GENEL - 22 Mart 2017 Çarşamba 12:30

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Yayman: "Başbakanların idam edilmemesi için bu sistem değişmeli"

A
A
A
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Yayman: "Başbakanların idam edilmemesi için bu sistem değişmeli"

Kayseri’de Sivil Dayanışma Platformu tarafından ’Yeni Sistem Büyük Türkiye’ konulu panel düzenlendi.

Kayseri’de Sivil Dayanışma Platformu tarafından ’Yeni Sistem Büyük Türkiye’ konulu panel düzenlendi. Panelde konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, “Başbakanı idam eden bu sistemin değişmesini istiyoruz” dedi.


Kadir Has Kültür ve Sanat Merkezinde düzenlenen panelin açılış konuşmasını SDP İl Temsilcisi Mustafa Özkan yaptı. Özkan, “1960,1980 ihtilali, 28 Şubatlar, 17-25 Aralık yargı operasyonu ve son olarak 15 Temmuz hain darbe girişimine fırsat sağlayan, zemin hazırlayan sistem ile mi yolumuza devam edeceğiz yoksa halkın iradesinin daha çok ön plana çıktığı cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini mi tercih edeceğiz, işte bunu oylayacağız 16 Nisan’da. 21. yüzyılda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin diğer devletler ile rekabet edebilme adına sistem tartışmaları yaparken bizler kendimizi bu durumun dışına tutamayız” dedi.


Panelin açılışında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik ise referandumda ‘evet’ oyu vererek 15 Temmuz’daki zaferi taçlandıracaklarını söyledi. Çelik, “Bildiğiniz gibi 15 Temmuz’da hain bir darbe girişimiyle karşı karşıya geldik. 40 yıllık bir projeydi biliyorsunuz. Ama Allah’a hamd olsun ki liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın hepimizi birden meydanlara davet etmesiyle meydanlara indik. Bu ülkenin, vatanın, bayrağın sahipsiz olmadığını gösterdik. O 40 yıllık projeyi hamd olsun 22 saat geçmeden püskürttük ve başarısız kıldık. 100 yıllık demokrasi tarihimizde kazanılmış bir zaferdi. Şimdi önümüzde 16 Nisan’da bir referandum süreci var, sandık önümüze geliyor. Bu 15 Temmuz’da 100 yılın ihanetine karşı kazandığımız zaferi inşallah taçlandıracağız. Bir daha inşallah onları ortaya çıkamamak şeklinde sandıklara gömeceğiz. Kayseri zaten her zaman üzerine düşeni yapıyor. Nasıl 15 Temmuz’da gereken cevabı vermişsek şimdi de o şer cephesine sandıklarda vererek açık ara ‘evet’ çıkartarak cevabı vereceğiz ve 15 Temmuz’daki zaferi taçlandırmış olacağız” ifadelerini kullandı.


Moderatörlüğünü Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu’nun yaptığı panelde konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, başbakanların asıldığı sistemin değişmesinin gerektiğini vurguladı. Yayman, “Ben size cumhurbaşkanlığı sistemi gelecek bütün dertler bitecek, cumhurbaşkanlığı sisteminin faziletleri bunlardır, erdemleri bunlardır demeyeceğim. Aslında bugün parlamenter sistem diye ifade edilen sistemin bir aldatmaca olduğunu sizlere arz etmek isterim. Bu sistemin adı parlamenter sistem fakat fiiliyatta darbelerin olduğu, muhtıraların olduğu, vesayetin olduğu, başbakanın idam edildiği, siyasi liderlerin yasaklı hale getirildiği, 115 turda cumhurbaşkanının seçilemediği, 52 yılda 50 hükumetin kurulduğu maalesef bir darbeler tarihi. Biz bu darbeler tarihini, başbakanı idam eden bu sistemin değişmesini istiyoruz. Türkiye 14 Mayıs 1950’de çok farklı bir hayata girdi ve parlamenter sistemle başladı. 10 yıl geçti bir bilboard hazırlandı ‘Milletin adamları’. Kimdi o milletin adamları? Adnan Menderes, Necmettin Erbakan, Turgut Özal, Recep Tayyip Erdoğan. İşte milletin adamlarını idam eden bu kepaze sistem maalesef mevcut sistemdir. Biz bir daha başbakanlar idam edilmesin diye bu sistem değişmelidir diyoruz” şeklinde konuştu.


Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Ahmet Selim Köroğlu da, “Bu topraklarda Sultan Alparslan ile birlikte 1071’den bu yana yaklaşık bin yıldan beri bu topraklarda olan kahraman milletimiz, en önemli dönemini hep birlikte tarihsel olarak yaşıyoruz. 16 Nisan’da önümüze referandum sandığı gelecek. Bu referandum sandığının gelmesiyle ilgili süreç 10 Ağustos 2014 seçimlerinde malumunuz Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana ve ondan önceki tarihimize baktığınız zaman kendi başkanını bu ilk defa kendi oylarıyla seçti. Cumhurbaşkanı adayları o dönemde seçmenlere tamamen siyasi mesajlar verdi. Milletimiz yüzde 52 oyla Sayın Cumhurbaşkanımızı o makama layık gördü. 15 Temmuz’da bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık, hep birlikte yaşadık. Bir ay bütün Türkiye’de en büyük meydanlarda demokrasi nöbeti tutuldu. Bu çete ile ilgili ciddi bir mücadele sürecine girildi. Bu süreç devam ederken Ekim ayında bir grup toplantısında Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ülkenin içinden geçtiği zor günleri de dikkate alarak fiili durumun hukukîleşmesine ve anayasal bir zemine bağlanması ile ilgili iktidar partisine bir teklifte bulundu. Süreç öylece başladı. Mecliste bunun millet önüne gelmemesi için ciddi bir mücadele verdi Hayır cephesi. Ama başaramadılar. Hem iktidar partisi Genel Başkanı Binali Yıldırım, hem Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli süreci sonuna kadar takip ederek bu paket size sunulmak üzere meclisten geçti. Şimdi söz millette. Milletimiz 16 Nisan’da bu referandum paketi ile ilgili en doğru kararı verecek ve kendisini yönetecek olan hükümet sistemini yine kendi oylarıyla belirleyecek” ifadelerini kullandı.


Panele ayrıca konuşmacı olarak Sivil Dayanışma Platformu Genel Başkanı Ayhan Oğan, HAK-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Kayseri Genç Girişimciler Derneği Başkanı Mehmet Gülsoy, Kadın ve Demokrasi Derneği Hukuk Komisyonu Üyesi Av. Derya Yanık da katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin’in ifadesi ortaya çıktı CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda çekildiği öne sürülen ’para sayma’ görüntülerine ilişkin soruşturma çerçevesinde Savcılığa ifade veren Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin’in ifadesi ortaya çıktı. Keskin’in ifadesinde, "Toplamda 9 kişiden 400 bin lira civarında bağış topladık. Bağış kampanyası ve paranın harcanması noktasında bütün sorumluluk CHP İstanbul İl Başkanlığına aittir. Arkadaşlarımdan aldığım ve il binasının satın alınması için topladığım paralara karşılık makbuz vermeyi düşünemedim. Ben kendi yapmış olduğum bağış karşılığında da herhangi bir belge veya makbuz almadım. Bu makbuzların CHP İstanbul İl Teşkilatı tarafından bana gönderileceği söylendi" dediği öğrenildi. Sosyal medyada Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanlığı’nda çekildiği öne sürülen ‘para sayma’ görüntülerine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, suç ve suç unsuru bulunup bulunmadığının tespiti için re’sen soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma çerçevesinde, CHP eski İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş, söz konusu binayı sattığı öne sürülen Ali Rıza Braka, İmamoğlu İnşaat Genel Müdürü Tuncay Yılmaz, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ve CHP Meslis Üyesi Turgay Özcan’ın da arasında bulunduğu 12 kişi ‘şüpheli’ sıfatıyla Savcılığa ifade vermişti "Bağış kampanyası ve paranın harcanması noktasında bütün sorumluluk CHP İstanbul İl Başkanlığına aittir" 12 şüphelinin ifade verdiği soruşturma çerçevesinde, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin de 13. şüpheli olarak Savcılığa ifade verdi. Keskin ifadesinde, "2019 yılında CHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından ’Bir Tuğla da Sen Koy’ bağış kampanyası başlatıldı. Kampanya kapsamında toplanacak paralarla CHP İstanbul İl Başkanlığı Binası alınması planlanıyordu. Bu husus CHP parti meclisinde ve belediye başkanlarının kendi aralarında yapmış oldukları toplantılarda sürekli olarak konuşulan bir konuydu. Ben de CHP Parti mensubu ve aynı zamanda Belediye Başkanı olmam nedeniyle bu kampanyaya destek vermeyi uygun gördüm. Bu kapsamda kendim 50 bin lira bağış yaptım. Yine samimi olduğum arkadaşlarım destek olmak istediklerini ve bağış paralarını benim aracılığımla göndermek istediklerini söylediler. Toplamda 9 kişiden 400 bin lira civarında bağış topladık. Özel kalemim Onur Öksel’i telefonla arayarak avukat Ergün Özer’in Harbiye’de bulunan ofisine çağırdım. Ben de o sırada ofisten çıkıyordum. Girişinde karşılaştık. Burada bir el çantası içerisinde bağış paralarını Onur’a teslim ettim ve kendisine götüreceği adresi bir kağıda yazarak verdim. Paranın nereye götürüleceğini CHP İstanbul İl Başkanlığından şu anda ismini hatırlayamadığım bir kişi telefonla beni arayarak söyledi. Zaten bağış kampanyası ve paranın harcanması noktasında bütün sorumluluk CHP İstanbul İl Başkanlığına aittir" dedi. "Bu makbuzların CHP İstanbul İl Teşkilatı tarafından bana gönderileceği söylendi" Şüpheli Keskin ifadesinin devamında ise "Onur da kendisine verdiğim talimat doğrultusunda içerisinde bağış paralarının bulunduğu çantayı alarak adrese götürdü. Parayı teslim ettikten sonra beni arayarak parayı sorunsuz şekilde götürdüğünü, parayı belirtilen adresteki kişilere teslim ettiğini ve oradan ayrıldığını söyledi. Ben de teşekkür ettim ve konu kapandı. Onur Öksel’in kamera kayıtlarına yansıyan görüntülerde elinde bulunan çanta benim tarafımdan kendisine verilen ve içerisinde 400 bin lira bağış paralarının bulunduğu çantadır. Arkadaşlarımdan aldığım ve il binasının satın alınması için topladığım paralara karşılık makbuz vermeyi düşünemedim. Ben kendi yapmış olduğum bağış karşılığında da herhangi bir belge veya makbuz almadım. Bu makbuzların CHP İstanbul İl Teşkilatı tarafından bana gönderileceği söylendi. Pandemi sürecinin araya girmesiyle bu konu bir daha gündeme gelmedi. Paraların görüntülerin çekildiği ofiste kime teslim edildiği konusunda bir bilgim yoktur. Toplantılarda sürekli olarak herkesin imkanları ölçüsünde bu kampanyaya gönüllü olması isteniliyordu. Ben de gönüllü olarak kampanyaya destekte bulundum" ifadelerini kullandı.
Zonguldak Bakan Özhaseki, “Şimdi başka belediyecilik başladı, algı belediyeciliği. Adam tatilde, iş başındaymış gibi gösteriyorlar” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, AK Parti’nin gerçek ve hizmet belediyeciliği yaptığını söyledi. Muhalefeti eleştiren Bakan Özhaseki, "Şimdi başka belediyecilik başladı, algı belediyeciliği. Adam tatilde, iş başındaymış gibi gösteriyorlar" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Zonguldak’ın Devrek ilçesinde Öğretmenevi’nde STK, Sektör temsilcileri buluşması programına katıldı. Burada kalabalığa hitap eden Bakan Özhaseki, yerel seçimlerin önemine dikkat çekerek, “Bütün seçimler Türkiye’de önemlidir. Ama yerel seçimlerin şöyle bir önemi de vardır. Siz orada kendi geleceğinizi inşa edecek insanı seçersiniz. Yani çocuklarımızı büyüteceğimiz, yaşayacağımız ortamı bize hazırlayacak olan insanı seçersiniz. Şehirlerin geleceği o şehirdeki yerel yöneticilerin ufukları ile doğru orantılıdır. Oradaki yerel yönetici başta belediye başkanını kast ediyoruz. Dürüst birisi ise çalışkan, gayretli birisi ise gerçekten Allah rızası için bunu yapıyor, gece gündüz demeden toplum için bunu yapıyorsa Cenabı Allah onun gören gözü oluyor. Ayağı oluyor, yardım ediyor. Değilse, niyet bozuksa her işi eline yüzüne bulaştırıyor. O zaman da bunun eziyetini bizler çekiyoruz. Biz geleceğimizi oyluyoruz. O yüzden bildiğimiz doğruları söylemekte gayret ediyoruz” ifadelerine yer verdi. 1994 yılı öncesinde ideolojik, takıntılı, kafasındaki sapkın hedeflerine ulaşmak için belediyecilik yapan insanlar olduğunu söyleyen Bakan Özhaseki, “İstanbul’da bir semtte kahveler dolu. Fabrikadan mal çekiyorum özel sektördeyim. Kahvehanelerin neden dolu olduğunu sordum. Bana cevap olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin elemanları olduğu, akşama kadar oyun oynadığını söylediler. Çalışmaz, eylem olacağı zaman otobüsler yanaşır, gösteri alanına giderler. Bunlar çalışmak için değil ki. Öğrenciliğim İstanbul’da geçti. Cami yanında tavana kadar çöp deryası olduğunu bilirim. Sular akmaz. Gece saatlerine suyu kurarız, kap kacağı biriktirip elimizi yüzümüzü yıkayacağız. O dönemler öyleydi. Ama biz çıktık dedik ki hizmet edeceğiz. Gece gündüz çalışacağız. Kimseyi ayırmayacağız. Mazeret de üretmeyeceğiz. Bu sözümüzde durduk. Yıllardır çok şükür birçok belediyede bunları da yaptık başardık” şeklinde konuştu. "Biz sözümüzde, ahdimizde dururuz, çalışırız" Kayseri Belediye Başkanlığı dönemlerini hatırlatan Bakan Özhaseki, “Biz sözümüzde ahdimizde dururuz, çalışırız. Haliyle Türkiye’nin birçok zorluğu var. Bulunduğumuz coğrafya böyle bir coğrafya en büyük zorluklardan birisi de depremsellik. Hepimiz bilelim ki şu anda bile yer altında kırılmamış, hangi şiddette kırılacağını bilmediğimiz 500’e yakın fay hattı var. Türkiye bir deprem ülkesi. Çok 100 yılda 6 üzerinde yıkıcı deprem sayısı 231. Ölen insan sayımız 130 bin. Öyle olunca bizim şehirlerimizi muntazam yapmamız lazım. Depreme dirençli yapmamız lazım. Evlerimiz rastgele yapmamız lazım. 6 Şubat’ta meydana gelen hadisede 680 bin evimiz yıkıldı, 170 bin de işyeri. Dile kolay, 850 bin. Burada tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan da zarar gördü. Asrın felaketi olarak deniliyor ama bin yıllık Anadolu medeniyetimizde başımıza gelen en büyük felaket buydu. Bundan daha büyük felaket de Moğol istilası dahil karşılaşmadık. Zararımız 100 milyar doların üzerinde. Ama çok şükür bunu Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bizler de yol arkadaşları olarak hep beraber adeta asrın dayanışmasına döndürdük. Gece gündüz çalışıyoruz. Arı gibi çalışıyoruz. Şu anda 300 binden fazla ev yapılıyor. Köy evlerini artık çelik karkastan yapılıyor. Şehirlerin merkezlerini, altyapılarını yapıyoruz. 76 bin evi geçen haftalarda vatandaşlarımıza teslim ettik” diye belirtti. 6 Şubat depreminden sonra asrın dayanışması sergilendiğinde bölgeye gelen yabancı misyon şeflerinin “Bu depremin 4’te 1’i bizde olsaydı vallahi biz bunun altından kalkamazdık” dediklerini hatırlatan Bakan Özhaseki, “Birkaç gün önce gazetelerde gördüm. Amerika’da bir kasırga olmuştu. Devlet üç senede hala oraya gitmemiş, vatandaş isyan ediyor, protestolarda bulunuyordu. Çok şükür bizde ilk günden itibaren oradaydık. 810 AK Partili belediye var. Bütün başkanlarımızı oraya gönderdik. Çalışıyoruz. İnşallah oradaki kardeşlerimizin bütün haklarını vereceğiz” "Hadi gelin bin şantiyeyi gezdireceğim diyorum, gelen giden yok" Özhaseki, “Bir ay kadar önceydi. Ana muhalefetin genel başkanı çıkmış, ‘hükumetin deprem karnesini açıklıyorum, sıfır, sıfır.’ Ne diyor dedim ya? Gösteri yapar gibi adamcağız bağırıyor elinde kağıtla. Bir başka genel başkan çıkıyor diyor ki 76 bin evi ‘Herhalde AKP’lilere verdiler’ diyor. Allah sizi ıslah etsin. Ne olursunuz şu kirli dilinizi çekin. Öteki de çıkmış, ‘Özhaseki’ye bak, utanmadan mis gibi evler yaptık’ diyor. Ne diyeceğim, mis gibi evler yapıyoruz. Aslanlar gibi evler yapıyoruz. Ne dememi beklersiniz. Oradaki çalışma bile zoruna gidiyor. Hükumetin başarısı bile zoruna gidiyor. Deprem olduğunda bir genel başkan yardımcısı diyor ki ‘Hükumet depremin altında kalır, merak etmeyin’ diyor. Ya ne biçim adamsınız? Enkazın altında insanlar var, kurtarmaya çalışıyoruz. Daha birinci gün. Hala siyaset derdindeler. Ne olur şu kirli dilinizi bir çekin ya. Hadi gelin bin şantiyeyi gezdireceğim diyorum gelen giden yok” diyerek muhalefeti eleştirdi. “Hem iktidarda hem yerel siyasette çalışacağız” 22 yılda AK Parti’nin iktidarda olduğunu, geçmiş iktidarlardan kat kat fazlasını yaptıklarını söyleyen Bakan Özhaseki, “Biz çalışacağız. Hem iktidarda hem yerel siyasette çalışacağız. Günü birlik biraz vakit geçirirler geçer giderler. Ama önemli olan bıraktığınız eserler. Hamdolsun 22 yılda iktidardayız. Türkiye’yi büyüttük. Altyapısını yaptık. Hiç kötü sözümüz olmaz geçmiş iktidarların üzerine kat kat fazlasını yaptık. Eğer biz bu beldeyi seviyorsak burada güzel işler olsun istiyorsak, elimizde güçlü bir AK Parti iktidarı varken Özcan Beye de sonuna kadar destek olacağız” dedi. “Hiç çalışma yok, çalışıyormuş gibi gözüküyor” 20 yıl belediye başkanlığı yaptığını söyleyen Bakan Özhaseki, “Her seçimlerde çıkardım. Yaptıklarımı anlatırdım. Önümüzdeki dönemde şunları yapacağım derdim. Vatandaşlar oy verirse gider yapardık. Şimdi başka belediyecilik başladı. Algı belediyeciliği. Yapmıyor, yapıyormuş gibi gözüküyor. Hiç çalışma yok, çalışıyormuş gibi gözüküyor. Adam tatilde, iş başındaymış gibi gösteriyorlar. Geçen seneki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüme ayrılan taraf 485 milyon, algı operasyonları için ayrılan ara 900 milyon lira civarı. Allah sizi ıslah etsin ne diyeyim. Sosyal medya ordusuyla, trollerle, yan yatıyor alkışlıyorlar, gülüyor, alkışlıyorlar. Sövün buraya diyorlar hücum, 50 bin kişi birden sövüyorlar. Ama gerçek belediyecilik ayrı bir şey. Gerçek belediyeciliğin temelinde hizmet var. Biz de hizmet yapıyoruz” şeklinde konuştu.