YEREL HABERLER - 16 Kasım 2016 Çarşamba 10:26

Memur-Sen Kastamonu İl Temsilcisi Mehmet Öz;

A
A
A
Memur-Sen Kastamonu İl Temsilcisi Mehmet Öz;

Memur-Sen Kastamonu İl Temsilcisi Mehmet Öz, 15 Temmuz gecesinde ülkelerine, emeklerine ve ekmeklerine sahip çıktıklarını söyledi.
Sendikal anlayışın ülke, İslam dünyası ve dünya mağdurlarından bağımsız olmadığını belirten Memur-Sen Kastamonu İl Temsilcisi Mehmet Öz, “Ne kadar kazanım elde edersek, edelim, bir sabah uyandığımızda darbeciler başarılı olmuşsa bunun bir anlamı yoktur. Ne kadar çok mali ve özlük hakları elde edersek edelim, ülkemizde küresel güçler ve onların kuklaları hakim olmuşsa, ülkemize kaos hakim olmuşsa, demokrasimiz ve temel değerlerimiz askıya alınmışsa kazanımların bir anlamı yoktur. Üyelerimiz ve kamu görevlileri için çalışırken, ülkemizin sorunlarıyla da, dünya mağdurları ve mazlumlarını da yanında oluyoruz. 15 Temmuz’da FETÖ’nün darbe girişimine de bu anlayışla karşı çıktık. Meydanlara indik, demokrasimize, irademize ve geleceğimize sahip çıktık. Ekmeğimize, emeğimize sahip çıktık” dedi.
“Emeğin ve ekmeğin kutsallığına inanıyoruz”
Memur-Sen ve Sağlık-Sen’in kuruluşundan bu yana, emeğin de ekmeğin de kutsallığına inanarak mücadele ettiğini söyleyen Öz, Merhum Genel Başkanları Mehmet Akif İnan’ın, Emek Hareketi’nin kuruluşunda önemli bir misyon üstlendiğini hatırlattı. 28 Şubat süreci, 27 Nisan E Muhtırası, Cumhurbaşkanlığı seçim döneminde yaşanan 367 krizi, referandum, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbelerinde öncü bir misyon üstlendiklerini söyleyen Öz, “Dün nerede isek, bugün de aynı çizgideyiz. Dün neyi savunuyorsak, bugün de onu savunuyoruz. Rüzgarda savrulan yapraklar gibi olmadık. Kökleri mazide olan, kadim medeniyet değerlerinden beslenen ulu bir çınarız. Geçmişimize bağlı, geleceğe emin adımlarla yürüyoruz” diye konuştu.
“Rüzgar ekenler, fırtına biçiyor”
Türkiye’nin ve dünyanın kritik bir süreçten geçtiğini ifade eden Öz, 15 Temmuz’da darbe yapmaya kalkan üst aklın, kendi ülkesindeki karışıklıklar ve sokak terörüyle uğraştığını, ektikleri rüzgarları fırtına olarak biçmeye başladıklarını kaydetti. Türkiye’ye darbe sonrası, insan hakları ve demokrasi konusunda ayar vermeye çalışanların kendi karnelerine bakması gerektiğini kaydeden Öz, “Hem terör örgütlerini besleyip destekleyeceksiniz, hem onlara kucak açacaksınız, hem de ülkemize demokrasi ve insan hakkı dersi vereceksiniz, öyle mi? Gidin, kendi işinize bakın, kendi demokrasinize bakın. Ektiğiniz rüzgarlar bir gün ülkenizde fırtınaya dönüşecek, başka ülkelere satmaya çalıştığınız kaoslar, sizi de vuracak. Elinizi başta Türkiye olmak üzere, İslam dünyasından çekin. Karşınızda, ne derseniz boyun eğecek eski Türkiye yok” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin terörle mücadelede önemli mesafeler aldığını da belirten Öz, bütün terör örgütlerinin aynı anda saldırıya geçtiğini ve bunun sebebinin de ülkemiz üzerinde emelleri olan üst aklın, oyun kurucunun her zaman aynı güçlere olması olduğunu kaydetti.
“Sıkıntıların çözümü daha fazla ertelenmemeli”
Terörle ve darbecilerle mücadele edilirken, bir yandan da normal gündeme dönülmesi gerektiğine işaret eden Öz, “Kamu görevlilerinin bekleyen sorunları, ertelenmeden çözülmelidir. Devlet personel rejiminde yapılması düşünülen değişiklik ve düzenlemeler, özgürlüklerden ve kazanımlar geriye gidiş olmamalı, iş güvencesine kesinlikle dokunulmamalıdır. Sağlık Bakanlığı’nın, çerçeve yönetmelikte yapılan değişiklik sonrası ertelediği görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı da bir an önce tekrar ilan edilmeli, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın tercihleri alınmış sonuçları da açıklanmalıdır. Bekleyen bir başka sorunuzu ise, kadro bekleyen sözleşmelilerin durumudur. 4/B, 4/C, vekil ebe hemşireler, kamu dışı aile sağlığı merkezi çalışanları ile ASPB’de ek ders karşılığı görev yapanların yıllardır süren mağduriyeti giderilmeli, kadro verilmelidir” ifadelerini kullandı.
Çalışmalarına başlanan yıpranma payının bütün sağlık çalışanlarını kapsayacak şekilde sonuçlandırılması gerektiğini de belirten Öz, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasının da bir an önce gerçekleşmesi gerektiğini ifade etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
İstanbul Öğrencisini zorbalık yaptığı gerekçesiyle uyaran öğretmene veliden şiddet: O anlar kamerada Sarıyer’de bir okulda iddiaya göre, yaşıtlarına zorbalık yaptığı gerekçesiyle öğrencisini uyaran öğretmen, öğrencinin babası tarafından okulda şiddete uğradı. Şiddet uygulayan veli polis ekipleri tarafından gözaltına alınırken, şahsın öğretmene yumruk attığı anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Olay, Sarıyer Prof. Ali Kemal Yiğitoğlu Ortaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, okulda görev alan öğretmen Necla Ö. akran zorbalığı yapan bir öğrencisini uyardı. Uyarı üzerine öğrencinin "Bana nasıl davranacağınızı öğreneceksiniz" diyerek öğretmeni tehdit ettiği öğretmenin ise, "Evladım ben senin öğretmeninim. Bu nasıl bir üslup?" diyerek uyardığı ileri sürüldü. Öğretmen Necla Ö., daha sonra öğrencinin babası Ali Ç.’yi okula çağırdı. Daha önce de okul öğretmenleri ve yöneticileri ile de tartışarak sorun çıkardığı ileri sürülen Ali Ç., okul koridorunda gördüğü öğretmen Nazlı Ö.’yü yumruk atarak yaraladı. Öğretmen aldığı darbe sonucu yaralanarak hastaneye kaldırılırken iş göremezlik raporu verildiği öğrenildi. Polis ekipleri ise konuya ilişkin çalışma başlatırken veli Ali Ç.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Öte yandan öğrencinin de benzer nedenlerden dolayı ara dönemde bulunduğu okula nakli yapıldığı ileri sürülürken öğretmenin darp edildiği anlar güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.