POLİTİKA - 01 Haziran 2015 Pazartesi 16:08

Başbakan Davutoğlu Kırıkkale'de

A
A
A
Başbakan Davutoğlu Kırıkkale'de

Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, dışarıdan kumandalıların üç partiyi bir araya getirmeye çalıştığını belirterek, “Paralelciler HDP ile, ulusalcılar Kandil ile, HDP’liler DHKP-C ile iş tutuyor. Bu üçü de gelse bize güç yeter mi” dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, seçim gezileri kapsamında Kırıkkale’ye geldi. Cumhuriyet meydanında halka hitap eden Başbakan Davutoğlu, muhalefet partilerini sert sözlerle eleştirdi. MİT tırları, seçim güvenliği ile ilgili de açıklama bulunan Davutoğlu, yeni Anayasa için de muhalefete işbirliği çağrısında bulundu.
Seçim gezileri kapsamında 72’inci mitingini Kırıkkale’de yaptığını açıklayan Davutoğlu, “Bu bizim 72. mitingimiz. Ne güzel tevafuk. Kırıkkale’nin 71 olan plakasını tamamlayıp 72’de Kırıkkale’ye merhaba dedik. 81 vilayete başka giden parti genel başkanı oldu mu? Bazıları İç Anadolu’da dolaşıp milliyetçilik dersi verdi. Bazıları sahilde dolaşıp ulusalcılık dersi verdi. Bazıları terörle, bölücülerle işbirliği yapıp sağda solda özgürlük nutukları attı. Bu hafta 81 vilayete de gideceğiz” şeklinde konuştu.
AK Parti iktidarı öncesi ve sonrasına ilişkin bir kıyaslama yapan Başbakan Davutoğlu, “2002 yılında iktidara geldiğimizde Türk savunma sanayi neredeyse bitmek üzereydi. Kendi silahımızı yapamadığımız gibi var olan tesisleri de kapatıyorlardı. Türkiye bir kurşun mühimmatı bile dışarıdan almak zorunda bırakılıyordu. Tankını başka ülkelerden hibe alıyordu. İsrail’e revizyona gönderiyorduk. Kendi tankımızı yapamıyorduk. Kendi uçağımızı yapmak hayal ötesindeydi. Artık kendi silah savaş uçağını yapabilecek bir Türkiye var. Altay tankını kim yaptı. Milli İnsansız Hava Uçağı olan ANKA’yı kim yaptı. Kendi füzemizi kim yaptı. Biz yaptık. Şimdi milli bölgesel uçağımızı yapmak için düğmeye bastık” ifadelerini kullandı.
"AĞUSTOS AYINDA MİLLİ OTOMOBİLİMİZİN İLK PORTATİF ÜRETİMİ GERÇEKLEŞTİRİLECEK"
Yerli otomobil ile de ilgili açıklamada bulunan Davutoğlu, “Bütün hazırlıklar tamamlandı. İmzalar atıldı. Kendi milli otomobilimizi yapıyoruz inşallah. 2015 Ağustosu’nda ilk portatif üretimi, 2016 da ilk filo tarzı üretimi yapılacak. Hayırlı mübarek olsun milli otomobilimiz. Ayrıca savunma sanayini geliştireceğiz. Kırıkkale’nin özel konumu olacak. Kırıkkale’nin doğuşunda mühimmat fabrikası ve demir yolunun önemli rolü oldu. Kırıkkale’de silah OSB kuruyoruz. Türkiye’de ilk. Kırıkkale’de çok daha fazla aş iş olacak. Yeni OSB ile savunma sanayimizin omura şehri Kırıkkale olacak” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin her yerine gidip al bayrağı dalgalandırdıklarını anlatan Davutoğlu, “Buraya gelip milliyetçilik taslayanlara sizin zamanında Türkiye kendi silahını yapabiliyor muydu? diye sorun. Kendisini silahını yapamayan bağımsızlıktan, bahsedebilir mi? Niye Sivas’ın ötesinde yoksunuz diye sorun. Niye Türkiye’nin her yerinde al bayrağı dalgalandır mıyorsunuz? diye sorun. Bahçeli bizi eleştiriyor. Bana Mert Ahmet demişler. Doğru ama eksik demiş, Batı’da Yörük Ahmet, Erzurum’da Dadaş Ahmet, Sivas’ta Yiğido Ahmet, Kırşehir’de Ahi Ahmet, Elazığ’da Gakkoş Ahmet, Aydın’da Yörük Ahmet, Osmaniye’de Türkmen Ahmet dediler. Çünkü biz Türkiye’yiz. Her yer bizim. Biz milletle aynı dili konuşuruz” diye konuştu.
AK Parti’nin yürüyüşüne devam edeceğini dile getiren Başbakan Davutoğlu, “Hepsi bir araya gelmişler. Doğan medya, Gülen, ulusalcı medya. Hepsi HDP’ye destek verin diyor. Çünkü ana muhalefet partisinden ümitleri yok. MHP’den ümitleri yok. Bütün ümitleri HDP. HDP barajı geçerse AK Parti’nin önü kesilir. Kime ümit bağlarsa bağlasın bunlar AK Parti yürüyüşe devam edecek inşallah” dedi.
"KİMSEYE HUKUK DIŞI İŞ YAPMASINA İZİN VERMEYİZ"
Seçim güvenliği üzerinden HDP’yi sert bir dille eleştiren Başbakan Davutoğlu, “Kandil ve arkasındakiler ile Türkiye’deki temsilcilerinin 7-8 Haziran için bizi tehdit ediyor. Bununla ilgili yüzlerce şikayet mektubu aldık. Güneydoğu Anadolu’da Doğu Anadolu’da baskı oluşturmaya çalışıyorlar. Seçimi barış içinde yapalım diye çok kez seslendim. Ama HDP’nin eş başkanı Batı’da gelip İstanbul ve Ankara’da özgürlük veya barış dili konuşuyor, ama doğuda baskılara devam ediyorlar. Siirt’te 3 bacımızı darp ettiler. 5 genci daha çıkarıp ailelerini tehdit ettiler. Şırnak’ta başka parti mensuplarını taradılar. Her yerden bu haberler geliyor. Seçim atmosferini kim kirletmeye kalkarsa karşısında kale gibi dururuz. Kimseye hukuk dışı iş yapmasına izin vermeyiz. Bunlar yapıyor CHP destek veriyor.MHP sessiz kalıyor. Gülen medyası, Doğan medyası, uluslararası medya arkalarında kimse yaptıkları baskıyı görmüyor. Gazete manşetlerinde toplanıp hepsi AK Parti suçlamaya başlıyor.Bu tuzağı bozacak mıyız?. Herkes barış içerisinde seçime gidecek. Herkes özel planlamasını yapsın sandıklara gitsin. Bu Türkiye’nin kader seçimi. Bu kadere ağırlığınızı, mührünüzü vurmanız lazım. Devlet olarak, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak da bu tehditler devam ettikçe, her türlü güvenlik tedbirini alırız. Tehdit ve baskılara boyun eğmeyiz. Muhtarları tehdit edenleri, tehdit mektupları gönderenleri, aileleri tek tek fişleyip şu oy çıkmazsa hesap sorarız diyenleri uyarıyorum bu tehditler karşılıksız kalmaz kamu düzeni ne gerekiyorsa onu yaparız. Bir milim taviz vermeyiz”şeklinde konuştu.
MAVİ MARMARA’NIN YIL DÖNÜMÜ
Başbakan Davutuoğlu, "Dün Mavi Marmara’nın yıl dönümüydü. 9 kardeşimizi şehit etmişlerdi. Bütün o baskılara karşı dimdik duracağız. Ama birisi diyor ki bakın nasıl paslaşma “Kudüs Yahudilerin kutsal mekanıdır” diyor. Berat gecesinde sesleniyoruz şimdi Kudüs İslam’ındır, İslam’ın kalacaktır. Bizim ilk kıblemizdir. Kılıçdaroğlu da ona destek veriyor. MHP’de sessiz kalıyor. Bu oyunları tuzakları bozmaya var mısınız? Biz Diyanet’imizi bunlara kurban verir miyiz? Birisi tek parti döneminde ezanımızı aslından çevirdi. Diğeri de ‘Allah Kürtçe bilmiyor mu’ diyor haşa. Bu ezanları bu semada dindirir miyiz,. Bu al bayrağı semalardan indirir miyiz?. İndirmek isteyenlere de haddini bildirir miyiz? Bunlar bunları söylerken MHP sessiz. Yörük Türkmen boyları Karakeçililer burada. Aynı boyun devamı Suriye’de, Bayır Bucak Türkmenleri. Bayır Bucak Türkmenlerine yardım götürüyoruz. Esed karşısında ezilmesin, IŞİD karşısında dik dursun diye birden bu hain çete, paralel casus çetesi ihbar ediyor. Bir gazete bunu ifşa ediyor. Türkiye’yi karalıyor. Yiğit gölgesine yiğit saklanır Bayır Bucak Türkmenleri de yiğit gölgesine geldiler. Anadolu’ya geldiler. Yiğit gölgesindeki yiğitler kendisine gelen yiğitleri iade eder mi? Zalime verir mi? Dulları yetimleri geriye verir mi? Onların namuslarını tehlikeye atar mı? Kılıçdaroğlu bize gelenleri geri göndereceğim diyor, Bahçeli de susuyor. Sonra da Bayırbucak Türkmenlerine sahip çıktık diye eleştiriyor. Allah’ın huzurunuzda iki şey olacaksa birisi Filistin’e sahip çıkmamız, diğeri Suriyeli de mazlumlara sahip çıkmamızdır. Birileri Filistin’e sahip çıkan Türkiye istemiyor. İstiyorlar ki Türkiye kendi içine kapansın kardeş kavgasıyla uğraşsın. Dünyaya adalet söylemesin. Yükselen Türkiye’yi durdurmak istiyorlar. Yükseldi yürüyor. İnşallah koşacak. Şu deve diz çöktürelim. IMF’den borç alsın, Bizden silah alsın istiyorlar. 3’ü değil, 33’ü bir araya gelse bizi durdurabilirler mi? Onlar bizi durdurmaya çalışırken biz gelecek planlaması yapıyoruz. 8 Haziran’da ilk ele alacağımız konulardan birisi Yeni anayasayı ele alacağız. İçerisinde başkanlık sistemi olan yeni Anayasa’yı. Özgürlükçü bir biçimde sivil bir anayasa için harekete geçeceğiz. Muhalefete çağrıda bulunuyorum düşünceniz neyse gelin paylaşalım. Artık Türkiye 12 Eylül anayasası ile yürümez. Çözüm sürecine sahip çıktık çıkmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu: “101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, meclis toplantısında 2023 Yılı Faaliyet Raporu’nu açıkladı. İmamoğlu, "101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık. Hane halkına 33 milyar 425 milyon TL’lik cari transfer gerçekleştirdik. 115 milyar 380 milyon TL ile ulaşımı destekledik” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ilk meclis toplantısının son gününde 2023 Yılı Faaliyet Raporu açıklandı. Fatih Saraçhane’de bulunan binada gerçekleşen toplantı, Meclis Başkanvekili Nuri Aslan’ın başlatmasıyla gerçekleştirildi. “101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık” 2023 yılına ilişkin faaliyet raporunu açıklayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık. Hane halkına 33 milyar 425 milyon TL’lik cari transfer gerçekleştirdik. 115 milyar 380 milyon TL ile ulaşımı destekledik. Çevre için 31 milyar 540 milyon TL kaynak kullandık. Sağlık ve sosyal hizmetler için kullandığımız kaynak 25 milyar 475 milyon TL. Spor, kültür, eğitim hizmetlerimiz için gerçekleştirdiğimiz harcamalarımızın toplamı 19 milyar 645 milyon TL. 37 milyar 545 milyon TL raylı sistemlerimize sermaye yatırımı yaptık. Fen işleri eliyle 29 milyar 945 milyon TL sermaye yatırımı gerçekleştirdik. Yol yapım ve bakımı için gerçekleştirdiğimiz harcama 14 milyar 355 milyon TL. Ulaşımı 21 milyar 415 milyon TL ile sübvanse ettik. Toplumsal dayanışmayı güçlendiren ve böylece insanların sosyal destek sistemine daha az ihtiyaç duymalarını önceleyen bir anlayışla son 5 yılda olduğu gibi, 2023 yılında da çok yoğun sosyal destek hizmetleri sunduk” dedi. “156 bin 322 çocuğumuza ücretsiz süt ulaştırdık” İmamoğlu konuşmasının devamında, "Örneğin, 2023 yılında 231 bin 354, toplamda ise 1 milyon 59 bin 612 haneye Sosyal Destek İstanbulkart ile periyodik olarak nakdi destek sağladık. Karakış Desteği, Ramazan Ayı Desteği, Yaşlı Sanatçılar Desteği, Kadın Sığınma Evi Desteği, Deprem Desteği gibi düzenli ve tek seferlik nakdi destekleri 2023 yılında 353 bin 864 yurttaşımıza, 5 yıllık dönemimizde toplamda 733 bin 41 yurttaşımıza ulaştırdık. 100 bin üniversite öğrencisine 7 bin 500 TL nakdi destek sağladık. Toplamda ise 279 bin 198 üniversite öğrencisine nakdi destek verdik. 156 bin 322 çocuğumuza ücretsiz süt ulaştırdık. Toplamda ise 623 bin 553 çocuğumuza ücretsiz süt dağıtımı yaptık. Evlilik Desteği kapsamında, ihtiyaç sahibi 8 bin 682 çifte nakdi destek sunduk” şeklinde konuştu. “11 kent lokantasıyla yaklaşık 2,5 milyon kişiye 40 TL’ye 4 kap yemek desteği verdik” Kent Lokantası’nın hizmetlerine dikkat çeken İBB Başkanı İmamoğlu, “Dezavantajlı mahallelerdeki okulların çevresinde 823 bin adet Beslenme Desteği dağıtımı yaptık. Açtığımız 11 Kent Lokantası ile yaklaşık 2,5 milyon kişiye 40 TL’ye 4 kap yemek desteği verdik. Açtığımız 14 yurtta 5 bin 619 öğrenciye kamu güvencesiyle barınma imkanı sağladık. Sayıları artık 100’ü geçen Yuvamız İstanbul, ders atölyelerimiz, teknoloji atölyelerimiz ve gençlik ofislerimizle çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim ve gelişimlerine katkı sunduk. 0-4 yaş arası çocuğu olan 614 bin anneye toplu ulaşımdan ücretsiz yararlanmalarını sağladık. İBB Kadın, Kadın Dayanışma Evi ve kadın danışma birimleri ile binlerce kadına barınma hizmeti ve sosyal hizmetler sunduk” ifadelerini kullandı. İBB Meclisi’nde Filistin’e destek çağrısı Daha sonra söz hakkı alan Büyük Birlik Partisi Grup Başkan Vekili Dursun Çağlayan, “Biz Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolluk ücretimizi, Büyükşehir Belediye Başkanımız Filistinli çocuklara yapmaya başlayacakları yardım kampanyası hesap numarasını bize ilettikleri takdirde sonuna kadar onların hesaplarına yatmasını talep ediyoruz. Buna katılacak olan meclis üyelerimizi arkadaşlarımızdan, kardeşlerimizden siyasi görüş ayırt etmeden emeği geçen katkısı olan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz” diye konuştu. "Sandıktan çıkan mesajları herkes kendi zaviyesinden değerlendirecektir, muhasebesini yapacaktır" AK Parti Grup Başkan Vekili Zeynel Abidin Okul ise konuşmasında, “Sandıktan çıkan mesajları herkes kendi zaviyesinden değerlendirecektir, muhasebesini yapacaktır. Bizler de kendi değerlendirmelerimizi çok ciddi bir şekilde yapmaktayız. Her biri 250 yatak kapasiteli 10 huzurevi açacağız denmiş, sadece bana gelen bilgi 1 tanesinin açıldığı birinin de sadece temeli atıldı. Biz görevi devrettiğimizde İstanbul’daki verilere baktığımızda 11 milyona yakın ücretsiz yemek dağıtıldığı, bugün ise bu rakamın 9 buçuk milyona düştüğü görülmektedir. Kent lokantalarını destekliyoruz. Güzel faaliyetlerde bulunuyorlar. Sayılarının arttırılmasını bekliyoruz. Ama bu aradan geçen 1 buçuk milyon eksik yemek acaba kent lokantalarında anlatılan 1,6 milyonluk uygun yemeğin reklamı yapılırken bu kadar yemek neden dağıtılmadı?” cümlelerini kulandı.
İstanbul Emine Erdoğan: "Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş bitkiler alemidir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, "Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş sayısız türü bünyesinde barındıran bitkiler alemidir. Bugün fitoterapi olarak bilinen bitkilerle tedavi, bilimsel geçerliliği olan, kanıta dayalı bir tedavi yöntemi halini almıştır" dedi. Emine Erdoğan, İstanbul’da Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ev sahipliğinde düzenlenen "Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) - Bitkisel İlaçlar İçin Düzenleyici İşbirliği Ağı (IRCH) 15. Yıllık Toplantısı ile Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Kılavuz ve Strateji Geliştirme Çalıştayı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’den ve dünyanın farklı yerlerinden gelen, bilim insanları ile buluşmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi. Sağlığı korumanın ve hastalıklardan arınmanın, var olduğu günden bu yana insanlığın ortak derdi olduğunu dile getiren Erdoğan, bu yolda birbirine eklenerek kar topu gibi büyüyen tecrübelerin insanlık tarihinin tüm birikiminden izler taşıdığını belirtti. Erdoğan, sahip oldukları bu hazinenin, Doğu’nun ve Batı’nın, geleneksel ve modernin ahenk içinde yoğurulmasının eşsiz bir sembolü olduğunu kaydederek, "Yüzyıllar boyunca hekimler, ’Biz insanı en güzel biçimde yarattık’ ayeti kerimesinin bir tezahürü olarak, kutsal kabul edilen sağlığı korumak ve bu uğurda tedavi yöntemleri geliştirmek için tabiatı incelemiş, yaratılan her şeyi hikmet nazarıyla satır satır okumuştur. Şifanın arandığı en kadim kaynaklardan biri hiç şüphesiz hala keşfedilmemiş sayısız türü bünyesinde barındıran bitkiler alemidir. Bugün fitoterapi olarak bilinen bitkilerle tedavi, bilimsel geçerliliği olan, kanıta dayalı bir tedavi yöntemi halini almıştır" diye konuştu. "Sayısız alimin keşifleri ve kaleme aldıkları eserler hala bilim insanlarımız tarafından keşfedilmeyi beklemektedir" Bugün birçok hastalığın tedavisinde bitkilerden elde edilen ilaçlar kullanıldığını bildiklerine dikkati çeken Erdoğan, "Anadolu toprakları, sahip olduğu 3 bini endemik, toplam 12 bin bitki türüyle bitkilerle tedavi alanında müstesna bir yere sahiptir. Sadece bitki çeşitliliği açısından değil, üzerinde birçok önemli hekim ve bilim insanının yaşamış olması hasebiyle de Anadolu toprakları kadim tıp kaynakları açısından önemli bir konumdadır. Razi’den İbni Sina’ya, Hipokrat’tan Galen’e sayısız alimin keşifleri ve kaleme aldıkları eserler hala bilim insanlarımız tarafından keşfedilmeyi beklemektedir" ifadelerini kullandı. Emine Erdoğan, buna bir örnek olarak, geçen yıllarda tercümesini gerçekleştirdikleri "Kitabül Cemi Fil Edviyetül Müfrede" kitabından bahsetmek istediğini aktararak, şöyle devam etti: "13. yüzyılda yaşayan ve botanik biliminin kurucusu olarak kabul edilen İbnü’l Baytar’ın bu değerli eserinin ne yazık ki Türkçe tercümesi bulunmuyordu. 19. yüzyılda Batılı bilim insanları tarafından önemi fark edilerek çeşitli dillere çevrilmiş olan bu eseri Türkçeye kazandırmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ancak elbette yeterli görmüyoruz. Ülkemizin bu anlamda büyük bir potansiyeli ve mirası var. Bu mirasın modern bilimin süzgecinden geçerek günümüze kazandırılmasının, insan hayatına eşsiz bir katkı sunacağı kanaatindeyim." "DSÖ geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinin ülkelerin sağlık sistemlerine dahil edilmesini teşvik etmektedir" Tıp alanında miras aldıkları bu köklü geçmişe sahip çıkmayı, milli ve vicdani bir sorumluluk olarak gördüklerine işaret eden Erdoğan, bu nedenle yürüttükleri çalışmaların bu sorumluluk duygusunun bir sonucu olduğunu söyledi. Emine Erdoğan, hastalıklarla mücadelenin, biçim değiştirse de her dönem insanlığın temel uğraş konularından biri olduğunu dile getirerek, "Teknolojinin gelişmesiyle teşhiste kat edilen mesafenin önemini yadsıyamayız. Ancak diğer taraftan artan kronik hastalıklar ve aşırı ilaç kullanımı tüm dünyada sağlık politikalarını yeniden gözden geçirmenin zorunlu olduğu kanısını güçlendirmiştir. Bu noktada DSÖ geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerinin ülkelerin sağlık sistemlerine dahil edilmesini teşvik etmektedir" ifadelerini kullandı. Tarihi öğretilerin gün yüzüne çıkarılıp, modern uygulamalara entegrasyonunda üzerlerine düşeni yerine getirmek için 2012 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Daire Başkanlığı kurulduğunu aktaran Erdoğan, gerekli mevzuat düzenlemesi yapıldığını vurguladı. "GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesi son derece önemli" Emine Erdoğan, 2014 yılında yürürlüğe giren Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’nin bu çerçevede önemli bir adım olduğundan bahsederek, şunları söyledi: "Bu sayede Sağlık Bakanlığı öncülüğünde, birçok üniversitede Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları (GETAT) eğitim ve uygulama merkezleri açıldı. Ancak GETAT uygulamalarının bilimsel ve akademik bir zeminde yürütülmesi son derece önemli. Bu minvalde geçtiğimiz aylarda ülkemizin saygın araştırma kuruluşlarından biri olan TÜBİTAK Başkanlığımız tarafından geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın araştırılmasına yönelik proje çağrısına çıkıldı. Akademik çalışmaların ve bilim insanlarının GETAT uygulamalarına gösterdiği ilginin son derece önemli olduğunu düşünüyorum." Bu sayede Türkiye’nin GETAT uygulamalarında önde gelen ülkelerden biri ve tüm dünya için bir cazibe merkezi olacağına emin olduğunu vurgulayan Erdoğan, topraklarının zengin şifa birikiminin, Sağlık Bakanlığınca patenti alınan "Anadolu Tıbbı" markası altında daha da geliştirilerek, insanlığın istifadesine sunulacak olmasının ümit verici bir gelişme olduğunu dile getirdi. Emine Erdoğan, başta Sağlık Bakanlığı ve DSÖ olmak üzere organizasyonda emeği geçen herkese ve katılımcılara katkıları için teşekkür etti. Hazreti Muhammed’in "Sağlık, vücutları sağlam insanların başına konmuş bir taçtır. Onu ancak hastaların gözü görür" Hadis-i Şerifi’ni aktaran Erdoğan, "Hastalığın değil, şifanın merkeze alındığı, geleneğin hak ettiği itibara yeniden kavuşarak, hayatımıza hikmeti ve şefkati kazandırdığı bir dünyayı, hep birlikte inşa edebilmeyi diliyorum" şeklinde konuştu. Emine Erdoğan, katılımcılarla aile fotoğrafı çektirdi Emine Erdoğan, programa katılan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sağlık Bakanı Yardımcısı Huzeyfe Yılmaz, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İhsan Ateş, DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, DSÖ Geleneksel, Tamamlayıcı ve Entegratif Tıp Birimi Sorumlusu/ Dünya Sağlık Örgütü Bitkisel İlaçlar İçin Uluslararası Düzenleyici İşbirliği Ağı (DSÖ-IRCH) Sekreterya Grup Başkanı Dr. Kim Sungchol ve DSÖ-IRCH Sekreterya Grup Başkan Yardımcısı Dr. Charles Wu ile aile fotoğrafı çektirdi. Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu (TÜMATA) tarafından mini konser verilen programda, çalıştayla ilgili tanıtım videosu izletildi. Programda, Sağlık Bakanı Koca ve DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Kluge konuşma yaptı. Konuşmaların ardından, Sağlık Bakanı Koca Emine Erdoğan’a geleneksel tıbbın simgesi olan "hayat ağacını" hediye olarak takdim etti. Emine Erdoğan daha sonrasında beraberindekilerle, Sağlık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan "Anadolu’da Tıbbın Tarihi" sergisini ziyaret etti. Sergide, geleneksel tıp yöntemlerinin yer aldığı kitaplar ve bitkiler tanıtılıyor.