SAĞLIK - 21 Eylül 2017 Perşembe 10:08

Gebeler dikkat

A
A
A
Gebeler dikkat

Vize Devlet Hastanesi Gebe Bilgilendirme Sınıfı birim sorumlusu Gülsüm Tokay, anne ve bebek ölümleriyle sonuçlanabilen önemli bir gebelik komplikasyonu olan preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) hakkında önemli bilgiler verdi.

Vize Devlet Hastanesi Gebe Bilgilendirme Sınıfı birim sorumlusu Gülsüm Tokay, anne ve bebek ölümleriyle sonuçlanabilen önemli bir gebelik komplikasyonu olan preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) hakkında önemli bilgiler verdi.


Gebeliklerin yüzde 2-5’ini etkileyen preeklampsi hastalığı (gebelik zehirlenmesi) anne ve bebek ölümlerinin en önemli sebebi olarak tanımlandığını ifade eden Tokay, bu hastalık nedeniyle dünyada her yıl 100 bin civarında kadın hayatını kaybettiğini belirtti.


Hastalığın ortaya çıktığı gebeliklerdeki bebeklerde, anne karnında gelişme geriliği olasılığının dört kat fazla olduğunu belirten Tokay, “Hastalık, 32’nci gebelik haftasından önce gelişmişse erken, sonra gelişmişse geç preeklampsi olarak değerlendirilir. Erken preeklampsi aynı zamanda ciddi (ağır) preeklampsi olarak da tanımlanır. Özellikle erken preeklampsinin önceden belirlenmesi ve önlenmesi bugün tüm dünyada kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarının en çok önemsediği konuların başında geliyor. Belli başlı preklamsi belirtileri gebeliğin ikinci yarısından itibaren gelişen hipertansiyon, idrarda protein görülmesi, vücutta ödem oluşması, oksijenlenmenin azalması,ileri safhada ise hipertansiyona bağlı olarak gelişen böbrek yetmezliği.görme kaybı.Karaciğer fonksiyonlarında bozulmadır. Gebelerimiz baş ağrılarını mutlaka önemsemeli tekrarlayan ve şiddetli baş ağrılarında mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Preeklampsi tedavi edilmediği taktirde karaciğer yırtılması, böbrek yetmezliği, vücutta yaygın kanamalar ve beyin kanaması sonucu yaşam kaybına neden olabilir. Hastalık beyni etkilediğinde, anne adayında önce sara krizi-baş ağrısı ile görülür (ki buna eklampsi denir) ardından da beyin kanaması meydana gelebilir” dedi.



Az tuzlu, bol proteinli diyet


Hastalığın erken tanısı için gebenin öyküsü çok iyi alınması gerektiğini de açıklayan Tokay, “Hastalığın sıklıkla 35 yaş üstü hamilelerde, ilk gebeliğini yaşayanlarda, vücut kitle endeksi 30’un üzerinde olanlarda, önceki gebeliğinde preeklampsi geçirmiş kişilerde, damar hastalığı mevcut kadınlarda ve tedaviyle gebe kalanlarda görülebiliyor. Gebeliğin 11-13’ncü haftalarında yapılan kan basıncı ölçümü, hastalığın teşhisinde belirleyicidir. Tansiyon her iki koldan, 5 dakika istirahat sonrası, kalp hizasından ölçülmeli ve bir dakika sonra tekrarlanmalıdır. Büyük ve küçük tansiyon ölçümlerinin toplamı 110 mm hg’nin üzerindeyse risk oluşturmaktadır. Yine 11-13’ncü haftada yapılan doppler ultrason incelemesi de önemli bir belirleyici uygulamadır. Tedavi gebeliğin haftasına göre, hastalığın belirtilerinin ciddiyetine, bebeğin doğumdan sonra yaşayabilirliğine bağlı olarak gebeliğin sonlandırılmasıyla, yani doğumun gerçekleştirilmesiyle devam eder. Diğer tedaviler sadece belirtilerin hafifletilmesi ile zaman kazanmak amacıyla yapılır. Hipertansiyonu ve ödemi azaltmak için az tuzlu, bol proteinli diyet uygulanabilir. Yüksek tansiyonu kontrol altına almak için tansiyon ilaçlarının mutlaka doktor kontrolünde alınması gerekir ve tansiyonun yakın takibi büyük önem taşır. Gebelerimiz hiçbir sorun yaşamasa bile 36. haftalık olana kadar ayda bir kez mutlaka kadın doğum uzmanına kontrollerini yaptırmalı, sonrasında ise doktorun önerisine göre yine takiplerine düzenli bir şekilde devam etmelidir” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara UNESCO’da "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" etkinliği yapıldı Fransa’nın başkenti Paris’teki Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) binasında "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Türkiye’nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Gülnur Aybet, UNESCO’nun 42. Genel Konferansı Başkanı Simona-Mirela Miculescu, UNESCO Yönetim Kurulu Başkanı Vera El Khoury Lacoeuilhe ile UNESCO’nun Ekolojik ve Yer Bilimleri Bölümü Direktörü ve İnsan ve Biyosfer Sekreteri Antonio de Sousa Abreu’nün yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da etkinliğe video mesaj gönderdi. Türkiye’de farklı belediyelerin sıfır atık girişimi kapsamında yaptığı projeleri anlatan videonun gösteriminin yapıldığı etkinlikte, katılımcılar, Emine Erdoğan’ın önderlik ettiği Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanını imzaladı. Büyükelçi Aybet burada yaptığı konuşmada, 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü’nü kutlamak için bir araya geldiklerini ve bunu ikinci kez UNESCO merkezinde kutladıklarını ifade etti. Uluslararası Sıfır Atık Günü’nün atık üretim konusunda farkındalık oluşturmayı ve atıkların çevre üzerindeki etkisini en aza indirmeyi amaçladığını kaydeden Aybet, bu önemli günün, sürdürülebilir tüketim ve üretimin tanıtımı için iyi bir fırsat olduğunu vurguladı. Aybet, "Her yıl dünya çapında topraklarımızı, suyumuzu ve havamızı kirleten milyarlarca ton atık üretiliyor" diyerek, sıfır atık konusunda insanların dünya kaynaklarıyla olan bağlarını da tekrar gözden geçirmesi gerektiğine işaret etti. Sıfır atık konusundaki girişimlerin benimsenerek doğal kaynakların muhafaza ve iklim değişikliğiyle mücadele edildiğini belirten Aybet, bunu benimsemenin ayrıca ekonomik bir fırsat olduğunu aktardı. Aybet, Sıfır Atık Projesinin Emine Erdoğan himayesinde 2017’de başlatıldığına dikkati çekti. Sıfır Atık Projesi’nin ana hedefinin, atıkların geri kazanım oranını 2035’e kadar yüzde 60’a taşınması olduğunun söyleyen Aybet, bu projenin, başlangıcından bu yana Türkiye ekonomisine 185 milyar Türk Lirası kazandırdığını ifade etti. Aybet, ayrıca proje sayesinde 490 milyon ağacın kesilmekten kurtarıldığını ve 5,9 milyon ton sera gazı emisyonunun önlendiğini aktardı. "Sıfır Atık Projesi artık küresel bir hareket haline geldi” Sıfır Atık konusunda 21 milyon kişiye eğitim verildiğini dile getiren Aybet, "Türkiye’nin başarılı Sıfır Atık Projesi artık küresel bir hareket haline geldi" dedi. UNESCO’nun 42. Genel Konferansı Başkanı Miculescu da Birleşmiş Milletler (BM) rakamlarına göre, dünyada her yıl 2,24 milyar ton kentsel katı atık, 37 milyon plastik atık üretildiğini, ve 931 milyon ton gıdanın atığa dönüştüğünü belirtti. Miculescu, "Bu plastik atıkların her yıl parçalanarak okyanuslara karışması bekleniyor" diyerek, söz konusu atıkların ekosistemlere zarar verdiğinin altını çizdi. Söz konusu atıkların ekosistemlere zarar verdiğini ifade eden Miculescu, Emine Erdoğan’a, ülkesinin atık ve çevre sorunlarıyla ilgili paradigma değişimine sağladığı katkıdan ötürü hayranlığını dile getirdi. UNESCO Yönetim Kurulu Başkanı Lacoeuilhe de herkesin satın aldığı ürünlerin nereden geldiğine ve etkilerine dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Lacoeuilhe, mümkün oldukça ürünleri yeniden kullanmak ve geri dönüştürmek gerektiğini belirterek, bu bilincin çocuklara da kazandırılmasının önemine dikkati çekti. Kadınların sürdürülebilir tüketim konusunda önemli bir rolü olduğuna işaret eden Lacoeuilhe, kadınların çevreyi muhafaza etmek konusunda öncü rol oynadığının altını çizdi. Antonio de Sousa Abreu de dünyada her yıl milyarlarca ton atık üretildiğini vurgulayarak, "Bu nedenle UNESCO, sıfır atığa doğru ilerlemenin hayati önemini vurgulayan bu girişimi üstlenen Türkiye delegasyonuna çok minnettar" ifadesini kullandı. Sıfır Atık Projesi Emine Erdoğan’ın himayelerinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 2017’de başlatılan Sıfır Atık Projesi, sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde atıkları kontrol altına alma, gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye ile yaşanabilir dünya bırakma amacı taşıyor. Sıfır Atık Projesi kapsamında sıfır atık yönetim sisteminin kurulmasına ilişkin genel ilkelerin ve uygulama esaslarının belirlenmesini sağlayarak sıfır atık yaklaşımının ülke genelinde benimsenmesi, uygulanması ve yaygınlaştırılması amacıyla hazırlanan Sıfır Atık Yönetmeliği 12 Temmuz 2019 tarihli ve 30829 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Türkiye 2018’den bu yana çevre ve sürdürülebilirlik alanlarında ulusal ve uluslararası uzman isimlerin, kurum ile kuruluşların, sivil toplum kuruluşlarının, özel sektör temsilcileri ile bireylerin aynı platformda buluştuğu Sıfır Atık Zirveleri gerçekleştirildi. BM Genel Kurulunda kabul edilen "sıfır atık" kararı Eylül 2022’de BM 77. Genel Kurulu görüşmeleri sırasında New York’ta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir araya gelen Emine Erdoğan, ikili iklim kriziyle mücadele kapsamında "Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı"nı imzaladı. BM Genel Kurulu, 14 Aralık 2022’de Türkiye’nin ana sunucusu, 105 ülkenin ise ortak sunucu olduğu "sıfır atık" kararını fikir birliği ile kabul etti. Genel Kurulun bu kararla 30 Mart’ı Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan etmesinin yanı sıra BM Genel Sekreteri Guterres’ten, yerel ve ulusal sıfır atık girişimlerini teşvik etmek için bilgi, deneyim ve uzmanlığa dayalı, cinsiyet dengesi ve adil coğrafi temsil dikkate alınarak gönüllü ve seçkin kişilerden oluşan 3 yıl görev yapacak bir danışma kurulu kurması istendi. Sıfır atık girişimleri, çevreye duyarlı atık yönetimi, sürdürülebilir tüketim ve üretim konularının BM bünyesinde ele alınmasına devam edilmesi gerektiği vurgulanan kararla, üye devletler, BM ile diğer uluslararası ve bölgesel örgütler, sıfır atık girişimlerini uygulamaya teşvik edildi.