EKONOMİ - 07 Temmuz 2018 Cumartesi 10:58

Esnaflardan ’Yöresel Ürünler’ adı altında düzenlenen fuarlara tepki

A
A
A
Esnaflardan ’Yöresel Ürünler’ adı altında düzenlenen fuarlara tepki

Kayseri Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Lokantacılar ve Pastacılar Odası başta olmak üzere esnaflar, dört ayda bir ’Yöresel Ürünler’ adı altında düzenlenen fuara tepki gösterdi.

Kayseri Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Lokantacılar ve Pastacılar Odası başta olmak üzere esnaflar, dört ayda bir ’Yöresel Ürünler’ adı altında düzenlenen fuara tepki gösterdi.



Kayseri Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (KESOB) Başkanı Ahmet Övüç, ’Yöresel Ürünler’ adı altında düzenlenen fuarların kente ekonomik açıdan bir fayda sağlamadığını, aksine tüketicinin mağdur olduğunu söyledi.



"Yöresel fuar diyorlar ama Kayseri için manası yok"



Yöresel Ürünler Fuarları hakkında görüşlerini bildiren Başkan Övüç, bu tür fuarların kente bir katkısı olmadığını ifade ederek vatandaşların yerli esnaflardan alışveriş yapması gerektiğini söyledi. Fuarlardan alınan ayıplı ürünlerin telafisinin olmadığını ancak kentin yerli esnafından yapılan alışverişlerde bunların telafisinin yapılabildiğini de sözlerine ekleyen Övüç konuşmasını şöyle sürdürdü;



"Kayseri’de birkaç tane yöresel ürünler fuarımız kuruluyor. Her sene birkaç sefer tekerrür ediyor. Yöresel Ürünler Fuarı diyorlar ama Kayserimize ekonomik açıdan bir mana ifade etmiyor. Buradaki arkadaşlarımızın çoğu dışarıdan geliyor, bazıları da çoğu malzemeleri buradan alıp satıyorlar. Yöresel ürünler adı altında buradaki esnaf ve sanatkarımıza zarar veriyor. Bizim bildiğimiz yöresel ürünler fuarıysa eğer bizde fuar 3-4 gün olur. Burada 10-15 gün bir satış yapılıyor. Geçenlerde bir arkadaşımız ‘Trabzon yağı aldım’ diye bana geldi, ‘İçinden katma yağı çıktı’ dedi. Buradaki yerli esnaf ve sanatkarımızdan alışveriş yapıldığı zaman iadesi veya telafisi mümkün. Ama orada adam satışa geliyor, satışını yapıp bitirdikten sonra çekiyor, gidiyor. Bunu değiştirme de yenileme de imkanımız yok. Bu tür fuarların Kayseri’ye pek büyük bir katkısı yok, getirisi yok götürüsü var. fuar adı altında alışverişler yapılıyor, Kayseri’de dönecek paralarımız dışarıya gidiyor. Buradaki fuarın amacı birkaç kişiye fayda sağlıyor. Bu faydadan dolayı bu arkadaşlar geliyor, geçen yıllar da bunun tartışmasını zaman zaman yaptık, düzgün mal satılmıyor. Görevlileri göreve davet ediyoruz. Hijyene dikkat edilmesi, ne olduğu belli olmayan malların malların satılmaması için bu hadisedeki görevli arkadaşlarımızı göreve davet ediyoruz. Tabi ticarete manilik yok, bunu bazı arkadaşlarımız düzenliyor ama Kayseri halkından şunu rica ediyorum, eskiden fuarımız vesaire yoktu, esnafımızdan alışveriş yapmasını, bu tür şeylere itibar edilmemesini istiyorum."



"Hijyenik koşullar gıda satışına uygun değil"



Lokantacılar ve Pastacılar Odası Yönetim Kurulu Başkanı Altan Aydemir ise, fuardaki mevcut düzenin hijyenin sağlanması bakımından gıda satışına uygun olmadığını savundu. Aydemir, "Yöresel ürünlerle alakalı fuarlar düzenleniyor zaman zaman. Tahmin ettiğim kadar hep 4 ayda 1 düzenleniyor. Şehrimiz için aslında iyi oluyor. Ama tabi ki şunu da biz bekleriz, hijyen kurallarından, temizliğine, o yörenin ürünlerine uygun ürünü mü buna kanaat getirmek istiyoruz. Biz burada görevlileri, görev başına davet ediyoruz. Kayseri’de işletmeciler olarak bizden hijyen kurallarına uymamız ve başka kurallara uymamız isteniyor. Ama düzenlenen bu fuarlarda hijyen dahil diğer kurallara uyulmadığını görüyoruz. Hep tozun toprağın içerisinde, açıkta, hiçbir önlem alınmadan sağlıksız koşullarda alışveriş yapılmakta. Evet, biz buna burada doğa da, yöresel şeylere karşı değiliz. Ama bunlarında bir kriterlerinin takip edilmesi gerektiğine düşünüyorum. O yüzden görevlileri, yetkilileri göreve davet ediyorum. İnsan sağlığını tehdit edecek şekilde açıkta gıda satılmasına karşıyız. Onun için Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü yetkililerimiz başta olmak üzere diğer yetkililerden bizden istedikleri kriterleri burada da uygulanmasını talep ediyoruz" diye konuştu.



“İsminden dolayı halkta sempati uyandırıyor ama bu bir pazarlama tuzağı”


Bazı esnafların Yöresel Ürün Pazarına dair görüşleri ise şu şekilde:


Esnaf Cuma Tan: “Yöresel ürünler fuarı ile ilgili sıkıntılarımız var. Dışarından adı sempatikte gelse fuarda satılan ürünlerin yöresel olmaktan ziyade esnafın elinde kalan, son kullanma tarihi bitmeye yakın ürünleri elden çıkartmak için tezgahlanmış bir sistem. Oradaki ürünlerin çoğunun yöresel olmadığını çok iyi biliyoruz. Adamların işi o olmamasına rağmen zeytin satanlar, peynir satanlar var. Ellerinde kalan 1 yıllık incirleri orada insanlara daha cazip fiyatlara veriyorlar. Alana da memnuniyet vermiyor, şikayetleri de çokça duyuyoruz. İsminden dolayı halkta sempati uyandırıyor ama bunu bir pazarlama tuzağı olduğunu düşünüyorum."



“Haksız rekabet oluşturuyor”


Esnaf Bekir Çatalbaş: “Rekabet güzel bir şeydir ama burada haksız rekabet olduğunu düşünüyorum. Biz burada ticaret yapıyoruz. dükkan kiramız, vergimiz, çalışanlarımızın maaşı ve sigortası gibi masraflarımız varken orada tezgah açanların bu masrafları yok. Biz burada haftalık 50 kilo pastırma satarken adam fuarda geliyor 3 günde 100 kilo pastırmayı satıp gidiyor. Ne vergisi var ne gideri var. Bu fuarlarda 3 gün içerisinde satıyor ve çekip gidiyor."



“Bizden alıyorlar, yöresel ürün siye satıyorlar”


Esnaf Mustafa Eğilmez: “Bu fuarlarda satılan ürünlerin hiçbiri yöresel değil. Köyden gelen ürünlere yöresel denir. Adam benden gelip cevizi alıyor, balı alıyor, kaşarı alıyor ve oraya götürüp tezgahta yöresel ürün diye satıyor. Bunun neresi yöresel. Hiç alakası yok. Esnaftan topluyorlar, oraya götürüp ürün diye satıyorlar. Yöresel olunca köylünün kendi yapıp kendinin gelip satması gerekiyor. Burada vergi yok, denetleme yok. Bu fuarlar esnafa çok büyük zarar veriyor."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan: "Girdi maliyetleri yüzünden çifti üretimden vazgeçmektedir" Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, finansal sorunlarla mücadele eden çiftçinin girdi maliyetleri nedeniyle üretimden vazgeçtiğini söyledi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Doğan, temel gıda ürünlerinin üretimiyle doğrudan ilişkili olan ve küresel gıda güvenliğinin sağlanmasında kritik bir role sahip olan tarım sektörünün sorunlarına değindi. Doğan, "Gübre, tohum, ilaç ve yakıt gibi girdi maliyetlerindeki artış, tarımsal üretim maliyetlerini yükseltmekte ve üreticilerin kar marjlarını azaltmaktadır. Finansal sorunlarla mücadele eden çiftçi üretimden vazgeçmektedir. Su kaynaklarının azalmasıyla birlikte yaşanan kuraklık ve yanlış su kullanımı, özellikle sulama gerektiren tarım alanlarında verim kayıplarına neden olmaktadır. Toprak erozyonu, arazi parçalanması ve mülkiyet sorunları gibi arazi sorunları tarım arazilerinin verimli kullanımını engellemektedir. Adil fiyatlarla pazarlanmayan ürünler ve dağıtım kanallarına erişimde yaşanan zorluklar gibi pazarlama ve lojistik sorunlardan dolayı üreticiler ürünlerini satmakta zorlanmaktadır. Yaşanan finansal sorunlarla modern tarım teknikleri ve makineleşmeye kaynak ayıramayan üretici, üretim verimliliğini ve kalitesini arttıramamaktadır" dedi. Doğan, şöyle devam etti: "Tarımsal üretimin büyümesi için devlet destekleri ve tarım sigortası gibi mekanizmalar güçlendirilmeli, üreticiler piyasa dalgalanmalarına karşı korunmalıdır. Su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına yönelik adımlar atılmalı, su yönetimi ve sulama tekniklerinde iyileştirmeler yapılmalı, su tasarrufu teşvik edilmelidir. Toprak koruma uygulamaları ve arazi planlaması gibi alınacak önlemler tarım arazilerinin verimliliğinin artırılmasına yardımcı olacaktır. Tarım ürünlerimizin ulusal ve uluslararası pazarlara erişimini kolaylaştıracak lojistik ve pazarlama altyapısının geliştirilmesi için gerekli araştırmalar ve çalışmalar yapılmalıdır. Tarımsal üretim tekniklerinin modernizasyonu için verilecek destekler ve üreticilere yönelik eğitim programları, sektörün rekabet gücünü artıracaktır. Tarım sektörünün karşılaştığı sorunların giderilmesi ve sürdürülebilir tarımsal üretim sağlanması için tüm paydaşların işbirliği içinde hareket etmesi gerekmektedir."
Uşak Bakan Bayraktar açıkladı: "Göktepe 1’ adını verdiğimiz yeni bir kuyu kazmaya başlıyoruz" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraklar, "Dün akşam itibarıyla ‘Göktepe 1’ adını verdiğimiz yeni bir kuyu kazmaya başlıyoruz. Bu bir keşif kuyusudur, arama kuyusudur. Şu anda Sakarya gaz sahasının daha kuzeybatısında bir sahada bu arama faaliyetimize başladık. Çok yeni başladık" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Alparslan Bayraklar, bir dizi ziyaret ve inceleme için Uşak’a geldi. Sektör Temsilcileri ile İstişare Toplantısı’na katılan Bayraktar, yaptığı konuşmada “2020 yılında Cumhuriyet tarihinin en büyük keşfini çok şükür yaptık. Sakarya gaz sahasında bugün 3,7 milyon metreküp günlük gaz üretiyoruz ama daha yolun başındayız. İnşallah oradaki gaz üretimimizi günlük 40 milyon metreküpe çıkaracağız. Bu sayede bugün 1,4 milyon haneye yeten oradaki doğal gaz üretimimiz 15 milyon haneye kadar çıkacak yani nerdeyse 60 milyonluk nüfusun kullanabileceği doğal gazı kendimiz üreteceğiz” dedi. Bakan Bayraktar, Sakarya gaz sahası yakınlarında yeni keşfedilen gaz kuyusundan bahsederek, "Dün akşam itibarıyla ‘Göktepe 1’ adını verdiğimiz yeni bir kuyu kazmaya başlıyoruz. Ramazan ve Uşak’ın bereketiyle, bu kuyumuzdan önümüzdeki birkaç hafta içerisinde yeni bir keşif ve ilave bir rezerv inşallah buluruz. Bütün çalışmamız, gayretimiz bu yönde olacak. Dolasıyla Göktepe 1 kuyumuz da bu anlamda hayırlı olsun. Bu bir keşif kuyusudur, arama kuyusudur. Şu anda Sakarya gaz sahasının daha kuzeybatısında bir sahada bu arama faaliyetimize başladık. Çok yeni başladık. İlk kez kamuoyunda sizlerle paylaşmış olduk” dedi.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "İstanbul’un ikinci bir 5 yıla daha tahammülü yok” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Eskiden gelen bir sermaye var, o sermayeden yiyerek 5 yıl daha idare edebilirsiniz ama ikinci bir 5 yıla daha İstanbul’un tahammülü yok. İnşallah İstanbul 31 Martta gerçek belediyecilik diyecek" dedi. Ümraniye Belediyesi tarafından Ümraniye Nikah Sarayında Doğu ve Güneydoğu iftar programı düzenlendi. Programa, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ümraniye Kaymakamı Abdulaziz Aydın, Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, İlçe Başkanı Salim Çetinkaya ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda konuşan Yılmaz, Büyükşehirler arasında yatırım oranı en fazla azalan ilin İstanbul olduğunu ifade etti. “Kimlikleri siyasetin malzemesi haline dönüştürmüyoruz” Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Hiçbir zaman kimlik siyaseti yapmıyoruz. Kimlikleri siyasetin malzemesi haline de dönüştürmüyoruz. Kimliklere sonuna kadar saygılıyız ama kimlik siyaseti yapmıyoruz. Kimliklerimizin ve farklılıklarımızın ötesinde geniş bir ortak zeminimiz var. Aynı tarihten gelen, aynı değerleri paylaşan ve aynı gelecek ufkuna sahip, kederde, tasada ve sevinçte bir olan bir milletiz” ifadelerini kullandı. “Sağlam bir temele oturmayan bir masaydı” Cumhurbaşkanlığı seçiminde oluşan muhalefet masasına değinen Cevdet Yılmaz, “Tabiri caizde 7 düvel birleşti, olmadık masalar kuruldu. Ne oldu seçimden sonra? Masa kaldı mı ortada? Dağıldı gitti. Sağlam bir temele oturmayan bir masaydı. Hatta bazı insaflı muhalifler seçimden sonra ‘iyi ki biz kazanmamışız’ dediler” ifadelerini kullandı. “İstanbul’un ikinci bir 5 yıla daha tahammülü yok” 31 Mart seçimlerine değinen Yılmaz, “Büyükşehirler arasından yatırım oranı en fazla azalan il hangisi olmuş biliyor musunuz? İstanbul. Bir önceki dönem AK Parti döneminde yatırımların toplam harcamalar içinde oranı yüzde 55. Bu dönemde ne olmuş diye baktığınızda yüzde 38’e düşmüş. Tam 17 puan yatırımlarda bir düşüş olmuş. Bundan daha güzel bir gösterge olamaz. Laf ile bunu kapatabilir misiniz? Şovlarla, polemiklerle, kutuplaştırıcı bir takım söylemler ile bu gerçeğin üstünü örtebilir misiniz? Örtemezsiniz. İstanbul’un çok ciddi anlamda yatırıma ihtiyacı var. 5 sene yatırım yapmadan idare edebilirsiniz. Eskiden gelen bir sermaye var, o sermayeden yiyerek 5 yıl daha idare edebilirsiniz ama ikinci bir 5 yıla daha İstanbul’un tahammülü yok. İnşallah İstanbul 31 Martta gerçek belediyecilik diyecek” şeklinde konuştu.
Ordu Ordu’da yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi iftar sofrasında buluştu Ordu İl Müftülüğü tarafından üniversite öğrencilerine yönelik iftar programı düzenlendi. Programa, yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi katıldı. Ordu İl Müftülüğü tarafından ildeki üniversite öğrencilerine yönelik iftar programı düzenlendi. Müftülük hizmet binası bahçesinde düzenlenen iftar programında öğrencilere, Osmanlı Devleti dönemi geleneği olan ‘diş kiraları’ verildi. Programda, din görevlileri tarafından ilahiler okunurken, dualar da edildi. İftar programı hakkında açıklamalarda bulunan Odu İl Müftüsü Dr. İsmail Çiçek, “Bugün artık klasik hale gelen 3’üncü yılımızı öğrencilerle birlikte iftar programı ile geçiriyoruz. Binin üzerinde üniversiteli arkadaşımız bizlere eşlik ettiler. Osmanlı Dönemi’nden gelen ‘diş kiraları’ vardı, bir tarafından onları dağıttık, diğer taraftan ikramlarımız oldu. Hocalarımız tarafından ilahiler seslendirildi. İstedik ki üniversite öğrencilerimiz il müftülüklerimizi ziyaret edebilsinler, müftülerimize dokunabilsinler ve müftülüğümüzü tanıyabilsinler. Onlar bizi camilerde ziyaret ediyorlar, bir de müftülükte ziyaret etsinler istedik, onlar bizim genç neslimiz ve geleceğimiz. Biz hep onlar için dua ediyoruz. Bu ikrama katılan ve destek veren tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum” diye konuştu. Programa Ordu Valisi Muammer Erol, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, AK Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat, Milliyetçi Hareket Partisi Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, protokol üyeleri ve yaklaşık bin 500 üniversite öğrencisi ile vatandaşlar katıldı.