YEREL HABERLER - 26 Mayıs 2017 Cuma 12:32

Kayseri Şeker Çiftçileri şeker pancarı tarımına, fabrikasına ve başkanına sahip çıktı

A
A
A
Kayseri Şeker Çiftçileri şeker pancarı tarımına, fabrikasına ve başkanına sahip çıktı

Kayseri Pancar Kooperatifinin 64.

Kayseri Pancar Kooperatifinin 64. Olağan Genel Kurulu Kadir Has Kongre Merkezinde yapıldı.


Kayseri Pancar Kooperatifi Genel Kuruluna; AK Parti MKYK Üyesi İsmail Emrah Karayel, Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Taner Yıldız, AK Parti Kayseri Milletvekillerinden İsmail Tamer, Sami Dedeoğlu, AK Parti Kayseri il Başkanı Hüseyin Cahit Özden, MHP Boğazlıyan İlçe Başkanı İbrahim Tamer, Gıda Tarım Bakanlığı Temsilcileri, Pankobirlik temsilciler, Kayseri,Yozgat,Sivas ve Nevşehir bölgelerinden çiftçiler katıldı.


Genel Kurulda çiftçiler hitaben bir konuşma yapan AK Parti Kayseri Milletvekili Taner Yıldız, “Biz; çiftçinin hakkını koruyan, ne yaptığını bilen, ne yapacağını bilen yöneticilerimizin çiftçilere fayda getireceğine inanıyoruz. Takip ediyorum bütün arkadaşlarımla beraber Hüseyin Akay Bey ve bütün yönetici arkadaşlarımızla konuşuyoruz. Türkiye’nin örnek bir kurumu haline getirilen ve birçok yerde bize parmakla gösterilen kurum haline geldi.


Kayseri şeker, doğruyu yaptıkça güçlenen, güçlendikçe daha çok doğru yapma kabiliyetine ulaşan bir yapıyla mümkün oldu. Kayseri’nin Vergi rekortmeni olan bir kurum çıktı. Bu öncelikle çiftçilerimizin hakkının eller üzerinde tutulduğunu gösteren önemli bir göstergedir. Ne yazık ki bize zamanında eğlence fotoğrafları gösterildiğinde biz onun mahcubiyetini yaşıyorduk. Bizim çiftçimizin temsil edildiği ortam bu değildi” dedi.


Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay ise, “Oy verme işlemi öncesinde yaptığı konuşmasında, Bildiğiniz gibi bu genel kurulda, diğer genel kurullardaki formalitelerin yanında seçim de yapılacaktır. Biz 25 Haziran 2013 tarihinde yapılan seçimle genel kurulda vermiş olduğunuz emaneti yaklaşık 4 yıldır yürüttüğümüz görevden sonra bugün emanetin gerçek sahibi olan sizlere emanet ediyoruz. Sizler; bugün yeniden bir karar vereceksiniz, vereceğiniz kararla emanetinizi kimlerin yöneteceğine belirleyeceksiniz. Bu kararla işlerinizin hangi usulle, hangi anlayışla yönetileceğini ortaya koyacak, sizin, ailenizin ve çocuklarınızın geleceğini belirleyeceksiniz. Bizler, siz değerli çiftçilerimizin arifliğine, ferasetine yürekten inanıyoruz. Size güveniyoruz. Vereceğiniz karar ne olursa olsun, bizim kabulümüzdür. Saygı ile karşılarız.


Hep birlikte gönül bağı kurduk, bu sayede büyük bir aile olduk. Hep birlikte büyük bir başarı elde ettik. Gelinen bu durumdan özellikle pancar eken çiftçilerimizin oldukça memnuniyet içerisinde olduğunu görüyorum. Sizler, emanetinizi tekrar verecek L-liyakatta görürseniz buna sahip çıkmak için arkadaşlarımızla birlikte elimizden gelen, gücümüzün yettiği bütün gayreti samimiyetle göstereceğimizi bilgilerinize sunuyorum. Bizim gayretlerimizden hoşnut olmayan bir kesim olabilir. Ne yapsak da memnun edemeyeceğimiz kişiler oluyor. Memnun olmasalar da dürüst, ahlaki davrananlara bir diyeceğimiz yok, meşru beklentilerine de çözüm bulmaya çalışırız. Ama bunlar dışında gerçekte çiftçi olmayan bir takım rahatsız kişiler var. Sürekli çiftçinin malına göz diken, haksız kazanca alışmış, kargaşa ve kaostan medet uman kişiler var. Düşünüyorum neden rahatsızlar diye. Bu kişiler batmış bin fabrikanın yeniden dirilişinden rahatsızlar, geçmiş borçların bitmesinden rahatsızlar. Fabrikanın mal varlıklarının üzerindeki ipoteklerin, rehinlerin kalkmasından rahatsızlar. Biz de bizi anlama niyeti olan diliyle konuşuyoruz. Türküz, Türkçe konuşuyoruz. Bizi Türk çiftçisi iyi anlıyor, elbette ki biz de onları anlıyoruz. Bizim davamız şan, şöhret kazanmak, mal mülk edinmek, saltanat sürmek değil bu çiftçinin hizmetkarı olmak ve onu yüceltmektir” ifadelerini kullandı.


Başkan Akay Genel Kurul sonrası teşekkür konuşmasında ise; “Yapılan genel kurulun hepimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. 4 yıldır gece gündüz demeden aziz çiftçimize hizmet etme gayreti içerisinde olduk. Elimizden geldiği kadar ekmeklerine katık olduk ve onların derdini dert edindik. Büyük Kayseri Şeker ailesi olarak hep birlikte ortaya koymuş olduğumuz mücadele başarılı bir sonuç ortaya çıkardı. Kayseri Şeker gerek sektöründe gerek Kayseri’mizde gerekse Türkiye’de bir yıldız oldu. Kayseri Şeker, her noktada rekorlara imza atar ve her noktada birinciliği hedefler oldu. Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi çiftçisi gibi diğer Kayseri Şeker hissedarlarının da bu işte rolü var. Kayseri Şeker yapmış olduğu bu çalışmalar sonucunda hissedarlarının da hakkını gözetmeye başladı. Almış olduğumuz kötü mirası iyiye çevirmeye çalıştık ve bunun sonucunda başarılı bir durum ortaya çıktı. Bundan sonra yolumuz dikensiz ve rahat edeceğiz sanmayalım. Bundan sonra özellikle pancar çiftçisini ve şeker sektörünü bekleyen ağır sorunlar var ve bu sorunlarla baş etmemiz gerekiyor. Bunlarla hep birlikte mücadele edeceğiz. Bunun için yapılan bu kurulu anlamlı ve değerli görmüştük. Bu genel kurulda çiftçimizin güçlü desteğine ihtiyaç olduğunu söylemiştik. Genel kurulu bir rakiple yarış olarak değil, bu çiftçinin birlik ve bütünlüğünün göstergesi olarak görülmesini istemiştik. Uzaktan gelen bütün çiftçilerimiz bir coşku içerisinde geldiler ve bu kurulu bize yaşattılar. Kayseri Şeker çiftçisinin gücünü bütün Türkiye görmüş oldu. Türkiye’nin işi zor. Türkiye çeşitli belalara bulaştırılmak isteniyor. Türkiye parçalanmak ve yok edilmek isteniyor. Bunun için alçakça darbe girişimleri yapılıyor. Türk milletinin, Türkiye’yi yöneten devlet büyüklerimizin arkasında durması gerekiyor. Bizde aynı şekilde zorluklarla baş edebilmemiz için, bu kurumları başarıyla yönetebilmemiz için değerli çiftçilerimizin her zaman desteğine ihtiyacımız var. Allah yar ve yardımcımız olsun. Allah ömür verirse 4 sene daha beraber olacağız ve beraber mücadele edeceğiz. 4 sene sonra geldiğimi nokta gerçekten başarılı bir noktadır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari Hakkari’de vatandaşlar çinko ve kurşun madenine karşı eylem başlattı Hakkari’nin Kavaklı köyünde 2007’den beri devam eden maden çalışma faaliyetlerine karşı köy sakinleri eylem başlattı.Hakkari il merkezine 50 kilometre mesafede bulunan ve bölgedeki çatışmalı süreçten kaynaklı 1995 yılında boşaltılan Kavaklı köyü halkı, 2007 yılında Karakaya Maden ile Sedex Resources Maden şirketlerinin başlattığı çinko ve kurşun madeni çalışmalarını durdurmak amacıyla Hakkari, Van ve Yüksekova’da yaşayan yüz kişilik bir grupla maden sahasına giderek eylem başlattı.Şine Köprüsü’nde nöbet tutan askerlerden izin alarak maden sahasının olduğu vadiye yürüyen grup, maden galerilerinin olduğu bölgede basın açıklaması yaptı. Maden şirketi sahipleriyle görüşmek isteyen köylüler, jandarmanın kontrolünde firma yetkililerinden iki kişi ile görüşme yaptı. Köylüler, taleplerinin kabul edilmemesi üzerine nöbet eylemi başlattı. İlk nöbeti köy sakinlerinden oluşan 40 kişilik grup tuttu.“Maden çalışmaları derhal durdurulmalı”Kavaklı köyü halk adına açıklamayı okuyan Salih Kurt, yapılan maden çalışmalarından dolayı mağdur olduklarını söyledi. Kurt, “Köyümüzün mera alanlarında bulunan maden ocağı 18 yıldır çevreye ve köylülerin yaşam alanlarına ciddi zararlar vermektedir. Maden çalışmaları nedeniyle topraklarımız kirlendi ve verimliliğini kaybetti. Su kaynaklarımız zehirlendi ve içilmez hale geldi. Hava kirliliği arttı ve solunum problemlerine yol açtı. Hayvanlarımızın otlanma alanları tahrip edildi. Köyümüzün doğal güzelliği bozuldu. Bu sorunlara rağmen maden çalışmaları durdurulmak yerine aralıksız devam etmektedir. Köylüler olarak defalarca yetkilere başvurmamıza rağmen sorunumuza çözüm bulunamadı. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Köyümüzün ve gelecek nesillerin haklarını korumak için maden çalışmalarının derhal durdurulmasını talep ediyoruz. Köy halkı olarak Kavaklı köyü mera alanlarında bulunan maden ocağının faaliyeti derhal durdurulsun. Maden ocağının çevreye verdiği zararlar tazmin edilsin. Köylülerin yaşam alanları eski hale getirilerek maden faaliyetinin bıraktığı tahribat ortadan kaldırsın. Bölgede yeniden ağaçlandırma yapılsın” ifadelerini kullandı.Köylüler, maden ocağı önünde dönüşümlü nöbet eylemi başlatırken, jandarma da bölgede önlemlerini arttırdı.
Bitlis Ahlat’ta Filistin için yürüyüş düzenlendi Bitlis’in Ahlat ilçesinde sivil toplum kuruluşları öncülüğünde Gazze’deki saldırı ve ablukanın sonlanması, Filistin’in özgürlüğü için yürüyüş ve basın açıklaması düzenlendi. Bitlis Filistin Dayanışma Platformu öncülüğünde düzenlenen yürüyüşe yüzlerce kişi Filistin bayrakları ve çeşitli dövizlerle katıldı. İlçenin Akkoyunlu Camii önünde başlayan yürüyüşte sloganlar atılarak 15 Temmuz Çeşmesine geçildi. Burada ortak basın açıklamasını okuyan Bitlis Filistin Dayanışma Platformu Sözcüsü Emrullah Erkan, Gazze’yi unutmadıklarını ve hiçbir zaman unutmayacaklarını söyledi. Siyonist İsrail’in yaptığı soykırımı lanetlemek, Filistinlilerin yanlarında olduklarını göstermek için alanlarda olduklarını söyleyen Erkan, “Kendi yolunda cihat edenlere izzet, yolundan yüz çevirenlere zillet elbisesi giydiren Allah’a hamdolsun. Tarih boyunca haddini aşmış nice tağutları helak eden, yeryüzünün mustazaflarına özgürlük ve salih kullarına yeryüzünün verasetini vaat eden Eabbimize hamdolsun. Gazze’deki soykırım ve bütün yoksunluklara rağmen şanlı direniş 6. ayını da geride bıraktı. Altı Gün Savaşlarında bölgenin en güçlü ülkelerini dize getiren İsrail, neredeyse yirmi yıldır abluka altında tuttuğu Gazze direnişine karşı hiçbir askeri başarı elde edemedi. İnsanlık, tarih boyunca gördüğü en büyük zulümlerden birine şahitlik ediyor. Apartheid rejimi işgalci İsrail; kadın, çocuk, yaşlı ve sivil ayırt etmeksizin Gazze’de soykırım suçu işliyor. Yaşanan bu işgal ve soykırım, vicdan sahibi yürekleri kanatıyor, başta bölgemiz ve Ortadoğu olmak üzere tüm dünyanın huzuruna kast ediyor. Gazze’de şu anda on binlerce insan, yeterli gıdaya ve suya ulaşamıyor. Evet, ne yazık ki on binlerce insan 2024 yılında dünyanın gözleri önünde açlık ve susuzluk sebebiyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmış durumda. Gazze; direnişiyle, şehadetleriyle ders vermeye, uyandırmaya, diriltmeye devam ediyor. İslam dünyası ise anlamıyor. Nitekim, Filistinli imam Mahmut Hasanat, hutbeye çıkarak; ’30 bin şehidin, 70 bin yaralının, 100 bin sakatın, 2 milyon evsiz ve aç susuzun uyandırmadığı, bir şey anlatmadığı bir ümmete ben buradan konuşsam ne olur konuşmasam ne olur, kamet getirin de namazımızı kılalım’ dedi ve hutbeden indi. İnsanlık için feveran, ümmet için sitem olan bu haykırışı çok iyi anlıyoruz” dedi.
Gümüşhane Gümüşhane’de son 10 günde kene vakalarında artış yaşanıyor Gümüşhane’de ilkbaharın gelmesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı vakalarında artış başladı. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Furkan Kurt, Gümüşhane’nin de içinde bulunduğu Kelkit Vadisinin en riskli bölge olduğunu belirterek son 10 günde vaka artışları yaşandığını söyledi. Türkiye’de ilkbahar mevsiminin etkisini göstermesiyle birlikte Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığı vakaları görülmeye başladı. Yılın ilk vakasının görüldüğü Gümüşhane’de ise vakalar artmaya devam ediyor. Son olarak kentte A.S. ve H.S. isimli karı koca da KKKA hastalığı teşhisiyle tedavi altına alındı. Son günlerdeki vaka artışları ile ilgili açıklamalarda bulunan Gümüşhane Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Furkan Kurt, Gümüşhane’nin de içinde yer aldığı Kelkit Vadisinin en riskli bölge olduğunu belirterek bu bölgede yaşayan insanların daha dikkatli olmaları gerektiği uyarısında bulundu. “Şu anda 3 hastaya kesin tanı koyduk” İlkbaharın gelmesiyle birlikte son 10 günde vakalarda büyük artış olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Kurt, “Hastanemize çok fazla kene sonrası başvuru olmakta ama şu ana kadar tanısını koyduğumuz 3 tane vakamız oldu. 1 tane hastamız tedavisini olup taburcu edildi, 1 hastamız hala yatıyor, 1 hastamızı da Trabzon’a sevk ettik ve durumunun iyi olduğunu öğrendik. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı keneler yoluyla bulaşmakta ve bu keneler daha çok Kelkit vadisi yani Kelkit Çayı’nın aktığı 256 kilometrelik bir hat üzerinde yoğun. Bu hat üzerinde Tokat, Sivas, Erzincan, Giresun ve Gümüşhane bulunuyor. Kenelerin aktifleştiği dönemler ilkbahar ve yaz ayları olduğu için son 10 gündür vakalarda resmen patlama var. Çok fazla başvuru oluyor hastanemize ama şu an 3 tane hastaya kesin tanı koyduk. Hastalar genellikle ateş, baş, kas ve eklem ağrısı şikâyetleri yani sanki bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi bulantı, kusma ve ishal şikâyetleriyle başvuruyorlar. Hastalar daha geç başvurursa bu şikâyetler kanamalarla seyredip, hastalar kaybedilebiliyor” dedi. “Gümüşhane en riskli noktalardan birisi, vatandaşlar daha çok dikkat etmeli” KKKA hastalığının kanıtlanmış bir tedavisi olmadığının altını çizen Dr. Kurt, “Bu hastalığın kanıtlanmış bir tedavisi yok. Biz destek tedavileri yapıyoruz. En önemli yol ise korunma yöntemleri. Bölgemiz de bu noktada yoğun olduğu için vatandaşların bilinçli olması gerekiyor. Riskli bölgelerde vatandaşlarımızın pantolon paçalarını çoraplarının içine koymalılar, açık renkli giyişiler giymeleri gerekiyor keneyi fark edebilmek için. Bu riskli yerlerden ayrılma durumunda hem kendilerini hem de çocuklarını kene var mı diye kontrol etmeleri gerekiyor. Kene ile karşılaşma durumunda ise eğer sağlık kuruluşuna başvurma zaman alacaksa bunun çıkarılması lazım. Çıplak elle dokunmamak kaydıyla, bir bez, bir eldiven, naylon bir poşetle kenenin vücuda tutunduğu en yakın yerden tutulup çıkarılması lazım. Kene çıkarıldıktan sonra da 10 gün boyunca hastalık belirtilerini takip ederek bunun gerçekleşmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekiyor. Kenenin üzerinde sigara söndürmek, kolonya dökmek, deterjan dökmek, yakmak kenenin kusup taşıdığı mikrobu daha fazla boşaltmasını sağlayacağından yapılmaması gereken şeyler. Keneyi hafife almadan tedbirli olmamız gerekiyor. Gümüşhane bu hastalık için en riskli bölgelerden birisi olduğu için burada yaşayan vatandaşların ilkbahar ve yaz mevsimlerinde çok dikkatli olması gerekiyor” diye konuştu.