POLİTİKA - 28 Nisan 2015 Salı 15:38

Orman Ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu:

A
A
A
Orman Ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu:

Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Kırklareli’nde katıldığı temel atma töreninde 2002 yılında Türkiye’nin IMF’ye 25 milyar dolar borcu olduğunu şimdi ise IMF’nin Türkiye’den borç almak için protokol imzaladığını söyledi. Eroğlu, "Geriye doğru sayarak bir düşünün 2002 yılında dövizimiz yoktu. Merkez Bankası tamamen boşalmıştı. Hatta müteakip ayın memur maaşlarını ödeyebilmek için gidilmedik kapı çalmadık kapı kalmadı" dedi.
Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Kırklareli’nde Devlet Su İşleri’ne ve Orman Su İşlerine bağlı 25 tesisin açılış törenine katıldı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan temel atma töreninde konuşan Bakan Eroğlu, Kırklareli Vilayet meydanında törene gelen vatandaşlara hitap etti.
Bakan Eroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde şimdi de Başkanımız Prof. Dr. Sayın Ahmet Davutoğlu liderliğinde Türkiye’de muhteşem hizmetlere imza atılıyor. 12 yıl öncesini bir düşünürseniz Türkiye’nin hali neydi? Nereden nereye geldi. Geriye doğru sayarak bir düşünün 2002 yılında dövizimiz yoktu. Merkez Bankası tamamen boşalmıştı. Hatta müteakip ayın memur maaşlarını ödeyebilmek için gidilmedik kapı, çalmadık kapı kalmadı. Paramızın yanında 6 sıfır vardı. Burada sizlere bir hatıramı anlatayım. 2002 yılından önce 1994 öncesi İstanbul Teknik Üniversitesinde öğretim görevlisiydim. Dünyaya tebliğ sunmak için Amerika’da 10 dolar yerine cebinden 10 milyon çıkarttım. Yanımdaki Amerikalı profesör dedi ki ya bu kadar büyük parayı nasıl üzerinde taşıyorsun deyince ben de sizin 10 dolarla bunu değişelim dedim. Onu deyince paramızın pul etmediğini anladı. Ve onun tebessümü yurt dışında insanın kalbine bir hançer yarası gibi saplandı. Bu bize yakışır mıydı? IMF memurunun hayatta en çok sıkıldığı husus buydu. Allah’a şükür hükümetimiz paradan 6 sıfırı atarak değerli bir para haline getirdi. IMF’den bir memur geldiği zaman devlet başkanı gibi karşılanır, inerken kırmızı halılar sergilenir, Bütün taleplerini kabul ettirerek istediklerini almak suretiyle, mağrur bir şekilde ülkemizi terk ederlerdi. Bu da bizi fevkalade rahatsız ediyordu. Çünkü biz büyük bir milletiz şanlı bir bayrağımız var. Bu yüzden ilk defa IMF’ye borcumuzu ödeyerek 5 milyar dolar borç vermek için Merkez Bankasıyla IMF protokol dahi imzalandı. İşte nereden nereye" dedi.
"GEÇMİŞTE KIRKLARELİ UNUTULMUŞTU"
Geçmişte Kırklareli’nin unutulduğunu belirten Bakan Eroğlu, "Kıyıda köşede kalmış unutulmuş bir ildi. Yolu yok, barajı yok, sulama tesisleri doğru dürüst yok, hastaneleri yoktu. İlaç alacağınız zaman ilaç bulamazdı çoğu kere 2002 yılında alınan bir antibiyotik vardı çocuklar için 63 milyon TL idi. Şimdiki paraya göre 63 lira şu an bu kaç lira biliyor musunuz sadece 9 lira. İşte biz bunları gerçekleştirdik. Sağlık Bakanımız da gelecek buraya isteyen istediği hastaneye gidebiliyor mu? İstediği eczaneden ilacı alabiliyor mu? Vatandaşa problem geldiği zaman helikopter ambulans geliyor mu ? Onu bir şekilde hastaneye götürüyor mu? İşte bu, vatandaşa hizmet budur. milleti sevmek budur. Biz milletimizi seviyoruz" diye konuştu.
"TRAKYA BÖLGESİ MUHTEŞEM OLACAK"
Bakan Eroğlu, Trakya’nın muhteşem bir bölge olacağına inandığını belirterek, "10 milyar TL ile Trakya’da bütün sulama tesisleri, bütün atık su arıtma tesislerinin tamamı bitecek. Ve 10 milyar TL ile Trakya gerçekten çok büyük bir gelişim merkezi, büyük bir gıda maddeleri üretim ve ihracat üssü sanayisi gelişen bir bölge olacak. Bunun sözünü veriyoruz. Biz sözümüzün eriyiz. Trakya Gelişim Projesi (TRAGEP) dediğimiz Tekirdağ, Kırklareli, Edirne ve Gelibolu’yu kapsayan bu muazzam projeyi bitireceğiz tarih ve saati veriyoruz. Allah’ın izniyle Trakya muhteşem bir şekilde tamamlanacak. Eksik varsa bunları yerine getirmek bizim boynumuzun borcudur. Ancak şunu da söyleyeyim yaparsak biz yaparız. Çünkü bizim yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır" şeklinde konuştu.
Bakan Eroğlu, konuşmasının ardından, 93 milyon TL değerindeki 25 tesisi, Vilayet Meydanında düzenlenen Toplu Açılış Töreni ile Kırklareli halkının hizmetine sundu. Temel atma törenine Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Kırklareli Valisi Esengül Civelek, Devlet Su İşleri Genel Müdürü Ali Rıza Deniz ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’un 5 yılda yaşadığı ulaşım kaosu gözler önüne serildi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin şehri ulaşım kaosuna nasıl sürüklediğini anlatan durumunu Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, “İETT yıllık 247 bin arıza kaydı ile rekor kırdı, ’65 kilometre yaptım’ dediğin metronun 45 kilometresi AK Parti döneminde yapıldı” dedi. Megakent İstanbul’da yaşayanların en büyük sorunlarının başında gelen ulaşım meselesinin 5 yıl içerisinde nasıl duruma geldiğini Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir veriler ışığında gözler önüne serdi. Ortaya koyulan verilerin en dikkat çekeni ise 5 yıl içerisinde İETT’de araçlarda yaşanan arıza verileri oldu. Verilere göre 2019 yılında 140 bin araç arıza kaydı yapıldı, 2020 yılında ise 133 bin aracın arıza kaydı tutuldu, 2021 yılında 157 bin aracın arıza kaydı; 2022’de ise 247 bin aracın arıza kaydıyla tüm zamanların araza rekoru kırıldı, 2023’te 144 bin arızası kaydı tutulduğu ifade edildi. Metro yapımı konusunda Mevcut İBB yönetiminin "65 kilometre yaptım" dediği metronun 45 kilometresinin AK Parti döneminde yapıldığı belirtildi. “İETT yıllık 247 bin arıza kaydı ile rekor kırdı” İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı en büyük kuruluşlardan olan İETT geldiği vahim duruma ışık tutan Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, “Araçların 5 buçuk yaş ortalaması ile görevi devrettiğimizde İETT Avrupa’nın en genç filolarından birisine sahipti. 5 yıllık süreç içerisinde sadece 252 yeni araç filolarına dahil etti. AK Parti döneminde 2013-2017 yılları arasında yılda ortalama 400 üzerinde araç İETT’ye kazandırıldı. Dört senede 2250 araç filoya dahil edilmişti. Bu dönemde, eski dönemin İETT bünyesine alınan araç sayısının neredeyse yarısı alınabildi. Bakım onarım işleriyle ilgili çok büyük sıkıntılar var. Araçlar kaza yaptı, frenleri boşaldı, bir yandan yangın çıkmasına sebep verebilecek arızalar meydana geldi. Dönem dönem 20 saate yakın çalışan şoförler oldu. Bu yanlış bakım onarımlardan dolayı bir günde 2007 araç arızalarının olduğunu tespit ettik. Yıllık 247 bin arıza kaydı ile rekor bir sayıya bu dönemde ulaşıldı. 2019’da 140 bin arıza kaydı yapılmış, 2020’de 133 bin 2021’de 157 bin, 2022’de 247 bin , 2023’te 144 bin sayıları ile çok büyük bir araç arıza sayısına ulaşılmıştır. IETT ile ilgili bir diğer problem ise sefer aralıkları çok fazla artmaya başladı vatandaşlarımız 15-20 dakikada gelen otobüsleri artık yarım saatte hatta 1 saatte geldiğini ifade ediyorlar. Bu seçimde bir yönetim değişikliği olmaz ise artık İETT otobüslerinin iflas ettiğini görebiliriz. O yüzden İstanbul hakkında tercih yaparken doğru bir tercih yapması gerektiğini öneriyoruz” dedi. “65 kilometre yaptım dediğim metronun 45 kilometresi AK Parti döneminde yapıldı” Mevcut olan metrolar maalesef bakım ve onarım noktasında gereği yapılamadığını ifade eden Özdemir, “Metroda birçok sefer arızası olduğunu görüyorsunuz. Yakın zamanda birçok durakta çok ciddi birikmeler söz konusu oldu. Fiber altyapıya gerekli özenin gösterilmediği için bazı servisler merkezden görülmüyor. Bu nedenle sefer iptalleri fazlasıyla gerçekleşiyor. İETT kendi otonom aracını üreten Metro A.Ş. ise kendi metro aracını üreten bir kurum konumdayken maalesef var olan metroları bile yürütmeyen bir sisteme doğru gidilmiş durumda. Sistem yavaş yavaş bozulmaya başladı. Bir taraftan metroki yürüyen merdivenleri asansörler çalışmıyor, vatandaşlar mağdur olurken diğer taraftan da metro imalat süreçleri doğru yürütülmüyor. 65 kilometre yaptım dediğin metronun neredeyse 45 kilometreden fazlasını AK Parti döneminde yapılmıştı. Bağcılar’ı ilgilendiren iki önemli metro var. Bunlardan bir tanesi Kirazlı Halkalı metrosu başladığı gibi duruyor yüzde 4’te teslim ettik yüzde 8’de gelebildi. Şuanda tek bir çivi dahi metroya çıkılmıyor” dedi. “233 kilometre metro hattını açacağım diye vadetti, 18 kilometresini imal etti” Mahmutbey Esenyurt metrosu bu metro İstanbul batıya bağlayan tek metro olma özelliğini taşıdığını ifade eden Özdemir, “Esenyurt’taki vatandaşımız bugün bu metroyla şehre bağlanamıyorsa, bu metronun bir yıl önce bitmiş olması gerekiyordu. Bunun sebebi mevcut yönetimdir. Yüzde 1 ile teslim aldıkları metroyu şu anda yüzde 23 getirebildiler. Hızlı giderse bu metro hattı 25 senede zor biter. Metro hattını da şu anda bitmiş oldu vatandaşlarımızın kullanması gerekiyordu. 18 kilometrelik metro hattı performansı şu anda Ekrem beyden biz görüyoruz 233 kilometre metro hattını açacağım diye vadetti ama açılmış olan metroların sadece 18 kilometresi Ekrem bey döneminde imal edilebildi. Maalesef çok kötü bir durum” dedi. “Hatay’a İBB 350, Bağcılar Belediyesi 505 konteyner kurdu” Asrın felaketinin yaşandığı ve büyük bir yıkıma uğrayan Hatay’da altyapıyı Konya Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığını ifade eden Özdemir, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Bağcılar Belediyesi olarak yüzde 1 bütçesine sahibiz deprem bölgesine 505 konteynerlik bir konteynır kent kurduk. Çocuk oyun grubuyla mescit ana okuluyla yürüyüş yollarıyla fakat İstanbul Büyükşehir belediyesi bizim yüz katımız bütçeye sahip ve sadece 350 konteynır yaptı. İBB’nin yüzde 1 bütçesi olan Bağcılar Belediyesi bile 505 konteynerlik bir kent kurdu” diye konuştu.
Ankara ASO’da “İkinci Yüzyılda Yapay Zeka” paneli düzenlendi Ankara Sanayi Odası’nda (ASO), alanında birçok uzman ismin de katıldığı “İkinci Yüzyılda Yapay Zeka” paneli düzenlendi. Ankara Sanayi Odası’nda Zafer Çağlayan Meclis Salonu “İkinci Yüzyılda Yapay Zeka” paneline ev sahipliği yaptı. Alanında birçok isimin de katıldığı panelde, “Yazılım” ve “Endüstri 4.0” gibi konu başlıkları masaya yatırıldı. Bunun yanı sıra yapay zekanın insan hayatını nasıl kolaylaştırabileceği ve hukuk alanındaki entegrasyonu da panelde tartışıldı. Panele; ASO Meclis Üyesi Oğuz Yılmaz, Prof. Dr. Olgun Değirmenci, Dr. Cenk Deniz Mendi, Dr. Zümrüt Müftüoğlu, özel bir firmada teknik müdür pozisyonunda çalışan Serkan Kalınöz ve söz konusu alanlarda çalışmalarda bulunan öğrenciler ile akademisyenler katıldı. ASO Yazılım Sanayi Komitesi Başkanı Nuray Başar, burada yaptığı konuşmada, “Yapmış olduğumuz etkinlikler, ziyaretler sonucu üye sayımızı tamamlayarak Nace kodu 62.01.01 olan meslek mensupları için ‘35-Bilgisayar Sanayi Yazılım Meslek Komitesinin’ kuruluşunu 5 yıl önce gerçekleştirdik. Bugün 600’e yaklaşan üye sayımızla Ankara Sanayi Odasının en büyük komitelerinden birisi olmanın haklı gururunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Komitenin, sektörel çalışmaların yanı sıra sosyal sorumluluk alanında da öncülük oluşturduğunu belirten Başar, şunları kaydetti: “Bu bağlamda; toplumsal cinsiyet eşitliğini öncelikleri arasına aldı. Birleşmiş Milletler Kadın Erkek Fırsat Eşitliği sözleşmesinin imzalanması için bir ön çalışma yapıp yönetim kurulumuza sundu. Yönetim Kurulumuzun desteği ve çalışmaları ile birlikte Weps sözleşmesini imzaladık. Türkiye’de ilk kez bir Oda bu sözleşmeyi imzalamış oldu. Oluşturduğumuz çalışma grubu ile birlikte projeler üretmeye çalışıyoruz. Weps sözleşmesi Komitemizin gurur kaynağıdır.” Dijitalleşmenin hayatın her alanında olduğunu ifade eden Başar, yenilikçi teknolojiler çağında olduklarını aktardı. “Yapay zeka iş hayatında ciddi bir gündem olarak yerini aldı” Endüstri 4.0 ile birlikte sanayide, üretimde dijitalleşmenin ne denli önemli olduğunu bir kez daha anladıklarını söyleyen Başar, “Yapay zeka artık gerek günlük yaşamımızda gerekse iş hayatımızda ciddi bir gündem olarak yerini aldı. Geleceği yakalayabilen, çağın teknolojisini kendine uyarlayabilen, ülkemiz için üretebilen insanlar için bizler de kendimize vazife çıkarıp çalışmalara başladık” diye konuştu. “Yapay zekayı hayatımızın her alanında hisseder olduk” Yapay zekanın önemine işaret eden Başar, “Beğenelim, beğenmeyelim ya da kabul edelim, etmeyelim güvenlik, sağlık, tarım, enerji, madencilik, ulaşım, sanayi, ürün pazarlama gibi yaşamın bütün alanlarını temelden değiştirme gücüne sahip olmasıdır. İnsanlık tarihindeki en önemli bilimsel gelişme olarak nitelendirilen yapay zekanın her geçen gün hayatımızdaki yerini daha fazla hisseder olduk” açıklamasında bulundu. Türkiye’de yapay zeka yol haritası ile ilgili çalışmalarında başlatıldığına dikkati çeken Başar, şöyle konuştu: “Bu çalışmaların hedefi gerçekleştirmeye yönelik olması için beraberinde işgücü, eğitim ve teknoloji ayaklarında yapılması gerekenler vardır. Yaşam boyu öğrenme, firmaların endüstri 4.0’a uygunluğu, üniversite - sanayi işbirliği, okullarda müfredatın güncel tutulması, finansmana kolay erişim gibi birçok konu başlığını burada sayabiliriz.” Prof. Dr. Olgun Değirmenci ise yaptığı konuşmada, “Sanayi devriminden sonra ABD ve İngiltere’de yönlendirilmesinde farklılıklar vardır. Sanayi devriminden sonra İngiltere’de işçi ücretleri düştü. ABD’de arttı. Aynı devrim. Niye bir yerde düşürdü diğer yerde arttırdı? Yaklaşım farklılığından dolayı” dedi. Dr. Cenk Mendi ise “Biz yapay zeka enstitüsü olarak Ar-Ge koordinasyonu yapmak, yapay zeka ekosistemini katalizasyon görevi görmek üzerine kurulmuş bir enstitüyüz. Cumhurbaşkanlığı yapay zeka stratejilerinde de esasında tanımlanmıştır. Bu görevlerin bir kısmı da yapay zeka enstitüsüne verilmiş durumdadır” diye konuştu. Dr. Zümrüt Müftüoğlu ise şu ifadelere yer verdi: “Son yıllarda yapay zekayı deneyimledikçe maalesef zorlukları o kadar tartışıyoruz ki hemen hemen her platformda fırsatlarını gölgede bırakıyor oldu. Aslında fırsatlarına baktığımız zaman özellikle pandemi süreci ile birlikte biliyorsunuz birçok ülke dijitalleşme takvimini öne almak durumunda kaldı. Türkiye Cumhuriyeti de aynı aksiyonu almak zorunda kaldı. Dijitalleşme dediğimiz zaman da en önemli unsurlardan bir tanesi yapay zeka teknolojilerinin artık rutin hayatımıza entegre olmasıydı.” Serkan Kalınöz ise, “Teknolojiye karşı bir direnç ve teknolojiye adapte olamama gibi bir korku. Dolayısıyla bu gibi durumla sıkça karşılaşıyoruz. En altta çalışan işçi tabakasından herkesle konuşarak bu projelerin sizlerle bir zoru yok. Önemli olan süreçleri iyileştirmek. Sizin işinizi kolaylaştırmak. Nerede kullanılacağını çok öngöremiyorlar” dedi. Oğuz Yılmaz ise yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği müktesebatına vurgu yaptı. Dünyadaki yapay zeka alanındaki gelişmeleri işaret eden Yılmaz, Türkiye’nin bu alanda önemli işlere imza attığını söyledi.
Çorum Çorum Belediyesi Hayvan Hastanesi açıldı Çorum Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Hayvan Hastanesi düzenlenen törenle hizmete açıldı. Veteriner İşleri Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösterecek olan ve bölgenin en modern tesisi olarak gösterilen Hayvan Hastanesi’nde kedi, köpek ve kanatlılar başta olmak üzere tüm hayvanlara müdahale edilebilecek. Tesisin açılışında konuşan Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, bölgenin en güzel Hayvan Hastanesi’ni açmanın onurunu yaşadığını söyledi. Hayvan Hastanesi’nin 6 bin 500 metrekare bir alana kurulduğunu anlatan Başkan Halil İbrahim Aşgın, “Burası göstermelik yapıp geçiştirilebilecek bir tesis değil. Bugüne kadar olduğu gibi burada da işimizi göstermelik yapmadık. Burası baştan sona bize ait bir proje. Bir hastanede olması gereken ne varsa hepsi var. Ameliyathanelerimiz, müşahede, gözlem ve muayene odalarımız, laboratuvarımız, röntgen cihazlarımız var. Buraya gelen sahipsiz, kimsesiz bir sokak hayvanı kendi diliyle kendi yüreğinden geçtiği şekliyle dua bize etsin. Hastanemiz 46 milyon 500 milyon liraya mal oldu. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’mızdan 3 milyon liralık bir ödenek tahsis edildi. Bu projeye gönül verdik. Burasının parasına değil duasına talip olduk. Çorum nasıl ki sıradan bir şehir değilse Çorum Belediyesi’de sıradan bir belediye değil. Hiçbir müteahhide gecikmiş bir kuruş borcumuz yok. Sadece sahipsiz sokak hayvanları hastanesi değil kimsesiz, sokakta kalmış, yaşlanmış, yardımı muhtaç hayvanları geçici bakımevinde barındıracağız. Orada da her türlü konforu düşündük” dedi. Türkiye genelinde ve Çorum’da sahipsiz sokak hayvanları ile ilgili ciddi bir problem olduğuna dikkat çeken Aşgın, “Bu problemi hiçbirimiz görmemezlikten gelemeyiz. Şehir içi hayvan popülasyonu bütün şehirlerde olduğu gibi ilimizde de yüksek. Merhamet ikliminin çocukları, şefkat medeniyetinin insanları olarak asla sokaktaki hayvanlara farklı bir gözle bakamayız. Onları da Allah yarattı. Peygamber efendimiz (Sallallahü teala aleyhi ve sellem) siz yerdekilere rahmet edin, şefkat gösterin ki Allah’ta size rahmet etsin, şefkat göstersin buyuruyor. Sahipsiz sokak hayvanları meselesini en güzel şekilde çözmek için çalışma başlattık. Önce durum tespiti yaptık. Sadece mücavir alanlarda sokak hayvanları ile mücadele etse belediye asla başarılı olamaz. Çünkü sokak hayvanları meselesi sınır tanımıyor. Türkiye’ye örnek bir projeyi hayata geçirdik. Çorum Sahipsiz Sokak Hayvanları Birliği’ni kurduk. Birliğe Valiliğimiz üye olsun, Özel İdare köyler nedeniyle üye olsun. Tüm belediyelerimiz üye olsun dedik. Belediyelerimiz gelir bütçesinin binde 5’ini buraya versin dedik. Bu birlik sıradan kurulan bir birlik değil. Cumhurbaşkanımızın da onayına tabi” ifadelerini kullandı. ’Sokak hayvanları için 75 bin metrekare doğal yaşam alanı kurulacak’ Sokak hayvanları için doğal bir yaşam alanı oluşturacaklarını açıklayan Aşgın, “Birlik aracılığıyla 6 ayda binlerce köpeğimiz kısırlaştırıldı. İlk kez köylerde kısırlaştırma faaliyetleri birlik marifetiyle devam ediyor. Ancak esas yapılması gereken sokak hayvanları sokaktan alınsın. Doğal bir alana getirilsin. Özgürce orada yaşasın. Doğal yaşam alanında sağlık ve gıda hizmetleri ile ilgili hiçbir sorun yaşamasın. Demir parmaklıkların arkasında sanki mahpus gibi kalmasın doğal yaşamını sürdürsün istedik. İnsanları mutlu olan bu şehrin sokak hayvanları da mutlu olsun. Bütün telaşımız, gayretimiz bu olsun. Birlik marifetiyle il geneli 4 bölgeye ayrıldı. Sungurlu, İskilip, Osmancık ve merkezde sokak hayvanları için doğal yaşam alanları oluşturulacak. Merkeze kurulacak olacak olan doğal yaşam alanı için Çatak yolunda 75 bin metrekarelik bir alanı birliğe tahsis ediyoruz. Tahsisin ardından doğal yaşam alanında sokak hayvanı neye ihtiyaç duyacaksa onları Türkiye’ye örnek bir doğal yaşam alanı oluşturacağız. En kısa sürede onu da gerçekleştireceğiz” şeklinde konuştu.