YEREL HABERLER - 25 Ekim 2016 Salı 18:07

KTO Ekim ayı Meclis Toplantısı yapıldı

A
A
A
KTO Ekim ayı Meclis Toplantısı yapıldı

Kayseri Ticaret Odası (KTO) Ekim ayı Meclis toplantısında konuşan Başkan Mahmut Hiçyılmaz, iş dünyası olarak siyasi ve ekonomik istikrarın yanında olduklarını, bunun için de Başkanlık sisteminin Meclis’te yapılacak görüşmelerin ardından gündeme gelmesi gerektiğini söyledi.
Ticaret Odası Rifat Hisarcıklıoğlu Meclis Salonunda yapılan toplantıda 15 Temmuz ile alakalı TOBB tarafından hazırlanan kısa film gösterimi yapıldı. KTO Meclis Başkanı Ömer Gülsoy tarafından açılışı yapılan mecliste gündem maddelerinin oylanarak karara bağlandı. Meclis toplantısının sonunda gündeme dair değerlendirmede bulunan KTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Başkan Hiçyılmaz, ülkede yaşanan ekonomik olumsuzlukların yanı sıra yeni Anayasa’ya duyulan ihtiyacın 15 Temmuz’dan sonra daha da ihtiyaç duyulur hale geldiğini ifade etti. Başkanlık sistemiyle ilgili kararın milletin önüne gelmesinin en doğru yaklaşım olacağını vurgulayan Hiçyılmaz şöyle konuştu;
"1982 Anayasası, Türkiye’nin ihtiyaçlarına, dinamiklerine, halkın taleplerine cevap verecek bir Anayasa değildir. Bu durum, son 25-30 yılda yaşanan sosyo-ekonomik ve hukuki sorunlardan da anlaşılmaktadır. Zaman içerisinde anayasada yapılan değişiklikler, Anayasayı ülkenin ihtiyacını karşılayacak bir metin haline maalesef getirememiştir. Türkiye’nin siyasi istikrarın sürekli kılınması açısından yürütmenin tek başlı olması gereklidir.
Bunu sağlayabilecek sistem ise başkanlık sistemidir. Başkanlık sistemiyle ilgili kararın, Meclis’te yapılacak görüşmelerin ardından milletin önüne gelmesi en doğru yaklaşım olacaktır. İş dünyası olarak siyasi ve ekonomik istikrardan yanayız. Koalisyon dönemlerinin bir daha yaşanmamasını temin edecek sistem, başkanlık sistemidir. Bu çerçevede, iş dünyası olarak beklentimiz, milletin taleplerinin karşılanması noktasında iktidarın ve muhalefetin el birliği yapmasıdır. Birlik ve beraberlik ruhunun korunması; yatırımların, üretimin ve ticaretin gelişmesi için olmazsa olmaz bir faktördür"
Döviz kurlarında yaşanan artışın rahatsızlık verecek düzeye ulaştığının altını çizen Hiçyılmaz, "Ekonomi alanında da uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının aldığı siyasi kararların etkisi altındayız ve sürecin devam ettiğini görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde döviz kurunda yaşanan artış, piyasalarda rahatsızlık verici düzeye ulaşmıştır. Ağustos sonu itibarıyla, özel sektörün yurt dışından sağladığı kredi borcu; uzun vadede 207,9 milyar dolar, kısa vadede 18,1 milyar dolar, toplamda ise 226 milyar dolardır. Özel sektörün borcunun 70 milyar dolarlık anapara bölümünün 1 yıl gibi kısa bir vadede geri ödenmesi gerektiğini düşündüğümüzde, kurdaki her artışın borç yükünün artmasına neden olduğunu görmekteyiz. Merkez Bankasının son yaptığı açıklama ile faiz oranında sabit tutma kararını doğru buluyoruz. Çünkü; döviz kuru artarken faiz oranını düşürmesi kurun daha yukarıya çıkmasına sebep olabilirdi. Üretimimizin ithale dayalı ara malına bağlı olduğu bir ekonomide, böyle bir gelişme maliyetleri artıracaktır. Bu da gecikmeli olarak enflasyonu artıracaktır. Çünkü enflasyonun döviz kuruna karşı duyarlılığı halen devam etmektedir. Böylece Merkez Bankası; döviz kurunun artışına karşı tabiri yerindeyse, faiz silahını çekmiş oldu ve nitekim döviz kurunda aşağıya doğru iniş yaşandı. Biz, iş dünyası olarak yatırım yapabilmemiz için elbette faiz oranlarının aşağıya inmesini isteriz. Ancak kurlar artarken, piyasada güvenle ilgili sorun yaşanırken, üstelik cari açık hala tehlikeli noktada iken faiz oranlarının düşürülmesinin daha büyük sorunlar doğurmasından endişe ederiz. Talepte daralmanın gözlendiği bu günlerde, üreticinin borç yükünün artması, ilerleyen zamanlarda ekonomimizde daha fazla daralma yaşanmasına da sebep olabilecektir. Hükümetimizin aldığı önlemler sayesinde konut satışlarında son aylarda önemli artış yaşanmaktadır. Eylül ayında yaşanan konut satış oranı, 2015 yılı Eylül ayına oranla yüzde 18 gibi büyük bir oranda artmıştır. Konut faiz oranlarındaki düşüş bunda çok önemli bir etkiye sahiptir. Ekonominin lokomotifi konumunda bulunan inşaat sektöründeki bu durumun özellikle ekonominin canlanmasına katkısı büyük olacaktır. Geçtiğimiz hafta İzmir’de katıldığım D8 Ticaret ve Sanayi Odaları toplantısı çok yararlı bir toplantı olmuştur. İlk defa toplanıyor olmasına rağmen, çok önemli kararlar alındığını belirtmek istiyorum. D8 ülkelerinden (Türkiye, İran, Pakistan, Nijerya, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır) katılan delegasyonun yanı sıra Türkiye’den de davet edilen 5 odadan biri olarak bu toplantılara Kayseri’yi temsilen katıldım. Bu ülkelerden katılan delegasyon hem kendi ülkelerini, şehirlerini ve aynı zamanda odalarını tanıtma fırsatı bulmuşlardır. Biz de, yaptığımız konuşmalar ile şehrimizin yatırım imkanlarından ve odamızın faaliyetlerinden bahsetme imkanı bulduk. Gelişmekte olan bu 8 ülkenin, dünya nüfusunun yüzde 13’üne ve dünyada yaşayan Müslüman nüfusun yüzde 60’ına tekabül ettiğini düşünürsek bu toplantının ülkeler açısından ve dünya ekonomisi açısından çok önemli ve isabetli olduğunu söyleyebilirim. Önümüzdeki yıl içinde İran’ın Tebriz kentinde yapılmasına karar verilen D8 toplantılarına, Kayseri’yi temsilen katılmakta yarar gördüğümü belirtmek isterim" şeklinde konuştu.
Başkan Hiçyılmaz, konuşmasına şöyle devam etti;
"Geçtiğimiz yıl Antalya’da yapılan G20 Liderler Zirvesi kapsamında e-ticaretin geliştirilmesine yönelik adımlar atılmıştır. O günlerde imzalanan mutabakat zaptı, bu adımlara temel oluşturmuştur. Bu mutabakata göre, Sınır Ötesi Elektronik Ticaretin Geliştirilmesi İçin Kardeş Pilot Şehirlerin belirlenmesi de dahil çeşitli başlıklar öngörülmüş ve Türkiye’de, Kayseri pilot şehir olarak ilan edilmiştir. Bu pilot şehir çalışmaları; Kayseri Ticaret Odası, Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Kayseri Serbest Bölgesi ve Kayseri Lojistik Köyü, Kayseri Organize Sanayi Bölgesi, Erciyes Teknopark tarafından yürütülecektir. Bu projeye özel imkanların sağlanması (lojistik-depolama vb.) ve KOBİ’lerin sınır ötesi elektronik ticaretini kolaylaştıracak hukuki düzenlemeler yapılması öngörülmektedir. Bu proje ile e-ticaret konusunda Türkiye pazarına giriş Kayseri’den olacaktır. Kayseri’nin konumu, ticaret ve sanayi alt yapısı organize sanayi bölgelerinin gelişmişliği, fiber internet alt yapısındaki gelişmişlik önemli avantajlardır. Ticaretin şekil değiştirdiği günümüzde Kayseri olarak ihtiyaç duyduğumuz değişimin anahtarı bu e-ticaret pilot uygulaması olacaktır. Geleneklerimize bağlı ancak çağın getirdiği koşullara uyan yeni anlayışlara kavuşmamızın zamanı gelmiştir. Kayseri her alanda açıldığı dünyaya bundan sonra e-ticaret yoluyla daha güçlü olarak açılacaktır. Kısaca bilgiler aktardığım E-ticaret işbirliğindeki Pilot şehir olarak Kayseri’nin seçilmesi hepimiz için önemlidir. Bu çalışmanın ara vermeden devam etmesi hem Kayseri hem de bölge ekonomisi bakımından çok önemlidir. Bildiğiniz gibi Kayseri Ticaret Odası 17 bin üyesiyle Kayseri’nin en büyük sivil toplum kuruluşudur. Yapmış olduğu faaliyetlerle ve 40 meslek komitesinin etkin çalışmalarıyla üyelerinin, işlerini yaparken karşılaştığı problemleri çözmek üzere büyük bir gayretle çalışmaktadır. Meslek komitelerinden gelen taleplerin yönetim kurulu çalışmalarında en önemli gündem maddesini oluşturduğunu ve saatler sürebilen çalışmalarla bu problemlerin çözümüne yönelik gayret gösterildiğini daha önceki konuşmalarımda da ifade etmeye çalışmıştım. Bu çerçevede hizmet sektöründe faaliyet gösteren üyelerimizin de kendi faaliyet alanları ile ilgili devletin bazı kurumlarının, belediyelerin ve diğer kamu kuruluşlarının yapmış olduğu ticari faaliyetlerden rahatsızlık duyduklarını bize iletmişlerdir. Elbette rekabet olacaktır. Elbette piyasaya arz sağlayan farklı kuruluşlar olacaktır. Ancak, düğün salonu işleten veya herhangi bir ürünü satan devlet kuruluşunun varlığı ticaretin doğasını olumsuz manada etkilemektedir. Bu tür kurumların üretim veya hizmetin içinde yer alması, devletin verdiği olanakların getirdiği avantajlarla piyasadaki diğer firmalara karşı üstünlük sağlamasına neden olabilmektedir. Bu konuyla alakalı yasal düzenleme çalışmaları bakanlıklar nezdinde başlatılmıştır. Bu düzenlemeye katkı sağlamak adına kurum ve kuruluşlar nezdindeki girişimlerimizi sürdüreceğimizin de bilinmesini isterim."
Oda aidatlarının yapılandırılmasının önemine değinen KTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, "Üyelerimizi ilgilendiren başka bir önemli konuya ilişkin bilgiyi de paylaşmak ve üyelerimize çağrıda bulunmak istiyorum. 6736 sayılı Kanun kapsamına giren oda aidatlarının yeniden yapılandırılmasında son günlere yaklaşılmaktadır. Bu kanun kapsamında borç yapılandırmasından yararlanmak isteyen üyelerimizin, 31 Ekim 2016 tarihine kadar dilekçe ile Odamıza başvurmaları gerekmekteydi. Bugün alınan karar ile bu tarih 25 Kasım’a uzatıldı. İlgili yasa ile 30 Haziran 2016 tarihinden önceki borçlar için faiz affı ve taksitler halinde ödeme imkânı getirilmiştir. Bu düzenleme aidat borçları olan üyelerimizin bu borçlarını ödemeleri bakımından önemli bir fırsattır. Askıdaki üyelerimiz, peşin ödeme yaparak borçlarını kapattıkları gün itibariyle, Oda üyeliğinde faal hale geleceklerdir. Taksitli ödeme yapma seçeneğini dilekçe ile bildiren üyelerimiz ise son taksit ödeme günü itibariyle askıdan indirilerek faal hale geleceklerdir. Özellikle askıda olan üyelerimizin bu kolaylıktan yararlanması, gelecek yıl yapılacak olan Oda seçimlerinde oy kullanma hakkına sahip olmaları bakımından önem arz etmektedir. Üyelerimizin bu fırsatı kaçırmamaları gerektiğinin bir kez daha altını çiziyorum" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cem Öğretir: En iyi Türkçeyi kullanarak gençlere rol model olma çabasındayım İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Uygulamalı Bilimler Fakültesi (UBF) Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü tarafından düzenlenen “TV’de Haber Sunuculuğu ve İletişim Becerileri” etkinliğinde, ATV Ana Haber Sunucusu-Anchorman Cem Öğretir, üniversitenin öğrencileri ve akademisyenleriyle bir araya geldi. Etkili iletişim için gerekenleri gençlere tek tek anlatan Cem Öğretir, televizyon haberciliği hakkında da öğrencileri bilgilendirdi. İstanbul Gelişim Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Fakültesi Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü’nün organizasyonuyla üniversitenin kampüsünde, “TV’de Haber Sunuculuğu ve İletişim Becerileri” eğitimi düzenlendi. Ünlü Spiker Cem Öğretir etkinlikte katılımcılara; etkili iletişim, beden dili ve diksiyon ile ilgili uygulamalı eğitim verdi. Cem Öğretir, beden dilinin nasıl olması gerektiği, bir insanın nasıl ikna edilebileceği ve öz güven konularını detaylı olarak ele aldı. Söz konusu etkinliğe İstanbul Gelişim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdülkadir Gayretli, İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, İGÜ Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kaya, İGÜ ve UBF öğretim elemanları ve davetliler katıldı. “Televizyona çıkan ve sosyal medyada yayın yapan herkes birer rol model” Günlük hayatta kullanılan kelime ve cümlelerin ne kadar sık kullanılırsa o kadar çok alışkanlık yaptığını belirten Cem Öğretir, “Aslında bu da televizyon gibi bir alışkanlık meselesi. ‘İyi bir alışkanlık mı, kötü bir alışkanlık mı?’ bunun cevabını seyirciye bırakıyorum. Ben bir televizyon dünyası çalışanı olarak kendi açımdan en iyisini yapmaya gayret ediyorum, bunun için Türkçeyi en güzel şekilde kullanıp gençlerimize iyi örnek olma çabasındayım. Televizyona çıkan ve sosyal medyada yayın yapan herkes birer rol model. Dolayısıyla rol model olduğunuzda büyük bir sorumluluğu da üzerinize alıyorsunuz” dedi. “Televizyon haberciliği şekil değiştiriyor” Cem Öğretir, habere ulaşmanın bu kadar kolaylaştığı bir dönemde ana habere duyulan ihtiyacı sorgulayan bir seyirciye, halâ tam anlamıyla sosyal medyaya güven oluşmadığı için insanların televizyon aracılığı ile haberleri doğrulattığını anlattı. Cem Öğretir, “Televizyon haberciliği yok olmaktan ziyade şekil değiştirip dönüşüyor. Aynı, radyonun televizyon ortaya çıktığında artık kullanılmayacağının düşünülmesi gibi basılı gazetecilik de artık dijital mecralara taşınıyor.” dedi Kariyeriyle ilgili merak edilen soruları da yanıtlayan Cem Öğretir’in gerçekleştirdiği eğitim, öğrenciler ve akademisyenler tarafından yoğun ilgi gördü.
Bursa Bursa Teknik Üniversitesi ile Yıldız Teknik Üniversitesinden iş birliği Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) ile Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) arasında iş birliği protokolü imzalandı. İmzalanan protokol çerçevesinde iki üniversite arasında bilimsel çalışmalar ile eğitim-öğretim iş birliği yapılacak. Kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve STK’larla ortak çalışmalar yürüten BTÜ, ulusal ve uluslararası üniversitelerle de iş birliklerine giriyor. Daha önce pek çok üniversite ile bilimsel çalışmalar yürüten BTÜ şimdi de Yıldız Teknik Üniversitesi ile protokol imzaladı. BTÜ ile YTÜ arasında imzalanan protokolle, eğitim ve akademik araştırmayı arttırmak hedefiyle, ortak konferans, sempozyum gibi faaliyetler düzenlenecek. Her iki tarafın da ilgilendiği bir alanda bilgi ve materyal değişimi yapılacak. Lisansüstü öğrenci değişiminin de yer aldığı protokolle, bilimsel yayınların basımında iş birliğini de gidilmiş oldu. Bilimsel çalışmalara yönelik ise her iki üniversite birbirinin laboratuvar hizmetlerinden faydalanabilecek. YTÜ’de gerçekleştirilen protokol imza törenine, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, BTÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Sinan Uyanık ve Prof. Dr. Beyhan Bayhan, BTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Dobrucalı, YTÜ-Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Fahri Çelik ile öğretim üyeleri katıldı. Üniversitelerin iş birlikleriyle güçlendiğini vurgulayan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, bu minvalde çalışmaların sürdüğünü söyledi. BTÜ’nün geniş iş birliği ağında artık YTÜ’nün de olduğunu dile getiren Rektör Çağlar, “Protokolle; araştırma-geliştirme, eğitim-öğretim, alanlarında, her iki üniversitenin öğretim elemanları ile öğrencileri arasındaki ilişkileri teşvik etmeyi ve geliştirmeyi amaçlıyoruz. Gücümüze güç katacak olan bu protokolün her iki üniversiteye de hayırlı olmasını diliyorum” dedi. YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz da bu tür iş birliklerinin önemine dikkat çekerek, protokolün hayırlı olmasını diledi.
Ankara Silvan Barajı ve HES’te elektrik üretimi için sözleşme imzalandı Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Silvan Barajı ve Hidroelektrik Enerji Santrali’nde (HES) elektrik üretimi için ilgili firmalarla anlaşma imzalandığını belirterek, Türkiye ekonomisine yılda 1,5 milyar Türk lirası katkı sağlanmasının öngörüldüğünü bildirdi. Bakan Yumaklı, Silvan Barajı ve HES’te elektrik üretimi için sözleşme imzalandığını duyurdu. İlgili firmalarla yapılan anlaşma Türkiye ekonomisine yılda 1,5 milyar Türk lirası kazandıracak. Bakan Yumaklı, yaptığı açıklamada Silvan projesinin Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) en önemli etaplarından birisi olduğuna dikkati çekti. “8 baraj ve 23 sulama tesisi olmak üzere toplam 31 adet bileşeni bulunan Silvan projesinin ekonomimize yıllık 20 milyar TL katkı sağlaması planlanıyor” diyen Yumaklı, Kulp Çayı üzerindeki Silvan Barajı ve HES’in bu bileşenlerin en önemlilerinden birisi olduğunu vurguladı. Yumaklı, Silvan Barajı’nın 175,5 metre yüksekliğindeki 8,7 milyon metreküp dolgu hacmine sahip gövdesi ile Türkiye’nin ve Avrupa’nın en yüksek ön yüzü beton kaplı kaya dolgu barajı olduğunun altını çizerek şunları aktardı: “Silvan Barajı, depolama kapasitesi olan 7,3 milyar metreküp rezervuar hacmi ile GAP’ın Atatürk Barajı’ndan sonraki en büyük ikinci sulama barajı olacak. Halihazırda fiziki gerçekleşmesi yüzde 96 seviyesinde bulunan Silvan Barajı’nın ara depolamalar ve sulama tesislerinin tamamen bitirilip hayata geçirilmesi ile yaklaşık 2 milyon 350 bin dekar tarım arazimiz suya kavuşacak ve 235 bin kişiye iş imkânı sağlanacak.” Elektrik üretimi için önemli adım Tesiste aynı zamanda hidroelektrik enerji üretiminin de gerçekleştirileceğini hatırlatan Yumaklı, şunları kaydetti: “Sulama projelerinin gelişimi paralelinde enerji üretimi planlanacak olan Silvan Barajı ve HES ilk aşamada yıllık 681 milyon kilovatsaat elektrik üretecek. Tesiste üretilecek enerji ile ülke ekonomimize yıllık 1,5 milyar TL katkı sağlanması öngörülüyor. GAP’ın en önemli etaplarından biri olan Silvan Barajı ve HES’te enerji üretimi yolunda önemli bir adım atılarak, ilgili firma ile elektromekanik işlerin yapımı ile ilgili sözleşme imzalandı. 1,8 milyar TL bedel ile imzalanan sözleşme çerçevesinde inşaat çalışmalarına ilerleyen günlerde başlanması, projenin Ağustos 2026’da işletmeye hazır hale getirilmesi planlanıyor. Silvan Barajı ve HES ile bir yandan milli servetimiz olan temiz, ucuz ve yenilenebilir enerji potansiyelimiz değerlendirilecek, diğer yandan sahip olduğu depolama kapasitesiyle mümbit topraklarımız suya kavuşturulacak. Ülkemizi bu tür yüz akı projeler ile geleceğe taşımaya ve tarımsal üretimde dünyada söz sahibi yapmaya devam edeceğiz.”
Mersin Mehmet Ali bebeğin umudu yeşerdi: 60 milyon TL toplandı Mersin Erdemli’de 21 aylık Mehmet Ali bebeğe, 13 günlükken hastalığına teşhis konularak valilik onaylı başlatılan kampanya kapsamında belirlenen 60 milyon TL toplandı. Ailenin umutları toplanan para ile yeşerirken, kısa süre içerisinde tedavi için yurt dışına gidecekleri belirtildi. Erdemli ilçesinde yaşayan baba Abdurrahman (29) anne Sümeyye Gölgeli’nin (26) ikinci çocukları 21 aylık Mehmet Ali bebeğe 13 günlükken SMA Tip 1 teşhisi konuldu. Teşhisin ardından ailenin başvurusu üzerine Mersin Valiliği onaylı kampanya başlatıldı. Erdemli Belediyesi ve Kaymakamlık başta olmak üzere ilçe halkı ve tüm kurumların desteğiyle yürütülen kampanya 19 ayın sonunda tedavi masrafı olan 1 milyon 820 bin dolar (60 milyon TL) toplandı. Müjdeli haberi alan Aile çocukları ile birlikte Erdemli Belediye Başkanı Mustafa Kara’yı ziyaret ederek müjdeli haberi verdi. Kampanyanın tamamlanmasından dolay çok mutlu olduğunu belirten Sümeyye Gölgeli, “Bizim kampanyamız Eylül 29’da başladı ve bugün itibariyle yüzde 100’e ulaştı. Mersin Valiliğinden onaylı kampanyaydı zaten. 1 milyon 820 bin doları çok şükür bugün itibariyle hem belediyemizin hem kaymakamlığımızın hem de Erdemli halkının destekleriyle topladık. Allah kısmet ederse Mehmet Ali bundan sonraki süreçte Dubai yolcusu diyoruz. Buradan herkese de çok teşekkür ediyoruz. Öncelikle belediyemize, kaymakamımıza, Erdemli halkına, Erdemli insanına, Erdemlisine sahip çıktığı için çok teşekkür ediyoruz” dedi. Ziyarette konuşan Erdemli Belediye Başkanı Mustafa Kara da “ Henüz 13 günlükken SMA Tip -1 teşhisi konulan Mehmet Ali bebeğimiz için Mersin Valiliğimizce düzenlenen onaylı kampanyamız, bugün itibariyle sonuca ulaşmıştır. Vatandaşlarımızla bu müjdeli haberi paylaşmak istiyoruz. Devlet, millet omuz omuza Erdemlililerimiz yediden yetmişe bu kampanyaya destek verdi. Destek veren bütün hemşerilerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz. İnşallah Mehmet Ali bebeğimizin yakında sağlıklı bir şekilde bu koridorlarda koştuğunu da göreceğiz. İnşallah hep birlikte şahit olacağız” ifadelerini kullandı. Ailenin vize işlemlerinin ardından Dubai’ye giderek Mehmet Ali bebeğin tedavisine başlayacağı kaydedildi.
Erzincan Besiciler meraları kiralayabilmek için kıyasıya yarıştı Erzincan’da tespit, tahdit ve tahsis çalışmaları tamamlanan meralar ihaleye çıkarıldı. Mera ihalesinde küçükbaş hayvancılıkla uğraşan sürü sahipleri meraları kiralayabilmek için kıyasıya yarıştı. Erzincan İl Mera Komisyonu tarafından ihaleye çıkartılan meralar Tarım ve Orman İl Müdürlüğü toplantı salonunda sürü sahiplerine kiralandı. Tarım ve Orman İl Müdürü Murat Şahin başkanlığında toplanan İl Mera Komisyonunun huzurunda il genelindeki ihtiyaç fazlası 43 mera ve yayla ihaleye çıkarıldı. İhaleye çıkarılan 43 meradan 33’ü sürü sahipleri tarafından kiralandı. İhale öncesinde Tarım ve Orman İl Müdürü Murat Şahin katılanlara yönelik yaptığı konuşmada meraları kiralayan sürü sahiplerinden imzalayacakları sözleşmelere uymalarını istedi. Her meranın kapasitesinin belirlendiğini ve bu kapasitenin üzerinde hayvan otlatılmasına izin verilmeyeceğini kaydeden Şahin, "kiraya verdiğimiz meraları alan sürü sahipleri sözleşmeye uymak durumundalar. Bu mera ve yaylalar kurallara uygun olarak kullanıldığı takdirde uzun yıllar hayvancılık yapan çiftçilerime hizmet verecektir. Aşırı ve düzensiz otlatma meralarımıza yoğun zarar verecektir. Unutulmamalıdır ki sürdürülebilir bir kalkınmanın ilk şartı mevcut durumu korumaktan geçer. Önümüzdeki yıllarda da bu meraların kullanılacağı unutulmamalıdır" diye konuştu.