devletimizin hürriyet mücadelesinin sembolü oldu. Bağımsızlığımıza giden yolda, ilk meclisimiz öncülük ve liderlik etti. 23 Nisan 1920’de meclisin açılmasıyla başlayan milli mücadele, 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetin ilanı ile birlikte zafere ulaştı. Tarihimizdeki böylesine önemli bir günün, istikbalimizin teminatı olan siz çocuklara hediye edilmesi elbette tesadüf değildir. Bu devletimizin sadece çocuklara değil aynı zamanda kendi geleceğine verdiği önemin de bir göstergesidir. Biliyorsunuz, biz de ’Türkiye Yüzyılı’ vizyonumuzu sizlere emanet ettik. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak, her birinizin bu emaneti en güzel şekilde taşıyacağınıza yürekten inanıyorum. Sizlere her alanda güçlü, müreffeh ve itibarlı bir ülke bırakmak için canla başla çalışmaya devam edeceğiz. Siz evlatlarımızın da çalışkanlığınızla, başarılarınızla, heyecanınızla, ufkunuz ve umutlarınızla Türkiye’yi çok daha ileriye götüreceğinizden asla şüphe duymuyorum" şeklinde konuştu.