SAĞLIK - 11 Eylül 2017 Pazartesi 10:57

Sağlıkta ihmal iddiasına suç duyusu

A
A
A
Sağlıkta ihmal iddiasına suç duyusu

Kırıkkale’de ikiz çocuklarını 6 aylık hamileyken kaybeden bir çift, ihmal olduğu iddiasıyla doktorlar hakkında suç duyurusunda bulundu.

Kırıkkale’de ikiz çocuklarını 6 aylık hamileyken kaybeden bir çift, ihmal olduğu iddiasıyla doktorlar hakkında suç duyurusunda bulundu.


Kurban Bayramı’nın ilk günü rahatsızlanarak erken doğum şüphesiyle Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan İrem Nur Özen (21), yaşanan çeşitli sıkıntılar sonrası Ankara’da bulunan özel bir hastaneye kaldırılarak burada çocuklarını kaybetti. Özen ailesi ise yaşanan bu kayıptan üniversite hastanesinin o günkü kadın doğum bölümünün sorumlu doktoru ve kontrollerini takip eden Y.Ş.’yi sorumlu tutarak Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundular.



“Tıp Fakültesi özele sevk etti, özel para yatırılmayınca müdahale etmedi”


Yapılan müdahaleler sonucunda bebeklerini düşük yaparak kaybeden İrem Nur Özen, o gün neler yaşadığını şöyle anlattı:


“Saat 10.30 civarı sancılarım başladı. Ambulansla 11.00’de Tıp Fakültesine gittik, yarım saat acil girişinde bekledik, kanamam olduğu için kadın doğum bölümünü yönlendirdiler. Orada da biraz bekledik, sonra kadın doğum hocaları geldi. Takibimin nerede olduğunu sordular, ben de Dr. Y.Ş. isimli hoca ile bir özel hastanede gebelik takibi görüyordum. O hastanede olduğunu söyledim. Benimle birlikte bir hasta geldi, o da İhtisas Hastanesinde olduğunu söyledi. Doktor ikimizi de içeri alamayacağını belirtti, ebe geldi, o da kanamamın olduğunu ve acil çocuğun alınması gerektiğini söyledi. Sonra ben içeri doğumhaneye alındım ve orada bulunan sedyeye oturttular. İki saat orada bekledim, bana hiçbir müdahale yapılmadı. Sonra orada bulunan ebe kanamamın olduğunu ve acil müdahale yapılması gerektiğini tekrar söyledi. Hocalar geldi ve ‘doğum başlamış çocuk düşüyor’ diye rapor tuttular. Eşimi çağırarak benim özel doktora götürülmem gerektiğini ve kendilerinin müdahale edemeyeceklerini söylediler. Y.Ş. isimli doktora gittik, doğumun başladığını ve şu an bir şey yapamayacağını söyledi. Eğer Ankara’ya giderlerse orada dikiş yaparak bebekleri kurtarabileceğini söyledi. Saat 16.00’da Ankara’daki bir özel hastaneye gittik. O saatten akşam 19.00’a kadar hiçbir müdahale yapılmadı, para yatırılmadığı için.”



“6 bin lira istediler"


Kanaması olan hastaya bakmak için kendilerinden ön şart olarak 6 bin lira para istediklerini ifade eden İrem Nur Özen’in eşinin babası Süleyman Özen, “Doktora şu an paramın olmadığını ve bunu Ankara’ya yola çıkmadan söyleseydi tedarik edeceğimi söyledim. O da ‘bunun bir prosedür olduğunu ve eğer parayı yatırmazsa bu hastanede hastamıza bakılmayacağını’ söyledi. Ben bu neticeden sonra Kırıkkale’ye tekrar döndüm, çeşitli akrabalardan, hısımlardan 6 bin lirayı tedarik ettim ve o arada saat akşam 19.00 oldu. O saatte parayı yatırdım, hastaya müdahale ettiler, çocukları aldılar. Çocukların ikisi de öldü. Biz oradan ertesi gün cenazemizi aldık, sabah Kırıkkale’ye geldik” diye konuştu.



“Perişan bir haldeyiz, gelinimizin de psikolojisi bozuldu”


Özen, şöyle devam etti:


“Biz hastanelerde de bu kadar mağdur olacağımızı bilmiyorduk, şimdi perişan bir haldeyiz, gelinimizin de psikolojisi bozuldu. Başka birileri de aynı duruma düşmesin diye biz elimizden geleni yapmak istiyoruz. Sağlık bakanıma buradan sesleniyorum, bu özel yerlere engel olsun. Para tuzağı için bunların olmamasını istiyorum. Diğer vatandaşlarımız da böyle mağdur olmasın.”



“İki can kaybettik, Allah’tan eşim kurtuldu”


“Bu şekilde bir muamele ile karşılaşacağımızı biz bilmiyorduk” diyen İrem Nur Özen’in eşi Eyüp Özen, “Biz hastamızla ilgilenilir, içeriye alınır diye düşünüyorduk. Biz iki can kaybettik, Allah’tan eşim kurtuldu en azından, onun da kanaması vardı. Oraya gittiğimizde hastası olmadığımız için bize bakılmaması gibi bir durum nedir. Biz onun hastası olmadığımız için ölelim o zaman. Bizi buradan Doktor Y.Ş. ümit vererek götürdü, ‘çocuğu kurtaracağım, dikiş atacağım, beş veya altı hafta daha anne karnında duracak ondan sonra kuvözde zaten normal yaşam ortamı sağlanacak’ denildi. Biz oraya gittiğimizde direkt ameliyata alındı ve bebekleri kaybettik” şeklinde konuştu.



“Hiçbir kurumun hayati tehlikesi olan bir hastayı geri çevirmek gibi bir hakkı yok”


Yaşanan sıkıntıyla ilgili Kırıkkale İl Sağlık Müdürü Feramiş Ender Güngüneş, hiç bir kurumun hayati tehlikesi olan bir hastayı geri çevirmek gibi bir hakkının olmadığını, kendilerinin gerekli araştırmayı yapacaklarını söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya 15 metrelik uçurumdan uçtular, hayatlarını ağaç kurtardı Antalya’da yaklaşık 15 metrelik yükseklikten uçarak bir ağacın üzerine düşen otomobildeki karı koca emekli öğretmen, itfaiye ekiplerinin film gibi operasyonuyla kurtarıldı. Kaza, saat 19.30 sıralarında Kepez ilçesi Antalya Bulvarı üzerindeki seyir terası olarak bilinen noktada yaşandı. Alınan bilgiye göre, Hasan T. (68) idaresindeki 60 HF 563 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu önce demir bariyerlere çarptı ardından yaklaşık 15 metre yükseklikteki uçurumdan bir ağacın üzerine oradan da toprak zemine düştü. Kazayı gören vatandaşlar, araçta bulunan sürücü ile eşi Gülseren T.’yi (68) araçtan çıkardılar. Durumun 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesinin ardından olay yerine itfaiye, sağlık ekipleri ve polis sevk edildi. Hastanede tedavi altına alındılar Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, kaşık sedyeye alıp halat yardımıyla yukarı çıkardı. Çifi, ambulansla kaldırıldıkları Antalya Şehir Hastanesinde tedavi altına alındı. Çiftin bilinçlerinin yerinde olduğu öğrenildi. Hurdaya dönen araç ise vinç yardımıyla bulunduğu noktadan alındı. "Ağaç olmasaydı muhtemelen ölürlerdi" Kazanın görgü tanıklarından Burak Ürün, "Araba fren sıkarken aşağıya uçtuğunu gördüm. O anda yardıma gidip yaralıları çıkarmaya çalıştım. O ağaç olmasaydı araba aşağı yuvarlanacaktı. Ağaç sayesinde kurtuldular" dedi. Yaralı çifti araçtan çıkarmaya yardım eden bir vatandaş da, "Teyzeyle amcayı çıkardık sonrasında ambulans ekibi ile itfaiye ekibi geldi. Sedye ile buradan çıkarmak 2,5 saat sürdü. 5 metre ileriden uçmuş olsalardı muhtemelen ölürlerdi. Çünkü onları kurtaran ağaç oldu" diye konuştu.
İstanbul Ersin Destanoğlu: “Serdar Hoca bu kulübün DNA’sını çok iyi biliyor” Beşiktaş’ın tecrübeli kalecisi Ersin Destanoğlu, daha iyi sonuçlar almak için çalışmaya devam edeceklerini dile getirerek, “Serdar Hoca bu kulübün DNA’sını çok iyi biliyor” dedi. Trendyol Süper Lig’in 33. haftasında Beşiktaş, sahasında karşılaştığı MKE Ankaragücü’nü 2-0 mağlup etti. Siyah-beyazlılarda sakatlığı bulunan Mert Günok’un yerine 11’de sahaya çıkan Ersin Destanoğlu, maçın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. İyi bir futbolla galip geldikleri için mutlu olduğunu dile getiren Destanoğlu, “Bizim için güzel bir akşamdı. Tempolu, coşkulu güzel bir maç oynadık. Kazandığımız için mutluyuz. Önümüzde önemli bir kupa maçı var. Bugünkü maç bizi o maça da bira hazırladı. Rakibimizi de daha iyi tanıdık. Moral motivasyonumuzu yukarı çekerek daha iyi sonuçlar almak için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu. Uzun süre sonra kazandıklarına değinen siyah-beyazlı takımın kalecisi, “Taraftarlarımız 5 maçlık serüvende bizden galibiyet bekliyordu. Biz de Serdar Hoca’yla birlikte içerideki moral ve motivasyonu sahaya yansıtıp taraftarlarımızı galibiyetle buradan uğurladığımız için mutluyuz” ifadelerini kullandı. “Serdar Hoca bu kulübün DNA’sını çok iyi biliyor” Serdar Topraktepe’nin takımla bağını hiç kopartmadığını vurgulayan Ersin Destanoğlu, "Öncelikle Santos Hoca’ya teşekkür ederim. Buraya geldi ve takımı yukarı çıkartabilmek için elinden geleni yaptı. Serdar Hoca bu kulübün DNA’sını çok iyi bilen, oyuncularla iyi diyaloğu olan bir hocaydı. Bizimle hep irtibat halindeydi. Bugün için sahada neler yapmamız gerektiğini söyledi. Biz de çıkıp oynadık” diyerek sözlerini tamamladı.