POLİTİKA - 23 Haziran 2018 Cumartesi 15:25

Murat Demir, Cide’de miting düzenledi

A
A
A
Murat Demir, Cide’de miting düzenledi

AK Parti Kastamonu Milletvekili ve 27.

AK Parti Kastamonu Milletvekili ve 27. Dönem milletvekili adayı Murat Demir, Cide’de miting düzenledi. Mitingde konuşan Demir, CHP’li seçmenin, ’askerin moralinden bana ne’ diyenlere sandıkta hesap soracağına inandığını söyledi.


Cide’de düzenlediği mitingde konuşan AK Parti Kastamonu Milletvekili ve 27. Dönem milletvekili adayı Murat Demir, 24 Haziran seçimlerinin önemine değinerek, "İlçelerimizde yaptığımız mitinglerde bizlere yeniden büyük bir teveccühün olduğunu gördük. İlçelerimizden özellikle de Cide’den yüzde 70’in üzerinde bir destek bekliyoruz. Düzenlediğimiz mitingler bizleri umutlandırdı” dedi.


Yalan ve iftiralarla yıpratılmak istendiğini söyleyen Demir, "Milletvekili seçilerek 2,5 yıldır özverili bir şekilde çalışıyoruz. Kastamonu’ya ve ülkemize hizmet ediyoruz. Murat Demir, 2,5 yıldır ne yaptı diye sorarsanız Allah’a şükür benim gönlüm çok rahat. Sadece Cide için 16 proje hazırladık. Bunlardan en önemlisi yıllardır muamma olan Cide-Kurucaşile yoluyla yakından ilgilendik. Cide-Kurucaşile yolunun ihalesini yaptırabilirsem milletvekili olmasam da gam yemem demiştim. Verdiğim sözü tuttum ve milletvekili olduktan sonra Cide-Kurucaşile yolunu ihale ettirmek için yoğun çaba sarf ettim. Cide-Kurucaşile yolunda sadece bir iki kavşağında sıkıntı var. Onlarla ilgili de çalışmalar sürüyor, inşallah yılbaşına kadar yolun ihalesini yaptıracağız. Cide-Kurucaşile yolu 2,5 milyar liralık bir projedir. Ben, göreve geldiğimde sadece 27 kilometrelik kısımla ilgili bir çalışma vardı, inşallah bu projeyi şimdi Cide’ye kadar devam ettireceğiz. 33 kilometrelik yolda sadece 4 kilometre uzunluğunda tünel var. Muhalefetteki arkadaşlar bu projenin büyüklüğünü anlayamazlar, çünkü onlar hayatta böyle bir proje daha görmemişlerdir” diye konuştu.


Kendisinin Cideli olduğunu ve ilçesi için bir şeyler yapmak isteyince milletvekili olmasına gerek olmadığını söyleyen Demir, “Benim ve ailemin sadece Cide’ye yaptığı destek 5 milyon liranın üzerindedir. Helali hoş olsun ve daha da desteklerimiz devam edecek” şeklinde konuştu.



“Cide-Kurucaşile yolu yılbaşına kadar ihale edilecek”


15 Temmuz hain darbe gecesinde kendisinin meydanlarda olduğunu hatırlatan Demir, "Ama birileri sosyal medyadan bir mesaj attı. Ülke elden giderken CHP Cide İlçe Başkanı şu mesajı yazıyor; ’Cide-Kurucaşile yolu desek burada toplanmazsınız. Niye toplandınız buraya’ diye yazıyor. 15 Temmuz gecesi neden meydanlara toplandığınız herkes biliyor ama bunlar bilmiyormuş. Memleketten elden giderken böyle bir mesaj yazarken utanmadın mı? Cide-Kurucaşile yolundan sonra diğer sözümüzde Cide Devlet Hastanesini 35 yataklı olarak yaptıracağım dedim. İnşallah ihalesi Ağustos ayında yapılacak. Hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.


Cide’nin bir turizm cenneti olduğunu ve geçim kaynaklarının başında da turizmin geldiğini ifade eden Demir, "Buna rağmen ağaç işleme ve üretimiyle ilgili Cide ölçeğinde bir Organize Sanayi Bölgesi yapılmasının sözünü veriyorum. Bunun yanı sıra turizmle ilgili çalışmalarımızda devam edecek” dedi.



"CHP’li seçmen, ’askerin moralinden bana ne’ diyenlere sandıkta hesap soracaktır”


Cide’nin her geçen gün büyüdüğünü ve geliştiğini söyleyen Demir, şöyle konuştu:


"Kimsenin üzerinden siyaset yapmak istemedim fakat herkesin Murat Demir’den bir korkusu var. Daha milletvekili adayı olmadan CHP’nin 1. sıra adayı olan zat, benim üzerimden siyaset yapmaya başladı. Benim alnım ak ama Hasan Baltacı hakkında bana birçok bilgi ve belge geldi. Marmara Gazetesi’nde Hasan Baltacı hakkında çok ciddi bir yazı kaleme alınmış. Yazıda, ‘CHP’de bir akıl tutulması var, kendisini her yerde HDP’li olduğunu belli eden, HDP’ye oy vereceğim diyen bu şahsı CHP nasıl 1. sıradan aday gösterir şaşırmış durumdayım’ diyor. Ama bizler şaşırmadık. Bu yüzden özellikle CHP’ye gönül vermiş arkadaşlarıma sesleniyorum. Kastamonu, Kurtuluş Mücadelesi’nde çok önemli bir ildir. Cide ise Kurtuluş Mücadelesi’nde Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkenin kurtuluşu için yaptığı ilk çağrıya cevap vermiş, para göndermiş ilk yerdir. Bununla da gurur duyuyoruz. CHP’li kardeşlerimden, askerin moralinden bana ne diyenlerde sandıkta hesap sormasını istiyorum. Gerçekten Atatürkçüler ise gerçekten CHP’lilerle bunu sandıkta sorgularlar."


Cumhur İttifakı olarak yola çıktıklarını ve güçlü bir şekilde yollarına devam ettiklerini belirten Demir, “İnşallah güçlü bir şekilde meclise gideceğiz. Bundan hiç şüphemiz yok” ifadelerini kullandı.



"Gençlik yıllarımda Alparslan Türkeş’e oy vermiş birisiyim”


Gençlik yıllarında MHP’nin ve ülkücülerin kurucusu olan Alparslan Türkeş’e oy vermiş birisi olduğunu vurgulayan Demir, “Ama bugün bir davam var. Bu davada AK Parti davasıdır, Recep Tayyip Erdoğan davasıdır. Ama ben, MHP’nin davasını da davam bildim. Bu davanın içerisinde yer alanlar, geçmişi karanlık, kimler tarafından kurulduğu belli olmayan, bir proje partisi olduğu açık açık belli olan bir partiye adeta gidip balıklama daldılar. Bunun sonuçları gerçekten ülkemiz için çok ağır olacak. Yüreğinde gerçekten MHP’nin davasına gönül vermiş olanlar, MHP’nin ruhuna inanan insanlar, bize de vermeyin yeter ki gelin partinize sahip çıkın, oyunuzu partinize verin. O partinin genel başkanı, bu memleketten kaçacak sizleri de yüzüstü bırakacak" diye konuştu.


Kendisinin Kastamonulu olduğunu ve annesi ile babasının Cide’de ikamet ettiğini sözlerine ekleyen Demir, "CHP’nin milletvekili adayı Hasan Baltacı, sen nerelisin. Çıkıp açıkla nereli olduğunu, bu memleketten olmayan, buralı olmayan birisi gidip mecliste Kastamonu’yu temsil edemez. Ben, buralıyım ve bu memlekete hizmet ediyorum. Hasan Baltacı’nın yalan yanlış sahada milletten oy toplamak için dolaşıyor. Karadeniz Bölgesi’nde her 5 mil de bir balıkçı barınağı olma zorunluluğu var. Burası 42 mil. Ama 38 mil olan İlyasbey ile Cide arasında hiç yok. Bu şartları anlata anlata, milletvekili olmadan önce bunun sözünü almıştık. Milletvekili olduktan sonra süreç hızlandı. Gelsin 42 kayık, 12 ile 3 metre arasında tekne var. Dünyadan haberi yok, yalan yanlış milletten oy istemek için sahada dolaşıyor. Ağzından çıkan her laf tamamen yalan. İnsanları kandırmak için söylüyor. Bunu yemin ederek söylüyorum" şeklinde konuştu.



"Hasan Baltacı’nın bu şehre verebileceği hiçbir şey yok”


Hasan Baltacı’nın Kastamonu’ya verebileceği hiçbir şey olmadığını vurgulayan Demir, "CHP’nin sergilediği siyaseti Kastamonu’da sergilemeye çalışıyor. Ama biz hizmet için çalışıyoruz. Şu 2 buçuk yıl içerisinde Kastamonu için ne yaptığımı sorarsa kurumlardan yatırımları alabilir. En azından şunu söyleyebilirim. 2 buçuk milyar liraya mal olacak olan İnebolu Yolu’nun bugüne gelmesinde en büyük etken benim. Başbakanımız Kurucaşile-Cide yolundan bahsetti. Evet, o projenin bu noktaya gelmesinin nedeni Murat Demir’dir. Bu projeyi adım adam takip ettim. Bu projenin peşini bırakmadım. Bunu yapan benim. Diğer arkadaşlarımı tenzih ediyorum. Ama bireysel olarak projeyi takip eden benim. Bazılarının alay ettiği Uluslararası Polis Eğitim Merkezi’ni Kastamonu’ya kazandıran da benim. Tabelası dikildi. Ayın 9’unda akademi başkanı buraya gelecek ve resmi açılışı kendi ağzından duyuracak. Organize sanayiye bir fabrika kazandırdım. Diğeri için yer tahsisi yapıldı. Benim daha yapacak çok işim var" ifadelerini kullandı.


Mitingin ardından Murat Demir, beraberindekilerle birlikte esnaf ve vatandaşları ziyaret ederek 24 Haziran’da yapılacak erken genel seçimlerde destek istedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Uraloğlu: “Turistik Diyarbakır Ekspresi, kültürel değerler ile doğa harikası manzaralarıyla kültürel iletişimi de güçlendirecek" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, seferlerine yeni başlayan Turistik Diyarbakır Ekspresi’ne ilişkin, “Güzergah boyunca buralardaki tarihi ve kültürel değerler ile doğa harikası manzaraları görme imkanı sunarak kültürel iletişimi de güçlendirecek” dedi. Bin 51 kilometre hat uzunluğunda Ankara-Diyarbakır güzergahında işletilecek olan 180 kişi kapasiteli Ankara-Diyarbakır-Ankara Turistik Treni, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun da katıldığı trenle seferine başladı. Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirilen uğurlama töreninde konuşan Uraloğlu, trenin Ankara-Diyarbakır seferinde Malatya’da 3 saat, Diyarbakır-Ankara seferinde ise Elazığ’da 4 saat, Kayseri’de ise 3 saat turizm amaçlı duracağını belirterek, “Hiç şüphesiz Turistik Diyarbakır Ekspresi, uzun süre durarak gezme imkanı sağlayacağı Malatya ve Yolçatı destinasyonları başta olmak üzere bölge ekonomisine de katkıda bulunacak. Güzergah boyunca buralardaki tarihi ve kültürel değerler ile doğa harikası manzaraları görme imkanı sunarak kültürel iletişimi de güçlendirecek. Hayırlı olsun” ifadelerini kullandı. “Yurt içinde yeni rotalarda işletilebilecek turizm amaçlı trenlerin sefere konulması ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor” Seyahat severler için sadece yurt içinde değil, yurt dışında da tren rotaları olduğunu kaydeden Uraloğlu, “İstanbul-Sofya Treniyle Avrupa’ya ulaşmak da hem ekonomik hem de çok konforlu. Aslında turistik trenler hem vatandaşlarımıza hem de yurt dışından ülkemize gelen konuklarımıza, demiryollarımızın yeni yüzü ve vizyonuyla, dahası Türkiye’nin yeni yüzü ve vizyonuyla örtüşen bir etkinlik sunmaktadır. Ayrıca yurt içinde yeni rotalarda işletilebilecek turizm amaçlı trenlerin sefere konulması ile ilgili başta Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği, sivil toplum kuruluşları ve ilgili kurumlarla çalışmalarımız da devam ediyor” diye konuştu. “22 yıl içinde demiryollarına 57 milyar dolar yatırım gerçekleştirdik” Uraloğlu, 22 yıl içinde demiryollarına 57 milyar dolar yatırım gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek, sözlerine şöyle devam etti: “Tarihi İpek Yolunun canlandırılmasını amaçlayan ‘Tek Yol Tek Kuşak’ girişiminin en önemli halkasını oluşturan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı’nı inşa ettik. Bu projeyle birlikte Asya ile Avrupa kıtaları arasında kesintisiz demiryolu ulaşımı mümkün hale getiren Marmaray ile Londra’dan Pekin’e kadar en güvenli, kısa ve ekonomik uluslararası demiryolu koridorunu oluşturduk. 2002’de devraldığımız 10 bin 948 kilometre olan demiryolu uzunluğumuza; 2023 yılı itibarıyla, 2 bin 251 kilometresi YHT ve Hızlı tren hattı olmak üzere yaklaşık 3 bin kilometre demiryolu ekledik. Demiryolu ağımızı 13 bin 919 kilometreye yükselttik. Ülkemizi, Yüksek Hızlı Tren işletmeciliği ile tanıştırdık ve Avrupa’da 6. dünyada 8. hızlı tren işletmecisi yaptık.” Yüksek Hızlı trenler ile bugüne kadar 85 milyon yolcu taşıdıklarını dile getiren Uraloğlu, bu yükselen trendi daha da yukarıya taşıyacaklarını sözlerine ekledi.
İstanbul Esenler’de amatör radyocular mikrofon başına geçti Esenler Belediyesi, Dünya Amatör Radyocular Günü’nde radyoculuğa ilgi duyan vatandaşlara unutulmaz bir deneyim yaşattı. Vatandaşların mikrofon başına geçtiği programa ilgi yoğun oldu. Esenler Belediyesi, 18 Nisan Dünya Amatör Radyocular Günü’nde keyifli bir programa ev sahipliği yaptı. Esenler Dörtyol Meydanı’na kurulan sahneyle radyoculuğa ilgi duyan vatandaşların mikrofon başına davet edildiği programa ilgi yüksek oldu. Radyo Esenler programcılarından Umut Kuzkaya ve Musa Ada’nın sunumuyla gerçekleşen programda vatandaşlar, canlı yayın heyecanını deneyimlemenin mutluluğunu yaşadı. “Radyo programlarını sadece radyoculuk olarak görmememiz lazım” Heyecanlarının her sene tazelendiğini aktaran Umut Kuzkaya, “Dünya Amatör Radyocular Günü’nde mesleğe başladığımız ilk günler aklımıza geliyor. Genç kardeşlerimizle radyoya olan ilgi, alaka ve bağlarını konuşup tavsiyelerde bulunduk. Güzel bir sohbet gerçekleştirme imkanı yakaladık. Esenler Belediyesine ve Kültür Müdürlüğüne özellikle teşekkürlerimi iletiyorum. Radyo programlarını sadece radyoculuk olarak görmememiz lazım. Çünkü bu eğitimler iş hayatındaki ilişki ve diyaloglarda özgüven olarak kişiye önemli kazanımlar sağlıyor. Mesleğe sağlam adımlarla başlamanıza yardımcı oluyor. O yüzden radyoculuk büyük önem taşır” ifadelerini kullandı. “Çok coşkulu bir yayındı” Oluşturulan bu gençlik ruhuyla heyecanlandığını belirten Musa Ada ise, “Esenler Dörtyol Meydanı’nda bir ilk gerçekleştirildi. Meydanın ortasında dev bir radyo koymak ve onun üzerinde bir yayın gerçekleştirmek inanılmaz coşkulandırdı. Burada bulunan öğrencilerin gelecekte çok büyük işler başaracağına inanıyorum” dedi. "Eğitimlerle heyecanımı yendim" Esenler Belediyesi tarafından verilen eğitimler sonucu iki yıldır radyoculuk yaptığını aktaran lise öğrencisi Rumeysa İmam ise, ”İlk yayınımda heyecan yaptım ama sonrasında eğitimlerde aldığımız kayıtlar sayesinde alıştım. Şu an eğitimlerini aldığımız için gelecekte radyoculuk konusunda hedeflerim var. Bu etkinlik hem arkadaşlarımız için hem de bizler için ilk adım niteliği taşıyor” dedi.
Sivas Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi 2024 yılını ‘Kalite Yılı’ ilan etti Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesin ’de kalite eğitim programı düzenlendi. Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (SBTÜ), 2024 yılını "Kalite Yılı" olarak ilan etti ve bu kapsamda Ocak ayından itibaren çalışmalarına başladı. Üniversite, bu alandaki tecrübelerinden yararlanmak için Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile de iş birliği yaptı. TSE’den gelen eğiticiler, üniversitenin akademik ve idari kadrosuna Kalite Yönetim Sistemi ile ilgili alanlarda eğitim verdi. “Biz bütün işlerimizi fayda sağlayacağını düşündüğümüz şekilde yapıyoruz” “Kalite eğitiminde ki amaç sadece belge almak değil bunu özümsemek, süreçleri tanımlamak ve yaygınlaştırmak ve kurum geneline yaygınlaştırıp kurumsallaştırmaktır” diyen Sivas Bilim ve Teknoloji üniversitesi Mehmet Kul, “Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi olarak 2024 yılını kalite yılı olarak ilan etmiştik. Bu kapsamda Ocak ayından itibaren çalışmalarımıza başlamıştık. Bu konuda tecrübeli bize yol gösterebilecek kuruluşlarla da temasa geçtik. Ülkemizde de bu anlamda en yetkili kuruluşlardan bir tanesi Türk Standartları Enstitüsü. Onlarla temaslarımız gerçekleşti. TSE başkanı, genel sekreteri ve diğer uzman personellerle görüştük niyetimizi belirttik. Özellikle bunu kalite belgesini almak değil özümseyerek bütün süreçlerimize adapte etmek istiyoruz. Bütün süreçlerimiz de hem eğitim hem araştırma hem toplumsal katkı ve bilişim sistemleri olsun, bu süreçlerinin Kalite Yönetim Sistemi Standardına uygun olarak oluşturulması koordine edilmesi ve geliştirilmesini amaçlıyoruz. Bununla birlikte fırsatları ve tehditleri tespit etmek ve bu süreç içerisinde bizim stratejik planımıza uygun kalite süreçlerini oluşturmak anlamında faydalı olacağını düşündüğümüz için Türk Standartları Enstitüsü ile görüşmelerimizi yaptık ve tamamladık. Bu eğitim kapsamında Türk Standartları Enstitüsünden uzman arkadaşımız geldi ve eğitime başladık. Hem akademik personelimiz hem idari personelimiz bu eğitimleri alıyorlar. İlerleyen süreçlerde ISO 9001 belgesini alıp, bu kalite süreçlerini denetleyici kuruluş tarafından denetimlerin gerçekleştirilmesini yapacağız. Bu eğitim o sürece hazırlık amacıyla gerçekleştiriliyor. Biz bütün işlerimizi mensuplarımıza, mezunlarımıza, kuruma ve topluma fayda sağlayacağını düşündüğümüz şekilde yapıyoruz. Amacımız bu kalite süreçlerini bütün akademik ve idari personelimizin özümsemesini sağlamak. Bu süreçlere uygun iş ve işleyişi gerçekleştirmek” dedi.
Gaziantep HKÜ’de ’Adölesan İdiopatik Skolyoz’ kongresi Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü tarafından, “Adölesan İdiopatik Skolyoz: Gaziantep” Kongresi, alanında uzman bilim insanlarının katılımıyla HKÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde doğa dostu bir yaklaşımla gerçekleştirildi. Adölesan İdiopatik Skolyoz konusunda geniş bir perspektifi kapsayarak, uzman konuşmacılar ile katılımcılara zengin bir bilgi paylaşım platformu sunmayı amaçlayan kongreye; Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kezban Bayramlar, Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Yakut, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Doç. Dr. Serkan Usgu, hekim ve fizyoterapist kadrosundan oluşan 18 alanında uzman konuşmacı, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Açılış konuşmasını yapan, Kongre Başkanı ve Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Yakut, “Öncelikle, bu yıl düzenlediğimiz kongreyle ilgili bir geleneği başlatmak istediğimizi belirtmek isterim. Adölesan İdiopatik Skolyoz konusuna gönül ve emek vermiş, yıllarca bu alanda bilimsel katkıları olan hocalarımızla bir araya gelmek, bu alandaki gelişmeleri tartışmak ve paylaşmak amacıyla düzenli olarak gezici bir kongre oluşturma hedefimiz var. Bu yılki kongremizin konusu dar kapsamlı olabilir, ancak 300’ün üzerinde kayıtlı katılımcının bulunması bizleri son derece mutlu etti. Bu, alanımıza olan ilginin ve katkıların arttığının bir göstergesidir. Bu kongre, bilgi ve deneyimlerimizi paylaşarak birbirimizi daha da ileriye taşıyacağımız bir platform sunuyor. Bilimsel açıdan verimli bir etkileşim ve iş birliği için kongrenin düzenlenmesinde başta HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim” dedi. Doğa dostu yaklaşım ile gerçekleşen kongrenin ilkini düzenlemenin heyecanını yaşadığını belirten Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kezban Bayramlar, “Skolyoz konusunda 2017 yılında Prof. Dr. Yavuz Yakut hocamızın koordinatörlüğünde Gaziantep ve çevre ilçelerini içine alan kapsamlı bir çalışma gerçekleştirmiştik. Aynı şekilde bu önemli kongrenin; üniversitemiz, fakültemiz ve bölümümüzde güzel bir farkındalık oluşturacağına ve bilimsel içeriğinin yüksek olacağına inanıyorum. Bu sebeple Kongre Başkanı Prof. Dr. Yavuz Yakut hocama, HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli’ye ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. İlki düzenlenen Adölesan İdiopatik Skolyoz: Gaziantep Kongresi’nde kayıt ve bilimsel program detayları dijital ortamda katılımcılarla paylaşılırken, Adölesan İdiopatik Skolyoz konusunda cerrahi, kalp damar problemleri, ortopedik cerrahi, erken ortez tedavisi, farklı fizyoterapi uygulamaları, proprioseptif eğitim, vestibüler sistem, ağrı ve yaşam kalitesi, tedavinin nitel başarısı konularının yanı sıra okul taramaları, aile eğitimi, spor konuları ve 20 farklı sözel bildiri geniş bir kapsamda ele alındı.
Diyarbakır 77 kişinin hayatını kaybettiği Serin-2 Apartmanı’nın sanıkları hakim karşısına çıktı Diyarbakır’da geçen yıl 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan Serin-2 Apartmanı’nda 77 kişinin hayatını kaybetmesi, 29 kişinin de yaralanmasına ilişkin biri müteahhit 4 tutuksuz sanığın yargılanmasına başlandı. İddianamede, sanıklar hakkında 22 yıl 6’şar aya kadar hapis isteniyor. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, tutuksuz yargılanan binanın müteahhidi Hüseyin B, statik betonarme projeye onay veren Nasir Ç. hazır bulundu, binanın statik proje müellifi Cihan U. da bulunduğu ilden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) duruşmaya katıldı. Diğer tutuksuz sanık olan bina fenni mesulü Ekrem B. ise duruşmaya katılmadı. Duruşma salonunda bazı mağdurlar ve avukatları da hazır bulundu. Kimlik tespitinin ardından savunma yapan sanık Hüseyin B, binanın müteahhitti olmadığını ve söz konusu proje hakkında bilgisinin bulunmadığını ileri sürdü. Mağdur olduğunu savunan Hüseyin B, "Söz konusu apartmanda herhangi bir mülküm yoktur. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı. Sanık Nasır Ç. ise, dava konusu binanın proje tarihinde İnşaat Odası Diyarbakır Şubesi’nde yönetim kurulu üyesi olduğunu bildirdi. Üyeleri tarafında uygulanmak üzere hazırlanan projelerin vize işlemleri ile yükümlü olduklarını öne süren Nasır Ç, şöyle devam etti: "Burada projeyi inceleme, onaylama, uygulamaya sevk etmek gibi bir görev ve sorumluluğum yoktur. Projeyi değerlendirmem söz konusu değildir. Tek yaptığımız işlem projeyi hazırlayan kişinin projeyi hazırlamaya ehliyeti olup olmadığına yöneliktir. Projenin kapağına imza atıyoruz. Ancak inceleme yetkimiz ve görevimiz bulunmamaktadır. Bu inşaatın yapımındaki eksiklikler ve deprem nedeniyle yıkılmasında kusurum bulunmamaktadır. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum." Sanık Cihan U. da, binanın sadece statik projesini hazırladığını ve inşaatın statik projesine uygun imal edilip edilmediğini denetleme görevinin belediyeye ait olduğunu savundu. İnşaat yapım aşamasında yıkılan binaya hiç gitmediğini ileri süren Cihan U, şunları kaydetti: "1999 yılında İzmir’e taşındım ve o zamandan beridir proje hakkında bilgim yoktur. Projemizin 1975 yönetmeliğine göre denetlenmesi gerekmektedir. Ancak biz kendimizi sağlama almak adına değerleri hep yüksek girerdik. Bu nedenle üzerime isnat edilen suçlamaları kabul etmiyorum." Mağdur olan müştekiler ise depremde binanın enkazında yakınlarını kaybettiklerini, binanın yakınında köprülü kavşak yapılmasının sarsıntıya sebep olduğunu savundu. Binanın altında bulunan bankada ise kolon kesme iddialarının bulunduğunu aktaran müştekiler, bu konuların araştırılarak, kusuru bulunanların cezalandırılmalarını istedi. Cumhuriyet savcısı, mütalaasında dosyadaki eksikliklerin giderilmesi yönünde görüş bildirdi. Mahkeme heyeti de savunmaların alınmasının ardından ilgili kuruma köprülü kavşak inşaatının bölgedeki yapılara zarar verip vermediğine yönelik araştırma yapılıp yapılmadığının sorulması, Bağlar Belediyesine bölgedeki zeminin bataklık olup olmadığının tespiti ve binanın altında bulunan bankanın da tüm tadilat projeleri hakkında bilgi verilmesi için müzekkere yazılmasını kararlaştırarak, duruşmayı 14 Ekim’e erteledi. Davanın iddianamesinde, tutuksuz sanıklardan binanın müteahhidi Hüseyin B, binanın statik proje müellifi Cihan U, statik betonarme projeye onay veren Nasir Ç. ve bina fenni mesulü Ekrem B. hakkında, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis isteniyor.