GENEL - 29 Nisan 2016 Cuma 13:00

(Özel Haber) Erkeklerde İntihar Oranları Daha Fazla

A
A
A
(Özel Haber) Erkeklerde İntihar Oranları Daha Fazla

Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Kuşat ve Kayseri Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Reyhancan, ölümle sonuçlanan intihar sayısının erkeklerde daha fazla olduğunu söyledi.
Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Kuşat ile Kayseri Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Reyhancan, son günlerde sayısı artan intihar vakaları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
"SANAYİLEŞME VE ŞEHİRLEŞME İNTİHAR NEDENİ"
Doç. Dr. Ali Kuşat, kişinin bilinçli olarak kendisine zarar vermesi anlamına gelen intihar vakalarının psikotik hastalıklara dayalı vakalar ile sosyoekonomik ya da sosyokültürel nedenlere dayalı intiharlar olarak iki şekilde sınıflandırıldığını belirtti. Psikolojik bir hastalığa dayalı olmayan intihar vakalarının, Avrupa’da 19. yy’daki Sanayi Devrimi sonrasında, Anadolu’da ise Tanzimat ile birlikte görüldüğüne dikkat çeken Doç. Dr. Ali Kuşat, “Sanayileşme, şehirleşme ve büyük şehirlere akım, insanların, köylerinde ve kırsal alanlarda sahip oldukları bir takım destek ve değerlerden uzaklaşmalarına neden oldu. Bu da, onların zor durumlarında kendilerine yardımcı olacak sosyal desteklerden mahrum kaldıkları için intiharı kurtuluş olarak görmelerinin yolunu açtı” diye konuştu.
"40 YAŞINDAN SONRAKİ İNTİHARLARIN SAYISI ARTIYOR"
Psikotik hastalıklardan dolayı görülen intiharlarda yaş, cinsiyet, eğitim durumu gibi sınıflandırmaların söz konusu olmadığını kaydeden Doç. Dr. Ali Kuşat, diğer intihar vakalarının en fazla 15-25 yaş aralığında, ikinci olarak da 60 yaş üstünde görüldüğünü ifade etti. Doç. Dr. Ali Kuşat, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üçüncü sırada da 40-50 yaş aralığında görülüyor. Ergenlik dönemindekiler hayata adaptasyon sürecinden, yaşlılık dönemindekilerin yalnızlıktan, orta yaşlardaki intiharlar ise hayata yeni bir anlam kazandırma çabasına bağlı olarak yaşanan krizden kaynaklanıyor. Bazı psikologlara göre 40’lı yaşlar insan yaşamında bir dönüm noktasıdır. Çünkü insanlar 40 yaşına kadar yaşamdan bekledikleri dünyasal amaçlarına belli ölçüde ulaşıyorlar. 40’ından itibaren de hayatın artık, geçmişte yaşanan gibi bir şey olmaması gerektiği düşüncesi ortaya çıkıyor. Bu da krizlere, bazılarında da intihara neden oluyor. Bu orta yaş intiharlarında sayıca artış var. Ergenlik döneminde de intiharlar, trafik kazaları ile birlikte en yaygın ölüm nedeni arasında. Yaşlılık dönemi intiharları ise ülkemizde Batı ülkeleri ile karşılaştırıldığında daha az.”
"DİNİ İLGİ İNTİHARA ENGEL OLUYOR"
Araştırmalara göre dini ilgisi az olan insanların intihara daha meyilli olduğunun tespit edildiğini vurgulayan Doç. Dr. Ali Kuşat, dünya ölçeğinde İslam dünyasında, Hristiyan dünyasında da dine daha bağlı olan Katoliklerde intihar vakalarına daha az rastlandığını sözlerine ekledi.
KADINLARIN İNTİHAR GİRİŞİMİ ‘İMDAT ÇAĞRISI’
Kayseri Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Reyhancan da ölümle sonuçlanan intiharların erkeklerde daha fazla olduğunu belirtti. Kadınların intihar girişimini yaşamına son verme isteğinden ziyade imdat çağrısı olarak değerlendiren Uzm. Dr. Mustafa Reyhancan, “Acile gelen vakalarda gördüğümüz üzere de, dünyada yapılan istatistiklere baktığımızda da intihar girişimi ile gelen hastalarda kadın oranı yüksek ama ölümle biten intiharlarda da erkek oranı yüksek. Kadınlar uygun dille sıkıntımızı ve isteğimizi anlatamayınca bir yardım arayışı olarak intihara başvuruyor. Bu, ilgi çekmekten ziyade bir yardım ya da imdat çağrısı. Ama erkeklerde intihar çağrıdan ziyade son çaresizlik ya da son kurtuluş. Onlardaki intiharlar daha ciddi girişimlerle oluyor” diye konuştu.
"MEDYANIN İNTİHAR HABERLERİNDE KULLANDIĞI DİL ÖZENDİRİCİ OLABİLİR"
Bunun yanı sıra, ilkbahar ve sonbaharda intihar vakalarında artış gözlendiğini de kaydeden Uzm. Dr. Reyhancan, medyayı intihar haberlerinde kullanılan dil konusunda uyardı. Medyanın kullandığı dilin özendirici olabileceğinin altını çizen Reyhancan, "Bir mahallede, bir okulda, bir şehirde intihar vakası gerçekleştiğinde, bilinçaltında ölsem de kurtulsam düşüncesi olan ya da bir takım sosyoekonomik sıkıntılar olan insanlar, intihar bir kaçış ya da çareymiş şeklinde düşünebiliyor o nedenle medyanın kullandığı dil bunu tetikliyor. Bazen köprüye çıkan bir kişi dakikalarca gösteriliyor ya da atlamak için çatıya çıkan bir kişinin, ailesi, sevdikleri her şeyi ortaya dökülüyor. Bu, belki bireysel olarak görülüyor ama arkasından birkaç gün sonra benzer tarzda intiharları mutlaka görüyoruz. Bu nedenle intihar haberlerini magazinsel malzeme haline getirmemek lazım" ifadelerini kullandı.
KAYSERİ’DEKİ VERİLER BİLİMSEL SONUÇLARI DOĞRULUYOR
Kayseri Halk Sağlığı Müdürlüğü’nün 2016 yılı intihar teşebbüslerine dair verileri, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Kuşat ve Kayseri Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Mustafa Reyhancan’ın görüşlerini doğrulamaktadır. Verilere göre, 2016 yılının ilk üç ayında 154’ü kadın olmak üzere toplam 216 kişi intihara teşebbüs etti. Aylara göre sınıflandırıldığında ise; Ocak’ta 46 kadın, 13 erkek; Şubat’ta 59 kadın, 29 erkek; Mart’ta ise 49 kadın, 20 erkeğin intihara teşebbüs ettiği görüldü.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tunceli Doğu ve Güneydoğuyu Karadeniz’e bağlayan yolda kaya düşmesi ve heyelan tehlikesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini Karadeniz’e bağlayan Tunceli-Pülümür-Erzincan karayolu, kaya düşmesi ve heyelan tehlikesi nedeniyle ciddi risk oluşturuyor. Vatandaşlar, muhtemel bir depremde karayolunun kapanabileceğini belirterek bir an önce önlem alınması çağrısında bulundu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini Karadeniz Bölgesine bağlayan en kısa karayolu olan Tunceli-Pülümür-Erzincan karayolu, yılda on binleri aşan sürücü tarafından kullanılıyor. Karayolunun bazı bölgelerinde bariyer olmaması, kaya düşme ve heyelan tehlikesi nedeniyle sürücüler endişeli yolculuk yapmak zorunda kalıyor. Karayolları ekipleri tarafından tehlike oluşturan kayalar zaman zaman alınırken vatandaşlar güzergah boyunca ciddi bir çalışma yapılması gerektiğini belirtti. Karayolunu sık sık kullandığını aktaran Ahmet Yıldız, kayaların yol yapım çalışmalarından dolayı sarsıntıya uğrayıp tehlike oluşturduğunu kaydederek, ’’Kayalar birbirinden ayrılmış, emaneten duruyorlar. Bölgemizdeki yol şu anda çok hareketli. Doğu Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan en kısa güzergah. Ovacık karayolunda kaya düşmesi sonucu bir vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Doğu Anadolu’dan Karadeniz’e geçen bütün araçlar bu yolu kullanmaktadır. Bu yol üzerinde bulunan kayaların hepsini ivedi şekilde müdahale edilmesi gerekmektedir” dedi. Bölgede deprem beklendiğini hatırlatan Yıldız, “Depremde bu yolların kapanacağı aşikardır. Kesinlikle kayalar düşebilir, tehlike arz edebilir. Bir an önce önlem alınmalı. Zamanında bazı noktalara bariyerler çekilmişti, genişletme çalışmaları yapılmıştı. Şu an bu yolda kayalarla ilgili bir çalıma yapılması gerekmektedir. Asrın felaketi dediğimiz depremde, deprem illerine Erzincan, Erzurum, Sivas’tan ulaşmak için bu yol kullanılmıştı. Bu yol, bölgemiz için çok önemlidir. Deprem anında bu yol kapalı olsaydı araçlar ve kurtarma ekipleri deprem bölgesine ulaşamayacaktı” diye konuştu.
Samsun Hastane otoparkına GES kuruldu Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin açık otoparkına ve çatısına kurulan güneş enerji santrali (GES) ile hastanenin enerji giderlerinden aylık 7,3 milyon, yıllık ise 88 milyon TL tasarruf edilecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen Kamu Binalarında Enerji Verimliliği Projesi (KABEV) kapsamında Sağlık Bakanlığı Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesine GES kuruldu. Konuyla ilgili bilgi veren İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Uras, "Ülkemizin enerji ihtiyacı, gelişen ekonomiye bağlı olarak şehirleşme ve nüfus artışının da etkisi ile her geçen gün artmaktadır. Artan ihtiyacın paydaşlarına bakıldığında ülkemizde binalar enerji tüketiminde sanayiden sonra ikinci sırada gelmektedir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın KABEV Projesi’nin genel hedefi de; kamunun sektöre öncülük ederek enerji tüketiminin azaltılmasını sağlamak, enerji verimliliği çalışmaları kapsamında karbon salınımını azaltarak çevre dostu enerji sistemlerinin aktif edilmesini sağlayarak, farklı sektörlere örnek olmaktır. Bu çalışmalar çerçevesinde ilimizde de Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanemiz projeye dahil edilmiş ve 7 aydır süren altyapı çalışmaları tamamlanarak, hastanemizde ‘Akıllı Enerji Tasarruf Sistemi’ uygulamaya girmiştir. Uygulama çerçevesinde hastane açık otoparkımızın üstü ve bina çatı üstünde uygun noktalar ‘güneş enerjisi santralleri’ ile donatılmış, otopark ve bu açık alanlar bir enerji santraline çevrilmiş; bina içi aydınlatma sistemleri elden geçirilmiş, kullanılan materyaller enerji tasarrufuna uygun olanlarla değiştirilmiş, ısıtma ve soğutma sistemlerimizde iyileştirmeler yapılmıştır. Enerji kullanımını artıran tüm bağlantı ekipmanları yenilenmiş ve bina enerji sistemi otomasyon üzerinden takip edilerek anlık verimlilik takibinin yapılması sağlanmıştır" dedi. "Enerji giderleri aylık 20 milyondan 7,3 milyon düşecek" Hastanenin tasarruf edeceğini ifade eden Müdür Uras, "Sistem sayesinde elektrik, ısıtma, soğutma gibi enerji giderlerine aylık olarak yaklaşık 20 milyon TL harcayan hastanemiz, uygulamaya giren sistem sayesinde yüzde 36,8 tasarruf sağlayacak, bu da aylık 7,3 milyon, yıllık ise 88 milyon TL tasarruf elde edilmesini sağlayacak. Enerjide dışa bağımlığın önlenmesine katkı sağlanmasını da hedefleyen bu çalışma sonucunda hastanemize ait binalarda yıllık ortalama enerji tüketiminden 8 milyon 536 bin 422,28 kilovatsaat tasarruf edilecek ve CO2 emisyonunda yıllık 3 bin 47,09 ton azaltma sağlanarak hastanemiz ‘çevre dostu hastane’ haline gelecek. Bu örnek uygulamasının başarıyla sonuçlanmasından dolayı hem proje kapsamında bize destek olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza hem de süreci yakından takip ederek hızla tamamlanmasını sağlayan hastane yönetimimize teşekkür ediyorum. Örnek enerji tasarrufu uygulamalarımız diğer sağlık tesislerimizde de 2024 yılında adım adım devam edecektir" diye konuştu.