YEREL HABERLER - 28 Nisan 2017 Cuma 16:19

KTO Sayman Üye Bahri Coşkun:

A
A
A
KTO Sayman Üye Bahri Coşkun:

Kayseri Ticaret Odası (KTO) ve Kredi Kayıt Bürosu iş birliğinde ‘Çek Kanunundaki Son Değişiklikler ve Karekodlu Çek Uygulaması’ toplantısı yapıldı.

Kayseri Ticaret Odası (KTO) ve Kredi Kayıt Bürosu iş birliğinde ‘Çek Kanunundaki Son Değişiklikler ve Karekodlu Çek Uygulaması’ toplantısı yapıldı.


KTO Eğitim Salonu’ndaki toplantının açılış konuşmasını yapan KTO Sayman Üye Bahri Coşkun, üyeler tarafından kendilerine gelen talep ve şikayetler üzerine harekete geçtiklerini söyleyerek, alışverişte kullanılan çekin güvenli hale getirilmesi için gerekli çalışmayı yaptıklarını söyledi. Coşkun, “Yaklaşık 3 yıl önce yapılan değişiklikler sonucunda oluşan bazı yasal boşluklar nedeniyle, çek kullanımında sıkıntılar meydana gelmiş ve reel sektöre olumsuz etkileri görülmüştür. Sattığı malın karşılığında, karşılıksız çek nedeniyle parasını alamayan ve zor duruma düşen çok sayıda üyemiz olmuştur. Üyelerimizden gelen talepler bizlere ulaşmış ve oda yönetimi olarak, bu konunun çözümüne yönelik harekete geçilmesi kararı alınmıştır. Üyelerimizin bu konudaki şikayetleri ve çözüme yönelik talepleri, üst kuruluşumuz TOBB’a ve ilgili bakanlıklara bildirilmiştir. Diğer yandan da yaptığımız açıklamalar ile bu konu kamuoyu gündemine getirilmiş ve farkındalık oluşturulmaya çalışılmıştır” dedi.


Yapılan yasal düzenlemeler ile karekodlu çek kullanımının zorunlu hale geldiğini ve alışverişte kullanılan çekin bu sayede daha güvenli hale geldiğini vurgulayan Coşkun, “Tüm çalışmalar ve gayretlerimiz sonucunda; Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun çıkmış ve 2016 yılı Ağustos ayından bu yana da yürürlükte bulunmaktadır. Böylelikle yasal kapsamda önemli değişiklikler olmuş ve 1 Ocak 2017 itibariyle de Karekodlu çek kullanımı zorunlu hale getirilmiştir. Hükümetimize bu konudaki duyarlılığından dolayı bir kez daha teşekkür ediyorum. Karekodlu çek uygulaması ile iç piyasaya şeffaflık getirilirken, karşılıksız çek sayısının azaltılması ve çek sahtekarlıklarının önüne geçilmesine çalışılmaktadır. Karekod sistemi ile de çek verenin tüm ödeme geçmişinin ortaya çıkması, bu sayede satıcıların çekle ödeme konusunda daha fazla bilgi sahibi olmaları sağlanmıştır. Geçmişte güvensiz görülen ve alışverişte kullanımı konusunda sakıncalar oluşan çek, bu yasal değişikliğin ardından güvenli hale gelemeye başlamıştır. Ancak, yasal uygulamalardaki aksaklıklara bağlı iş dünyasındaki çekinceler, bu konuda hızlı yol alınmasını engellemektedir. Aksaklıkların aşılması ve güvenin artmasına bağlı olarak, zamanla ticaret hayatında çek kullanımı artacak ve buna bağlı olarak da ticarette daha fazla artış sağlanabilecektir. Karekodlu çek uygulamasının, ticarete getireceği kolaylıklar ve faydalarını içeren bilgilendirme seminerimizin, ödemelerinde, tahsilatlarında çek kullanan iş dünyası temsilcileri için son derece faydalı olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.


Açılış konuşmasının ardından Kredi Kayıt Bürosu Genel Müdürü Kasım Akdeniz, katılımcılara konu hakkında bilgiler verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ’Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet Araştırması’ şiddetle mücadelede önemli bir kaynak oluşturacak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca 2008 ve 2014 yıllarında yapılan "Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet Araştırması"nın üçüncüsü gerçekleştirilecek. Bakanlığın şiddetle mücadele politikaları için önemli bir kaynak oluşturacak projede “veri ambarı” oluşturularak, yapay zekâ algoritmaları kullanılacak. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile TÜBİTAK işbirliğinde Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı (1007 Programı) kapsamında yapılacak Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet Araştırması-2024 Projesi’ne ilişkin çağrı duyurusu yayımlandı. Çağrı kapsamında hazırlanacak proje başvuruları, https://ardeb-pbs.tubitak.gov.tr/ adresi üzerinden 10 Mayıs’a kadar kabul edilecek. Bakanlığın şiddetle mücadele politikaları için önemli bir kaynak oluşturacak proje çerçevesinde Türkiye genelinde kapsamlı bir saha araştırması yürütülerek, kadına yönelik şiddete ilişkin mevcut durum sosyodemografik özelliklere göre incelenecek. Araştırma ile kadına yönelik şiddet konusunda politika ve hizmetlere temel oluşturacak bilimsel kanıtlar elde edilecek. Yapay zeka modelleri kullanılacak Toplanacak veriler, 2008 ve 2014 yıllarında yürütülen araştırmaların sonuçlarıyla bir araya getirilerek kadına yönelik şiddetle mücadelede “veri ambarı” geliştirilecek. Zengin veri görselleştirme imkânları sunacak “veri ambarı” çerçevesinde kadına yönelik şiddetle mücadelede risk analizleri ve önleyici çalışmalar konusunda yapay zekâ algoritmaları kullanılacak. Şiddet mağdurları için psikososyal destek modeli hazırlanacak Proje çerçevesinde nicel veri toplanmasının yanı sıra şiddet mağdurları ve hizmet sunucularla nitel görüşmeler gerçekleştirilerek, psikososyal ihtiyaçların tespiti de yapılacak. Şiddet mağdurları için hazırlanacak psikososyal destek modeli sayesinde psikolojik ve sosyal işlevselliğin artırılması için sistematik, bütüncül ve etkili müdahaleler gerçekleştirilecek.
İstanbul Çekmeköy Belediyesi’nden 23 Nisan çocuk şenliği sürprizi Çekmeköy Belediye 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Şehit Üsteğmen Arif Kalafat Doğa Parkı’nda düzenleyeceği 23 Nisan Çocuk Şenliğiyle kutlayacak. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tüm yurtta olduğu gibi Çekmeköy’de de büyük bir coşku ve heyecanla kutlanacak. İlçe kaymakamlığı koordinasyonunda düzenlenecek resmi törenlerin ardından 13.00-18.00 saatleri arasında Şehit Üsteğmen Arif Kalafat Doğa Parkı’nda düzenlenecek 23 Nisan Çocuk Şenliği, 7’den 70’e binlerce Çekmeköylünün katılımıyla tam bir bayram havasında geçecek. Eğlenceli aktiviteler, animasyon gösterileri, atölye alanları, dj performans, ikramlar, karikatür çizimi Atölyesi ve oyun alanları ile dolu dolu geçecek şenlikte final MASALbozanLAR konseriyle yapılacak. Muhtemel bir karışıklığın önüne geçilebilmesi ve tüm çocukların etkinliklerden faydalanabilmesi için şenlik alanında yer alacak atölyelerden faydalanmak isteyen vatandaşların aynı gün etkinlik alanında kayıt yaptırmaları gerekiyor. Çocuk şenliğine katılmak isteyen vatandaşlar için tüm muhtarlıklardan 23 Nisan Salı Günü saat 11.00’dan itibaren servisler kaldırılacak. Çekmeköy’de bayram coşkusunu tüm komşularımızla birlikte yaşayacağız diyen Başkan Orhan Çerkez, “Çekmeköy’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı büyük bir coşku ve heyecanla tam bir bayram havasında kutlayacağız. Yavrularımızın yüzleri gülecek doyasıya eğlenecekler. Ailelerimiz de oluşturduğumuz bu sosyal ortamda bir nebze olsun nefes alacak ve rahatlayacaklar. Günün sonunda genç, yaşlı ve çocuk tüm yüzler gülecek. Bu gülümsemeler bizim çalışma şevkimizi artıracak, motivasyon kaynağımız olacak. İnanıyorum ki herkes doyasıya eğlenecek. Tüm komşularımı bu önemli şenlikte aramızda görmek dileğindeyim“ dedi.
Van Yağış sonrası Van Gölü’nün su seviyesi yükselmeye başladı Van’da şubat ve mart aylarında yoğun kar yağışının, nisan ayında ise yağmurun etkili olması dünyanın sodalı en büyük gölü olan Van Gölü’nün su seviyesinde iyileşmeye neden oldu. Dünyanın sodalı en büyük gölü olan Van Gölü, 2019-2023 yılları arasında küresel iklim değişikliğinin etkisiyle büyük ölçüde su kaybı yaşadı. Bu yılın ilk 4 ayında yağışların yoğun miktarda düşmesi ise Van Gölü’nün seviye kaybı için umut oldu. Son 30 yılın en bereketli yılını yaşayan havza, ihtiyaç duyduğu suya kavuşmuş oldu. Nisan ayıyla birlikte dağlardaki karın eriyerek akarsularla buluşması ve yağışların yağmur şeklinde düşmeye devam etmesi Van Gölü’nün su seviyesinin yükselmeye başlamasını sağladı. “İhtiyaç duyduğu yağışın önemli bir kısmını kazanmış oldu” İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü ‘nün 90’lı yıllarda düşen yağışlarla ciddi bir iyileşmeye gittiğini, 2000’li yıllarda da seviyenin yavaş yavaş düştüğünü ve son 5 yılda da önemli ölçüde alan kaybettiğini hatırlattı. Ancak 2024 yılı ile birlikte şubat ve nisan aylarında yağışların zirve yapmasının havzaya pozitif bir katkı sunduğunu ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Düşen yağışların önemli bir kısmı özellikle mart ayında kar şeklinde gerçekleşti. Nisanda ise bu yağışlar yağmur şeklinde gerçekleşti. Dolayısıyla havza 2024 yılı için ihtiyaç duyduğu yağışın önemli bir kısmını kazanmış oldu. Bu bize şunu gösteriyor; düşen yağışlar özellikle Van Gölü’nde bir iyileşmeye neden olacak. Bu iyileşme de Haziran ve Temmuz aylarına kadar da devam edecek” dedi. “Havzada bir su yönetimine ihtiyaç var” Bu yıl yağış miktarı açısından iyi olduğunu ancak bir sonraki yılların kurak geçme ihtimaline karşı havza için bir su yönetimine ihtiyaç olduğunun altını çizen Alaeddinoğlu, “Yani bu yağışlar bundan sonraki süreçte de devam edecek anlamına gelmiyor. Evet, bu yağışlar pozitif anlamda bir katkı sunabilir. Ancak geleceğe ilişkin iklim değişikliğinde herhangi bir değişiklik yok. Dünya her geçen yıl ve her geçen ay daha fazla ısınıyor. Havza bundan nasibini alacak. 2024-2025 yılı için öngörülerimiz pozitif anlamda havzanın lehine gerçekleşebilir. Ancak 2026-2028 yılları belki yaz ayları boyunca yaşanacak bir sıcaklıktaki artış ve şiddetli buharlaşma bu düşen yağışların belli ölçüde kaybolmasına neden olabilir. Dolayısıyla biz Van Gölü Havzası’ndaki bütün taraflar olarak havzanın suyunu yönetmek zorundayız” diye konuştu. “Devam edecek yağışlar sel ve taşkınlara neden olabilir” İleri dönemlerde yaşanması muhtemel sel ve taşkın konusunda da uyarıda bulunan Alaeddinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Havzaya düşen yağışlar hakikaten son yıllarda kaydedilmiş son 30 yılın en yüksek değerleridir. Tabii diğer taraftan yüksek dağlık kesimlere düşen karların erimesiyle birlikte önümüzdeki günlerde muhtemel sağanak yağışların aslında başka türlü sonuçlar doğurması mümkün olabilir. Özellikle bu geçiş mevsiminde havaların ısınmasıyla birlikte atmosferin daha fazla su tutma kapasitesine sahip olduğunu düşünürsek, sellerin ve taşkınların ortaya çıkacağı bir tablo da ortaya koyabilir. Dolayısıyla sadece havzaya düşen yağışın içme, kullanma ve sulama suyu açısından düşünmemek lazım. Muhtemel yüksek düzeyde gerçekleşecek olan yağışların da bir şekilde yönetilmesi, yani o yağışların muhtemelen etkileyeceği alanların doğru tespit edilmesi ve önceden o alanların bilgilendirilmesi ya da gerekiyorsa birtakım adımların atılması gerekiyor.”
Van Yağış sonrası Van Gölü’nün su seviyesi yükselmeye başladı Van’da şubat ve mart aylarında yoğun kar yağışının, nisan ayında ise yağmurun etkili olması dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nün su seviyesinde iyileşmeye neden oldu. Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü, 2019-2023 yılları arasında küresel iklim değişikliğinin etkisiyle büyük ölçüde su kaybı yaşadı. Bu yılın ilk 4 ayında yağışların yoğun miktarda düşmesi ise Van Gölü’nün seviye kaybı için umut oldu. Son 30 yılın en bereketli yılını yaşayan havza, ihtiyaç duyduğu suya kavuşmuş oldu. Nisan ayıyla birlikte dağlardaki karın eriyerek akarsularla buluşması ve yağışların yağmur şeklinde düşmeye devam etmesi Van Gölü’nün su seviyesinin yükselmeye başlamasını sağladı. “İhtiyaç duyduğu yağışın önemli bir kısmını kazanmış oldu” İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü ‘nün 90’lı yıllarda düşen yağışlarla ciddi bir iyileşmeye gittiğini, 2000’li yıllarda da seviyenin yavaş yavaş düştüğünü ve son 5 yılda da önemli ölçüde alan kaybettiğini hatırlattı. Ancak 2024 yılı ile birlikte şubat ve nisan aylarında yağışların zirve yapmasının havzaya pozitif bir katkı sunduğunu ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Düşen yağışların önemli bir kısmı özellikle mart ayında kar şeklinde gerçekleşti. Nisanda ise bu yağışlar yağmur şeklinde gerçekleşti. Dolayısıyla havza 2024 yılı için ihtiyaç duyduğu yağışın önemli bir kısmını kazanmış oldu. Bu bize şunu gösteriyor; düşen yağışlar özellikle Van Gölü’nde bir iyileşmeye neden olacak. Bu iyileşme de Haziran ve Temmuz aylarına kadar da devam edecek” dedi. “Havzada bir su yönetimine ihtiyaç var” Bu yıl yağış miktarı açısından iyi olduğunu ancak bir sonraki yılların kurak geçme ihtimaline karşı havza için bir su yönetimine ihtiyaç olduğunun altını çizen Alaeddinoğlu, “Yani bu yağışlar bundan sonraki süreçte de devam edecek anlamına gelmiyor. Evet, bu yağışlar pozitif anlamda bir katkı sunabilir. Ancak geleceğe ilişkin iklim değişikliğinde herhangi bir değişiklik yok. Dünya her geçen yıl ve her geçen ay daha fazla ısınıyor. Havza bundan nasibini alacak. 2024-2025 yılı için öngörülerimiz pozitif anlamda havzanın lehine gerçekleşebilir. Ancak 2026-2028 yılları belki yaz ayları boyunca yaşanacak bir sıcaklıktaki artış ve şiddetli buharlaşma bu düşen yağışların belli ölçüde kaybolmasına neden olabilir. Dolayısıyla biz Van Gölü Havzası’ndaki bütün taraflar olarak havzanın suyunu yönetmek zorundayız” diye konuştu. “Devam edecek yağışlar sel ve taşkınlara neden olabilir” İleri dönemlerde yaşanması muhtemel sel ve taşkın konusunda da uyarıda bulunan Alaeddinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Havzaya düşen yağışlar hakikaten son yıllarda kaydedilmiş son 30 yılın en yüksek değerleridir. Tabii diğer taraftan yüksek dağlık kesimlere düşen yağışların erimesiyle birlikte önümüzdeki günlerde muhtemel sağanak yağışların aslında başka türlü sonuçlar doğurması mümkün olabilir. Özellikle bu geçiş mevsiminde havaların ısınmasıyla birlikte atmosferin daha fazla su tutma kapasitesine sahip olduğunu düşünürsek, sellerin ve taşkınların ortaya çıkacağı bir tablo da ortaya koyabilir. Dolayısıyla sadece havzaya düşen yağışın içme, kullanma ve sulama suyu açısından düşünmemek lazım. Muhtemel yüksek düzeyde gerçekleşecek olan yağışların da bir şekilde yönetilmesi, yani o yağışların muhtemelen etkileyeceği alanların doğru tespit edilmesi ve önceden o alanların bilgilendirilmesi ya da gerekiyorsa birtakım adımların atılması gerekiyor.”