ASAYİŞ - 03 Ağustos 2018 Cuma 13:03

İki kişinin öldürüldüğü cinayet davasının yargılaması başladı

A
A
A
İki kişinin öldürüldüğü cinayet davasının yargılaması başladı

Kastamonu’da tarlasına su aldığı gerekçesiyle çıkan kavga sonrası baba-oğul 2 kişinin öldüğü, 4 kişinin de yaralandığı cinayet davasının yargılaması başladı.

Kastamonu’da tarlasına su aldığı gerekçesiyle çıkan kavga sonrası baba-oğul 2 kişinin öldüğü, 4 kişinin de yaralandığı cinayet davasının yargılaması başladı.


Olay, geçtiğimiz yıl Haziran ayında Ramazan ayı içerisinde Taşköprü ilçesine bağlı Celep Köyünde meydana geldi. İddialara göre, tarlasına su almak isteyen eski muhtar İsmail Öz ile oğlu Cemal Öz, hısımları olan aynı zamanda muhtar azası Hasan Dülger ve oğlu Mehmet Dülger arasında tartışma çıkmış, tartışmanın büyümesi üzerine taraflar birbirlerine silah çekerek ateş etmişti. Silahlı kavganın ardından eski muhtar İsmail Öz ile oğlu Cemal Öz hayatını kaybederken, eski muhtarın babası Cemal Öz, muhtar azası Hasan Dülger, köye çalışmaya gelen Mahmut B. ve oğlu Sedat B.’de yaralanmıştı. Olay sonrası tutuklanan Hasan Dülger ve oğlu Mehmet Dülger hakkında ‘kasten adam öldürme’ suçundan, eski muhtarın babası Cemal Öz için ise ‘basit yaralama’ suçundan Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı.


Davanın ilk duruşmasında savunma yapan sanıklardan muhtar azası Hasan Dülger, eski muhtar İsmail Öz’ün tarlasına izinsiz su aldığını öğrendikten sonra olay yerine gittiğini belirterek, “Aracımı park ettim. Sonra yanlarına giderek köyün suyunu neden aldıklarını sordum. Bana eski muhtar İsmail Öz küfür ederek tokat attı. Ondan sonra boğuşma yaşandı. Silahlar patlamaya başlayınca ben, sırtıma isabet eden kurşunların etkisiyle yere düştüm. Bu esnada da can havliyle geriye doğru 5-6 el ateş ettim. Kime geldiğini görmedim” dedi.


Muhtarlık seçimlerinden dolayı kendilerine kızgın olduğunu ve birkaç kez şikayet ettiğini anlatan Hasan Dülger, “Ben, hısımlık güderken onlar bana hasımlık gütmüş. Ben, hiç farkına varmamışım” şeklinde konuştu.


Diğer sanık Mehmet Dülger ise, “Bahçede çalışırken beni aradılar ve bize yardım et dediler. Bende bunun üzerine olay yerine gittim. İsmail Öz’ün tarlasına su aldığını gördüm ve babamı aradım haberin var mı? diye. Babamda, ben geliyorum sen bir şeye karışma dedi. Babam, gelince köyün içme suyundan niye su alıyorsun dedi. Köyde kimsenin haberi yok deyince İsmail Öz, babama küfür edip tokat attı” dedi.


Mehmet Dülger, olay yerine çalışmaya gelen şahsın kendisini tuttuğunu ve “Babamı öldürteceksin, beni bırak” dediğini ifade ederek, “Ben, ellerinden kurtulduktan sonra havaya doğru ateş ettim. Çünkü babamın üzerinde, babamı dövüyorlardı. Ondan sonra silahlar patlamaya başladı. Ben yaralanmadım, rast gele ateş ettim. Kime geldiğini bilmiyorum. Babamın yaralı olduğunu görünce araca bindirdim ve hastaneye doğru hareket ettim” diye konuştu.


“İzinsiz aldıkları suda, tüyü bitmemiş yetimin bile hakkı var” diyen Mehmet Dülger, Köylünün rızasını alsalardı hiçbir sorun olmayacaktı” ifadelerini kullandı.


Silahlı saldırıda yaralanan eski muhtar İsmail Öz’ün babası Cemal Öz ise, sanıkların mahkemeyi yanılttığını ve yalan beyanda bulunduğunu ileri sürerek, “Ölenler oğlum, bunlarda benim hısımım oluyor. Aramızda hiçbir sorun yoktu. Parası olmadığı zaman bunlara çıkarıp ben harçlık bile verirdim” dedi.


İlk olarak olayı Dülger ailesinin başlattığını iddia eden Cemal Öz, “Onlar ateş edince bizimkilerde ateşe karşılık verdi. Ondan sonra iki oğlumda öldü” diye konuştu.


Mahkeme heyeti, dosyadaki diğer eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 26 Aralık tarihine ertelerken, sanıkların da tutukluluğunun devamına karar verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Yaşar Üniversitesi 23 yaşında Bilim, birlik ve başarı ilkeleriyle yenilikçi ve sürdürülebilir bir üniversite olmak için eğitime katkı koymayı sürdüren Yaşar Üniversitesinin 23. yılı törenle kutlandı. Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, “Kuruluşumuzdan bu zamana kadar pek çok alanda başarılara imza attık ve binlerce öğrenci mezun ettik” dedi. Yaşar Üniversitesinin 23’üncü kuruluş yıl dönümü Selçuk Yaşar Kampüsünde düzenlenen törenle kutlandı. Törene; KKTC Baş Konsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, Yaşar Holding İcra Başkanı Dr. Mehmet Aktaş, mütevelli heyeti üyeleri, akademik ve idari çalışanlarla öğrenciler katıldı. Müzik bölümü öğrencilerinin dinletisiyle başlayan törende, akademik ve idari çalışanlara ‘Bilim, Birlik, Başarı’ ödülleri verildi. Ödüller; ’Başarılı İdari Birim’, ’Temsiliyet Başarısı’, ’Eğitimde Başarı’, ’Başarılı Araştırmacı’, ’Akademik Onur’ adı altında takdim edildi. Beşinci, onuncu, on beşinci ve yirminci hizmet yılını dolduran akademik ve idari personele de rozet ve belge verildi. Açılış konuşmasını yapan Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, “Kuruluşumuzdan bu zamana kadar pek çok alanda bilimsel, kültürel ve spor alanlarında pek çok başarıya imza attık ve binlerce öğrenci mezun ettik. Akademik başarılarımız, akreditasyonlarımız ile ulusal ve uluslararası projelerdeki performansımızla üniversiteler arasında güçlü bir konum elde ettik. Bu vesileyle kurucumuz ve ebedi onursal başkanımız Selçuk Yaşar’ı saygı ve rahmetle anıyorum” dedi. Yiğitbaşı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yakın bir zamanda Stanford Üniversitesi tarafından hazırlanan ve dünya genelinde üst seviyede başarı elde eden bilim insanlarının bulunduğu Dünyadaki En Etkili Bilim İnsanları listesinde 6 akademisyenimiz yer aldı. Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, Prof. Dr. Duygu Türker Özmen, Prof. Dr. Yiğit Kazançoğlu, Prof. Dr. Meltem Gürel, Doç. Dr. Banu Yetkin Ekren ve Doç. Dr. Mir Jafar Sadegh Safari’nin böylesine saygın bir listede yer alması, yapılan çalışmaların ve akademik katkıların değerini bir kez daha göstermiştir. Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Türkan’ın da yer aldığı çalışma Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonu kapsamında uzaya gönderilen 13 deneyden biri oldu. Bu bilimsel başarıların üniversitemiz için büyük gurur ve mutluluk kaynağı olduğunu belirtmek isterim. Avrupa Birliği Jean Monnet Mükemmeliyet Merkezimiz tarafından, insan kaynakları müdürlüğümüzün desteği ile yapılan başvuru sonucunda, üniversitemiz Avrupa Komisyonunun Araştırmacılar İçin İnsan Kaynakları Stratejileri Mükemmellik Ödülüne layık görüldü. Araştırma süreçlerimizde uyguladığımız insan kaynakları politikalarımızla uluslararası bir ödüle layık görülmemiz bizler için gurur verici oldu. 2023 yılı Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması raporunda üniversitemiz yüksek memnuniyet ifade eden A grubunda yer alarak 74 vakıf üniversitesi arasında ilk 10 içinde yer alma başarısını gösterdi." "Hedeflerimize emin adımlarla ilerleyeceğiz" Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller ise “23 yıl önce bir hayalle başlayan ve bugün geldiğimiz noktadaki başarılarımızın temelini atan ’Bilim, Birlik, Başarı’ ilkesiyle Türkiye’ye sayısız ilki kazandıran Selçuk Yaşar’dan aldığımız ilhamla, bilimin ışığında çalışmaya ve üretmeye kararlılıkla devam edeceğiz. Geçtiğimiz bir yıl içinde öğrencilerimiz; mimarlık, tasarım, spor, sanat gibi pek çok alanda elde ettikleri başarılarla yüzümüzü güldürdü. Akademisyenlerimiz de elde etikleri başarılarla bizleri gururlandırdı. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, en değerli 23’lerin ışığında, nitelikli eğitim ve araştırmalarımızla başarılarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Geleceğe yön veren yenilikçi bireyler yetiştirerek topluma katkıda bulunma hedeflerimize emin adımlarla ilerleyeceğiz, tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yerinde duran, geriye gidiyor demektir. İleri, daima ileri’ dediği gibi” diye konuştu. Yaşar Üniversitesinde enerji hukuku alanında yüksek lisans yaptığını söyleyen Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki de, “Bornova Belediye Başkanlığı adaylığına gösterilmemde, geçmişimde iki yüksek lisans yapmış olmam etkili oldu. Bu dönem Bornova Belediyesi olarak ülkemizin çok ihtiyacı olan yenilenebilir enerji alanında birçok çalışma yapacağız. Yaşar Üniversitesi ile de birçok projeyi beraber yürütmek istiyoruz” dedi.
Zonguldak Rektör Özölçer’den "sıfır atık" teşekkürü ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Sıfır Atık Politikası kapsamında en iyi performans gösteren akademik ve idari birimlere teşekkür belgesi takdim etti. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, sıfır atık ve sürdürülebilir çevre politikası doğrultusunda uzun zamandır attığı adımlara bir yenisini daha ekledi. ZBEÜ, Sıfır Atık Politikası çerçevesinde altı farklı kategori belirleyerek Mart 2024 dönemi için tüm akademik ve idari birimlerin, sıfır atık ve sürdürülebilir çevre politikası doğrultusunda üniversitenin belirlediği adımları uygulamaya dökmeleri açısından bir performans tespitinde bulundu. Pil, kâğıt, plastik, cam, metal ve en düzenli ayrıştırma kategorileri olmak üzere toplamda altı farklı kategorinin kıstas alındığı performans ölçümünde, en iyi sonuçları alarak dereceye giren akademik ve idari birimlere teşekkür belgesi sunuldu. Rektörlük Senato Salonu’nda gerçekleştirilen törene ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu ve Prof. Dr. Servet Karasu, Genel Sekreter Prof. Dr. Zehra Safi Öz, akademik ve idari birim yöneticileri katıldı. Törende konuşan ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, ZBEÜ olarak sıfır atık ve sürdürülebilir çevre politikasını önemsediklerini, yönetim olarak bu doğrultuda kararlar almaya devam ettiklerini belirtti. Böylece gelecek nesillere yaşanabilir ve sürdürülebilir bir çevre bırakma konusunda Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi olarak büyük kararlılık gösterdiklerine dikkat çeken Rektör Özölçer, özellikle üniversitenin akademik ve idari birimlerinin de bu kararlara uygun adımlar atmalarını önemseyerek birimleri bu konuda teşvik edici çalışmaları sürdürdüklerini aktardı. Mart 2024 dönemi için tespit edilen altı farklı kategoride en iyi performans gösteren akademik ve idari birimlere teşekkürlerini sunan Rektör Özölçer’in, ilgili birim yöneticilerine teşekkür belgesi takdim etmesinin ardından tören sona erdi.
Antalya Antalya Doğal Yaşam Parkı, yeni yavrularla coşkulu bir bahar yaşıyor Antalya Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı, baharın gelmesiyle birlikte sevince boğuldu. Parkta, lemur, keçi, geyik, koyun gibi çeşitli türlerden yeni yavrular dünyaya geldi. Yeni yavrularla coşkulu bir bahar yaşayan Doğal Yaşam Parkı’na 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda girişler ücretsiz olacak. Antalya Doğal Yaşam Parkı, doğanın ve hayvanların korunması adına önemli bir merkez olmaya devam ediyor. Doğal yaşam alanlarında özgürce dolaşan 1400’den fazla hayvanı barındıran park, 127 farklı türe ev sahipliği yapıyor. Her yıl yüz binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Doğal Yaşam Parkı’nda bahar mevsiminin de habercisi olan doğumlar başladı. Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürü Dr. Aygül Arsun, yeni doğumlarla parkın neşesinin ve coşkusunun arttığını belirtti. “Yavru bereketi” Özellikle çocukların ilgisini çeken kuyruklu lemurlardan üç yeni yavrunun doğduğunu belirten Arsun, "Yavrular bir aylık oldular ve anne sırtında zamanlarını geçiriyorlar. Bazıları ağaçlara tırmanarak kendilerini deniyorlar, bir çocuk gibi oynuyorlar" dedi. Ayrıca, parkta diğer türlerden de yavruların olduğunu belirten Arsun, "Ceylanlarımız da yavrulama başladı. Dağ keçileri, geyikler, koyunlar ve kuzular hepsi yavruladı. Rakunlarımızın da yeni yavruları var. İlkbaharın sonlarına doğru doğacak yavrularımız var. Baharla birlikte üreme patlaması yaşıyoruz" diye konuştu. Tüm çocuklar davetli Arsun, özellikle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesine denk gelen bu güzel haberle ziyaretçilere bir de müjde verdi. Girişlerin 23 Nisan’da ücretsiz olacağını belirten Arsun, tüm çocukları ve ailelerini parkı ziyaret etmeye davet etti.