GENEL - 27 Ağustos 2018 Pazartesi 12:47

(Özel) Hayatını dansa ve öğrencilerine adadı

A
A
A
(Özel) Hayatını dansa ve öğrencilerine adadı

Kırklareli’nde yaşayan bir dans hocası, eşi ve kızıyla birlikte kurdukları okulla hayatlarını dansa ve öğrencilerine adadı.

Kırklareli’nde yaşayan bir dans hocası, eşi ve kızıyla birlikte kurdukları okulla hayatlarını dansa ve öğrencilerine adadı.


Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde yaşayanı 42 yaşındaki Sedat İşbilen, Lüleburgaz’da eşiyle birlikte kurdukları, Türkiye Dans Sporları Federasyonuna bağlı ilk ve tek dans okulu olan GENKAD Dans Trakya okulunda yeni dansçılar yetiştirmeye devam ediyor. İlk olarak 7 yaşında dans etmeye başladığını söyleyen İşbilen, Michael Jackson’ı tanıyarak dansı hayatının başına koyduğunu söyledi.


Dans etmeye mahalle düğünlerinde başladığını belirten İşbilen, "İlk önce dansa 7 yaşında başladı, derler ya ‘sanatçılar minik yaşta yaşta başlar 6 yaşında, 5 yaşında’ Ben de 7 yaşında başladım. Önce mahalle düğünlerinde Roman havasıdır odur budur eve gelip çağırıyorlardı. ‘Salih Bey çocuğu alalım dans ettirelim’ diye o şekilde başladım. 8 yaşında Michael Jackson’ı tanıdım, o zaman siyah beyaz televizyonlar vardı, eğlence programı pek yoktu. Bir defa Michael Jackson’ı görmüştüm o yürüyüşle diğer danslara başladım. Modern dans Hiphop’tur o tarzlarda. O zaman break dans modaydı. Break dansa başladım, uzun yıllar bu dansları yaptım ama diğer dansları da boş bırakmadım” dedi.



"İlk başladığımda 3 tane çocuk geldi"


Dans için işinden istifa ettiğini ve dans okulunu açtığını vurgulayan İşbilen, "Yaklaşık 42 senedir dans ediyorum. 87-88-89 Türkiye şampiyonluklarım var. Sonra evlendim. İşte hem iş hayatı, hem dansı birlikte götürdüm. Ardından işimden de istifa ettim, dans daha ağır bastı. 2009’da buradaki salonumuza geçtik, ondan önce de Lüleburgaz’ın çeşitli yerlerinde küçük çaplı geçici okullar da çalıştık yerimiz olmadığı için sağda solda çocukları çalıştırmak zorunda kaldık. 2009’da buraya geçtik, buradan resmi olarak başladık ‘Dans et Trakya’ altında. Başta şöyle söyleyeyim ilk başladığımda 3 tane çocuk geldi. O zaman şey diyorlardı ‘Kızım dansöz mü olacak, çocuğum serseri mi olacak’ falan ama biz bunları yok ettik. O birinci kaldırdık, kötü anlayışı kaldırdık. Şu anda o 3 tane çocuk büyüdü büyüdü tabii bunlar gösterilerde oldu, 23 Nisan gösterileri falan. Aileler bizim ne yaptığımızı gördükten sonra, iyi bir şey olduğunu anladılar dansın zararlı değil faydalı bir şey olduğunu anladılar, ondan sonra herkes çocuğunu bize getirmeye başladı. Spor yaptırdık dans bir spordur biliyorsunuz, aynı zamanda hem spor yapıyorlar, hem mutlu oluyorlar, hem stres satıyorlar hem dans etmeyi öğreniyor. Çocukları sosyal olarak yetiştirmeye çalışıyoruz spor sevdirmeye çalışıyoruz, kötü alışkanlıklardan uzak tutmaya çalışıyoruz, en önemlisi bu şimdi internet ortamı biliyorsunuz çocukların hepsinin elinde telefon falan var onlardan uzak tutmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.


Elinden geleni yaptığını ve dans okulu için çok çabaladığını söyleyen İşbilen tırnaklarıyla kazıya kazıya bu günlere geldiğini belirterek şöyle devam etti:


"Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Ben de üstüme düşeni yaptığıma inanıyorum bugüne kadar Sedat İşbilen olarak. Lüleburgaz ve çevresinde, sadece Lüleburgaz değil. Çok mücadele verdim çok uğraştım şimdi meyvelerini alıyoruz. Bizim belediye başkanımızın dediği gibi; ekinler büyüdü artık ekinler büyüdü fidan oldu. Gerçekten ekinler büyüdü, fidan oldu. Bu fidanları da yetiştirdiğim için çok mutluyum, bu günlere geldiğim için, hayallerimi gerçekleştirdim için. Bütün hayallerim gerçek oldu. İlk önce diyordum ki ‘Belki bir dans okulu falan açarım’ ama hayallerim gerçek oldu dans okulundan ziyade artık Türkiye çapında tanınan bir dans okulu olduk. Bunda çok çabaladım, tırnaklarımla kazıyarak geldim diyebilirim. Bunun yanında eşim ve kızım da bana çok yardımcı oldu. Eşimle dans eğitmeni aynı zamanda bizim muhasebeye bakıyor. Kızım da dans eğitmeni bir sürü Türkiye şampiyonlukları var kızım. Aynı zamanda ben Trakya Kırklareli İl temsilcisiyim dans federasyonundan, kızım da hem antrenör hem milli hakem dans federasyonunda. Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz, elimizden geldiği kadarıyla hep bir çıta daha yükseltip, bir merdiven daha yukarı çıkmaya çalışıyorum."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.