GENEL - 17 Temmuz 2018 Salı 13:07

AGÜ Rektörü Prof. Dr. Sabuncuoğlu:

A
A
A
AGÜ Rektörü Prof. Dr. Sabuncuoğlu:

Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) tarafından düzenlenen ’15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ programında konuşan Rektör Prof.

Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) tarafından düzenlenen ’15 Temmuz Şehitlerini Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ programında konuşan Rektör Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu, "Bütün bunlardan ders çıkartarak buna benzer örgütlerin de oluşumunu önlememiz lazım. Tarih; tekerrürden ibarettir, geçmişte yaşananlar gelecekte de yaşanır. Ama bunlardan iyi ders çıkartıp önlemler alırsak benzer bir takım örgütlerin oluşmasına izin vermememiz lazım" dedi.



AGÜ Konferans Salonu’nda düzenlenen program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Fetö Terör Örgütü tarafından 15 Temmuz’da düzenlenen hain darbe girişiminin anlatıldığı videonun izlenmesinin ardından Rektör Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu, programın açılış konuşmasını yaptı. Tekrar darbe girişiminin yaşanmaması için 15 Temmuz’a kadar olan sürecin iyi incelenmesi, analiz edilmesi ve eksikler varsa giderilmesi gerektiğini belirterek; "2 sene önce oldu, hafızalarımızda canlı olarak kalan bir hadise 15 Temmuz. 2 gün önce de ulus olarak bu günü tekrar törenlerle idrak ettik. Bir akademisyen olarak olaylara akademik perspektiften bakmak, incelemek, analiz etmek ve onun sonuçlarını toplumla paylaşmak zorundayız. Baktığımda şöyle diyorum; bunun bir öncesi var, 40 seneye kadar yayıldığı söylenen bir öncesi var. O dönemin çok iyi incelenmesi lazım; sosyologlar, toplum bilimciler, akademisyenler, siyaset bilimcileri. Bu süreyi iyi incelemesi lazım. Bir şeyler bizi 15 Temmuz’a getirdi, 15 Temmuz bir şeylerin sonucu olarak ortaya çıktı. 30-40 seneye varan bir süre içerisinde yaşanan yanlışlıkların sonucu olarak ortaya çıktı. Bunun iyi bir şekilde analiz edilmesi ve özeleştiri yapılması lazım ki bir daha bu ve buna benzer oluşumlara izin verilmesin, tekrar yeni 15 Temmuzlar yaşanmasın. 15 Temmuz önceden planlanmış, senaryosu çizilmiş, her türlü planları hazırlanmış, ön hazırlığı yapılmış bir darbe girişimi. Öncesinde bir gelişme var, 15 Temmuz bunu aksiyon döktükleri gün. Belki aylarca, yıllarca yapılmış olan bir plan var. Benim gördüğüm bir takım kırılma noktası var, o kırılma noktalarından bir tanesi olmasa belki de ülke iç savaşa gidecek. Allah o kadar büyük ki Türkiye’yi büyük bir iç savaş ve felaketin eşiğinden döndürdü. O kırılma noktalarından bazıları atlansa belki bu darbe girişimi daha kanlı, acı bir şekilde sonlandırılacaktı. Yine bu darbe girişimi sonuçsuz kalacaktı ama bunun bedeli çok daha büyük olacaktı. Bu darbe girişiminin planlandığından itibaren aksiyona geçişine kadar geçen o süre de incelenmesi lazım. Bunun da ortaya çıkartılması lazım ki bir daha bu tür şeyler olmasın. ‘Saat 22:00’de başlatmak yerine gece 02:00 gibi olsaydı ne olurdu acaba?’ gibi. İletişim dünyasının bu kadar geliştiği dönemde bunu daha önceden tespit edip önleyebilmek de belki mümkün olabilirdi, onların da analiz edilmesi lazım. Bu son 24-48 saatin de incelenmesi, aydınlığa kavuşturulması lazım bence. 15 Temmuz ve onu takip eden sürede de izliyorum ki herkes bu örgütü lanetleme yarışı içerisine girdi. Zamanında bu örgütün gelişmesini seyreden bizler şimdi lanetlemek için bir yarış içerisinde. Bu noktada da soğukkanlı olmak lazım. Acaba darbe girişiminden sonraki süreci de iyi yönetebiliyor muyuz? Bu süreci de iyi analiz etmemiz lazım ve eksikliklerimiz varsa onları da değiştirebilmemiz lazım. 15 Temmuz sonrası bu örgütle olan mücadele hakikaten olması gerektiği gibi doğru bir şekilde yapılabiliyor mu bakmak lazım. Çünkü tamamen bitmiş bir örgüt değil. bütün bunların ötesinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, kimseye biat etmemiş bir insan olarak söylüyorum; bütün bunlardan ders çıkartarak buna benzer örgütlerin de oluşumunu önlememiz lazım. Tarih; tekerrürden ibarettir, geçmişte yaşananlar gelecekte de yaşanır. Ama bunlardan iyi ders çıkartıp önlemler alırsak benzer bir takım örgütlerin oluşmasına izin vermememiz lazım. Bununla ilgili çalışmaların da yapılması lazım" diye konuştu.



Açılış konuşmasının ardından Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aslıhan Çelenk; darbeye getiren sebepler, darbe sırasında yaşananlar ve sonraki süreç ile ilgili katılımcılara konferans verdi. Programa İl Emniyet Müdürü İbrahim Kulular da katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.