GENEL - 24 Ocak 2018 Çarşamba 14:10

ERREM Müdürü Mustafa Atak:

A
A
A
ERREM Müdürü Mustafa Atak:

Sürekli artan ve kronik bir sorun haline gelen intihar vakaları ile ilgili Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi (ERREM) Müdürü Öğretim Görevlisi Mustafa Atak, açıklamalarda bulundu.

Sürekli artan ve kronik bir sorun haline gelen intihar vakaları ile ilgili Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi (ERREM) Müdürü Öğretim Görevlisi Mustafa Atak, açıklamalarda bulundu. Atak, "İntiharları önlemenin en önemli yolu iman duygusunun güçlü olmasıdır" dedi.


ERREM Müdürü Öğretim Görevlisi Mustafa Atak, intiharlarla ilgili ,"İnsanoğlu var olduğundan beri, daha fazla yaşayabilmenin, ölümsüzlüğün, ebediyetin sırlarını ararken bir yandan da yaşadığı sorunlarla baş etmede yetersizliği sonucu hayatına son vermeyi düşünebilmektedir. Bu düşünceler bazen girişim aşamasında kalmakta olup bazen de ölümle sonuçlanmaktadır. Yaygınlık açısından baktığımızda, dünya genelinde intiharların son 45 yılda yüzde 60 civarında arttığı görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada her 40 saniyede bir kişi intihar etmektedir. Özellikle eski Sovyetler Birliği ülkeleri başta olmak üzere gelişmiş batı ülkelerinde ve bazı Uzakdoğu ülkelerinde çarpıcı verilerle karşılaşılmaktadır. Mesela intiharlarda ilk sıradaki Litvanya’da her 100 bin kişide 31,5 kişi intihar etmekte, İkinci sırada olan Güney Kore’de, bu oran 31,2’dir. Üçüncü sıradaki Kazakistan da ise 26,9’dur. Türkiye dünyada 3.94 oranı ile 79 uncu sırada yer almaktadır. Dünya genelinde en yüksek intihar oranı Avrupa’da, en düşük oran ise Doğu Akdeniz’de gerçekleşmektedir" dedi.


Atak, intiharların nedenlerine ilişkin, "Evet, bir insan kendi kendini niye öldürme girişiminde bulunur? Kendini ne için kurban eder? Maddi, manevi acılar dayanılmaz boyutlara geldiğinde böyle bir şey mümkün olabilir. Ama tüm intihar olaylarında, her zaman böyle bir acıya rastlanmayabilir. Hepimizin bildiği gibi bazen hiç beklenmedik bir insan intihara teşebbüs edebilmektedir. Genetik yatkınlık, intihar riskini yaklaşık yüzde 42 oranında artırmaktadır. Bu yüzden aile anamnezi alınırken bireyle ilgili gerekli bilgiler titizlikle incelenmeli (yakın ve uzak ailede görülen psikolojik rahatsızlıklar) ve özellikle ebeveynlerden birisi intihar etmişse riskin arttığı bilinmelidir. İntiharların yaklaşık % 90’ının psikolojik rahatsızlıklarla ilişkisi vardır. Ayrıca tüm bağımlılıklarda, bazı ekonomik darlıklarda ve daha önce geçirilmiş kafa travması sonrasında intihar görülebilir. Mizaç rahatsızlıklarında %30 (depresyonun tüm varyasyonları, çift kutuplu/manik-depresif durumlar), madde bağımlılıklarında yüzde 18, şizofrenilerde yüzde 14, kişilik rahatsızlıklarında yüzde 13 oranlarında intihar vakalarına rastlanır. Tüm kronik rahatsızlıklar (kronik acı, kronik engellenme, başa çıkılamayan bağımlılıklar, AIDS vb.) intihar riskini arttırabilir. İntiharların yaklaşık yüzde 50’si alkol ve diğer madde bağımlılıkların da görülür. Hele de ergenlerde hem alkol, hem de madde bağımlılığı birlikte mevcutsa intihar oranı yüzde 70’lere kadar yükselebilir. Diğer bir ilginç araştırma ise nikotin (sigara) bağımlılığı ile intihar arasındaki irtibata işaret eder. Sigara içenlerde sigara içmeyenlere göre dört kat daha fazla intihar vakası müşahede edilmiştir. Eşcinsel hayat tarzını benimseyenlerde, eşcinsel olmayanlara göre intihar riski on dört kat daha fazladır. Basının ve sosyal medyanın birey ve toplum üzerinde çok büyük tesirleri olduğu malumdur. Medya kışkırtmaları, intihar riskini artıran faktörlerdendir. Son zamanlarda bir akım haline gelen sosyal medyada canlı yayınlarda intiharların arttığını görmekteyiz. Medya, özellikle ergen intiharlarında önemli bir rol oynamakta olup, intihar ’romantize’ edildiğinde, moda hâline gelebilmektedir. Ülkemizde sık görülen bir intihar nedeni ise, bir “yarış atı” gibi üniversite başarısına odaklanmış gençlerin, izafi (rölativ) bir başarısızlığı bile kabul edemeyişleridir. Ebeveynler kendi yaşayamadıkları ideallerini çocuklarına yüklediklerinde, bu yük taşınamaz hale gelebilmektedir. Yüksek zeka ile intihar arasında anlamlı ilişki olabilir. İntihar ve şiddet vakalarının temel nedenlerinden biri de duygusal zeka ve merhamet duygusu eksikliğidir. Burada zekanın akıl ve hikmetle desteklenmesi ve üstün yetenekli kişilerin duygusal zeka ile ilgili yönlerinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Aksi durumda sosyal uyumsuzluk nedeniyle üstün zekalı bireylerde intihar riski yüksek olacaktır. Okullardaki eğitim programlarının duygusal zekayı destekleyici etkinliklerle yeniden şekillendirilmesi ve merhamet eğitiminin bebeklikten başlayarak hayatın her aşamasında verilmesi gerekir. Dindarlık düzeyi azaldıkça intiharlarda artış görülmektedir. Batıda yapılan araştırmalarda en az intihar eden din mensupları sırasıyla Müslümanlar, Yahudiler, Güney Amerika Katolikleri, Avrupalı Katolikler, Ortodokslar ve Protestan’ardır. Müslüman ülkelerde intihar oranlarının düşük olmasının en önemli nedeni din tarafından intiharın kesin bir şekilde yasaklanmasıdır. İntiharları önlemenin en önemli yolu iman duygusunun güçlü olmasıdır. İman, insandaki boşluk hissini yok eder, bireye dünyada yalnız olmadığını ve dünya hayatının bir imtihan olduğunu vurgular. Maneviyat eğitimlerinin güçlendirilmesi, yaşantıya yönelik olarak dini eğitimlerin verilmesi ve ahlaki eğitimlerinin her alanda sunulması gerekir" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.