YEREL HABERLER - 03 Şubat 2016 Çarşamba 11:43

Kanser Teşhisinden Değil Geç Kalmaktan Korkun

A
A
A
Kanser Teşhisinden Değil Geç Kalmaktan Korkun

Acıbadem Kayseri Hastanesi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Çelik, hastaların kanser teşhisi konmaktan değil, teşhisin geç konulmasından korkmaları gerektiğini söyleyerek, "Kanserde tarama ve erken teşhis ile başarılı sonuçlara ulaşılıyor" dedi.
Acıbadem Kayseri Hastanesi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Çelik, "Hastalar öncelikle kanser teşhisinden korkuyorlar ama biz kanser teşhisini ne kadar erken koyarsak, tedavi başarımızda o kadar yüksek olur. O nedenle kanser teşhisi konmaktan değil de, geç kalmaktan korkmak lazımdır. Bunun için hastaların mutlaka düzenli olarak sağlık kontrolüne gitmeler gerekir. Bu sadece hastalar için değil sağlıklı bireylerinde düzenli olarak sağlık kontrolüne gelmeleri gerekmektedir. Nasıl ki arabalarını düzenli olarak bakıma götürüyorlarsa, kendilerini de belirli periyotlar ile kontrole getirmeleri gerekmektedir. Bu hastalık ne kadar erken tespit edilirse, ne kadar erken tedaviye başlanırsa başarı şansımız o kadar yüksektir. O nedenle kanserde tarama ve erken teşhis konulması ile son derece başarılı sonuçlar elde ediliyor. Bu yüzden dolayı korkmamak ve tedaviye gitmek lazımdır. Kanser teşhisi koyduktan sonra hastaların korktuğu başka bir konu ise, ameliyattır. ’Eğer bunu ameliyat ettirirsek, hastalık azar ve daha çabuk yayılır’ diye bir inanış var ama bu yanlış bir inanıştır. Bu yüzden erken dönemde yakalanan hastaların mutlaka pürgatif cerrahi seçenekleri ile tedavi olunması gerekiyor. Bunun akabinde ise kemoterapi gibi tamamlayıcı tedavileri dikkate almak lazımdır" ifadelerini kullandı.
Kanser hücreleri yayılmış hastalarda, agresif cerrahi seçenekleri dediğimiz yöntemleri uygulamalarının gerektiğinin altını çizen Çelik, "Bunlarda bir şekilde tümör kanamaya veya bir organın tıkanmasına sebep olduysa bu durumlarda cerrahi yapılabilir. Bazı tümörlerde de tümör dokusunu hafifletmek için cerrahi yöntem yapılabilir. İyi bir tümör yükünü azaltıcı cerrahilerde hastaların sağ kalımına olumlu katkısı vardır. Kanser hastalarında cerrahi yapmak hastalığı kötü yönde etkilemez. Erken dönem hastalarında pozitif katkı sağlar. Geç dönem hastaların da ise bu tıkanıkların olduğu durumlarda da uygulamak ise hem hastanın yaşam kalitesini hem de yaşam süresini uzatacaktır" şeklinde konuştu.
"KANSER HASTALARININ BESLENMESI KISITLANMAMALIDIR"
Kanser teşhisi konulduktan sonra hastaların beslenmesi ciddi bir şekilde hasta yakınları tarafından kısıtlandığını belirten Çelik, "Vücudumuzu yapı taşları olarak değerlendirdiğimiz zaman çeşitli vitaminlere ihtiyacımız var. O nedenle kemoterapinin oluşturduğu yıkım, bir taraftan da hastalığın oluşturduğu yıkımın yanı sıra bu hastaların beslenmelerini ciddi olarak kısıtlarsak karşımıza ileri derece zayıflamış bir hasta grubu ile karşılaşacağız. O nedenle abartmadan yeri geldiği kadar karbonhidrat, yağ ve protein ile beslenmeyi sağlamak lazımdır" dedi.
"TEDAVİ SEÇENEKLERİ İLE HAYATLARINI DEVAM ETTİREN BİR SÜRÜ HASTA VAR"
Hastalıkta bilinen yanlışlardan biride, kanser teşhisinin ölüm olarak algılandığını kaydeden Prof. Dr. Abdullah Çelik, şunları söyledi:
"Bugün etkili tedavi seçeneklerimiz sayesinde kanser teşhisi konulan ve hayatlarını devam ettiren bir sürü hastamız var. Bunlar bizim takip randevularımızın önemli kısmını oluşturuyor. Bugün meme kanseri teşhisi alıp da tedavisini tamamlayan ve takip de olan yılları geçmiş hastalarımız var. Aynı hasta grubu olan kalın bağırsak kanserleri içinde geçerlidir. Burada tedaviye ne kadar erken başlarsak, ne kadar erken tanı koyarsak tedavi başarımız o kadar artıyor. Yayılmış bir kanser de benzeri sonuçları elde edebiliyoruz. Tedavi seçenekleri her geçen gün gelişiyor. Bu yeni tedavi seçenekleri de hastaların yaşam süresini uzatıyor."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Polisin alkollü sürücü ile imtihanı: Üfleme eğitimi verilen kadın 44. seferde başardı Aksaray-Konya Karayolunda jandarmanın "dur" ihtarına uymayarak kaçan kadın sürücü, jandarma ve emniyeti alarma geçirdi. 53 kilometre kaçan kadın sürücü E-90 Karayolunda kovalamaca sonucu yakalandı. Alkolmetreye üflermiş gibi yapıp üflemeyen ve 3 alkolmetre değiştirerek kadına üfleme eğitimi veren polis, üfletme imtihanına girdiği kadın sürücünün 44. üflemesinde promilini alabildi. 0.97 promil alkollü çıkan kadın sürücüye ceza kesilerek ehliyetine el konuldu. Olay Aksaray - Konya Karayolu Eşmekaya Kavşağı’nda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray Konya Karayolunda yol kontrolü yapan İl Jandarma Komutanlığı ekipleri durumundan şüphelendikleri kadın sürücünün kullandığı 68 AAN 849 plakalı otomobile ‘dur’ ihtarında bulundu. İhtara uymayan kadın sürücü hızla denetim noktasından kaçtı. Aksaray istikametine kaçan kadın sürücünün plakası jandarma ekipleri tarafından hem jandarma hem de emniyet haber merkezine bildirildi. Bunun üzerine jandarma ve polis ekipleri karayolu ve aracın geldiği istikamete yönelik adeta bölgeyi abluka altına aldı. Jandarma ekipleriyle kısa süre kovalamacaya giren kadın sürücü 53 kilometre kaçtıktan sonra şehir merkezi girişinde polis ekiplerinin de "dur" ihtarına uymadı. Ekiplerin kaza riskine karşı kontrollü bir şekilde takip ettiği kadın sürücü çok gidemeden Tacin Mahallesi E-90 Karayolu üzerinde yakalandı. 44. üflemesinde pes eden kadın sürücü 0.97 promil alkollü çıktı Durdurulduktan sonra araçtan indirilen ve isminin Gülten Nas Y. (49) olduğu belirlenen kadın sürücü rahat tavır ve hareketleriyle dikkat çekti. Ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirilen kadın sürücüye alkol kontrolü yapmak isteyen polis memurlarının üfleme eğitimi ile imtihanı burada başladı. Alkol kontrolünden geçirilmek istenen kadına polis memurlarınca alkolmetre üfletilmek istendi. Alkolmetreyi üflemeye çalışan kadın üflermiş gibi yapıp üflemekten çekinirken, polis memurları kadına adeta üfleme eğitimi verdi. Bir polis memuru ağzıyla kadına üflemeyi gösterirken, bir değir polis memuru da elindeki üfleme çubuğunun poşetiyle üflemeyi anlattı. Eğitimin ardından polis memurlarının üfletme imtihanı başladı. Kadına defalarca alkolmetreyi üfletmeye çalışan polis memurları kadının üflemeyip üflüyormuş gibi göstermesiyle büyük bir sınav verdi. Alkolmetreye de güvenmeyen kadın sürücüye 3 farklı alkolmetre üfletildi. Zaman zaman su içen ve dinlenmeye geçen kadın sürücü 1 saat boyunca polis memurlarına ecel teri döktürdü. 43 kez alkolmetreyi üflemeyerek kandırmaya çalışan kadın sürücü 44. üflemesinde pes ederek normal bir şekilde üfledi. Üflemenin ardından kadının 0.97 promil alkollü olduğu belirlendi. Polis ve kadın arasındaki yaşanan ilginç diyaloglar ise anbean kameralara yansıdı. Alkollü araç kullanmaktan 6 bin 439 TL para cezası kesilen kadın sürücünün ehliyetine de 6 ay süreyle el konuldu. Araç ise olay yerine çağırılan bir yakınına teslim edildi.