YEREL HABERLER - 13 Temmuz 2017 Perşembe 14:50

“Bir İhanetin Anatomisi” paneli

A
A
A
“Bir İhanetin Anatomisi” paneli

15 Temmuz’u anma programları çerçevesinde o gece yaşananlara düzenlenen ‘Bir İhanetin Anatomisi’ isimli panelle geniş bir çerçeveden bakıldı.

15 Temmuz’u anma programları çerçevesinde o gece yaşananlara düzenlenen ‘Bir İhanetin Anatomisi’ isimli panelle geniş bir çerçeveden bakıldı.


‘Bir İhanetin Anatomisi’ isimli panel Kırıkkale Müftülüğü Konferans Salonunda yapıldı. Düzenlenen panele konuşmacı olarak eski Karadağ Büyükelçisi Niyazi Tanılır, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Kudret Bülbül ve Prof. Dr. Muhittin Ataman katıldı. Panelin koordinatörlüğünü Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Yıldız yaptı.


Fetullahçı Terör Örgütü yapılanmasının yaklaşık yarım asırlık bir geçmişe sahip olduğunu dile getiren Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Yıldız, “Bu yapı kurumlara, nüfus sirayeti ile onları ele geçiren ve din kisvesi altında bunu yapan, güçlendikten sonra dini ölçüleri bir yana bırakalım, insani her türlü ölçüyü bir kenara bırakan bir sapkın yapı, emniyet ve yüksek yargı gibi alanlarda güçlendikten sonra devleti ele geçirmeye kalkıştılar. İşte 15 Temmuz bunu sirayetle başaramayacaklarını sezdikten sonra kalkışmayla yapabiliriz diye düşündüklerinden ortaya koydukları bir eylem. Dolayısıyla bu hain darbe girişimi çok boyutlu bir hadisedir” dedi.



“15 Temmuz bütün darbe girişimlerinden farklıdır”


Türkiye’nin yakın tarihinde yaşadığı darbeler ve darbe girişimleri arasında 15 Temmuz’un farklı bir yeri olduğuna değinen eski Karadağ Büyükelçisi Niyazi Tanılır, “Önceki teşebbüsler ordu içindeki cuntalar tarafından hazırlanıp organize edilip icra edilirken bu darbe teşebbüsü dini bir cemaat yapısı içine gömülmüş illegal gizli bir örgüt tarafından sivil ve askeri unsurlarca birlikte organize edilmiş ve uygulamaya geçirilmiştir. Darbe gecesi askeri kışla ve karargahlarda yakalanan veya kamera kaydına geçen sivil şahıslar bunu kanıtlamaktadır. Diğer darbe girişimlerinden farklı olarak bu kez darbeciler, sivil halka ateş ederek kendi vatandaşlarını katletme, parlamentosunu, emniyet teşkilatını ve polisini bombalama, halkın seçtiği Cumhurbaşkanı’nı öldürmeye teşebbüs gibi insanın kanını donduran ve hepimizi dehşete düşüren eylemlere imza atmışlardır” şeklinde konuştu.



“FETÖ bir cemaat değildir”


Fetullahçı Terör Örgütü’nün dışarıdan göründüğü gibi bir cemaat yapılanması olmadığını dile getiren Prof. Dr. Kudret Bülbül, “Bu yapılanma milletin içine sokulmuş, büyütülmüş, beslenmiş bir ihanet şebekesidir. FETÖ’nün bir cemaat olduğu, diğer cemaatlerden de endişe duyulması gerektiği tezi bence bir FETÖ propagandasıdır. Türkiye’de sivil, liberal, sosyalist, seküler, dini cemaatler birer sivil toplum örgütleridir. Yasal çerçevede yanlışları varsa eleştirilebilir ama asla FETÖ ile kıyaslanarak değerlendirilmemelidir. Dolayısıyla bu örgütler, demokratik toplumun, sivil toplumun vazgeçilmez unsurlarıdır” ifadelerini kullandı.



“Türk halkı kendi kaderini tayin etmiştir”


15 Temmuz’u Türk halkının kendi kaderini tayin hakkını gösterdiği bir direniş olarak tanımlayan Prof. Dr. Muhittin Ataman, “Üslup olarak 100 yıl önceki Kuvayi Milliye hareketine bayağı benzerlik gösteriyor. O zamanda kendiliğinden sokaklara düşen bir halk kitlesi vardı. Biliyorsunuz, Anadolu’nun farklı yörelerinde insanlar direniş örgütleri kurmuşlardı ve işgale karşı çıkmışlardı sonra Mustafa Kemal, bunları Anadolu ve Rumeli Müdafaayı Hukuk Cemiyeti adı altında bir araya getirip düzenli orduya dönüştürmüş ve Kurtuluş Savaşı yapılmıştı. Burada da öyle bir durum söz konusu yani Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı öncesi veya sonrası Edirne’den Hakkari’ye, Kars’tan Muğla’ya kadar bütün şehirlerde ve aşağı yukarı bütün kesimlerde insanların sokaklara döküldüğünü görüyoruz. Bu direnişi gösteren siyasi kadro var, bunu takdir etmemiz gerekir. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı çok etkili olmuştur” şeklinde belirtti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
İstanbul Öğrencisini zorbalık yaptığı gerekçesiyle uyaran öğretmene veliden şiddet: O anlar kamerada Sarıyer’de bir okulda iddiaya göre, yaşıtlarına zorbalık yaptığı gerekçesiyle öğrencisini uyaran öğretmen, öğrencinin babası tarafından okulda şiddete uğradı. Şiddet uygulayan veli polis ekipleri tarafından gözaltına alınırken, şahsın öğretmene yumruk attığı anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Olay, Sarıyer Prof. Ali Kemal Yiğitoğlu Ortaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, okulda görev alan öğretmen Necla Ö. akran zorbalığı yapan bir öğrencisini uyardı. Uyarı üzerine öğrencinin "Bana nasıl davranacağınızı öğreneceksiniz" diyerek öğretmeni tehdit ettiği öğretmenin ise, "Evladım ben senin öğretmeninim. Bu nasıl bir üslup?" diyerek uyardığı ileri sürüldü. Öğretmen Necla Ö., daha sonra öğrencinin babası Ali Ç.’yi okula çağırdı. Daha önce de okul öğretmenleri ve yöneticileri ile de tartışarak sorun çıkardığı ileri sürülen Ali Ç., okul koridorunda gördüğü öğretmen Nazlı Ö.’yü yumruk atarak yaraladı. Öğretmen aldığı darbe sonucu yaralanarak hastaneye kaldırılırken iş göremezlik raporu verildiği öğrenildi. Polis ekipleri ise konuya ilişkin çalışma başlatırken veli Ali Ç.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Öte yandan öğrencinin de benzer nedenlerden dolayı ara dönemde bulunduğu okula nakli yapıldığı ileri sürülürken öğretmenin darp edildiği anlar güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.