YEREL HABERLER - 21 Temmuz 2017 Cuma 15:56

Selçuklu döneminin ilk saraylarından Kayseri Şeker’deki Keykubadiye Saray kazısı 4. yılında

A
A
A
Selçuklu döneminin ilk saraylarından Kayseri Şeker’deki Keykubadiye Saray kazısı 4. yılında

Anadolu Selçuklularının en parlak döneminde Sultan I.

Anadolu Selçuklularının en parlak döneminde Sultan I. Alaeddin Keykubad tarafından 1220’li yıllarda inşa ettirilen ve halen Kayseri Şeker Fabrikası arazisi içerisinde bulunan Keykubadiye Sarayı’nda 2017 yılı kazı çalışmalarının dördüncü yılına girdi.


Kazı çalışmalarına Selçuk Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünden Prof.Dr. Ali Baş Başkanlığında, Prof.Dr. Remzi Duran, Arş.Gör.Dr. Şükrü Dursun, Arş.Gör. Ayben Kayın, Arş.Gör. Hazal Orgun ve 13 öğrenci ve kazı işçileri ile devam edildiği belirtildi.


Anadolu Selçuklu döneminin önemli yönetim merkezlerinden olup Sultan Keykubad’ın öldüğü yer olan Keykubadiye Sarayı, II. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde de bir süre kullanılmış, 1243 Kösedağ Savaşından sonra Moğolların Kayseri’yi istilası sırasında yakılıp, yıkılmıştır. Tarihi kaynaklarda geçen bilgilerden anlaşıldığı kadarıyla, istilanın etkilerinin çok büyük olması sebebiyle saray artık kullanılmayacak kadar harap duruma düşmüştür. Ancak, sürdürülen kazılarda ortaya çıkan çini ve seramik buluntular sarayın Selçuklu dönemi yazılı kaynaklarında anlatılan bilgilerle örtüşen güzellikte ve çok gösterişli olduğunu ortaya koymaktadır.


Saraydan iki yapı kalıntısı günümüze ulaşmış olup, bunlar da oldukça harap durumdadır. 2017 yılı çalışmaları bunlardan Dört Kemerli Yapı veya Küçük Köşk olarak adlandırılan kalıntının çevresinde gerçekleştirilmektedir. Oldukça verimli geçen çalışmalarda sarayın muhtemelen Selçuklu sonrasında çeşitli müdahaleler sonucunda yeniden kullanıldığı anlaşılmıştır.


Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Selçuk Üniversitesi adına yürütülen kazı çalışmalarında Kayseri Şeker Fabrikası yönetimi de Tarihi ve Kültürel mirasa gereken desteği sağlamakta olup çalışmaları Başkan Akay yerinde inceleyip çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı.


Ziyaret esnasında konuşan kazı Başkanı Prof.Dr. Ali Baş; "1220’li yılların ortalarında inşa edilen bu saray Anadolu Selçuklu Döneminin aslında ilk önemli saraylarından birisi olması sebebiyle de büyük önem arz ettiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti; 2014 yılında Kayseri Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi tarafından alandaki iki yapının restorasyonuna yönelik olarak bir girişimde bulunuldu bu girişim çerçevesinde özellikle her iki yapıda da temizlik çalışması yapılıp röleve restütüsyon ve restorasyon projeleri hazırlanarak yapıyı ayağa kaldırma düşüncesi hakim idi biz 2014 yılında Kayseri Şeker’in desteği ile burada bir sondaj çalışması gerçekleştirdik ve o çalışma sırasında ortaya çıkan veriler bizim burada bir kazı yapmamızı zorunlu kıldı.2016 yılında önemli verilerle karşılaştık. 2015 ve 2016 da, 2017 yılında da benzer şekilde çalışmalarımız sırasında önemli veriler ortaya çıkmakta.


Kayseri Şeker Yönetimi bizlere burada kazı yapmaya ilişkin muvafakat verdiler ve o muvafakat çerçevesinde biz ancak burada kazı çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu süreçte özellikle kazı yaptığımız süreçte Kayseri de gerçekten büyük destek gördük özellikle Kayseri Büyük Şehir Belediyesi ve Kayseri Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi tarafından bu destekler sürdürülmekte özellikle de arazinin Şeker Fabrikaları arazisi içerisinde olması sebebi ile kalıntılarımızın Şeker Fabrikası Anonim Şirketinin desteği burada çok fazla öne çıkmakta çünkü en küçük kazı ile ilgili bir isteğimiz olduğunda bir ihtiyacımız olduğunda anında yönetim tarafından gerçekten karşılanmakta hatta adeta Şeker Fabrikası Anonim Şirketinin bir elamanı gibi şu anda kendimizi hissediyoruz çünkü bütün ihtiyaçlarımızın çoğunluğunu burada gidermekteyiz. Böyle bir kültürün açığa çıkarılması noktasında bizlere vermiş oldukları büyük destek sebebi ile Başkanımız Hüseyin Akay nezdinde Kayseri Şeker Yönetim Kuruluna özellikle büyük teşekkür ediyorum" dedi.


Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay da inceleme sonrası yaptığı açıklamada; "Biz Profesör Doktor Ali Baş Hocamıza özellikle ve beraberinde bu kazı çalışmalarını yapan arkeolojik çalışmayı yapan bütün heyete öncelikle teşekkür ediyoruz. Bildiğiniz gibi hocamızın da ifade ettiği gibi bu çalışmalar sondaj çalışması olarak Kayseri Şeker Fabrikasının müracaatı üzerine 2014 yılında başladı. Yine o başlangıcı da hocamız yapmıştı ve bu sene dördüncü senesi oluyor. Çalışmalar arkeolojik çalışmalar şeklinde hocamızın ifade ettiği çerçevede gelişti ve yürüyor.


Tabi şu önemli bu alan tarihi bir mekan kültürel bir mekan Türk tarihi ile ilgili, Türk sarayları ile ilgili Kayseri’de ilk yapılan arkeolojik çalışmayı bu ifade ediyor. Bu çalışma bu yönüyle anlamlı ve değerli buluyorum. Alaattin Keykubat Anadolu Selçuklunun en büyük hükümdarlarından bir tanesi ve Anadolu’yu Türkleştiren, İslamlaştıran bir hükümdar ve bu konuda çok büyük eserler ortaya koymuş birisi, çok büyük mücadeleler vermiş birisi böyle büyük bir ecdadın mirasını tekrardan değerlendirme yapmak, ayağa kaldırmak ve bunu insanlarımıza bu bilgileri sunacak noktaya getirmek hepimiz açısından önemlidir.


Kayseri Şeker Fabrikası elbette bir sanayi kuruluşu, bir ticaret kuruluşu, bir tarım kuruluşu ama aynı zamanda tarihimize, tarihi mirasımıza da kültürel mirasımıza da sahip çıkma anlayışında bir kuruluş böyle bir anlayışla biz hareket ediyoruz onun için de bu çalışmaların sağlıklı bir şekilde yürümesi ve o döneme ait bilgilerin ortaya çıkması eserlerin ortaya çıkması konusunda üzerimize düşen her görevi bütün samimiyetle, bütün gayretle yapıyoruz, hocamıza ve ekibine bu çalışmalardan dolayı hem teşekkür ediyorum hem de başarılar diliyorum, inşallah belki burası bu çalışmaların sonucun da yeniden bir tarihi mekân olarak ihya edilebilir, eğer buna bir katkı sağlayacak olursak bu manada kendimizi de mutlu addederiz" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.