SAĞLIK - 19 Eylül 2018 Çarşamba 09:27

Her 10 kişiden birinde Anverizma riski var

A
A
A
Her 10 kişiden birinde Anverizma riski var

Anevrizma, oluşturacağı tehlikeye dikkat çekmek için ‘insan vücudunda patlamaya hazır bir bomba bulunması’ olarak tanımlanıyor.

Anevrizma, oluşturacağı tehlikeye dikkat çekmek için ‘insan vücudunda patlamaya hazır bir bomba bulunması’ olarak tanımlanıyor. Toplumda her 10 kişiden birinde görülen bu tehlikeli durum karşısında risklerin farkında olmak, önlem almak hayati önem taşıyor. Acıbadem Kayseri Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Halil Dönmez, kanama yapmamış anevrizmaların tedavisinin çok daha kolay olduğunu söyledi.


Kesin nedenini belli olmayan anevrizma, atardamar duvarının zayıflayarak balonlaşması sonucu oluşuyor. Damar yapısından dolayı vücudun herhangi bir yerinde meydana gelme ihtimali bulunuyor. Ancak hem sık görülme, hem de ortaya çıkardığı tehlike açısından aort ve beyin anevrizmaları hayatı tehlikeye sokabiliyor. Acıbadem Kayseri Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Halil Dönmez, bu nedenle belirtiler fark edildiğinde özellikle kanamalı hastalarda hızlı müdahale etmek gerektiğine dikkat çekti.


Hayatı tehdit edebiliyor


Anevrizma atardamarın duvarındaki zayıf bir noktanın şişmesi ve balonlaşması anlamına geliyor. Dolayısıyla balonlaşan bir damarında duvarı ileri derecede inceliyor. Öksürme, ıkınma, hapşırma gibi damar içi basıncının arttığı basit bir durumda bile baloncuklar kanadığı için insan hayatını tehdit eden felç gibi sorunlar ya da yaşam kaybıyla sonuçlanabilecek çok ciddi dramatik durumlarla sonuçlanabiliyor.


Kontrolsüz diyabet, hipertansiyon risk yaratıyor


Anevrizmanın kesin nedeni bilinmemekle birlikte genetik etkenler ve sonradan edinilmiş hastalıkların etkili olduğu görülüyor. Yaşlanmayla birlikte damar yapıları da değiştiği için özellikle 60 yaş üzeri kişilerde anevrizma riski artıyor. Kadınlarda erkeklere oranla görülme ihtimali yükseliyor. Prof. Dr. Halil Dönmez, sonradan edinilmiş diyabet, tansiyon, kolesterol yüksekliği gibi sistemik hastalıkların da anevrizma açısından risk oluşturduğuna işaret ederek, “Ailede kalp hastalığı öyküsü, yağdan zengin bir beslenme alışkanlığı, fazla kilo ve sigara kullanımı da riski artıran etkenler arasında sıralanıyor. Bu nedenle anevrizmadan korunmada yaşam tarzı değişikleri ve sistemik hastalıkların kontrolü gerekiyor” dedi.


Bu belirtilere dikkat


Anevrizmanın varlığına işaret eden temel kriter, anevrizmanın boyutu. Örneğin, çok küçük boyutlu anevrizmalar pek semptom vermeyebiliyor. Ancak boyut büyüdüğü anda çevre beyin dokularına, oradan geçen sinirlere bası yaptığında o bölgeyi ilgilendiren alanlarda belirtiler verebiliyor. Dolayısıyla belirtiler de anevrizmanın bulunduğu bölgeye göre baş dönmesi, ağrı, yüz felci, kolda tutulma gibi farklı şekilde görülebiliyor. Kanama yaşanması ise anevrizmada yırtılma olduğunu gösteriyor ve acil müdahale gerekiyor. Kanamamış anevrizmayı tedavi etmenin çok daha kolay olduğunu belirten Prof. Dr. Halil Dönmez, sözlerine şöyle devam etti:


“Ne yazık ki, hastaların çoğu daha önce kendisinde anevrizma olduğunu bilmiyor ve beyin kanaması geliştiğinde acil olarak hastaneye getiriliyor. Anevrizma saptanan hastaların yüzde 20 ile 30’unda beyninde çok sayıda anevrizma bulunabiliyor. Bazen de hastanın anevrizması baş ağrısı veya diğer hastalıklar nedeniyle çekilen tomografi veya MR tetkikleri sonucu tesadüfen fark ediliyor.”


Beyin anjiyosuyla teşhis


Beyin anjiyosu gibi girişimsel nöroradyoloji yöntemleri sayesinde anevrizmaların daha detaylı olarak görüntülenebildiğini belirten Prof. Dr. Halil Dönmez, bu görüntüler kılavuzluğunda katater denilen küçük tüpçükler kullanılarak damar içerisinden gidildiğini ve damarların anevrizma bulunan hastalıklı bölgesine ulaşıldığını belirterek sözlerine şöyle devam etti:


“Sonrasında anevrizma balonculuğunun içi koil denilen ince tel sarmallarla dolduruluyor. Burada amaç baloncuğun içine kan girişini engellemek ve baloncuk içinde pıhtı oluşturmak. Pıhtı oluşunca zamanla damar duvarı kendini onarabiliyor”


Girişimsel nöroradyoloji işlemlerinin kapalı yöntemler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Halil Dönmez, hastalıklı bölgeye tamamen damar içinden ilerleyerek ulaştıklarını, dolayısıyla damarın etrafındaki beyin dokusuna veya diğer komşu yapılara zarar verilmediğini belirtti.


Bu belirtiler varsa dikkat!


İlaç kullanmakla geçmeyen baş ağrısı, gözlerde ağrı, görme bozukluğu, göz kapağında düşüklük, kısa sürekli felç veya kalıcı felç geçirme, ailesinde erken yaşta felç geçiren, beyin kanaması ve anevrizma öyküsü olan herkesin beyin damar hastalıkları yönünden araştırılması gerekiyor. Ancak beyin damarlarının görüntülenmesi gelişen tıp teknolojisi sayesinde Bilgisayarlı Tomografik anjiyo veya MR anjiyo gibi yöntemlerle kısa sürede yapılabiliyor. Risk taşıyan kişilerin anevrizmasının kanamadan yakalanması için bu işlemleri yapması öneriliyor.


Anevrizmaya göre farklı tedavi


Beyin damar hastalıklarının tedavisinin bu konuda yetkin merkezlerde yapılması çok önemli.


Zira anevrizma tedavisi yüksek risk taşıdığından kapalı ve açık cerrahi yapabilecek tıbbi nitelikte olması gerekiyor.


Anevrizmaların tamamının kapalı yöntemle veya açık cerrahi yöntemiyle tedavi edilemediğini vurgulayan Prof. Dr. Halil Dönmez, tedavi seçeneklerinin beyin cerrahisi ve nöroradyoloji kliniklerince ortak bir konseyde değerlendirildiğini belirtiyor. Varılan kararla ilgili olarak hastaların tedavi seçenekleri konusunda ilgili doktoru tarafından aydınlatılmasının ve hastanın kendisinin de ayrıca araştırarak tedavi başlanmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Başkan Büyükkılıç’a ziyaretçi akını Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, 31 Mart Yerel Seçimleri’nde milletin iradesi ile yeniden güven tazelemesinin ardından şehir protokolünün yanı sıra, sivil toplum kuruluşları, odalar, dernekler, teşkilatlar ve vatandaşlar tarafından ‘hayırlı olsun’ ziyaretleri kapsamında adeta ziyaretçi akınına uğruyor. Yerel yönetim hizmetlerini gönül belediyeciliği anlayışıyla yürüten Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, kamu kurum kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları ile istişareler gerçekleştirerek ortak aklı ön planda tutmaya yeni dönemde de devam ediyor. Başkan Büyükkılıç, yerel seçimlerde yeniden seçilerek Kayseri için hizmetlerine aralıksız devam ederken, tebrik ve teşekkür ziyaretleri kapsamında, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Dursun Büyükbaş, Cumhuriyet Başsavcısı Burhan Bölükbaşı, ERÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kamil Cihan ve heyeti, Milli Yol Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ali Saraçoğlu ve heyeti, Servisçiler Odası Başkanı Yavuz Ay ve yönetimi, ASKON Başkanı İlker Barlı ve beraberindekiler ile Sarıoğlan Yıldırım Mahallesi Muhtarı Orhan Koçer, İl Müftüsü Yusuf Akkuş ve kentte görev yapan il müdürleri, KİMDER Başkanı Hacı Ali Çakıcı ve heyeti, Büyükkılıç’a ziyarette bulundular. Başkan Büyükkılıç, misafirlerini başkanlık toplantı salonu ve makamında ayrı ayrı kabul ederek, sohbet etti, istişarelerde bulundu. Ziyaretlerin ardından açıklamalarda bulunan Büyükkılıç, Büyükşehir Belediyesi olarak gönül belediyeciliği ve kucaklayıcı hizmet anlayışı çizgisinde gayret gösterdiklerini vurgulayarak, “Nazik ziyaretleri için ziyaretçilerimizin her birine ayrı ayrı teşekkür ederim. El ele, omuz omuza uyum kültürü ve ortak akıl ile hizmet etmeye devam edeceğiz” dedi. Samimi ve sıcak bir ortamda gerçekleşen ziyaretlerde Başkan Büyükkılıç’a hediye takdimleri olurken, Büyükkılıç misafirleriyle ayrı ayrı fotoğraf çektirdi.
Karabük Karabük’te üreticiler ana arı yetiştirmenin püf noktalarını öğrendi Karabük’te arıcılık yapan 26 üreticiye “Ana Arı Yetiştiriciliği" kursu verildi. Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve Karabük Arı Yetiştiricileri Birliği ortaklığında Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı(BAKKA) Teknik Desteği sağlanan “Ana Arı Yetiştiriciliği" kursu düzenlendi. Bal arısı koloni bireyleri ve önemi, ana arı üretim modelleri, kontrolsüz şartlarda ana arı yetiştirme, kontrollü şartlarda ana arı yetiştirme, yapay tohumlama, ana arının gelişmesine etki eden etmenlerin ele alındığı eğitimde kursiyerlerin ana arı yetiştirmek için gerekli olan malzemeleri bilmeleri, hangi zaman ve şartlarda üretim yapılması gerektiğini bilmeleri, en verimli koloniyi oluşturmanın arıcılık alanındaki önemi ve gerekliliğini kavrayabilmeleri, ana arının ve larvaların takibinin önemini bilmeleri, ana arı ve koloni hastalıklarını bilmek ve hastalıklara karşı çözüm üretebilmek gibi becerilere hakim olmaları amaçlandı. Yüksek Ziraat Mühendisi Alim Tutar, Karabük İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından arıcılık yapan üreticilere verilen “Ana Arı Üretim Eğitimi’nin teorik bilgilerinin daha önce verildiğini ve şuanda da pratik olarak devam ettiğini söyledi. Eğitim ile birlikte üreticilerin ana arı yetiştirmek için pratik bilgilere ulaştığını belirten Tutar "İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından her yıl ilimizde arıcılık yapan ya da arıcılık yapmak isteyen çiftçilerimize arıcılık kursu açılmaktadır. Ancak “Ana Arı Yetiştirme Kursu” İl Müdürlüğünün başvurusu, Bakanlık onayı ile ilk defa açılmaktadır. Kursa Alanında uzman Bakanlığında onay verdiği hocalar tarafından verilmektedir. Her arıcımız kendi arılığında bulunan ana arıyı üretmesi ve özellikle kendisine bunu iş kolu olarak görmek isteyen arkadaşlarımız olursa bunlar da ileride ana arı işletmesi oluşturabilmesi için bu eğitim verildi. Çünkü ana arı üretimini ticari maksatla yapabilmesi için bu sertifikaya arkadaşların ihtiyacı var. Bu sertifika olmadan kesinlikle ticari boyutta ana arı üretimi yapan işletme olmaları mümkün değil" dedi. Karabük Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Fuat Alpay, "İlimizde arıcılarımızın en büyük sorunlarından bir tanesi ana arı teminin de sıkıntı yaşamamız. Ana arı üretiminde görülen bazı sıkıntıları aşmak adına İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüzle birlikte ana arı yetiştiriciliği kursu düzenledik. Kursun pratik eğitimini Karabük’te Safranbolu, Yenice ve Karabük Merkez olmak üzere üç bölgeye ayırdık" diye konuştu. Alpay, kursa 26 üreticinin katıldığını söyledi.
Bilecik Kadınların çamurdan temizlediği yeşil soğan sofraları süslüyor Türkiye’de yeşil soğanın en çok üretildiği illerin başında gelen Bilecik’te son hasadına başlanan ürün, Türkiye’nin birçok iline gönderiliyor. Marmara Bölgesi’nin sebze üretim merkezlerinden Bilecik’in Söğüt ve İnhisar ilçesine bağlı köylerdeki seralarda yeşil soğanın son hasadı yapılırken temizlenip satış noktalarına gönderiliyor. İklim dolayısıyla mikro klima özelliği taşıyan bölgede ’Marmara’nın Küçük Antalya’sı diye de adlandırılırken, örtü altı tarımın yapıldığı köylerde Aralık ayı gibi başlayan yeşil soğan hasadının sonuna gelindi. Yeşil soğanın hasadında ve temizliğinde çalışanların çoğunluğunu oluşturan kadınlar, sabah ev işlerini tamamladıktan sonra tarlada toplanan ürünleri çamurundan temizleyerek deste haline getiriyor. Hasatta işin yükünü, zahmetini çeken kadınlar, taze soğanın dikim, söküm, toplama, temizleme, yıkama ve paketleme gibi aşamalarının her bölümünde çalışıyor. Temizlenen yeşil soğanlar Marmara Bölgesi olmak üzere Türkiye’nin birçok iline gönderiliyor. "İstanbul, Ankara, Bursa bu şekilde büyükşehirlere göndeririz" Bu yıl hasadı tamamlanan taze soğan hakkında bilgi veren Yakacık Köyü Muhtarı Hüseyin Yıldırım, "Marmara’nın küçük Antalya’sı olarak adlandırılan ovadayız. Marulla beraber taze soğan hasadımız da başladı. Belirli miktarda taze soğan yapıyoruz büyük şehirlere gönderiyoruz. Taze soğan bizim köyde 50 dönüm, 60 dönüm vardır. Biz bunun kurusunu alırız dikeriz onu taze yaparız. 50 dönüm aşağı yukarı 500 ton 600 ton kuru soğan alır ekeriz biz kendi köyümüz olarak. Tabi dışarılarda var daha fazla da üretim oluyor. Biz taze soğanı işleriz, işçiliğini yaparız İstanbul, Ankara, Bursa bu şekilde büyükşehirlere göndeririz" dedi. "Söküyoruz, ondan sonra içeride temizlik yapıyoruz, temizliyoruz güzelce paketleyip gönderiyoruz" Yıldırım açıklamanın devamında, "Söküyoruz, ondan sonra içeride temizlik yapıyoruz, temizliyoruz güzelce paketleyip gönderiyoruz. Geçen sene bu kadar değildi bu sene rekolte fazla. Mesela geçen seneden en az 100-150 ton fazla ekim var. Fiyat şu anda tam şey değil bizim burada 30-40 lira arası yeşili. Tabi halde değişiyor" diye konuştu. "Taze soğan işçiliği zor biraz" Taze soğan üreticisi Kamile Aktaş ise "Burada 8 dönüm oluyor. Taze soğanı yapıyoruz, dikiyoruz bu zamanda işte. Bu ayın sonunda da yapıyoruz yani. Soğan bittikten sonra domatese başlıyoruz, dikiyoruz. Şimdi fiyatlar düşük. Bir iniyor, bir çıkıyor. Yani soğan işçilik olunca biraz zor" dedi. Öte yandan İl genelinde bin 877 dekar alanda yılda 7 bin 600 tonu aşkın yeşil soğan üretiliyor.
Siirt Siirt battaniyesi Avrupa’ya açılıyor Tiftik üretilen ve geçmişi eski dönemlere dayanan Siirt battaniyesi, usta eller tarafından dokunarak yurt dışına ihraç ediliyor. Gelişen teknolojiye rağmen orijinalliği bozulmadan ustaların eliyle dokunan tiftik battaniyesi Avrupa ülkelerinden rağbet görüyor. Yaklaşık 45 yıldır battaniye dokumacılığı yapan 54 yaşındaki Faraç İtil, çeşitli fuarlara katılarak kurduğu tezgahta dokumacılık yaparak mesleğini tanıtmaya çalışıyor ve el emeği göz nuru dokuma ürünlerini beğeniye sunuyor. Fuarlara katılarak Siirt battaniyesini tanıtan ve yoğun ilgi gördüğünü belirten battaniye ustası İtil, "45 yıldır Siirt battaniyesi dokumacılığı yapıyorum. Siirt battaniyesi çok özellikli bir battaniyedir. Keçi yününden yapılıyor. Özelliği ise romatizma, eklem ağrılarına iyi gelen ve sıcak tutmasıyla da ünlü bir battaniyedir. El dokuması olması hasebiyle çok rağbet görüyor. Yani bu kışın bayağı satış yaptık. Şimdi de İspanya ve İtalya’ya da ihracat ediyoruz. Yaklaşık 7-8 yıldır fuarlara katılıyoruz. Fuarlarda da tanıtıyoruz ve bayağı ilgi görüyor. Siirt battaniyesi gittiğimiz illerde çok beğeniliyor. Şimdi de İspanya’ya, İtalya’ya da gönderiyoruz. Şu aralar hem yastık olarak hem kırlent olarak da dokuyup gönderiyoruz. Yaz ayında ise Allah’ın izniyle kilime döneceğiz. Yazında kilim isteniyor bizden. Kilim olarak da bayağı sipariş verilmiş şu an İtalya’ndan da İspanya’dan siparişlerimiz var’’ dedi.
Hatay Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, İskenderun’da sahaya indi Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ekipleri, Hatay’ın İskenderun ilçesinde sahaya inerek çalışmalara başlamıştı. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de İskenderun’a ge gelerek İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez’e destek mesajı verdi. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, İskenderun ziyaretleri çerçevesinde belediye başkanı Mehmet Dönmez’i makamında ziyaret etti. Şahin, Dönmez’e hayırlı olsun dileklerinde bulunarak görevinde başarılar diledi. Şahin, Başkan Dönmez’le birlikte İskenderun’da incelemelerde bulundu. Depremin yaralarının sarıldığı bölgeye destek amaçlı Gaziantep Büyükşehir Belediye ekipleri de geçtiğimiz günlerde İskenderun’da çalışmalara başlamıştı. “Eğer alt yapıya müdahale etmeseydik lağım ve pis koku nedeni ile salgın hastalıklar görülebilirdi” İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez kentte yaşanan kanalizasyon sorunlarının çözülmesi için Gaziantep, GASKİ’nin öncülüğünde Konya ve Kayseri Büyükşehir belediye ekiplerinin desteğiyle çalışma yürütüldüğünü söyledi. Başkan Dönmez, "Ekiplerin fedakarca çalışmaları sayesinde İskenderun alt yapısının kısa sürede belirli noktalarda rahatlama kaydedildi. Çalışmalar sonucunda ortaya konacak tespitle alt yapıda hangi bölgelerde yatırım gerekeceği veya gerekmeyeceği belli olacak. Geçmiş dönem Hatay Büyükşehir ekiplerinin kanalizasyon sisteminde periyodik bakım yapmadıkları üç büyükşehir uzmanlarınca tespit edildi. Fotoğraf ve videolarla kayıt altına alındı. Eğer alt yapıya müdahale etmeseydik lağım ve pis koku nedeni ile salgın hastalıklar görülebilirdi “ dedi. “Başkan Dönmez’in İskenderun için yeni bir başlangıç yeni bir umut olduğunu gösteriyor” Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, GASKİ ekiplerinin 10 günlük süreçte ortaya güzel çalışmalar çıkardıklarını belirterek “Komşumuz İskenderun ve Başkan Mehmet Dönmez’in yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz. Komşuluk kültürümüz ve inancımız bunu gerektiriyor. Ekiplerimizi gönderdik ve on günde güzel ilerleme oldu bu çalışmalar çok önemli ve bize şunu gösterdi. Doğru başkan belediye başkanımızın ne kadar doğru olduğunu bize gösteriyor ve doğru ekip ve birlikten kuvvet doğar anlayışının İskenderun için yeni bir başlangıç yeni bir umut olduğunu gösteriyor. Biz ekip olarak başkanımızın yanındayız yakınındayız. Bizden ne talep ediyor ise Gaziantep büyükşehrinin tüm imkan ve fırsatları yanındadır. Yeni dönem hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.