GENEL - 08 Eylül 2018 Cumartesi 11:03

(Özel) Osmanlı mutfağının vazgeçilmez meyvesi Üryani eriğinin hasadı başladı

A
A
A
(Özel) Osmanlı mutfağının vazgeçilmez meyvesi Üryani eriğinin hasadı başladı

Sadece Kastamonu’da yetişen Osmanlı mutfağının da vazgeçilmez meyvelerinden Üryanı eriğinin hasadına başlandı.

Sadece Kastamonu’da yetişen Osmanlı mutfağının da vazgeçilmez meyvelerinden Üryanı eriğinin hasadına başlandı.


Türkiye’de sadece Kastamonu il merkezinde ve Daday ilçesinde yetişen, içerdiği antioksidan maddelerden dolayı sağlıklı yaşam meyveleri arasında ilk sıralarda yer alan Üryanı eriğinin hasadı başladı. Magnezyum, potasyum, demir ve B grubu vitaminleri açısından oldukça zengin bir içeriğe sahip olan Üryani eriği, bu özellikleri ile oldukça güçlü bir antioksidan etkisine sahip. Vücudu hastalıklara karşı koruyan flavonoidler açısından da zengin olan Üryani eriğini içeriğinde fazla şeker olmadığı için diyabet ve obezite sorunu olanlar da rahatlıkla tüketebiliyor. Kastamonu’nun merkeze bağlı Halife köyünde hasadına başlanan Ala erik (Üryani eriği), ağaçtan toplandıktan sonra kabuğu soyularak kurutuluyor. Kurutularak da tüketilebilen Üryani eriği, çeşitli işlemlerden geçirildikten sonra pestili, hoşafı ve eğşi (içecek) olarak sofralarda yerini alıyor.


Eylül ayında toplanan Üryani eriğini ağaçlardan toplamaya başladıklarını anlatan Şaduman Gökmen, “Erik kurusu ise antioksidan, kabızlığı önler, bağırsakları çalıştırır, bağırsak kanseri riskini azaltır, sindirimi kolaylaştırır, kırmızı kan hücreleri için oksijen deposudur. Vücutta hemoglobin üretimine yardımcı olur, kalp krizi riskini azaltır. Kılcal damar zayıflığına iyi gelir. Vücutta kan dolaşımını kolaylaştırır, kolesterolü düşürür” dedi.


Erikleri ilk olarak dalından topladıklarını söyleyen Gökmen, “Sonra erikleri küçük ve büyük olarak ayırıyoruz. Sonra ayırdığımız eriklerden büyük olanlarını kazanda kabuklarını hafif şekilde çıtlatıyoruz. Pişirdikten sonra tepsiye döküp kabuklarını soyuyoruz. Soyduktan sonra erikleri tahtaya döküyoruz. İki gün sonra eriklerin altını üstüne getirerek altının da kurumasını sağlıyoruz. Sonra 3-4 gün içerisinde de topluyoruz. Kuru olarak elde de yenilebilir, suda ıslatılıp komposto da yapılabilir. Suda pişirilirken tatlanması için şeker de atıyoruz” diye konuştu.


Eriği dalından yere düşürmeden tek tek topladıklarını ifade eden Nadir Gökmen ise, “Erikleri biz dalından birer birer topluyoruz yere düşürmeden. Ardından topladığımız eriklerin çöplerini koparıyoruz. Erikleri küçük büyük olarak ayırıyoruz. İri olanlarını suda hafif şekilde haşlayarak kabuğunun soyulmasını sağlıyoruz. Soyulan erikler, kadınlar tarafından kabuklarından çıkartılıyor. Ondan sonra çam tahtalara seriliyor. Çam tahtalarında çam aromasıyla da birleşerek eriklerimiz kuruyor” şeklinde konuştu.


“Eriğimiz, hazımsızlığı gideriyor” diyen Nadir Gökmen, “Üryani eriği Kastamonu’da sadece belirli bölgede yetişiyor. Her yerinde yetişmiyor. Yetiştiğini iddia eden varsa da zaten onlar taklit üründür. Eriğimiz hazımsızlığı gideriyor. Bazı profesörlerin tavsiye ettiği gibi uzun yaşamayı sağlayan bir eriktir. Doğal ve Kastamonu yöresine özel sağlıklı bir ürün, kurutulmuş halde yenilebildiği gibi komposto şeklinde de hazırlanıp yenilebiliyor” ifadelerini kullandı.



“Üryani eriği doğal ve organik şartlarda köylüler tarafından hazırlanıyor”


Üryani eriğinin halen doğal ve organik şartlarda köylüler tarafından toplanarak hazırlandığını belirten doğa fotoğrafçısı Cebrail Keleş de şöyle konuştu:


“Kastamonu ilimizin en önemli kültürel değerlerinden bir tanesi de gastronomi konusunda yöresel ürünlerimizdir. Bunlardan bir tanesi de sadece Kastamonu bölgesinde yetişen ala erik diye tabir edilen eriğimizin kurutularak doğal ve organik şartlarda köylüler tarafından hazırlanmasıyla elde edilen Üryani’dir. Üryani ismini eriğin kabuğunun soyulmasından dolayı almıştır. Eriğin kabuğu soyulduğu için Üryan diye adı kalmıştır.”


Yıllardır sağlık sektöründe Üryani eriğinin kullanıldığına dikkat çeken Cebrail Keleş, “Yüzyıllardır bu bölgede bu insanlar sadece Kastamonu bölgesinde yetişen ala eriğin pestilini, ekşisini ve eriğin kurutulmasıyla beraber kurutulmuş ürünlerini elde ediyorlar. Bu eriğin en büyük özelliği antioksidan olmasıdır. Mideye, mide rahatsızlıklarına bu eriğin çok iyi gelmesidir. Sağlık konusunda üzerinde tam teşekküllü bir çalışma olmamasına rağmen yıllardır geleneksel olarak sağlık sektöründe üryani eriğini kullanıyorlar” dedi.



“Üryani eriğine coğrafi işaret alınması için çalışmalar sürüyor”


Sadece Kastamonu’da il merkezinde ve Daday ilçesinde yetişen Üryani eriğine coğrafi işaret alınması için çalışmaların sürdürüldüğünü söyleyen Cebrail Keleş, şunları söyledi:


“Eriğimizin en büyük alıcısı yine kendi yöremizin insanlarıdır. Dışarıya tanıtım noktasında çok fazla tanıtımlar yapılamadı şimdiye kadar. Şuanda Kastamonu Üniversitemiz ile Tarım ve Orman İl Müdürlüğümüz bu konuda tescil ve coğrafi işaret için gerekli çalışmaları başlattı. Bu konuda yakın zamanda sonuç alacağımızı düşünüyoruz.”


Keleş, “Üryani yani ala erik, Kastamonu’da dar bir çevrede yetişmektedir. Özellikle Daday ve Kastamonu merkezinde bu erik yetişmektedir. Bu dar çerçevede mikro klima etkisiyle eriğimiz bu bölgelerde yetişmektedir. Bu, yöremizin orijinal bir bitkisidir. Genetiği değişmemiş, aşıyla farklı eriklerle karıştırılmamış en az siyez kadar dokunulmamış bir genetiği olduğunu düşünüyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.