GENEL - 03 Haziran 2017 Cumartesi 11:41

Katıldığı yemek yarışmalarından derece almadan dönmüyor

A
A
A
Katıldığı yemek yarışmalarından derece almadan dönmüyor

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde yaşayan Melahat Coşkun, katıldığı tüm yemek yarışmalarından derece ile dönüyor.

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde yaşayan Melahat Coşkun, katıldığı tüm yemek yarışmalarından derece ile dönüyor.


Kısa sürede Trakya’nın tanınmış aşçılarından olan Melahat Coşkun son zamanlarda aldığı derecelerle adından söz ettiriyor. Yemek yapmanın bir aşk olduğunu kaydeden Coşkun, "Lüleburgaz’ın yerlisiyim. Evli ve 2 çocuk annesiyim ve Alpullu Şeker Fabrikası’ndan emekli memurum. Kendimi bildim bileli mutfakta yemek yapıyorum. Babam Trakya’nın tanınmış açılarından, Sabri Usta lakabıyla tanınıyor. Emekli olduktan sonra Antalya’ya yerleştim ve orada 2,5 yıl girişimcilik yaptım. Antalya’da ev yemekleri üzerine bir restoran işlettim. Antalya’da ’Trakyalı aşçı’ olarak tanınıyordum. Lüleburgaz sevgisi ağır bastığından dolayı gerdi döndüm. Babamda kendi dedelerinden gelen mutfak ve yemek sevgisi var. Babam tüm Cumhurbaşkanlarına yemek yaptı. 2 yıl önce babamı kaybettik. Benim ağabeyim de aşçı, iki yeğenim ve bir oğlum da aşçı. Hepsi Türkiye’nin tanınmış şeflerinden. Bizim ailemizde yemek yapmak bir aşk. Benim için yemek yapmanın saati yok. Gece 2’de ve 3’te kalkıp yemek yaptığım zaman oluyor" dedi.



"Lüleburgaz’da bir ilki yapıp Aşçılık Kursu’na başvuru yaptım"


Kazandığı madalyaların hikayesini anlatan Coşkun, "6 yıl önce maddi imkansızlıklar yaşadım, evimizi kaybettik. Bu süreçten sonra zorlu bir dönem başlamış oldu. Bu zorlu ve üzüntülü süreçte babamın rahatsızlığı baş gösterdi. Babam vefatından 15 gün önce beni karşısına aldı. Ellerimi tutup pes etmemi söyledi. Aşçılık mesleğini yapmamı söyledi. Bu konuşmadan sonra ben aşçılık belgesi almak için başvurularımı yaptım. Lüleburgaz’da bir ilki yapıp Aşçılık Kursu’na başvuru yaptım. Daha önce Lüleburgaz’da Aşçılık Kursu açılmamıştı. O dönemki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e mektup yazdım. Mektubumda başımdan geçen olayları yazdım" ifadelerini kullandı.



"Yarışmalar sonucunda hüznüm sevince dönmeye başladı"


Coşkun, "Mektup geldikten kısa bir süre sonra kurs açıldı ve kursa başladım. Benimle birlikte birçok arkadaşım SODAM’da açılan kursa başladı. Daha sonra Aşçı Yardımcılığı Kursu’na gittik ve bu kursu Lüleburgaz Öğretmen Evi’nde tamamladım. Daha sonra çeşitli yarışmalara davet edildim. Yarışmalara ‘Şef’ kategorisinde katlıyorum. Yarışmalara katılıp başarılar elde etmeye başladım. Kendimi yarışmalara verdim. İlk yarışma Kırklareli’nde 2015 yılında yapılan uluslararası bir yarışmaydı. Ben bu yarışmadan altın madalya ile Lüleburgaz’a döndüm. Ondan sonraki süreçte yarışmalara katılmaya devam ettim. Bu yarışmalar benim hayatım oldu. Yarışmalar sonucunda hüznüm sevince dönmeye başladı. Bu yarışmalarda Trakya’yı ve Lüleburgaz kentimizi temsil ediyorum" dedi.



"Lakabım Trakyalı Şef Melahat"


Umutsuzluğa kapılmadığını kaydeden Coşkun, "Lüleburgaz sevgim yemek aşkımla birleşti. Bunun neticesinde altın madalyalar gelmeye başladı. Kurs belgelerinin her kadında olması gerekiyor bence. Hiçbir kadının umutsuzluğa kapılmamasını istiyorum. Her umutsuzluktan bir başarı doğuyor. Azmin zaferi bu. Lakabım Trakyalı Şef Melahat. En son katıldığım Altınoluk 3’üncü Gastronomi ve Yemek Yarışması’nda Kuzu kategorisinde yaptığım ‘Humus Yatağında Kakule ve Kaju Fıstıklı Kuzu İncik’ birincilik, Ege Bölgesi Yemekleri’nde ‘Ekşi Elma Yatağında Kakuleli Kıymalı Enginar Dolması’ ile 2’ncilik, Yöresel Kategoride ‘Ciğer Sarma’ ile 1’incilik aldım" dedi.



"Önemli olan az malzemeyle yemek yapabilmek"


Hedeflerini anlatan Coşkun, "Şimdiki hedefim bir restoran açmak. Bu restoranda kişiye özel yemek yapıp müşteriye sunmak. En büyük isteğim Lüleburgaz’da bir Gastronomi Festivali düzenlenip Lüleburgaz’ın adını dünyaya duyurmak. Aynı zamanda bir yemek kitabı hazırladım ve basımı gerçekleşecek. Önemli olan az malzemeyle yemek yapabilmek. Öncelikle her zaman yanımda olan aileme çok teşekkür ediyorum. Ondan sonra aile dostumuz Avukat Pınar Dündar’a, Lüleburgaz Kaymakamı Mustafa Kaya’ya, İlçe Milli Eğitim Müdürü Nedim Çetin’e, Lüleburgaz Öğretmen Evi Müdürü Hayrettin Özsoy, Halk Eğitimi Merkezi Müdürü İzzet Arslan’a ve beni yalnız bırakmayan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.