YEREL HABERLER - 26 Kasım 2015 Perşembe 11:19

Başkan Hiçyılmaz 64. Hükümete Başarılar Diledi Ve İş Dünyasının Beklentilerini Sıraladı

A
A
A
Başkan Hiçyılmaz 64. Hükümete Başarılar Diledi Ve İş Dünyasının Beklentilerini Sıraladı

TOBB Ticaret Odaları Konseyi Başkan Yardımcısı ve Kayseri Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, kurulan yeni hükümet ile sıkıntıların hızlı şekilde çözülmesini beklediklerini söyledi.
Hiçyılmaz, 64. hükümetin ülkeye hayırlı olmasını dilediği açıklamasında, “2015 yılı çok sıkıntılı geçti. Ekonomik anlamda yaşanan olumsuzluklar iş dünyasını tedirgin eden boyutlara ulaşmıştı. Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu başkanlığında kurulan yeni hükümet ile bu sıkıntıların ortadan kaldırılması bekliyoruz. Yeni hükümet iş dünyasının ortaya koyduğu sıkıntıları çözmek için hızlı bir şekilde hareket etmelidir" dedi.
İş dünyasının, 64. Hükümetten beklentilerini dile getiren Hiçyılmaz, “Ekonomide güven artırıcı adımlar ve ekonomi yönetimi konusunda etkinlik en büyük beklentimizdir. 10. Kalkınma Planındaki Öncelikli Dönüşüm Programlarını ve Eylem Planlarını hareketlendirmeye yönelik mekanizmalar kurulmalıdır. Bunun yanı sıra kamu-özel sektör istişare ve işbirliği olanakları etkin şekilde kullanılmalıdır. Ekonomiye yön veren kurumların etkin bir şekilde ve siyasi mülahazalardan uzak çalışması sağlanmalıdır. Bölgesel Kalkınma Ajansları Politikası gözden geçirilmeli ve Türkiye gerçeklerine göre yeniden oluşturulmalıdır” dedi.
İşgücü piyasasında önemli bir ihtiyaç olan kalifiye eleman yetiştirilmesi noktasında etkin bir yaklaşım beklediklerini vurgulayan Hiçyılmaz, “Mesleki Eğitim okulları yeniden düzenlenmelidir. Meslek liselerinin cazibe merkezi olabilmesi için, öğrencilere ve mezunlarına destekler verilmelidir. Mesleki eğitim konusunda düzenlenen kurslar düzene sokulmalıdır. Çok başlı ve verimsiz olarak işleyen yapı değiştirilmelidir” ifadelerini kullandı.
Asgari ücret artışı yapılması konusunun iş dünyasını doğrudan ilgilendirdiğini kaydeden Hiçyılmaz, “Yapılması muhtemel artışın, istihdam üzerindeki vergi yükleri, kıdem tazminatı ve zorunlu istihdam uygulamaları birlikte ele alınarak işgücü piyasası reformlarının tamamı ile birlikte hayata geçirilmelidir” şeklinde konuştu.
Ekonomideki teşvikler ve zorunlu uygulamalar hakkında görüşlerini ifade eden Hiçyılmaz, “51 ilde uygulanmakta olan İşveren Sigorta Primi indiriminde esas alınan 10 işçi çalıştırma zorunluluğu kaldırılmalı, zorunlu istihdam uygulamaları cezalandırıcı anlayışla değil teşvik edici bir mantıkla yapılmalıdır. Bugüne kadar verilen ve halen uygulanmakta olan teşviklerin etki analizi yapılmalı ve fayda-zarar sorgulaması gerçekleştirilmelidir. Kurulacak yeni bir teşvik mekanizmasıyla sadece yeni yatırımlara değil, mevcut yatırımlara da sektörel teşvik uygulaması getirilmelidir. Aynı zamanda ilçe bazında da teşvik sistemi de hayata geçirilmelidir. Teşvik edilecek sektörler belirlenirken şehirlerin ihracat potansiyelleri en önemli verilerden biri olmalıdır. Teşvik Belgeli Yatırımlarda, yerli makine teçhizat kullanan girişimcilerin yerli harcama oranları kadar kısmın, bir alt bölge yatırım teşviklerinden yararlandırılması uygun olacaktır” diye konuştu.
İş ve çalışma hayatına ilişkin beklentileri sıralayan Hiçyılmaz, “Ulusal Meslek Standartları hazırlanarak öncelikle yürürlüğe konulmalı, sosyal yardım alan çalışabilir durumdaki nüfusun istihdam edilmesi sağlanmalıdır. Kadın istihdamını artıracak uygulamalar hayata geçirilmelidir. Tarımda çalışanların sosyal güvence altına alınması mutlaka sağlanmalıdır. Genç ve kadın girişimcilere ilk 3 yıl vergi muafiyeti getirilmelidir. Kamu ihalelerinde yerli ürüne fiyat avantajı kadın girişimciler için 5 puan artırılmalıdır. Ülkemizde yatırıma uygun arazi envanteri yatırımcılara elektronik ortamda sunulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Vergilendirme konusunda 64. Hükümetin atması gereken adımları dile getiren Hiçyılmaz, “KDV oranlarında değişikliğe gidilmemeli ve damga vergisi kaldırılmalıdır. Gelir Vergisi tasarısı yeniden ele alınmalı ve bu kapsamda vergisini düzenli ödeyen şirketlere vergi indirimi sağlanmalıdır. Ekonomik hayatın akışında karşılaşılan sorunların giderilmesi bakımından; Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi ile Türk Ticaret Kanunu uyumu mutlaka sağlanmalıdır. Geçici Vergi Beyannameleri sayısı kademeli olarak düşürülmeli ve yılda bir veya iki defa alınmalıdır” dedi.
Ticari uyuşmazlıklarda alternatif çözüm yöntemlerine ilişkin beklentileri açıklayan Başkan Hiçyılmaz, “Zorunlu hale gelmelidir. Belirli bir orana kadar olan uyuşmazlıklar, arabuluculuk ve tahkim eliyle çözülebilmesinin önü yasal değişikliklerle açılmalıdır. Bu yasal düzenlemelerin yanı sıra, İş Mahkemeleri ve Bilirkişilik Sistemi de yeniden düzenlenmelidir. Kamudan kaynaklanan haksız rekabetin önüne geçilmeli, Piyasa Gözetim ve Denetimi sistemi yenilenmelidir. Geleceğe yön verecek yapılanmalardan biri olan E-ticaretin, mevzuatı ve altyapısı bir an önce hazırlanmalı ve uygulamaya konulmalıdır” şeklinde konuştu.
İnovasyonun artık yalnızca tartışılan ve konuşulan bir konu olmaktan çıkarılması gerektiğini ifade eden Hiçyılmaz, “Türkiye’nin ileri teknoloji içiren üretim yapabilmesi için inovasyon yapmaya başlamalıdır. Üretimde kullanılan makinelerin, yeni yatırımların sermayesini oluşturacak finansmana erişimde teminat olarak kullanılması sağlanmalıdır. Bireysel Katılım Sermayesi (BKS) sisteminin yaygınlaşmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır” dedi.
İş dünyasının; lojistik konusunda koordinasyonun sağlanması için Lojistik Koordinasyon Kurulu kurulması talepleri olduğunun altını çizen Hiçyılmaz, “ Yurt içi ve yurt dışı yük taşımacılığında güvenli ve ucuz maliyet getirecek olan demiryolunun kullanımı teşvik edilmelidir. OSB’ler ile limanlar arasındaki demiryolu bağlantıları ivedilikle yapılmalıdır. Kayseri ile Mersin arasındaki mevcut demiryolu varlığının iyileştirilmesi ve üretilen malların kuzey ülkelerine ihracatında önem arz eden, Kayseri’yi Samsun limanına bağlayacak bir hattın da projelendirilip yapımının sağlanması gerekmektedir. Bunun yanı sıra tren taşımacılığında sağlanacak navlun sübvansiyonu da şehrimizin rekabet gücünün artmasında önemli bir etken olacaktır” diye konuştu.
Hızla büyüyen yurtiçi, yurtdışı yolcu ve kargo taşıma ihtiyacınının karşılanabilmesi için Kayseri havaalanının genişletilmesi gerektiğinin altını çizen Hiçyılmaz, “Ankara-Sivas arasında yapılmakta olan Yüksek Hızlı Tren projesine bağlı olarak, Yerköy-Kayseri tren hattının program alınması konusunda, Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından söz verilmiştir. Ayrıca, Kapadokya’yı Antalya’ya bağlayacak olan Yüksek Hızlı Tren hattının kısa sürede tamamlanması da beklentilerimiz arasındadır. Bunun yanı sıra; Sayın Başbakanımızın, Tarım ve hayvancılık sektörüne yönelik IPARD desteklerinden Kayseri’nin yararlandırılması konusunda sözü bulunmaktadır. Bu sözlerin kısa süre içinde gerçekleşmesini beklemekteyiz” dedi.
Kapadokya Bölgesine yönelik turizm politikasının Kayseri’yi de kapsayacak şekilde daha geniş bir hale getirilmesinin turizmin gelişmesi açısından önemli olduğunu kaydeden Başkan Hiçyılmaz, “Doğa, kültür, tarih ve sağlık turizminin bölgemizde etkin olması gereklidir. Erciyes ve Aladağlar’ı birlikte ele alan bir turizm destinasyonunun planlanması da turizmin gelişmesi açısından beklentilerimiz arasındadır” ifadelerini kullandı.
Hiçyılmaz, “Ekonominin vazgeçilmez kolu olan tarımda yeni anlayışlar geliştirilmelidir. Havza üretim modelinin uygulamaya konulması gereklidir. Tarımda arazi bazlı yerine ürün bazlı teşvik sistemi uygulanmalıdır. Tarımda verimliliğin artırılabilmesi için arazi toplulaştırmaları hızlandırılmalıdır” dedi.
Hiçyılmaz, “Sıralamış olduğum beklenti ve talepler; öncelik arz eden, Türkiye’nin kısa sürede ihtiyaç duyduğu sinerjinin sağlanması ve kalkınma hızının artmasına yönelik gelişmeleri özetlemektedir. İş dünyası olarak beklentimiz, 2023 yılı hedeflerine ulaşılabilmesi için küresel dünya ile içinde bulunduğumuz yarışta, önümüzdeki engellerin azami ölçüde kaldırılmasıdır. Yeni oluşan Meclisimizde ve Hükümetimizde bu iradenin olduğunu biliyor ve onlara güveniyoruz” şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara İYİ Parti Genel Başkanı Akşener: “Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur" İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında, "Bugün geldiğimiz noktada Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur” dedi. İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Ankara’nın Keçiören ilçesinde gerçekleştirilen iftar programına katıldı. Burada konuşan Akşener, her dönemde zorbalığa ve zorbalara karşı durduklarını belirterek, “Milletimizin istikbaline kastedenler mücadele etmek için her türlü fedakarlığı yapanlar olduk. Bir yerde haksızlık gördüğümüz vakit kim olduğuna bakmaksızın hakkı savunanlar, haksızlığa uğrayanların yanında kaya gibi duranlar olduk. 2019 yılında Ankara büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, istifayı bastığı CHP’den yeniden aday olması engellendiğinde yanında biz vardı. 2020 yılında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in ayağını kaydırmak isteyenlerin karşısında bir tek biz vardık. 2022 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na hapis cezası haberini aldığımda Saraçhane’ye koşan bir tek biz vardık. Ama heyhat, bugün geldiğimiz noktada aldığımız karara saygı göstermek yerine hepsinin teker teker hainlik ettiği de biz olduk, İYİ Parti oldu” ifadelerini kullandı. “Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur” Seçimlere hür girme kararı aldıklarından beri Antalya’daki ve İstanbul’daki meclis üyelerinin CHP’den liste garantisiyle istifa ettirildiğini ifade eden Akşener, “Pazarlıkların en çirkini burada Ankara’da oldu. Hatta ABB Başkanı Mansur Yavaş, geçenlerde çıktığı televizyon programında kendi ağzıyla olanı biteni itiraf etti. Partimizden istifa ettirdiği il, ilçe başkanlarının, Ankara teşkilat mensuplarımızın şu anda kendisiyle çalıştığını söyledi. Biz bunları zaten biliyorduk. Bunu alenen televizyonda itiraf etmesine, bu pişkinliğe şaşırdım. Böyle bir ahlaksızlıkla böbürlenen bu şuursuzluğa şaşırdım. Bundan daha 12 ay önce görmek isteyipte maalesef göremediğimiz bu cesarete de ayrıca şaşırdım. Bugün geldiğimiz noktada Mansur Yavaş, artık CHP Genel Merkezi’nin ev kölesi olmuştur” açıklamasında bulundu. “Bana abla demeyin, istemiyorum” "İşi düşen hemen abla edebiyatına başlıyor” diyen Akşener, sözlerine şöyle devam etti: “Ben artık CHP yöneticilerinin yüzüne ‘abla, abla’ deyip sonra yoldaş medyalarında bana ve partime küfür kıyamet sövdürmelerinden gerçekten sıkıldım. İYİ Partililere CHP’ye kazandırdığı sürece iyi insanlar deyip kendi yolumuzda yürüdüğümüzde ‘bunlar AKP’li, faşist ve sağcı’ diye saldırmalarından artık bıktım. Beni, partimi ve bizi destekleyen vatandaşlarımızı sürekli CHP’ye bir şeyler kazandırmak zorunda olan paryalar olarak görme şımarıklığından da artık usandım. Bana abla demeyin, istemiyorum. Çünkü sizin bana vıcık vıcık riyakarlıkla abla demeniz beni samimiyetle ablası, kardeşi ve annesi gören milletimize yapılmış koca bir hakarettir.”
İstanbul Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu: "Kilyos Tüneli, 2026 yılı sonunda hizmete açılacak" Kilyos Tüneli şantiyesinde incelemelerde bulunan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "İnşallah projemizi 2026 yılının sonuna doğru bitirerek hizmete açacağız. Sarıyer-Kilyos Tüneli ile vatandaşlarımız Avrupa Yakasını neredeyse bir boydan bir boya geçebilecek" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kilyos Tüneli şantiyesinde incelemelerde bulundu. Uraloğlu, incelemenin ardından yaptığı İncelemenin ardından açıklama yaptı. Uraloğlu, Bakanlık olarak İstanbul’da yaptıkları yatırımlar ile İstanbul’un trafiğine önemli ölçüde nefes aldırdıklarını belirterek, “15 Temmuz Şehitler Köprüsünden günde yaklaşık 200 bin civarında araç, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden 250 bin, Avrasya Tüneli’nden 80 bin civarı, Marmaray’da günde yapılan 300 sefer ile günde yaklaşık 650 bin insanımızı taşıyoruz. Kuzey Marmara Otoyolu’nda, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden günde yaklaşık 150 bine yakın bir araç geçişi oluyor ve bunun önemli bir bölümü de ağır taşıt trafiği. Bir yandan da bu yapılan yatırımların yapılmadığını düşünelim, bırakın İstanbul’u tüm Türkiye’yi etkilemiş olurdu. Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu hep beraber yaşayarak görüyoruz” diye konuştu. “Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu yaşayarak görüyoruz” Avrasya Tüp Tüneli, Marmaray, Kuzey Marmara Otoyolu başta olmak üzere çok büyük projeleri hayata geçirdiklerini vurgulayan Bakan Uraloğlu, "Bugün baktığımızda 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden günde yaklaşık 180-200 bin civarında araç geçişi oluyor. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden yaklaşık 250 bin araç geçiyor. Avrasya Tüneli’nden 80 bin civarında araç geçiyor. Marmaray’da 300 sefer yapılıyor günde ve orada yaklaşık 650 bin insanımızı taşıyoruz. Kuzey Marmara Otoyolu’nda Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde günde yaklaşık 150 bine yakın araç geçişi oluyor ve bunun önemli bir bölümü de araç taşıt trafiği. Bunların bir an olmadığını düşünelim. Bütün Türkiye’yi etkilemiş olurdu. Bu projelerin ne kadar kıymetli olduğunu yaşayarak görüyoruz. Ancak bir ihtiyaçtan öte sadece bir siyasi duruş ile bu projeyi eleştirdiler. Projemiz bugün Avrupa’nın birincisi, dünyanın altıncı büyük havalimanlarından. Geçen yıl 78 milyon kişi seyahat ettirmişiz. Hedefimiz 200 milyon ve ona yönelik yeni terminal binası ve pistlerin yapımına devam ediyoruz” dedi. “Bugünü, yarını değil, ileriki yüzyıllar planlıyoruz” Bakan Uraloğlu, İstanbul ile ilgili bir deprem riskinin bulunduğuna da işaret ederek, “İstanbul depremine yönelik ulaştırma yapılarıyla ilgili bütün önlemlerimizi aldık. Eski yapılmış olanları güçlendirdik. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün tabliyesini askıya aldık yeniden yaptık. Gece çalıştık, İstanbullu vatandaşlarımızın fark etmemesini sağladık. Bütün viyadüklerdeki deprem takozlarından tutun güçlendirilmesine kadar bütün çalışmalarımızı yaptık. Normal kullanımda ne lazımsa bunu planlarken bir taraftan da deprem durumunda İstanbul’un, öncelikle İstanbul’a acil yardım ekiplerinin ve malzemelerinin nasıl gireceği ve vatandaşların ulaşımı için projeler yapıyoruz. Bugünü, yarını değil, ileriki yüzyıllar planlıyoruz” diye konuştu. Sarıyer-Kilyos Tüneli hakkında bilgi veren Bakan Uraloğlu, ”Projemiz Kilyos’tan başlayıp Karadeniz’den İstanbul’un kuzey noktalarından başlayıp Sarıyer’e oradan Çayırbaşı Tüneli devamında da Beşiktaş’a kadar uzanacak. O güzergahtaki bütün yerleşime hizmet edebilecek. Avrupa Yakasını neredeyse bir boydan bir boya geçebilecek olan ve Murat Kurum Başkanımızın de bahsettiği ‘İki Yakaya İki Tünel’ projesinden bir tanesidir. İlk etapta burayı bitirdiğimizde ciddi bir hizmet görecektir. Devamında Beşiktaş’a kadar uzatılması gündemimizde olan işlerden bir tanesi” ifadelerini kullandı. “Zamandan 30 dakika tasarruf sağlayacağız” Bu projeyle ilgili sahilden başlayarak yaklaşık 8 bin 200 metrelik bir güzergahta yapılan 7 bin metrelik tünelin yaklaşık yüzde 30’unu bitirdiklerini açıklayan Uraloğlu, iki tüpte toplam 3 bin 850 metrelik kazı gerçekleştirdiklerini bildirdi. Çalışmaların 7 gün 24 saat devam ettiğini de belirten Uraloğlu şöyle konuştu: “İnşallah projemizi 2026 yılının sonuna doğru bitirerek hizmete açacağız. Bir kısmını tünel delme makinesi TBM ile bir kısmını ise normal aç kapa yöntemi ile yapacağız. TBM ile yüzde 60’ını geçiyoruz. Onun da imalatı yapılarak Çin’den geldi ve kurulumunu yapacağız. 110 civarında makine ve 550 kadar çalışanımızı 24 saat çalışıyor. Tüneli bitirdiğimiz de 350 bin nüfusa hizmet edecek. Devamını Beşiktaş’a kadar düşündüğümüzde İstanbul’un sahil şeridinin tamamına, Avrupa tarafının tamamına hizmet etmiş olacak. Tamamlandığında Sarıyer’den 35 dakika süren seyahat süresi sadece 5 dakikaya düşecek. Bunu Kilyos’tan Kuzey Marmara Otoyolu’na bağlayacağız. İsterseniz doğu istikametine ister batı istikametine gidin. İstanbul’un kuzeyindeki, Zekeriyaköy, Uskumruköy gibi yerleşimlere bağlantısı kolaylıkla sağlanmış olacak. En kıymetlimiz zamandan 30 dakika tasarruf sağlayacağız. Yakıttan ve karbon emisyonundan da önemli tasarruf sağlayacağız.” “1 Nisan’dan Sonra Daha Verimli Çalışmalara İmza Atacağız” Bakan Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak İstanbul’da hiçbir yatırıma ara vermediklerini ve çalışmalar devam ettiklerini söyledi. Uraloğlu, “Bildiğiniz gibi İstanbul’da tüm çalışmalarımızı yapıyoruz. Ancak daha iyi hizmet edebilmemiz için tüm belediye başkanlarımızla birlikte çalışabilmek önemli. Bizim için onlarla yapacağımız birliktelik çok kıymetlidir. Bu nedenle biz Cumhur İttifakı olarak gerek Sarıyer’de gerek İstanbul’un tamamında, inşallah 1 Nisan’dan itibaren de daha verimli daha iyi çalışmalara beraberce imza atmış olacağız” dedi. Öte yandan Kilyos Tüneli’ni ziyaretin ardından Bakan Uraloğlu, Sarıyer Merkez Mahallesi’nde esnaf ziyaretinde bulunarak Sarıyerliler ile bir araya geldi.
Mardin Uzmanından "1 milyon varil petrol" iddiası Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, yaptığı araştırmalar sonucunda Türkiye’de 2 sene içinde günlük 1 milyon varil petrol üretimine ulaşılacağını iddia etti. Jeolojik konumuna bakıldığında Türkiye’yi kalkındıracak en büyük projenin petrol olduğunu söyleyen Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, "Güneydoğu bölgemizde ve Türkiye’nin bazı noktalarında yaptığım araştırmalar sonucunda güzel veriler elde ettim. Türkiye’de yaklaşık 80 bin varil petrol üretimi yapılıyor. Geçen haftalarda Cumhurbaşkanı konuşmalarında Şırnak’ta günlük 100 bin varil çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Türkiye yaklaşık olarak kendi ihtiyacını yüzde 10 ve yüzde 15 oranında karşılayabiliyor. Mardin, Batman ve Hakkari bölgelerinde yaptığımız araştırmalar sonucunda 2 sene içinde günde 1 milyon varil petrol çıkabilecek kapasite keşfettik. 4 sene sonra da günlük 1 milyon 500 bin varil petrol üretimi gerçekleşecek imkan var. Bu gerçekleştiği taktirde 1 milyonu ülke için kullanılsa, kalan 500 bin varil de dış ülkelere satılır" dedi. Türkiye’nin en büyük sorununun petrol ve doğalgaz çıkarılmaması olduğunu dile getiren Çelik, ülkenin çok zengin yer altı kaynaklarına sahip olduğunu söyledi. Çelik, "Sondaj kuyuları açılmalı ve petrol noktalarında jeoloji mühendislerinin araştırması ile iyi şekilde çalışmalar yapılarak petrolün hangi formasyonda olduğu belirlenmelidir. Yer altı zenginliklerimizi kullanabilirsek Türk parası değer kazanacaktır" diye konuştu.
Ankara Ülkü Ocakları Genel Başkanı Yıldırım’dan, ABB Başkan Adayı Turgut Altınok’a destek Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, ülkücü hareketin Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkan adayının Turgut Altınok olduğunu ifade etti. Genel Başkan Ahmet Yiğit Yıldırım, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 31 Mart Pazar günü yapılacak olan seçimlerin Türkiye’nin istikbali için hayati önemde, stratejik bir seçim olduğunun altını çizdi. Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye’nin bölgesinde etken bir ülke olduğunu kaydetti. Yıldırım, Türkiye’nin Cumhur İttifakı ile siyasette yakaladığı güçlü liderlik ve istikrar ile Türk Devleti’ni çağın şartlarına hazır hale getirerek, dosta güven düşmana verir bir yapıya kavuşturduğunu söyledi. “Devlet düşmanlarının ‘kent uzlaşısı’ adı altında kanser hücresi gibi belediyelerimize sızmaya çalıştıklarını görmekteyiz” Türk ve Türkiye düşmanlarının yer aldığını ve adına ‘kent uzlaşı’ denilen oluşumun belediyelere sızma girişimine şahit olduklarını belirten Yıldırım, “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve milletinizin helal hazinesini; terör örgütü PKK’ya aktaran siyasetçi görünümlü bölücü teröristlerin; vatan, millet, din ve devlet düşmanlarının ‘kent uzlaşısı’ adı altında kanser hücresi gibi belediyelerimize sızmaya çalıştıklarını görmekteyiz. Bu bağlamda kendisini; milliyetçi, vatan sevdalısı gibi pazarlayarak bölücülerin kullanışlı bir aparatı olmuş, ihanetin değirmenine su taşıyan ‘Kent Uzlaşısı’ ürünü olan bu kişilerin kutsal davamızla, ülkümüzle ve Türk milliyetçiliğiyle zerre kadar alakası yoktur, olamaz” ifadelerine yer verdi. Yıldırım açıklamalarının devamında şunları kaydetti: "‘40 yıllık geçmişimi geride bıraktım’ diyerek kendini Kandil’in uzlaşıcısı pozisyonuna düşürmüş, CHP’ye pazarlayan, DEM’cilerle omuz omuza yürüyen, bölücü terör örgütü PKK’nın elebaşı terörist Abdullah Öcalan’dan ’Apo Bey’ diye bahseden, maneviyatsız kişilik Mansur Yavaş ve onun beslemelerinden de asla ’Türk Milliyetçisi’ olmaz olamaz. Bölücülerin oylarıyla seçildikten sonra Ankara’daki 5 yılını hizmetsiz, projesiz tamamlayan Mansur Yavaş olsa olsa Birleşik Krallığın dostu ‘Yoldaş Mansur’ olur. Ankara’da avukat kimliği altında akçeli işler kovalayan, sahte senet, vergi kaçırma, kaset satma, tehdit, şantaj işlerine adı karışan, belediye başkanlığı döneminde adı rüşvet skandalıyla anılan Mansur Yavaş’ın Londra’da görüştüğü siyasilerin genelde terör örgütü PKK’ya destek veren Unmesh Desai, Jeremy Corbyn gibi kişiler olması ve Chatham House’da kurgulanması aslında onun küresel çetenin bir uşağı ve piyonu olduğunun en büyük kanıtıdır ve göstergesidir." Yıldırım, "‘Yerel özerklik şartını getireceğim’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun ardından terör örgütü PKK’nın en büyük talebi olan ‘Belediyelerde mali özerklikten yanayım. Yerel yönetimler özerkliğini öncelikle mali özerklik yaparak belirlersiniz’ diyen Mansur Yavaş’tan başkası değildir. Mansur Yavaş, Ankara’ya hiçbir hizmeti ve hayrı dokunmayan, terör örgütlerinin elinde oyuncak olmuş, iradesini bölücü oylar için ipotek vermiş, çapsız, siyasi mankurttan başka biri değildir. Hal böyle iken Mansur Yavaş gibi birine milliyetçi ve vatanperver yakıştırması yapmak, Türk milleti ve devletine hakarettir” dedi. Ahmet Yiğit Yıldırım, Cumhur İttifakı’nın ABB Adayı Turgut Altınok’a desteklerini yineleyerek şunları söyledi: “Milliyetçi Ülkücü Hareketin Ankara’daki adayı bellidir; çalışkan, üretken ve saygın bir kişi olan Cumhur İttifakı’nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Turgut Altınok’tur. Liderine, davasına ve teşkilatına bağlı Ankaralı her bir ülküdaşımın gönlü de, duası da, oyu da Cumhur İttifakı’nın kıymetli adayı Sayın Turgut Altınok’tan yanadır. İnanıyorum ki; 31 Mart seçimleri Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara’mızda, terör örgütleriyle kol kola girmiş, ’Kent Uzlaşısı’ adı altında DEM’lenenlerin değil, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefine inanmış, üretken belediyecilik anlayışına sahip Cumhur’un zaferiyle sonuçlanacaktır."