GENEL - 25 Nisan 2018 Çarşamba 13:01

Reyting avcısı yapımcılar internette de denetimde olacak

A
A
A
Reyting avcısı yapımcılar internette de denetimde olacak

RTÜK Başkanı Prof.

RTÜK Başkanı Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, 533 Sayılı Torba Yasa kapsamında çıkarılan RTÜK’ün internet yayınlarını da denetlemesi düzenlemesi kapsamında, normal televizyon yayınlarında küfürlü ve müstehcen sahnelere uygulanan yasakların aynısının, internet yayınlarında da uygulanacağını söyledi.


Erciyes Üniversitesi (ERÜ) İletişim Fakültesi, Kayseri Valiliği ve İl Emniyet Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen ‘İstismar ve Şiddetin Önlenmesinde İletişim ve Toplum’ sempozyumuna katılan RTÜK Başkanı Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, 21 Mart’ta çıkarılan 533 Sayılı Torba Yasa kapsamında, RTÜK’ün artık internetten yapılan yayınlara da denetim ve düzenleme getirebileceğini ifade etti. Bilgi Teknolojileri Kurumu ile ortaklaşa hazırladıkları yönetmeliğin 3 aya kadar tamamlanacağını belirten Yerlikaya, denetimin asla bir sansür olmadığına ve sosyal medya içeriklerini kapsamadığına dikkat çekti. Yerlikaya, “Asla Rasyo Televizyon Üst Kurulu’nun bütün internete müdahale etmesi ya da sansürlemesi gibi bir durum söz konusu değil. Biz zaten yayın yapıldıktan sonra inceleme yaparız. Sadece internet ortamında radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayınlara yönelik bir inceleme olacak. Onun dışında sosyal medya ve benzeri hiç birisine müdahalemiz olmayacak. O, BTK’nın denetim ve düzenlemesinde. İnternetin tamamının düzenleme ve denetleme yetkisi sanki RTÜK’e verilmiş bazı algılar ve beyanlar var kamuoyunda, asla böyle değildir” diye konuştu.


Düzenlemeyle birlikte; özellikle isteğe bağlı internet yayıncılığı yaparken her türlü müstehcen ve küfürlü sahneyi alenen kullanan yayıncıların, normal televizyon yayınlarındaki kurallara uymak durumunda kalacaklarını dile getiren Yerlikaya, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Reyting kaygısı olan bazı yapımcılar normal televizyonlarda küfürlü sahneleri bipleyerek veriyor ve RTÜK yasasından kaçıyorlar ama internet ortamındaki televizyon yayınlarında, çocuklarımızın da izleyebileceği şekilde alenen yayınlıyorlar. Bu söylediğimiz küfür, müstehcen, erotik sahnelerin hepsi orada var. Çocuğumuz yan tarafa gidip cep telefonunda o küfürlü sahneleri rahatlıkla izleyebiliyordu. Bu yasa da bunlar da düzenlenmiş olacak. İsteğe bağlı yayıncılık Avrupa’da da Radyo Televizyon Üst Kurullarının denetimindedir. Bizde de bu tür televizyonlar var ve buralarda maalesef 6112 sayılı yasaya göre işlemler yapılmıyordu ama şimdi daha yasa gündeme gelmeden buralardaki çok müstehcen sahneler, çocuk istismarıyla ilgili sahnelerin çıkarıldığını ve buzlandığını duyuyoruz. İnşallah toplum için daha hayırlı, toplum için faydalı yayınlar yapılacaktır.”


Çocuk istismarıyla ilgili yayın yasağı kararının mahkemeler tarafından verildiğini ve RTÜK tarafından uygulandığını kaydeden Yerlikaya, medya kurumlarının yayın yasaklarına uyduklarını; ancak arzu edilenin medya kuruluşlarının yasağa mahal vermeden yayın yapmaları olduğunu söyledi. Yerlikaya, yayın yasakları istatistikleriyle ilgili şu bilgileri verdi:


“2017’de 46 adet yayın yasağı uygulandı; bunların 13’ünün çocuk istismarı 13’ünün boşanma ve aile içi şiddet, 9’unun ise yaralanma ve cinayet konulu haberleri için verildi. 2018’de ise 11’i çocuk istismarı, 23’ü aile içi şiddet ve 4’ü de cinayet ve yaralanma haberleri olmak üzere 35 adet yayın yasağı kararı alındı. Medya hizmet sağlayıcılarının ise yaptıkları yayınlarda, özellikle çocuk istismarı haberleriyle ilgili olarak alınan yayın yasaklarına hassasiyet gösterdikleri görülmekte. Yani medya mensupları yayın yasağı alındığında buna uyuyor. Bu, olumlu bir şey olmaklar beraber bizim talebimiz ve isteğimiz; yayın yasağı konulmadan önce de bunun yapılması. Mahkeme tarafından ille de yayın yasağı verilmesine gerek yok, yayın kuruluşunda gerekirse bir psikolog, bir sosyolog bulundur, yayınını ona göre şekillendir. Dolayısıyla da böyle bir yayın yasağına da gerek kalmasın.”


Vali Vekili Mehmet Avcı’nın Yerlikaya’ya plaket takdiminin ardından sempozyum sunumları gerçekleştirildi. İki oturum halinde düzenlenen sempozyumda; ‘İstismar ve Şiddet Olaylarının Haberleştirilmesinde Etik Sorunlar’, ‘Çocuk İstismarı, Tanı, Tedavi ve Yaklaşımlar’ konuları ele alındı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Çocukların hazırlanan gösteride hünerlerini sergiledi Bilecik Belediyesi’ne bağlı çocuk sosyal tesislerinde eğitimlerini sürdüren çocukların hazırlanan gösteride hünerlerini sergiledi. Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen programa Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, Belediye Başkan Yardımcıları Yaşar Külhan ve Sabri Çobanoğlu da katılarak, öğrenci ve ailelerin kutlama sevincini paylaştı.Şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal marşının okunmasıyla başlayan programda konuşan Belediye Başkanı Subaşı, tüm çocukların bayramını kutladı. Bilecik Belediyesi olarak yarınların mimarları çocukları en güzel şekilde yetiştirmek için çalıştıklarını kaydeden Başkan Subaşı, şunları söyledi: "Bugün elime birkaç veri aldım. Çocuk sosyal tesislerimizdeki sayılarla ilgili. Çok mutlu oldum. Doluluk oranlarımız çok iyi. Bu seviyeyi korumak için belki de bazı mahallelerimizde iki kreşi hizmete açma gereği duyacağız. Bazı kreşlerimizde değişiklik ve düzenlemeler yapacağız. İstiyoruz ki her çocuğumuz kreş bahçelerinde oynayabilsin, yeşille buluşabilsin. Bizim Bilecik Belediyesi kreşlerinin farkı bu olması lazım. Aynı zamanda Atatürk’ün izinde güzel evlatlar yetiştirmek istiyoruz. İlke ve inkılapları en güzel ve doğru şekilde öğreterek, psikolojilerini en iyi ve doğru şekilde anlayıp davranarak, çocuklarımızı yetiştirmek istiyoruz. Çünkü çocuklar bizlerin geleceği. Onları en iyi şekilde yetiştirmek amacındayız. Bu güzel programda da emeği olan tüm öğretmenlerimiz, çocuklarımız ve aile üyelerine de teşekkür ediyor, bayramlarını kutluyorum’’ ifadelerini kullandı. Sırasıyla sahneye çıkarak gösterilerini sunan öğrencilere, aileleri ayakta alkışladı.Gösterisi Başkan Subaşı, öğretmen ve öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirmesiyle sona erdi.
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-