ASAYİŞ - 26 Temmuz 2022 Salı 11:39

Polisten kaçarken 10 metreden evin bahçesine düştüler

A
A
A
Polisten kaçarken 10 metreden evin bahçesine düştüler

İstanbul Sultangazi'de kimlik denetimi yapan polis ekibinden kaçan yabancı uyruklu 5 şahıs, 10 metre yükseklikten atladıkları evin bahçesine düştü. İçeri giren yabancı uyruklu şahıslarla ev sahibi çift arasında darbede yaşandı. Arbedede 4 şüpheli kaçarken, ev sahiplerinin yakaladığı 1 kişi ise polise teslim edildi.

Olay önceki gün Cebeci Mahallesi 2572 Sokak’ta 6 katlı binanın bodrum katında yaşandı. İddiaya göre, binanın yan tarafında bulunan geri dönüşüm malzemelerinin depolandığı alana gelen Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı polis ekipleri, yabancı uyruklu şahıslara yönelik kimlik denetimi yapmak istedi. Bu esnada panik yaparak kaçmaya çalışan 5 şahıs, 10 metre yüksekliğindeki duvardan atlayıp çatısını yıktıkları evin bahçesine düştü.

Kaçacak yer bulamayan şahıslar, ardından bahçe kapısından daireye girip Turgay ve Nurcan Yaykın çifti ile karşı karşıya geldi. Şahısların polis ekiplerinden kaçtıklarını anlayan ev sahipleri ile yabancı uyruklular arasında arbede yaşandı. Olay sonrasında 5 şahıstan 4'ü kaçmayı başarırken, 1 kişi ise ev sahipleri tarafından yakalanarak polis ekiplerine teslim edildi.

Polisten kaçarken 10 metreden evin bahçesine düştüler

Yaşanan olayı anlatan ev sahibi Nurcan Yaykın, ''Burası benim evimin bahçesi, şu arka tarafta çalışan yabancı uyruklular var, çöp ayrışımı yapıyorlar. Polisler kimlik kontrolü için gelmişler, onlar orada panikleyip buradan kaçacak yer olmadığı için çatıdan 10 metreden benim çatıma atlıyorlar. Çıkıp baktığımızda 5 tane yabancı uyruklu şahıslar bizim bahçe kapısından evimizin içine girdi. Orada bir arbede yaşadık, eşimle beraber biz bunları tutmaya çalıştık ama tutamadık ve bizimle boğuştu. Duvarlarımız ve kapılarımız hep kan oldu ve bizim bu evde çocuklarımız yaşıyor, bizim bu ruhsal durumumuz ne olacak. İnsan böyle bir şeyi nasıl kaldırabilir; burada bize zarar da verebilirlerdi ve biz onlara bu panik ile zarar verebilirdik. Komşularımız, atlarken görmüşler ve bağırmışlar aşağıya düşüp ölürsünüz diye ve hiç oralı olmamışlar. Nasıl bir zihniyet ile atlayabilmişler, polisten bu kadar korkuluyor mu ? Çatımın halini de görüyorsunuz, şekil bu yani benim burayı bir an önce yaptırmam gerekiyor çünkü yağmur yağdığı zaman evime hep su basıyor. Bahçe kapısından içeriye giriyorlar, mutfağımdan geçip koridorda karşılaşıyoruz kendileri ile ve o kadar sakinler ki adamlar sanki hiçbir şey olmamış gibi. Yukarıdan aşağıya düşerken muhtemelen bir yerlerini yaralamışlar duvarlar ve kapılarda hep kan lekeleri vardı. Çocukların odasına kapatmaya çalıştık eşimle beraber ancak bizimle boğuştular ve karşı koyamadık kapıyı açıp çıktılar. Dış kapıda ise bir tanesini yakalayarak polise teslim edebildik” dedi.

Polisten kaçarken 10 metreden evin bahçesine düştüler

Komşusu Hatice Uzun ise, “Akşam saatlerinde evimin balkonunda otururken yabancı uyruklu şahısların kimlik kontrollerini yapmak için polisler geldi, burada hurda deposu var ön tarafımızda. Orada bir arbede yaşandı ve arbede sonrası kaçacak yer bulamadılar ve komşumuzun çatısına 10 metre yükseklikten atladılar ve daha sonra eve giriyorlar ve burada bir arbede yaşanıyor” diye konuştu.

Hasan Tik
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.
Hatay Kızılay Başkanı Hatay’da depremzedelerle iftar sofrasında buluştu Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Hatay Güzelburç’taki Kızılay Yaşam Merkezi’nde depremzedelerle iftar sofrasında bir araya geldi. Ramazan ayının yardımlaşma ruhunu öne çıkaran Yılmaz, son depremzede yuvasına kavuşana kadar desteklerinin süreceğini belirtti. Deprem bölgesinde ilk günden itibaren varlığını hissettiren Türk Kızılay’ı Ramazan ayında da afetzede vatandaşları unutmuyor. Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, Hatay’ın Güzelburç bölgesinde bulunan Kızılay Yaşam Merkezi konteyner kentinde vatandaşlarla iftar sofrasında bir araya geldi. "Hatay’da son depremzede yuvasına kavuşup, yastığa başını huzurla koyana kadar biz buradaki vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ellerini bırakmayacağız" Ramazan ayının; rahmet, bereket, yardımlaşma ve iyilik ayı olduğunu belirten Kızılay Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz, "Biz bugün burada zor günleri birlikte atlatmaya çalışıyoruz. Türk Kızılay’ı olarak her zaman söylediğimiz bir konu var; son depremzede yuvasına kavuşup, yastığa başını huzurla koyana kadar biz buradaki vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ellerini bırakmayacağız. Ramazan ayındayız, Ramazan ayı; rahmet, bereket, yardımlaşma ve iyilik ayı ama aynı zamanda Ramazan ayı sevdiklerimizle bir araya gelme ve bir sofranın etrafında buluşma ayı. O nedenle biz bugün burada Hatay’da kardeşlerimizle bir ekmeği bölüşeceğiz, beraber iftarımızı açacağız. Birbirimizi dinleyerek bu zor günleri atlatmak adına bir aşama daha ilerlemiş olacağız. Ben zor günlerin geçeceğine inanıyorum. Son 1 sene de gördüğümüz şu ki herkes tünelin ucundaki ışığı görmüş durumda bu da zor günlerin geçeceğine inancı pekiştiriyor. Bu günlerde biz halkımızla bir arada olmaya devam edeceğiz. Tekrar herkesin Ramazanı hayırlı olsun" şeklinde konuştu.